TBMM Grup Toplantısında konuşan Akşener, tarım ve hayvancılıkta yaşanan sıkıntılara değinerek, “Biz de geçtiğimiz hafta, Kayseri’deydik. ‘Ekemiyoruz, biçemiyoruz, çocuklarımızı geçindiremiyoruz. Nerede bu devlet?’ diye soran çiftçilerimizin, çaresizlikten, hayvanını satmak zorunda kalan besicilerimizin, ‘Lambaları yakmaya tereddüt ediyoruz’ diye sitem eden esnaflarımızın, dertlerini dinledik. Ülkemizde önceden, mera hayvancılığı ve besi hayvancılığı vardı. Ancak Ak Parti iktidarının elinde artık mera hayvancılığı, bitme noktasına geldi. Biliyorsunuz, bir Mera Kanunu var. İktidarın, 20 yıldır değiştirmeye doyamadığı, meşhur Mera Kanunu… Kayserili bir çiftçi kardeşim, bu kanuna isyan ediyor. Diyor ki; ‘Hiç mera hakkımız yok. Otlak hakkımız yok. 2007 yılında, köyümüzde 5 bin hayvan varken, şimdi 500 hayvan var. Yaylalarımız da ormana yazıldı. Biz yaylaya göçemiyoruz. Hayvancılık da yapamıyoruz. Nasıl geçinecek bu insanlar?"
Akşener'in konuşmasından satır başları;
MESELE O HAYVANI BESLEYEBİLMEK
Bay Kriz’in, Tokat’taki çiftçi buluşmasında da benzer sorunlara değinen artan yem fiyatlarından dolayı, hayvanlarına bakamadığı söylemeye çalışan bir üreticimiz vardı. Lafı ağzına tıktılar. Sayın Erdoğan, hemen olayı kendi menfaatine çevirmek için, ‘Vahit Bey, Uruguay’dan et arıyor. Uruguay’dan getireceğine, sizin hayvanlarınızı alsın’ dedi. Benim hakikaten yüreğim yandı ya. Bu ülkenin cumhurbaşkanı sanki bir şirket yöneticisi, sanki ithalat lobisinin başı ve kendi ülkesinin besicisinin elindeki hayvanları bakana bunları al diyor. Halbuki o besicinin şikâyeti o hayvanı satmak değil o hayvanı besleyebilmek. Böyle bir rezalete bakabilir misiniz!
VALLAHİ YAZIKLAR OLSUN
Bu kadar vatandaşının ne yaptığını ne hissettiğine, neye ağlayıp güldüğüne bu kadar uzak bir insan olabilir mi! Oluyormuş demek ki. Hayvancılığa yönelik şu sığ bakış açısına bakar mısınız! Artan yem fiyatlarına çözüm olarak; 'hayvanını bize sat' diyen, şu abuk zihniyete bakar mısınız? Gerçekten ibretlik. Ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Vallahi yazıklar olsun."