Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları bölümü öğretim görevlisi ve Tarımdan Haber yazarı Prof. Dr. Nurettin Gülşen, tavuk eti ve yumurta üretiminde hormon kullanıldığı yönündeki iddialara açıklık getirdi. Yetiştirici ve vatandaşlardan gelen soruları Yetiştirici Soruyor’da yanıtlayan Gülşen, ‘modern tavukçuluk üretim metotları ile üretilen tavuk ve yumurtanın sağlıklı olduğunu düşünüyor musunuz?’ Şeklindeki bir soruya kapsamlı bir cevap verdi.
Son zamanlarda 40 günde 2 kg tavuk mu üretilir gibi sorularla insanların yanıltıldığına dikkat çeken Gülşen, “İddia ediyorum ki speküle edildiği şekilde tavuklarda uygulanan herhangi bir hormon yoktur. Eğer bu konuda iddiası olan varsa her türlü ortamda tartışabilirim. Bugün itibariyle içiniz rahat olsun, gerek hızlı üretilen tavuk eti gerekse yumurta sağlık açısından oldukça faydalı ürünlerdir” dedi.
Ekrem Gündoğdu ismindeki bir vatandaş, Prof. Dr. Nurettin Gülşen tarafından cevaplandırılmak üzere Yetiştirici Soruyor’a şöyle bir soru gönderdi: “Modern tavukçuluk, modern hayvancılık diye uygulana gelen üretim metotları ile üretilen hayvansal ürünlerin, yumurta, et, süt gibi sağlıklı olduğunu düşünüyor musunuz? Gerek ülkemizde gerekse birçok ülkede uygulanan modern tavukçuluk ve hayvancılık hakkında görüşlerinizi merak ediyorum”
Prof. Dr. Nurettin Gülşen, söz konusu soruya kapsamlı bir cevap vererek, şunları kaydetti:
“Cumhuriyetin kuruluş yıllarında tarım ve hayvancılıkta modern tekniklerin ülkemizde de yaygınlaşması için çiftlikler kurulmuş, tarım ve hayvancılık eğitimi veren okullar açılmış, yurt dışına öğrenci gönderilerek uzmanlar yetiştirilmiştir.
Yaşanan süreçte her türlü modern tarım ve hayvan yetiştirme tekniği uygulanmaya başlanmış ve kabul görmüştür. Bunun sonucunda üretim artmış ve insanların beslenmesi daha kolay hale gelmiştir. Dar alanda ve yoğun besleme teknikleriyle çok sayıda hayvanın yetiştiriciliğinin yapıldığı modern hayvancılık teknikleri “Endüstriyel hayvancılık” olarak tanımlanmaya başlanmıştır.
İyi olanların seçildiği seleksiyon ve genetik çalışmalarla verimi artırılan bu hayvanların beslenmesi için de çeşitli modern ve ileri tarım uygulamaların yapıldığı silaj, yonca, mısır, soya gibi yoğun enerji ve protein içeren yem maddelerinin üretilmesini zorunlu hale gelmiştir.
Bu yem maddelerinin üretilmesinde kullanılan bitkisel üretim için genetiği değiştirilmiş tohumların, hastalık ve haşereden korumak için çeşitli ilaçların, verim kapasitelerini sağlamak veya artırmak için gübrelerin ve kısa sürede büyümeleri için yoğun su ihtiyaçlarının karşılanması zorunludur.
Yani bu şartlar sağlanmazsa yüksek verimli hayvanların besin madde ihtiyaçlarını karşılayacak yem maddelerinin sağlanması da imkansız hale gelir.
Endüstriyel hayvancılık Dünya’da ve ülkemizde alım gücü zayıf olan çok sayıda insan için hayvansal protein kaynağını kısa sürede ve daha ucuza sağlamaktadır. Günümüz şartlarında bu üretim modeli olmazsa milyarlarca Dünya insanını ya da milyonlarca kendi vatandaşımızı beslemede sıkıntı çekme durumu ortaya çıkabilir.
HEPSİNİN DOĞRU YA DA YANLIŞ OLDUĞUNU SÖYLEYEMEM
Ben endüstriyel hayvancılık için yapılan tarım ve besleme uygulamalarının hepsinin kötü olduğunu veya hepsinin iyi olduğunu söyleyemeyeceğim. Örneğin günümüz teknikleriyle ve analiz yöntemleriyle GDO’lu dediğimiz genetiği değiştirilmiş tohumlardan üretilen mısır ve soya gibi tarım ürünleriyle beslenen insan veya hayvanlarda altı çizilecek şekilde önemli bulunan hastalık veya problem bulgularının olduğuna pek rastlamadım.
