ÖZEL HABER

Raporda, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 16 Şubat 2016 tarihinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu bütçeleri üzerinde yapılan görüşmeler ve hükümetin değerlendirmeleri yer aldı.

Haberimizde önce muhalefet parti milletvekillerinin tarımla ilgili tespitlerine sonra da hükümetin hedef ve değerlendirmelerine yer verildi.

RAPORDA YER ALAN ÜÇ MUHALEFET PARTİSİ MİLLETVEKİLLERİNİN TARIMLA İLGİLİ ELEŞTİRİ VE TESPİTLERİ

KOORDİNASYON SORUNU: Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı görev alanına giren birçok konuda birden fazla bakanlığın yetkili olduğu, bakanlıklar arasında bu denli görev örtüşmesi olması halinde devlet işlerinde sağlanması gereken düzenin bozulma riskinin bulunduğu, dolayısıyla koordinasyon ve sorumlulukların dağılımı noktasında hassasiyet gösterilmesi gerektiği,

EKONOMİK FAYDALI ÜRÜNLER: Tarımsal üretimin verimliliğinin artırılması amacıyla ülkemizin potansiyelinin doğru şekilde değerlendirilmesi, dünya konjonktürünün dikkate alınması ve mukayeseli üstünlükler teorisine göre ülkemiz açısından hangi ürünlerin hangi miktarda üretilmesinin ekonomik fayda sağlayacağının ortaya konması gerektiği,

PAZARLAMA PROBLEMİ: Tarımsal üretim konusunda ülkemiz coğrafyasının topraklarının son derece verimli olduğu, ancak bu üretimi maksimum fayda sağlayacak şekilde değerlendirme ve pazarlama noktasında sağlıklı politikalar oluşturulması ve uygulanmasının önem arz ettiği,

MARKALAŞMA ŞARTI: Tarımsal üretimin yanı sıra pazarlama alanında gelişme sağlanarak ürünlerimizde markalaşmaya ve üreticilerimizde şirketleşmeye gitmenin piyasaları kontrol etmek açısından önem teşkil ettiği, pazarlama sorunlarına çözüm üretecek şekilde üretim ve pazarlama kooperatiflerinin kurulmasına ihtiyaç duyulduğu,

ÖRÜMCEK AĞI TEORİSİ: Tarım sektörümüzde örümcek ağı teorisi olarak bilinen bir takım yanlış politikalar izlendiği, bu çerçevede belirli ürünlerin aynı anda büyük miktarda üretilmesi sonucu fiyatların çok düşük seviyelere indiği ve ardından söz konusu ürünlerin üretiminden vazgeçilmesi nedeniyle ertesi yıl fiyatların çok yükseldiği, bu uygulamanın sırasıyla birçok ürün için geçerli olduğu ve bu durumun bir kısır döngüye dönüştüğü,

DEPO İHTİYACI: Meyve ve sebzelerin uzun süre muhafazasına ilişkin gereken depo önlemlerinin alınmasının ürünlerin değerlendirilmesinde sürekliliğin sağlanması ve yerli üreticinin korunması bakımından önem arz ettiği, bu konuda uluslararası teknolojik gelişmelerin takip edilmesinin faydalı olacağı. Lisanslı depoculuk konusunda Bakanlığın teşvik edici olması gerektiği, aksi halde arz fazlası ürünlerin hemen pazara çıkarılması yüzünden fiyatların çok düşük seviyelere ulaştığı ve piyasayı olumsuz etkilediği,

SIFIR ATIK İLKESİ: Tarım sektöründe sıfır atık ilkesinin benimsenmesinin tarım sektörü açısından hayati öneme sahip olduğu, ürünlerimizin kabuğundan çekirdeğine kadar her kısmının kullanılmasının ürünlerin değerlendirilmesi noktasında maksimum fayda sağlayacağı, aksi halde hem ürünlerin faydalanılabilecek kıymetli yerlerinin değerlendirilmediği hem de çevre sorunu ile karşılaşıldığı,

