Özkılınç, tarimkutuphanesi.com'da yer alan değerlendirmesinde verimli bir arıcılığın yapılabilmesi için Sonbahar bakımlarının çok iyi yapılması gerektiğini vurguladı. Sonbahar döneminin arıcılıkta gelecek yılın başlangıcı olduğunu belirten Özkılınç, "Gelecek sezonun başarısı ve verimliliği büyük ölçüde sonbahar dönemi çalışmalarına bağlıdır. Bunun için koloniler tek tek kontrol edilmeli, yıpranmış, yaşlı ve verimsiz analar genç ve vasıflı analar ile değiştirilmelidir" dedi.
BOŞ ÇERÇEVELER ALINMALI
Devamında ise koloni içerisinde boş çerçevelerin alınması gerektiğini bildiren Özkılınç, şunları kaydetti: “Arı sıkıştırılmalı ve uçus delikleri kapatılmalıdır. Kolonilerin genç populasyon kazanması için 1/2'lik (1 kısım su, 2 kısım şeker) koyu şurup ile sonbahar teşvik şuruplaması mutlaka yapılmalıdır. Arılar bu şurubun bir kısmını da depolayarak kış ve ilkbahar için gerekli bal stokunu yapmış olurlar"
VARROA MÜCADELESİ MUTLAKA YAPILMALI
Hastalık ve parazitlere karşı ilaçlı mücadelenin de sonbahar bakımında önemli bir unsuru oluşturduğunu vurgulayan Özkılınç, “Yavrunun en az olduğu bu dönemde mutlaka varroa mücadelesi yapılmalıdır. İlaçlı mücadele yaparken kesinlikle rastgele ilaç kullanılmamalı, bilerek ve mutlaka ruhsatlı ilaçlar kullanılmalıdır. Zira ruhsatsız ve rastgele ilaçlar insan sağlığına zararlı kalıntı oluşturmakta ve ihracatımızı da olumsuz etkilemektedir" dedi.
KOVANLARA YETERLİ MİKTARDA BAL VE POLEN BIRAKILMALI
Arıların kış mevsimini sağlıklı bir şekilde geçirebilmeleri için yeterli miktarda ve kalitede bal ve polenin kovanlara bırakılması gerektiğini dile getiren Özkılınç, "Bırakılacak bal, hem kışın arıların yemesi, hem de erken ilkbaharda çiçekler açıp nektar oluşuncaya kadar yavru beslemesinde kullanılır. Arıların kış salkımı oluşturduklarında bal tüketimi cüzi miktardadır. Esas bal tüketimi kış sonunda yavru besleme dönemi başlayınca hızla artar. 10 çerçeveli arıda kışa girerken en az 18-20 kg. bal bırakılmalıdır. 2 bin arılı zayıf bir kovan ayda 500-600 gr bal tüketirken, 20 bin arılı bir kovan ayda 700-800 gr bal tüketilebilir" değerlendirmesinde bulundu.
BAL AZ GELİRSE KEK İLE BESLENMELİ
Balın az gelmesi durumunda arıların kek ile beslenmesi gerektiğini ifade eden Özkılınç, şunları kaydetti: “Koloniler kışa girerken ve kıştan çıkarken bal stokları yeterli değilse o zaman katı yem (kek) ile besleme yapılır. Kek hazırlamada polen açığı bulunan bölge ve dönemlerde bu açığın kapatılması için süt tozu, bira mayası karıştırılarak arıların protein ve vitamin ihtiyacı karşılanabilir. Polenin yeterince bulunduğu bölge ve dönemlerde bu uygulamaya gerek yoktur. Kek hazırlama ve uygulamada dikkat edilecek husus kekin kovan içi ısısında eriyerek arıların üzerine akmayacak katılıkta ve arılar tarafından tüketilebilecek yumuşaklıkta olmasıdır"
YAĞMACILIKLA MÜCADELE
Arıcılıkta üreticilerin dikkat etmesi gereken bir diğer konunun ise yağmacılık olduğunu vurgulayan Özkılınç, zayıf arıların ballarının başka arılar tarafından çalındığını bildirdi. Özkılınç, bunun için alınması gereken tedbirleri şöyle sıraladı:
“Yağma eğilimi olmayan arı ırkı ile çalışılmalıdır. Arılıkta zayıf ve öksüz kovan bulunmamalıdır. Arıların hepsine birden yemleme yapılmalıdır. Ana arı genç olmalıdır. Kontroller sırasında kovan uzun süre açık bırakılmamalıdır. Kovanlar birbirine çok yakın konulmamalıdır. Uçma delikleri mevsime göre daraltılmalıdır. Kuvvetli kovan ile zayıf kovanlar yer değiştirilmemelidir. Besleme sırasında etrafa şurup dökülmemelidir. Yağmacılığa sebep olacak hareketlerden kaçınılmalıdır. Yağmaya uğrayan kovanın üstüne yağmur yağıyormuş gibi su püskürtülmelidir. Yön değiştirilmeli veya önüne yapraklı çalı gibi maddeler konulmalıdır. Terebentin gibi kokulu bir madde uçuş deliği önüne sürülmelidir. Taarruz edenle, taarruza uğrayan kovanı tespit etmek için arıların üstüne pudra şekeri dökülmeli ve takip edilmelidir. Yağmaya uğrayan arılı kovanları arılıktan uzaklaştırmak gerekir"
KIŞ HAZIRLIĞI İÇİN BUNLAR YAPILMALI
Özkılınç, kış hazırlığı konusunda ise şunları kaydetti: “Koloniler kışa girmeden önce anasız ve zayıf olanlar birleştirilmelidir. Kovan içi sıkıştırılarak boş alan bölme tahtası ile bölünmelidir. Kovan uçuş delikleri kontrol edilerek çatlak ve delikler varsa bu bölgeler kapatılarak izole edilmelidir. Kışa girmeden önce kolonide yeterli bal stoku bulunmuyorsa katı yem (kek) verilmelidir. Herhangi bir hastalık ve zararlı etmeninin olup olmadığı kontrol edilir. Arıların kışı geçireceği arılık, kuzeyi kapalı güneyi açık, mümkünse üstü kapalı yer olmalıdır. Kovanlar hafif öne eğik şekilde bırakılmalıdır. Kovanlar mutlaka bir sehpa üzerinde yerden yükseltilmeli böylece nemden ve sudan korunmalıdır. Arıların salkımı bozmasına neden olabilecek gürültü ve sesten uzak yerlerde olmaları sağlanmalıdır. Kışı fazla soğuk geçen yerlerde kolonilerin etrafı hasır, çuval vs. gibi soğuktan koruyucu maddelerle sarılmalıdır.
EN FAZLA ARI KAYIPLARI AÇLIK VE SOĞUKTAN KAYNAKLANIYOR
Arıcılıkta en çok arı kayıplarının aç bırakılması ve soğuktan kaynaklandığını ifade eden Özkılınç, buradaki oranları da şöyle sıraladı: “Açlık yüzde 26, çok fazla soğuk yüzde 23, nem yüzde 8, bunalma yüzde 8, zayıf koloniler yüzde 6, bakım ister yüzde 5, kışlatma bölgesi yüzde 4, kötü kovan yüzde 3, ana ölümü yüzde 2 ve mum güvesi-varroa yüzde 2"