Kahvaltı sofralarımızın vazgeçilmezi, soframızın baştacı bal. Eskiden bir
evde bal ikram edilince o ev “zengin evi" addedilirmiş. İkram edilen balın
damaktan tadı uzunca bir süre de silinmezmiş. Günümüzde öyle mi? Herkes bal
konusunda aynı şeyimi düşünüyor?
Evimizdeki bal o eski ballardan mı acaba? Bunu nasıl anlamalıyız? İşte işin uzmanlarından gerçek balı anlamanın basit yöntemleri:
Gerçek bal kaşıkla alındığı zaman akışkanlığı kesintisiz gelir.
Sahte balın rengi biraz daha açıktır, gerçek balın kokusu yoktur. Gerçek balın kıvamı biraz daha katıdır.
Bal buzdolabında şekerleniyorsa gerçektir.
Balın yoğunluğu çok, akışkanlığı sürekli olmalıdır. Kesik kesik akan bal sahtedir. Çiçek balı hızlı, çam balı ise daha yavaş akar.
Buzdolabında yaklaşık 1 ay bekleyen balın krem ya da tereyağ kıvamına gelmesinin balın gerçek olduğunu gösterir.
Sabit kalem (kurşun kalem değil, ucu ıslandığı zaman mor renk yazan) alıp, bala uç kısımını daldırın sonra parmağınıza sürün renkli olarak çıkıyorsa bal karışıktır çıkmıyorsa hakiki baldır.
Soğuk havada donmaz ise bal katkılı ya da sahtedir. Zeytinyağının donması gibi kavanozun alt kısımları donarsa gerçek baldır.
Balda hafif de olsa şekerden kaynaklı alkol olması nedeni ile kibrit çöpü veya kağıt üzerinde cızırdayarak yanar.
Balı kaşıkla alıp yere döktüğünüzde sahte bal uzayıp resmen örümcek ağı gibi havada uçar.
Balın şekerlenmesi durumunda ise, eski hâlini alması için güneşe çıkarılması veya kabıyla birlikte sıcak suya konulması kâfidir.
Bal, şekerle yapılan diğer şerbetlere nazaran çok daha keskindir. Fazla yendiği zaman genizde hafif yanma yapar. Bu gerçek baldır.