DENETİMLER ARTTIRILMALI: Ürünlerin işlenmesi ve ilaçlanması noktasında Gıda, Tarım ve Hayvancılık bakanlığının inisiyatif alması ve bu konudaki denetimlerin artırılması gerektiği, üretim sürecinde ilkel yöntemlerde kullanılan ilaç vb. içeriklerin toplum sağlığını tehdit ettiği, Tüketicilerimizin sağlıklı ürün tüketmesi amacıyla gıda sağlığı ve güvenliği konusuna gösterilen hassasiyetin artırılması ve denetimlerin sıklaştırılması gerektiği, kimyasal kalıntılı üretim yapanlar hakkında daha ciddi yasal müeyyideler uygulanmasının caydırıcı olabileceği,

TAKLİT MARKA PROBLEMİ: Türkiye'de taklit mallara ilişkin denetimlerim daha sıkı şekilde yürütülmesi gerektiği, aksi halde toplum sağlığı açısından ciddi risklerin ortaya çıktığı,

TEŞVİK SİSTEMİ YENİLENMELİ: Tarım sektöründe uygulanan teşvik sisteminin hangi kriterler baz alınarak şekillendirildiğinin anlaşılamadığı, bu konuda sisteme bir standart birliği getirilmesi gerektiği,

TIBBİ VE AROMATİK BİTKİLER: KYOTO Protokolü kapsamında tüm sektörlerde yapay boya ve koku tutucuları yasaklanacak olması nedeniyle AB'nin boya ve lif bitkileri ile tıbbi ve aromatik bitkilere ciddi oranda teşvikler uyguladığı, söz konusu ürünlerin üretiminde Türkiye'nin önemli bir potansiyele sahip olduğu, dolayısıyla bu alandaki gelişmelerin takip edilmesi ve teşviklerin düzenlenmesinin Türk tarım sektörüne ivme kazandıracağı.

VERİMLİLİK DÜŞÜK: Gelişmiş ülkelere oranla Türkiye'de tarım sektörünün hem gayrisafi millî hasıladaki payı hem de istihdamdaki payı yüksek olduğu, buna karşın işletme ölçeğinin küçük ve verimlilik değerinin düşük olması, sermaye birikiminin yetersiz olması, üreticilerin etkin şekilde örgütlenmemiş olması ve pazarlamanın istenilen noktaya ulaşmamasının hâlâ en önemli sorunlar içerisinde yer aldığı,

ÜRETİCİ DE MAĞDUR TÜKETİCİ DE: Tarım ve gıda sektöründe uygulanacak politikaların hem üretici hem tüketiciyi memnun edecek şekilde ayarlanması gerektiği, oysa mevcut durumda bir yandan tüketicinin sağlıklı ve güvenilir ürüne erişmek konusunda tereddütler bulunmakta iken, diğer yandan üreticilerin emeğinin karşılığını alamadığı,

ÇİFTÇİ TOPRAKLARI TERK EDİYOR: Kırsal bölgelerde yaşayan çiftçi ve köylü kesimin topraklarını terk ederek büyük kentlere göçmesinin önüne geçilemediği, özellikle genç nüfusun çeşitli sebeplerle büyük kentlere göç etmesi sebebiyle tarımsal nüfusun giderek yaşlandığı,

MAZOTTAKİ VERGİ BELASI: Çiftçiye bir yandan tarımsal destek sunulurken bir yandan mazot üzerinde KDV ve ÖTV alınmasının anlaşılamadığı, zor durumda kalan çiftçi ve köylülerin tarımdan koptuğu,

YABANCI ŞİRKET EGEMENLİĞİ: Türkiye için stratejik bir alan olan tarımın serbest piyasa koşullarına ve yabancı şirketlerin egemenliğine bırakılmaması gerektiği, devletin stratejik ürünlere öncelik verilecek şekilde dengeli, esnek ve sürdürülebilir bir destekleme programına ihtiyaç duyulduğu,

GIDA İTHALATI: Ülkemizin nüfusu hızla artmakta iken tarım alanlarında son 15 yılda yaklaşık yüzde 9'luk küçülmenin olumsuz karşılandığı, tarımsal üretimin nüfus artışına göre ayarlanmamasının ülkemizi gıda ithalatına yönlendirdiği,

