Devlet Su işleri Genel Müdürlüğü'nde gerçekleşen zirvede Yılmaz, “Her alanda olduğu gibi tarımda da belirsizlikleri azaltmamız gerekiyor. Bunun siyasi ve teknik boyutu var. Siyasi istikrarına mayıs ayında ülkemiz başladı. Bize düşen teknik anlamdaki belirsizlikleri kaldırmak. Tarım sektörünün milli güvenliğimizi ilgilendirdiği ve niteliğinin daha da belirgin hale geldiğini biliyoruz. Tarım hiçbir zaman modası geçmeyecek bir sektördür. Geçmişte bu ihmal edilmiş. Şimdilerde bunun değerini görmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
AŞI VE İLAÇ KONUSUNDA KENDİMİZE YETİYORUZ
Yılmaz, konuşmasında şunları kaydetti; “Toplantının birinci başlığı planlı ve yerli üretim. Burda da en kıymetli ifade sürdürülebilirlik. Bugünkü nesil ile gelecek nesil arasındaki adalet için de çok önemli. Sürdürülebilir bir tarımsal üretim çok kıymetli. Bu anlamda girdi maliyetlerinden fiyat dengelerine kadar birçok konu burada tartışıldı. Hastalıklar konusu yine burada tartışıldı. İnsan, bitki ve insan sağlığının aralarında bir ilişki olduğunu arkadaşlarımız anlattı. Aşı ve ilaç konusu gündeme geldi. Bu konuda ülkemizin kendine yeter bir hale geldi.
GENÇ NÜFUS TARIMA DAHİL EDİLMELİ
Tarım alanında araştırma ve geliştirmenin teknolojinin son derece önemli olduğunu görmüş olduk. Tarımdaki istihdamın kayıtlı bir şekilde yapılması gerektiğini konuştuk. Ölçemediğimiz şey yönetemeyiz anlayışının altını çizdik. Tarımdaki nüfusun yaşlanması hususu gündemdeydi. Kayıtlı ve sigortalı bir şekilde gençlerimizin bu sektöre girmesi tarımda kalitenin de artışı için çok önemli. Genç istihdamının artması konusunda gençlerin hem şehir hayatında var olması hem de tarımda çalışması mümkün. Devletin bunlarla ilgili çalışmaları olacak. Kent tarımı yapılması genç nüfusun üretime dahil olması demek. Tarım destekleri yine önemli bir başlık. Bu esasında üretime destek şeklinde anlaşılmalı. Suyu çok verimli kullanmalıyız. Su varlığına göre bitkileri şekillendirmek zorundayız.”