Olumsuz görüş bildiren bazı bilimsel veriler var ama olumsuz bulgu elde edilemeyen çok sayıda araştırma da bulunmaktadır. Bugün itibarıyla net olan fazla olumsuz bulgu olmayabileceğini ama ileride geliştirilecek yeni teknikler ve cihazlarla olumsuz etkilerin tespit edilebileceğini veya bunların yol açtığı hastalıkların ilerleyen yıllarda ortaya çıkabileceğini de söylemem gerekir.
Gönül ister ki geleneksel veya organik tarım ve hayvancılık yaygınlaşsın ve herkes bu kaynaklardan beslensin. Bu tohumlar ve hayvanların verimleri maalesef çok yüksek değil. Bunlardan üretilen gıda maddeleri de herkesin alabileceği fiyatta değiller ve üretimleri de bol değil.
Bir düşünce yönüne taraf olmak ve bugünün şartlarında hayal dünyasında yaşamak yerine ayaklarımız yere basarak insanlarımızın, özellikle çocuk ve gençlerimiz ile yaşlılarımızın hayvansal veya bitkisel protein ihtiyacı nasıl karşılanır bunun cevabını aramamız gerekir. Şu an itibarıyla doğru olanın bu olacağını düşünüyorum.
40 GÜNDE 2 KG TAVUK MU ÜRETİLİR?
Türkiye tavuk eti ve yumurta üretimi ve ihracatında en önde olan ülkelerden birisidir. Sektör sadece üretim yapmamakta dar gelirli çok sayıda insanımıza da iş sağlamakta, gelir kapısı olmaktadır. Son zamanlarda 40 günde 2 kg tavuk mu üretilir gibi sorular sorulmakta, insanlar yanıltılmaktadırlar.
Yıllar boyunca yapılan seleksiyonla az yem yiyerek hızlı büyüyen ve iri olan hayvanlar seçilerek bunlar damızlık olarak kullanılmıştır. Bu hayvanlara uygulanan herhangi bir anormal yetiştirme tekniği bulunmamaktadır. Yıllardır Veteriner Fakültesinde öğrencilere yemler ve yemlere katılan yem katkı maddelerini anlatmaktayım. Dünya’da uygulanan fakat ülkemizde yasak olan hayvanlarda verimi artırmak amacıyla yapılan hormon uygulamaları konusunda bilgi vermekteyim.
TAVUKLARDA İDDİA EDİLDİĞİ GİBİ HERHANGİ BİR HORMON YOKTUR
Bunları veteriner hekimlerin sahada uygulamaları için değil yapanların nasıl tespit edileceğini anlatmak amacıyla yapıyorum. İddia ediyorum ki speküle edildiği şekilde tavuklarda uygulanan herhangi bir hormon yoktur. Basın ve yayın organlarında abartılı bir şekilde yayınlanan programlarda uzman diye çıkarılan kişilerin bu konular hakkında bilgi sahibi olmadıkları oldukça aşikardır. Eğer bu konuda iddiası olan varsa her türlü ortamda tartışabilirim.
Bugün itibarıyla içiniz rahat olsun; gerek hızlı üretilen tavuk eti gerekse yumurta sağlık açısından oldukça faydalı ürünlerdir.
Dünya üzerinde Türkiye’nin ilk 10’da olduğu kaç sektör var acaba?
Neden Türkiye’nin Dünya’da başa oynadığı kanatlı sektörü baltalanmak isteniyor?
Sağlık açısından hassas olan modern ülkeler neden hala üretimlerini daha da artırmak istiyorlar?
Neden bu programlar endüstriyel hayvancılık yapılan modern ve zengin ülkelerin TV’leri yerine kasıtlı olarak bizim ülkemizde daha yoğun olarak yapılıyor?
İnsanlarımızın sağlıklı olması, çocuklarımızın beden ve zeka gelişimleri için hayvansal gıda maddelerine ihtiyaç bulunmaktadır. Zaten yetersiz olan tüketim düzeyleri yalan ve yanlış birçok bilgi kirliliği yüzünden daha da olumsuz etkilenmektedir. Galiba tükettiğimize dikkat ettiğimiz kadar bize dikte edilene de dikkat etmemiz lazım. Saygılarımla…