EKİM ALANLARI AZALIYOR: 2003 yılında ülkemizde 29 milyon 27 bin 240 hektar ekili alan bulunmakta iken günümüzde bu rakamın 23 milyon 943 bin 053 hektara gerilediği, bu gerilemenin temel sebebinin kar edemeyen üreticilerin topraklarım terk etmesi olarak görülebileceği,

BETONLAŞMA ARTIYOR: Tarım alanlarının bilinçsiz ve amaç dışı kullanılmasının söz konusu küçülmede önemli bir rol oynadığı, verimli tarım arazilerinin korunarak geliştirilmesi gerekirken yanlış kentleşme, ulaşım ve sanayi politikalarıyla tarım arazilerinin betonlaşmaya başladığı, Tarımsal arazilerin plansız şekilde kentleşmeye ve konut yapımına açılmasının verimli toprakların kaybedilmesi sebebiyle olumsuz karşılandığı, kentleşmenin tarıma müsait olmayan arazilerde yoğunlaşması, verimli topraklarda ise yalnızca tarıma öncelik verilmesi ve kentleşme ile kırsal kalkınma arasında bir denge sağlanmasının önem arz ettiği,

FINDIĞA DESTEK TALEBİ: Bitkisel üretimde küçük aile işletmelerinin desteklenmesinin olumlu karşılandığı ancak fındığın bu destekten muaf tutulmasının anlaşılamadığı, ülkemizde yaklaşık 700 bin hektarlık arazide 400 bin fındık üreticisi aile bulunduğu,

FINDIKTAKİ FİYAT DÜŞÜŞÜ: Dünyada birinci sırada olduğumuz ve ülkemizin en önemli tarım ürünlerinden olan fındıkta yaşanan fiyat istikrarsızlıklarının üreticiyi olumsuz etkilediği, fındık piyasasının yabancı şirketler tarafından kontrol edilmesi ve fiyatların oligopson bir piyasada birkaç firma tarafından belirlenmesinin bu sonucu doğurduğu, mukayeseli üstünlükler teorisine göre bu denli üstün olduğumuz bir alanın özel olarak ele alınması ve kendine has bir mevzuatının, borsasının, fiyat istikrar fonunun ve düzenleme-denetleme kurulunun bulunması gerektiği,

ET FİYATLARI EL YAKIYOR: Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütüne göre, dünya kırmızı et fiyatları endeksi son bir yılda yüzde 16,2 oranında gerilemişken buna karşılık Türkiye'de son bir yılda dana eti fiyatlarının yüzde 30 ve koyun eti fiyatlarının yüzde 15 civarında arttığı, halkın önemli bir kesiminin et tüketimi konusunda sıkıntı yaşadığı,

ETTE TAVAN FİYAT: Güncel olarak sıkça tartışılan et fiyatlarındaki artışın tavan fiyat uygulaması ile önlenmeye çalışılmasının hem etkin ve kalıcı olmayan bir politika olduğu hem de serbest piyasaya müdahale anlamına geldiği, bunun yerine hayvancılık sektöründe yaşanan dalgalanmalar iyi izlenerek ve gerekli yasal düzenlemeler yapılarak kronik problemlere yapısal çözümler üretilebileceği,

MERALAR AZALIYOR: Mera alanlarının hacminin son elli yılda yaklaşık yüzde 50'sinin yok olduğu ve 14 milyar hektar civarına gerilediği, meraların bu denli azalması sonucu hayvancılığın artık hazır yem üzerinden yürütüldüğü, bunun da girdi maliyetlerini artırarak et fiyatlarına yansıdığı,

GÜBREDEKİ VERGİ ARACIYA GİTTİ: Yem ve gübreden alınan KDV'nin kaldırılmasının memnuniyet yarattığı, ancak bu politikanın ardından yem fiyatlarının düşmesi beklenirken önceki seviyesinin dahi üzerine çıktığı, bu durumun çiftçiyi olumsuz etkilediği, dolayısıyla söz konusu politikanın çeşitli teşviklerle desteklenmesi ve bununla birlikte KDV muafiyetinin arpa, yulaf gibi kırma yemlerini ve traktörü de kapsaması gerektiği,

