Gelirimiz arttıkça zehirleniyor olabiliriz. “Nasıl olur?” demeden önce dinleyin! 10-15 yılda milli gelirimiz arttı, işimiz arttı, dışarı çıkıp sosyalleşenimiz, yemek yiyenimiz arttı; bu arada zamanımız durup ne yediğimize bakamayacak kadar azaldı, arz talebi karşılayamayınca adam başına düşen kaliteli ve sağlıklı lokanta, doğal gıda kaynaklarımız azaldı... Oysa gıda zehirlenmeleri, dünyada kalpten sonra ikinci ölüm nedeni!

Amerikalı gazeteci Susan H. Greenberg, 2008'de başlayan küresel krizin birinci yılı dolduğunda, aklıma kazınan şöyle acıklı bir yazı kaleme almıştı: “Krizin sarsıcı etkilerinden herkes gibi biz de nasibimizi aldık ve dışarıda yemek görkemli geçmişimizden bir anı olarak kaldı. Buzlukta folyoya sarılı paketlerdeki ne olduğu belirsiz yiyeceklerle idare ediyoruz ve 'akşam yemeğinde kahvaltı'yı çocuklarımıza yeni ve heyecan verici bir öğün seçeneği olarak sunuyoruz...”

MİLYONLARCA İNSAN SOSYALLEŞMEYE BAŞLADI

Türkiye'deyse yemek alışkanlıkları aynı dönemde çok değişti. Milyonlarca yeni insan dışarı çıkıp sosyalleşmeye başladı. Tüketim hızla arttı. Pek çok lokanta açıldı. Bu durum yeni sorunlar da yarattı. Bir araştırmaya göre Türkiye'de kentlerde yaşayan her 10 kişiden 4'ü artık dışarıda yiyor. Ve 3'ü fast food'u tercih ediyor. Sonuç, dengesiz ve sağlıksız beslenme. Öyle ki birkaç yıl önce, hükümet obeziteye savaş açtı. Öte yandan dışarıda yemekle ilgili savaş açılması gereken bir sorun daha var: Gıda zehirlenmesi.

Geçen hafta bizim gazetede çıkan bir haberde, gıda mühendislerinin anlattıkları tüyler ürperticiydi. Antibiyotikli tatlı mı ararsınız, kurtlu kuruyemiş mi, tarihi geçmekte olan tavuğu baharatlayıp pişirerek satmaya çalışan işletme mi... Detaya girmeyelim... Netice pek çok kez aynı: Mide bulantısı, baş dönmesi, halsizlik...

İKİNCİ ÖLÜM NEDENİ

Gıda zehirlenmesinin başlıca nedeni bakteri veya toksinler. Kimi zaman yiyeceklerin görüntüsü, kokusu ve tadında hiçbir değişiklik olmuyor. Farkında olmadan zehirlenmelere yol açabilen gıdalar da mideye indiriliyor. Dahası, gelişmekte olan ülkelerde başlıca ölüm nedenlerinden biri gıda zehirlenmesi. Dünyada her yıl 5 milyon çocuk bu yüzden ölüyor. Dünyada besin zehirlenmelerinden kaynaklı ölümler, kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerden sonra ikinci sırada. Kalbiniz için ne kadar korkuyorsunuz? Yanıt herhalde “Çok” olmalı! Peki köşedeki büfeden bir çırpıda aldığınız dürüm dönerden ne kadar korkuyorsunuz? Hiç mi? Bu da herhalde aptalca bir yanıt olurdu! İngiltere'de bir yılda 500 binden fazla insan gıda zehirlenmesi yaşıyor; o da bilinen virüslerle. Bilinmeyenler de hesaba katılırsa sayının 2 katına çıktığı söyleniyor. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu'nun Ulusal Zehir Danışma Merkezi'ne bildirilen benzer zehirlenme vakalarının sayısıysa, yılda yaklaşık 3 bin. Buradan 2 şey anlaşılabilir: İlki; İngiltere bu konuda bize göre tam bir üçüncü dünya ülkesi. İkincisi; bizde gıda zehirlenmelerine dair hemen hiç veri yok. Siz birini tercih edin! Zaten kurum da net bir sayı vermekte zorlanıyor.

Neyse; veri olsa da olmasa da yemek ciddi bir şey. Dışarıda ucuz ama sağlıksız bir yemekle başlayan akşam; devamında hastanede çok pahalı bir geceyle sona erebilir. Gerçi kapitalizmin geldiği aşamada, “Free: The Future of a Radical Price” adlı bestseller'ın yazarı Chris Anderson, “Bedava yemek diye bir şey gerçekten vardır” diyor. Ama konu yemekse, siz onu eleştiren Amerikalı ekonomist Daniel Gross'a kulak vermelisiniz: “Belki de devir gerçekten bedava yemeğin peşine düşme devridir. Ama bu devirde bedava yemek yiyenler bilmeli ki sonunda çatal bıçağı ödemek zorunda kalabilirler.”

