ÖZEL HABER
DENEYİMLİ BAKANSINIZ BUNA DUR DİYELİM!
Kadim Durmaz, TBMM Genel Kurulu'nda Bütçe Kanunu Tasarısı görüşmelerinde özelleştirme kapsamında bulunan şeker fabrikaları ile ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu.
“Değerli milletvekilleri, tüm halkımızı, sağlığımızı yakından ilgilendiren şeker fabrikalarının özelleştirilmesine değinmek istiyorum" diye sözlerine başlayan Durmaz, şeker pancarı sanayisinin katma değeri yüksek, milyonlarca insanı istihdam eden bir alan olduğunu belirten Durmaz, “Nakliyecisinden işçisine, çiftçisine, besicisine, binlerce insana ekmek kapısı sağlayan bir endüstri alanıdır. Bugün, şeker fabrikaları yüksek kâr oranı ve şeker endüstrisinin önemine rağmen, maalesef özelleştirme kapsamındadır" dedi.
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi demek ülke insanının mısır şurubuna mahkûm etmek anlamına geldiğini vurgulayan Durmaz, şunları kaydetti: “Nişasta bazlı, içeriğinde GDO bulunan mısır şurubu insan sağlığını tehdit etmesine rağmen, ülkemiz yüzde 50'ye yakın, kotayı yükseltecek bir yapıyı tesis ediyor.
Bunu artırma yetkisi ise hiçbir sivil toplum örgütünün görüşünü almadan sadece Hükümete bırakılmış. Bu oran Almanya'da yüzde 1,9, Polonya'da yüzde 3, Fransa, İngiltere ve Hollanda'da ise sıfırdır.
TÜRK HALKI NBŞ'YE MECBUR BIRAKILIYOR!
Tekrar ediyorum: Bu oran bizde yüzde 50'ye yükseltilebiliyor. Ne yazık ki Avrupalılar daha az tatlandırıcıyla bizden daha az hastalanacakken Türk halkı yoksulluğa mecbur bırakıldığı gibi, hastalığa da mecbur bırakılıyor. Birçok diyet üründe ve işlenmiş gıdalarda bulunan mısır şuruplarının obezite, karaciğer yağlanması, diyabet ve kanser riskini yükselttiğini, kalp krizine bağlı ölümleri artırdığını bilmeyen yoktur. Öyleyse şeker fabrikalarını kapatalım, bol bol özel hastane yaptıralım.
CARGİLL BÜYÜDÜKÇE BİZİM ÇİFTÇİMİZ KÜÇÜLÜYOR!
Değerli milletvekilleri, Türkiye'de yapay tatlandırıcı kotası artırılıyor çünkü beslenecek, büyütülecek çok uluslu şirketler var. İşte, bu Amerikan Cargill şirketi, dünya devi olan bu şirket ülkemizde büyüdükçe bizim üreticimiz, bizim çiftçimiz küçülüyor; halkımız yoksullaşıyor, topraklarından göç etmeye mecbur kalıyor ve beraberinde göçemeyenler de sağlığından oluyor.
ŞEKER KURUMU KİME HİZMET EDİYOR?
Yine, ne acıdır ki Amerikan Cargill şirketinin Genel Müdürü Muzaffer Sayınataç Türkiye'de Şeker Kurumunun 7 yöneticisinden 1'i yapılıyor. Şeker Kurumu, şeker politikasını çiftçimizin ve insanımızın sağlığını korumaya değil, dev Amerikan şirketinin çıkarlarına göre düzenleniyor, dizayn ediliyor. Ülkemizin çıkarlarını bu şirketlere karşı koruyacak olan kimdir? Hükûmetimiz. Ama, bakıyoruz, Hükûmet bu yetkiyi, çok güzel, ellere vermiş. Peki, Hükûmet nerede? Her şeyde olduğu gibi şekerde de, TEKEL'de de bu insanın, bu ülkenin menfaatlerini düşünmüyor. Bu mu sizin millîliğiniz? Bu mu sizin yerliliğiniz?
