Çukurova'nın toprakları bereketli, çiftçileri ise mahirdir. Binlerce yılın tecrübesi, bereketli topraklarla buluşunca, binlerce çeşit ürün bu topraklarda yetiştirilmiş ve İnsanlığın tüketimine sunulmuş. Ancak, bölgede narenciye temel ürün olunca, pek çok da ürün yanında yetiştirilince, Çukurova çiftçisi, uzun yıllar zeytincilikle ilgilenmemiş, evinin kenarına diktiği, kendi ihtiyacını karşılayacak birkaç ağaç dışında zeytine ticari olarak bakmamışlar.
Ta ki; 2004 yılında Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının başlattığı “Zeytin Seferberliği"ne kadar. Zeytin seferberliği etkisini kısa sürede göstermiş ve çukurova topraklarında hızla zeytin bahçeleri oluşmaya başlamış, geleneksel üretim bölgeleri dışında çukurova da zeytincilikte söz sahibi olmuştur. Ancak çukurova'da zeytinciliği anlatmadan önce Çukurova çiftçisini anlatmak gerekir.
Çukurovada ülkemizin başka yöreleri ile kıyaslanamayacak kadar tarımla iç içedir. Çiftlikler büyük, çiftçiler güçlü ve gelişmeye açıktırlar. Büyükler, dünyanın her yerini dolaşır, gördükleri her yeniliği bu topraklara getirir, edindikleri her bilgiyi ise küçük çiftçilerle paylaşırlar. Bu nedenle, çiftçilik çukurovada usulü ile kurallara uygun ve bilimsel temellere dayalı olarak yapılır.
Kısaca bunları anlattıktan sonra dönelim yine zeytin'e ve zeytinciliğe. Çukurovalı çiftçi temel ürünü narenciyeyi ve diğer ürünleri yetiştirmeye devam ediyor. Bunun yanında zeytin'e de yönelmiş.. Kısa zaman göstermiş ki;
Mut'tan, Silifkeye, Tarsus'dan, Adana'ya.. Şanlıurfadan, Mardin'e, Hatay'a kadar binlerce kapama zeytinlik bahçesi tesis edilmiş..
Bu bahçelerin büyük bir bölümü, modern usullere göre tesis edilmiş ve sulanabilir araziler haline getirilmiş,
Bölgenin sıcaklığı ve iklim yapısı ağaçların hızla gelişmesini, üç yaşından sonra verime binmesini ve meyvenin geleneksel bölgelerdekine göre daha boylu ve kaliteli olmasını sağlamış,
Zeytin üreticisi bu bahçelerine tıpkı narenciyede olduğu gibi büyük bir özenle bakıyor ve periyodik bakımlarını aksatmıyor,
Büyük ve kapama bahçelerin üreticileri bahçelerinde büyük ve modern salamura tesisleri kurmuşlar. Zeytine katma değer yaratmayı ve zeytinciliği hızla öğrenmeye başlamışlar.
Tesisi yapılan bahçelerin önemli bir bölümü Gemlik türü olmasına rağmen, yerel zeytinlerle çeşit zenginliği yaratılmışlar.
Mardin Derik'e özgü Melkebazi türü zeytin'den elde edilen yağın inanılmaz bir aroması, müthiş bir lezzeti var. Yoğun zeytinyağından, farklı aromadan hoşlananlar için Tarsus Sarıulak zeytin'in yağı bulunmaz bir lezzet. Nizip yağlık değişik bir tad.
Bilinen, ancak uluslararası literatürde tanınmayan zeytinleri ile fark yaratmaya hazırlanıyorlar.
Geleneksel üretim bölgesi zeytin üreticileri, çukurovayı yok saysalar, hafife alsalar da, zeytinin ana vatanı bu topraklar ve zeytincilik bu topraklarda olağanüstü bir hızla gelişiyor.
Sorunlar yok mu? Tabi ki var.
Ticari anlamda çukurovada zeytin üreticisi doğru yönlendirilmiyor. Ürünün en verimli şekilde değerlendirilmesinin yol ve yöntemleri anlatılmıyor. Ticari aktörler henüz yeterince güçlenememiş.
Bol sulanabilir, narenciye yetiştirilecek bölgelerde dikim yapan zeytin üreticileri yanlışlığın farkına varmış ve feryat ediyor.
Bir gerçek var ki, gemlik zeytini bölgemizin diğer çeşitlerine göre suyu daha seviyor. Bu nedenle, susuz araziye zeytin dikimi yapanlar zeytinde boylanma ve kalite sorunu yaşıyor.
Çukurovada geleneksel satış yöntemi meyveyi dalında satmaktır. Bu nedenle, yoğun işçi ve emek gerektirir zeytin hasatı ve sonrası işleme çukurova çiftçisinin alışık olmadığı bir yöntem ve ağır maliyet olarak değerlendiriliyor.
Zeytin'in ağır işçiliği nedeniyle çukurova çiftçisi, hala zeytin yetiştirmek ile narenciye ve diğer tarım ürünlerini yetiştirmek arasında bir ikilem yaşıyor.
Mahserecilik ve zeytinyağı işleme tesisleri hızla gelişiyor. Ancak herkesin kendi zeytininin yağını almak istemesi gibi bir talep, mahserelerde verim düşüklüğü yaşanmasına sebep oluyor.
Zeytin hala mahserelere doğru usul ve yöntemlerle taşınmıyor, kaliteli zeytinyağı elde etme yöntemleri çiftçiye anlatılmıyor.
Geleneksel üretim bölgesi zeytin üreticileri Gemlik türü zeytin'in sıcak iklimlerin etkisi ve narenciyedeki döllenme nedeniyle genetiğinin bozulduğunu ve Çukurova zeytinine artık gemlik türü zeytin denilemeyeceğini belirtse de, bu söylemlerin hiçbir bilimsel temeli bulunmuyor.
Tek bir gerçek var.
Bu gerçek çukurova'da zeytin üretimin hızla arttığı ve yakın zamanda ülkemiz ve dünya zeytinciliğinde önemli roller üsteneceğidir.
Kaynak: ciftcikulubu.net