BASİT AMA FAYDALI BİLGİLER

1- Sadece son yediğimiz yemekten zehirlenmeyiz: Besin zehirlenmelerinin kuluçka süresi farklıdır. 1 hafta önce yediğiniz yemeğin etkisi birden çıkabilir. Belirtilerin ortaya çıkması bünyeye göre değişkenlik gösterir. Kimi insanda 2 saat içinde, kimisinde de 4 gün... Tam iyileşme süreci de ortalama 1 haftadır. Yaşlılar, hamileler, bağışıklık sistemi henüz tam olarak gelişmemiş olduğundan çocuklar ve diyabet gibi kronik hastalığa sahip olanlar özellikle dikkat etmeli.

2- Tek suçlu restoran değil: Evimiz de o kadar masum sayılmaz. Tertemiz olduğunu düşündüğümüz mutfak tezgâhı, mutfak süngeri ya da ellerimiz bakterilerle dolu. Özellikle süngerleri sık sık değiştirin.

3- Sebze ve meyveye dikkat: Genelde en baş suçlu et ve süt ürünleri sanılır ama zehirlenmelerin yaklaşık yüzde 25'i sebze ve meyvelerden kaynaklanır. Bu da tarımda bilinçsiz kullanılan kimyasal ilaçlarla alakalı olabilir. Evet klişe olacak ama tarla ürünleri bol suyla yıkanmalı.

4- Zaman muammaysa at gitsin: İştahla yemeye kalkıştığınız yiyeceğin ne zaman pişirildiğini hatırlamıyorsanız, risk almayın ve hemen atın. 5- Nasıl pişirildi: Mayo Clinic'e göre zehirlenme yanlış biçimde pişirilmiş yiyeceklerden de kaynaklanabilir. Hazır yiyecekler, özellikle pişirilmemişlerse besin zehirlenmesini sıklıkla tetikler.

EVDE YEMEKTEN 2 KAT RİSKLİ

ABD'nin Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi'nin verilerine göre, dışarıda yenen yemekten kaynaklı zehirlenmeler, evde yenenlerden kaynaklı zehirlenmelerden yaklaşık 2 kat fazla. Hastaysanız ya da hasta olmaya meyilliyseniz yemek pişirmeyin ve servis etmekten kaçın. Ayrıca pastörize edilmemiş sütten ve bu sütleri içeren yiyecek ve içeceklerden uzak durun.

EVDE DE DİKKAT!

Ankara Üniversitesi Başkent Hastanesi'nin evde tüketilen gıdalar için uyarıları:

■ Soğuk gıdaları satın aldığınızda hemen buzdolabına yerleştirin. Çiğ et ve balığı daima kapalı olarak, buzdolabının alt kısmında tutun.

■ Dışarıdan alınan et, süt, balık gibi besinlerin taze olmasına dikkat edin ve nerede yapıldığı bilinen ürünleri tercih edin.

■ Çiğ ve yemeye hazır gıdalar için farklı kesme tablaları kullanın.

■ Yiyecekleri özellikle sıcak günlerde dışarıda bırakmayın.

■ Dolapta kalan yemeği tekrar yemeden, bir kez daha fokurdayana kadar kaynatın.

■ Bakteriler en iyi oda ısısında çoğaldığından yiyecekler hazırlanırken bunların yüksek derecede ve homojen şekilde pişirilmesi önemlidir. Kızartma yerine fırın ve düdüklü tencere kullanın.

EYVAH ZEHİRLENDİM!

■ Besin zehirlenmesinde yaygın görülen belirtiler bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishaldir. Ayrıca yüksek ateş, üşüme, kanlı dışkılama, susuz kalma, kas ağrıları, halsizlik ve bitkinlik de görülebilir. Belirtilerden birkaçını gözlemlediyseniz; herhangi bir şey yemeyin ve en az 1 saat midenizi dinlendirdikten sonra azar azar ama düzenli olarak su için. Kişisel hijyeninize dikkat edin, özellikle de bol bol ellerinizi yıkayın.

■ Eğer bu belirtilerden birkaçı birkaç günden fazla sürerse mutlaka doktora gidilmeli. Gıda zehirlenmesi geçiren yaşlı biri ya da bebekse hemen doktora!

■ Bağırsakta bakteri beklerse yayılma ihtimali artacağından ishali engellemek için ilaç kullanılması genelde tavsiye edilmez ve hemen bakterinin atılması gerekir. Tedavi sürecinde zehirlenmeye neden olan bakteri saptanır, uygun antibiyotiğe başlanır. Ama doğrudan antibiyotik almak çözüm değil, mutlaka doktora gidilmeli.

Sema EREREN/ GAZETE HABERTÜRK-PAZAR