SÜT FİYATLARI: Et piyasasının ardından süt piyasasında da fiyatlar konusunda bir kriz olduğuna dair spekülasyonlar yapıldığı, bu konuda kamuoyunun bilgilendirilmesi gerektiği,

ŞAP HASTALIĞI: Hayvancılıkta şap hastalığı sorununa ilişkin sürecin iyi izlenmesi ve önlemlerin en kısa zamanda alınması gerektiği,

AB TARIM BÜTÇESİ: Avrupa Birliği altı yıllık planlamasında 960 milyar avro bütçesinin yaklaşık olarak 380 milyar avrosunu çiftçilere ayırdığı,

GÜNEY KORE VE HOLLANDA: Tarım sektörümüzde üretim düzeyinin mevcut potansiyelin oldukça altında kaldığı, karşılaştırmalı olarak bakıldığında Türkiye'nin yüz ölçümü 783.562 kilometrekare iken, zirai irinin 57 milyar dolar, Güney Kore'nin yüz ölçümü 100 bin kilometrekare iken, zirai gelirinin 75 milyar dolar, Hollanda yüz ölçümü 41.528 kilometrekare iken, zirai gelirinin 95 milyar dolar olduğu,

ARAZİ TOPLULAŞTIRMASI: Tarımda verimliliğin artırılması açısından arazi toplulaştırmasının büyük önem arz ettiği, toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari tarım arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerin önlenmesi gibi amaçlan olan kanuni düzenlemenin olumlu karşılandığı,

TARIM ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ: Tarım ve hayvancılığa dayalı organize sanayi bölgelerinin kurulması ve bu bölgelerin limanlara bağlanmasının söz konusu sektörlerin gelişmesine katkı sağlayacağı,

TARIMSAL İSTATİSTİKLER: Orta Vadeli Programda tarım sektörüne ilişkin rakamlara yer verilmemesinin sektörün önemsenmiyor olduğu algısına sebep olduğu, tarımla ilgili makro göstergelerin ve hedeflerin gösterilmesinin daha uygun olacağı, AB İlerleme Raporunda belirtildiği üzere tarım istatistikleri bir strateji belgesi oluşturulması gerektiği, ayrıca üreticilere doğrudan sunulan desteklerle AB'nin ortak tarım politikasının uyumlaştırılması gerektiği belirtildi.

RAPORDA HÜKÜMETİN DEĞERLENDİRME VE TESPİTLERİ DE ŞU ŞEKİLDE YER ALDI

YENİ İŞ BÖLÜMÜ: Gıda, tarım ve hayvancılık sektörüne ilişkin konularda birden fazla kamu otoritesinin bulunmasının ilgili bakanlıklar arasında değerlendirildiği ve özellikle Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı arasında yeni bir iş bölümü üzerinde çalışıldığı,

SIFIR ATIK PROTOKOLÜ: Tarım sektöründe sıfır atık ilkesine son derece önem verildiği, bu çerçevede Enerji Bakanlığı ile bir protokol yapıldığı ve gerekli çalışmaların devam ettiği,

STRATEJİK ÜRÜNLERE DESTEK: Tarım sektörüne bütüncül politika bakış açısıyla yaklaşılması gerektiği, stratejik ürünlerin desteklenmesi politikasının yeniden gözden geçirilmekte olduğu,

SERA, PAKETLEME TESİSLERİNE TEŞVİK: Tıbbi ve aromatik bitkilere destek verilmesi amacıyla TKDK bünyesinde AB üyelik kapsamında aktarılan fonlardan destekler sağlandığı, bu kapsamda 1,6 milyonluk yatırım yapıldığı, açık alanlarda ve seralarda yapılacak yatırımlar ile işletme ve paketlemeye yönelik yatırımların da destekleneceği,

HAVZA BAZLI DESTEK: Tarım sektöründe sunulan desteklere ilişkin olarak havza bazlı desteğe geçiş yapılmasına ilişkin çalışmaların sürdüğü, söz konusu sistemde destek verilecek alanların çok daha minimize ve detaylı olarak değerlendirileceği,