ÇİFTÇİNİN ÖLÜM FERMANI MECLİS'E GELCEK
Değerli milletvekilleri, Şeker Kanunu'nu Hükûmet programına aldınız, yakında da Meclise getirecek, var olan sayısal çoğunluğunuzu kullanarak bunu kanunlaştıracaksınız. Bu, şeker pancarı ve çiftçinin unutmayınız ölüm fermanı olacaktır. Şeker Kanunu şeker pancarını bitirip Amerikan devlerini büyütecektir anlaşılan. Peki, bu ülkenin halkı, bu ülkenin Cumhuriyet Halk Partisi sizden hesap sormayacak mı sanıyorsunuz? Bütün iyi niyetle sizlere oy veren halkımız artık bu yaptıklarınızı bir bir görüyor. Gelecekte ve olacak ilk seçimde bunun hesabını soracağına da inanıyorum.
33 FABRİKA ÖZELLEŞTİRME KAPSAMINDA
Değerli milletvekilleri, şu an 25 şeker fabrikası ve beraberinde 8 fabrika özelleştirme kapsamında. Şeker pancarı sektörü kaba yem, küspe, şeker, melas, ispirto ve etanol üretiminin ana kaynağıdır.
ÖZELLEŞTİRME KABUSUNDAN DOLAYI ÜRETİM DURDU
Değerli milletvekilleri, bugün artık şeker pancarı ve şeker kamışından üretilen etanol dünyada ucuz yakıt kullanma amaçlı geliştirilip petrole katkı maddesi olarak kullanılmaktadır ama gel gelelim ki ülkemizde bu alanda hiçbir çalışma yoktur. Bugün, Alpullu, Susurluk, Ağrı ve Çarşamba fabrikaları özelleştirme kâbusu yüzünden üretim yapamamaktadır. Kars'tan Eskişehir'e, Susurluk'tan Turhal'a kadar fabrikalar bu ülkenin millî değerleridir, ekonomimizin işleyen çarkıdır ama maalesef, bu çarkı durdurmak isteyenler vardır. İnsanları doğduğu topraklarda tutmak varken göçe zorlamak niye sayın milletvekilleri?
TURHAL ŞEKER FABRİKASINDAN ÖRNEK VERDİ
Değerli arkadaşlar, Turhal Şeker Fabrikası neredeyse cumhuriyetle yaşıt, bölgenin bir numaralı sanayi ve üretim merkezidir. 1.500 dönüm kent içerisinde arazisi, 500 daimî, 500 de –moda ettiğiniz- taşeron toplam bin çalışanı ile nakliyeciler, besiciler, şoförler, 78 bin çiftçi, aile bireylerinin sayısıyla toplam nüfusu da siz hesap edin. Bunların tamamı bu fabrikadan ve bağlı yan ürünlerden geçimini temin etmektedir.
ÖZELLEŞTİRMEDE KİMİN İSMİ VAR?
Değerli milletvekilleri, bilin bakalım şeker fabrikaları özelleştirme ihalesinde kimin ismi var? Tahmin ettiniz değil mi? Evet, burada da Mehmet Cengiz karşımıza çıkıyor. Bu özelleştirmelerin sebebini şimdi anlıyorsunuz sanıyorum. Türk halkında olmayıp bu Mehmet Cengiz'de olan özellik ne acaba, merak ediyoruz. Yoksulun sofrasından alıp Cengiz'e veriyorsunuz, bu bir vicdan mı? Bu millete küfreden bu insanın, milletin tüm değerlerini AKP Hükûmeti eliyle Mehmet Cengiz'e sunulması bu ülkenin kaderi değildir.
Değerli arkadaşlar, artık o fabrikalarda üretilen doğal şekerleri böyle çuvallarla alabiliyor idiniz ama artık yavaş yavaş buna düştü, bunu da bulamayacak, yapay tatlandırıcılarla baklavaları yiyeceksiniz. O yüzden diyorum ki: Sayın Bakanım, gün geçmeden deneyimli bir Bakansınız buna dur diyelim."