YENİ İHRACAT PAZARLARI: Tarımda en önemli unsurlardan birinin pazarlama ve pazar çeşitliliği meselesi olduğu, bu konuda başta Çin, Güney Kore, Japonya, Tayvan ve Brunei Sultanlığı olmak üzere görüşmelerin ve çalışmaların devam ettiği ve bu konuda olumlu bir noktaya gelindiği,

ÜRETİCİ DESTEĞİ VE MALİYET: Tarımsal desteklerin maliyetleri karşılama oranlarına bakıldığında, üreticilere verilen tarımsal desteklerle buğday maliyetinin yüzde 26'sının, arpanın yüzde 30'unun, dane mısırın yüzde 12'sinin, kırmızı mercimeğin yüzde 30'unun, pamuğun yüzde 53'ünün ve soyanın yüzde 54'ünün karşılandığı,

60 MİLYAR AVRO: AB ülkelerinde destek miktarının 60 miyar avro ve AB gayrisafi yurt içi hasılasının 13,5 trilyon avro olduğu, bu durumda desteklerin GSYH içindeki oranının 0,44 seviyesinde kaldığı,

HAYVAN SAYISI ARTACAK: Bakanlığın et fiyatlarına ilişkin oluşturduğu tavan fiyat uygulamasına sektör temsilcileri ile birlikte karar verildiği ve söz konusu rakamın üretimi engellemeyecek bir noktada belirlendiği, aynı zamanda serbest piyasa koşullarında tüketiciyi koruma noktasında Bakanlığa önemli bir sorumluluk düştüğü, ayrıca kalıcı bir politika olarak hayvan varlığının artırılması ve hayvancılıkta girdi maliyetlerinin düşürülmesine ilişkin çalışmaların sürdürüldüğü,

DOMUZ ETİ: Ülkemizdeki kırmızı et fiyatı ile AB ve dünya et fiyatı karşılaştırmalarının doğru olmadığı, zira AB'de üretilen kırmızı etin yüzde 73'ünün ve dünyada üretilen kırmızı etin yüzde 58'inin domuz eti olduğu,

SÜT TOZU DESTEĞİ: Süt piyasasında oluşan olumsuz atmosferin değiştirilmesi amacıyla Bakanlığın süt tozu desteğine başladığı, sanayicilerin süt tozu için süt teminine hız verdikleri, böylece piyasadan yeterince süt çekilerek sorunun çözüme kavuşturulacağı,

GIDA DENETİMİ ARTACAK: Bakanlığımızın yetki alanına giren konularda denetimlerin artırılması ve daha verimli hale gelmesi amacıyla daha fazla sayıda veteriner hekim, gıda, ziraat mühendisleri vb meslek mensuplarına ihtiyaç duyulduğu, bu konuyla ilgili kadro taleplerinin Devlet Personel Başkanlığına ve Maliye Bakanlığına iletildiği, söz konusu atamanın 2014 KPSS puanlarım kullanmak isteyenlerin beklentilerine cevap verecek şekilde yapılmasına gayret gösterildiği,

TARIM İSTATİSTİKLERİ: Bakanlığın idari yapılanmasında değişikliğe giderek her bitkisel veya hayvansal üretim noktasından sorumlu bir teknik elemanın bulunduğu bir sistemin benimsendiği, böylece istatistiki verilerin daha sağlıklı olarak hazırlanacağı ve kamuoyu ile paylaşılacağı,

FINDIK FİYATI: Fındık fiyatlarındaki istikrarsızlığın rekolte azlığının yanı sıra piyasadaki aktörlerin manipülatif hareketlerinden kaynaklandığı, bu durumla sektör temsilcileriyle birlikte top yekûn mücadele edilmesi gerektiği, öte yandan fındıkla ilgili alan bazlı destek uygulamasına devam edileceği, ayrıca sektörün sıkıntılarının önümüzdeki günlerde bölgede yeniden tartışmaya açılacağı,

LİSANSLI DEPOCULUK: Lisanslı depoculuğun son derece önemli bir alan olduğu, TMO'nun artık depo işinden çıkacağı ve ürün borsası kurularak lisanslı depolarda devlet kağıtlarının piyasaya sürülmesi yolu ile piyasanın regülasyonunun sağlanacağı,

TARLALARIN BETONLAŞMASI: Verimli tarım arazilerinin betonlaşmasının tüm dünyada görülen bir eğilim olduğu ve bu durumun dikkate alınarak izlenmesi gerektiği, dünyada her yıl 12 milyon hektar arazinin tarımdan çıktığı, ülkemizde çıkarılan yasal düzenlemelerle yıllık tarım dışı kalan arazide önemli bir miktar azalma görüldüğü, önümüzdeki dönemde bu konuda önemli adımlar atılmaya devam edileceği,

ARAZİ PARÇALANMASI: 2002 yılında 26 milyon 500 bin hektar ekilebilir arazi bulunmakta iken bu rakamın 2015'te 24 milyon civarına düştüğü, bunun temel sebebinin arazilerin parçalanması olduğu, ancak Toprak ve Arazi Kullanım Kanunu çıkarılarak bu durumun önüne geçildiği,

MERALARA ISLAH PROJESİ: Meraların ıslah edilmesi yönünde önemli adımlar atıldığı ve çalışmaların devam ettiği, 2016 yılında 525 bin dekar alanda mera ıslahı projesi uygulanacağı,

AHIRLARA YÜZDE 50 HİBE: Hayvancılıkta küçük aile işletmelerine destek verme noktasında çalışma yürütüldüğü, işletmelere yüzde 50 hibe verilmesi yoluyla ahırlarının yapılması ve çeşitli hayvan destekleriyle birlikte hayvancılığın daha iyi bir noktaya taşınması amacının güdüldüğü,

YEM İHTİYACI: Hayvan varlığına göre kaba yem ihtiyacı ve içeriden karşılanma oranının 2000 yılında yüzde 67 olduğu, bu oranın 2014 yılında yüzde 94 seviyesine yükseldiği,

ŞAP HASTALIĞI: Şap hastalığıyla ilgili yeni bir virüsün ortaya çıkmasıyla birlikte yoğun bir çalışma içine girildiği ve aşı üretiminin tamamlandığı, hayvan geçişkenliği ve yurt içindeki hayvan nakliyle ilgili yaşanan sorunlarla ilgili de ayrı bir politika geliştirdiği,

YEMDEKİ VERGİ İNDİRİMİ: Yemde KDV'nin kaldırılmasının ardından fiyatların yüksek seviyede seyretmesinin dikkatle izlendiği ve konu üzerine çalışıldığı,

GENÇLERE HİBE: Ülkemizde göç olgusunun varlığının kabul edildiği, ancak bu durumun geri dönüşünün sağlanması amacıyla kırsal bölgedeki imkanların geliştirilmesine çalışıldığı, bu doğrultuda özellikle gençlere proje karşılığı hibe verilmesinin önceliklendirildiği,

OVP: Orta Vadeli Programda tarıma ilişkin herhangi bir rakamın yer almamasının tarım sektörüne özel olmadığı, 2014 yılında OVPTerde sektörel bazda göstergelere yer verilmemesi kararı alındığı ve bu karar doğrultusunda belgenin hiçbir sektöre ait bilgi içermediği,

TAKLİT ÜRÜNLERLE MÜCADELE: Taklit ürünlerle Bakanlık olarak ciddi manada mücadele edildiği, söz konusu ürünlerin sıkça teşhir edildiği, ancak bu konuda cezaların yetersiz kaldığının gözlendiği, bu sebeple daha caydırıcı cezalar içeren yeni bir yasal düzenleme hazırlığına başlandığı,

ZİRAİ İLAÇ: 2002 yılında 54 bin ton zirai ilaç kullanırken bu alanda yüzde 27'lik bir azalma olduğu ve 40 bin ton civarına gerilediği, ayrıca 2002'den itibaren çevre ve insan sağlığı için zararlı 182 ilaç aktif maddesinin yasaklandığı, bununla birlikte 2012 yılından günümüze kadar hasat öncesi ve hasat sonrası olmak üzere ortalama 55 bin numunenin alınarak analizinin yapıldığı kaydedildi.