Dünya Gazetesi'nin Ankara Sohbetleri'ne konuk olan Taner Taşpınar, Ankara Temsilcisi Ferit B. Parlak ve Ankara Haber Müdürü Hüseyin Gökçe'nin sorularını cevaplandırdı.
Pancar Ekicileri Kooperatifleri Birliği (PANKOBİRLİK) Genel Müdürü Taner Taşpınar, geçen dönem kadük olan ama Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından bir süre önce TBMM'ye aynen gönderilen şeker yasa tasarısının, pancar tarımına ve Türk ekonomisine büyük zarar vereceğini söyledi.
Nişasta Bazlı Şeker'in(NBŞ) şekerin alternatifi olmadığını belirten Taşpınar, son 13 yılda NBŞ kotalarının sürekli arttırılmasının 4.1 milyar dolarlık zarara yol açtığını öne sürdü. Toplam 3.5-4 milyar dolar gelir beklenen şeker fabrikalarının mevcut yöntemle özelleştirilmesi halinde, kesinlikle kapanacağını belirten Taşpınar, PANKOBİRLİK olarak sadece işletme hakkını almaları halinde, 4-5 yılda özelleştirme geliri kadar paranın başta vergi olmak üzere devlete geri döneceğini söyledi.
Şeker Yasası'nın çıktığı 2001 yılından bu yana Türkiye NBŞ kavramı ile tanıştı ve çok tartışma yapıldı. Bu tartışmanın neden kaynaklandığını basit bir dille bize anlatabilir misiniz?
NBŞ üreticileri, sanayinin glikoza ihtiyaç duyduğu gerekçesiyle sürekli kota miktarını arttırmaya, hatta glikozu kota dışında bırakmaya çalışıyorlar. Oysa sanayicinin glikoz talebi NBŞ üreticilerinin mevcut kapasitelerinin yüzde 50'si ile karşılanması mümkündür. NBŞ üreticileri kapasitelerinin yüzde 20'sini glikoz üretiminde kullanırken, kalan kısmını sanayicinin talebini gerekçe göstererek şeker muadili olan izoglikoza yönlendiriyorlar. Bunu da yüksek kar elde etmek için yapıyorlar. Ayrıca TBMM'ye tekrar gönderilen şeker yasa tasarısı ile glikozu kota dışına bırakma yanı sıra izoglikoz kotalarını arttırarak sabitleme yönünde lobi çalışmaları yapıyorlar.
Bir kere glikoz tam olarak şekerin karşılığı değil, piyasa yanlış yönlendiriliyor. Avrupa'da gıda sanayinde ana ürün değil, tamamlayıcı olarak da kullanılıyor. Etikette ne kadar glikoz kullanıldığı yazılı, ancak bizde bunu kontrol edecek bir merci yok. Pancar şekeri Sakkaroz100 birim tatlandırıcı ise izogilkoz 174 glikoz ise 73 birim tatlandırıcıdır.
Şeker yasa tasarısında, sizin gözünüzle başka sıkıntılar var mı?
Tasarı geçen dönem çıkarılamadığı için kadük olmuştu, şimdi Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı aynen gönderdi. Şimdi NBŞ sektörü başka bir oyunu sahneye koymak istiyor. Şeker pancarından elde edilen sakkarozun tanımı var. Burada 'diğer şeker' başlığı altında NBŞ'yi gizleyerek glikozu tamamen kota kapsamı dışına çıkarmak istiyorlar.
Kanunda 'arz açığı' şeklinde bir kavram getirilmiş. Mücbir sebeplerden dolayı ihtiyaç olan şeker karşılanamazsa, bu ihtiyacın diğer şekerlerden karşılanması öngörülüyor. Bu da NBŞ olarak kullanılacak. Başka ifade ile sınırsız yetki veriyor. Burada bir planlı bir düzen var.
Kimyasal, ilaç sanayi, ağıt, mukavva sanayi gibi yerlerde glikoz kota kapsamı dışına çıkarılıyor. Zaten bunları kontrol edecek altyapı yok, bunları kontrol edebilirsen gerek kalmaz.
Glikozu kota kapsamı dışına çıkarmak yanlış olur. Sayıştay raporlarında kota arttırılmasıyla ilgili Bakanlar Kurulu'nun yanlış yönlendirildiği yazıyor.
Bakanlar Kurulu'nun kotayı arttırma ve azaltma yetkisi bir arada olduğu halde hep arttırma yönünde kullandı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şeker Yasasının uygulanmaya başladığı 2002 yılından bu yana her yıl kotayı yüzde 50 arttırarak götürdüler ki bu da 2.5 milyon ton şekere denk geliyor. Türkiye'de yıllık şeker üretimi 2.5 milyon ton civarında. Yani 13 yılda 1 yıl hiç pancar ekilememiş anlamına geliyor. 4.1 milyar dolar ekonomiye katkısı. Bu katkıyı devretmiş oluyoruz.
NBŞ, yani nişasta olan her şeyden üretiliyor. Adına mısır şurubu deniyor, sanki şeker pancarı gibi doğalmış gibi gösteriliyor. Aslında böyle değil, nişastanın asitle tepkimeye girmesi sonucu elde ediliyor. Kimyasal tepkime sonucu elde ediliyor, şekerpancarı şekeri ise tamamen doğal.
Şeker denilince akla hemen sağlık ve obezite geliyor, bu konuda nasıl değerlendirmede bulunacaksınız?
Pancar şekeri, karaciğer tarafından doğrudan algılanabilen bir ürün. NBŞ'lerise doğrudan algılanamıyor. Yağa çevriliyor, bir sürü hastalıklara yol açabilir. Onlar sakkarozun da içinde glikoz olduğunu söylüyorlar ama ikisi aynı şey değil.İsmi yüksek früktozlu mısır şurubu idi mısır şekeri olarak değiştirdiler. Mısır da pancar gibi doğal algısı oluşturmaya çalışıyorlar.
İçinde nişasta olan her şeyden, patatesten de üretilebilir. Dolayısıyla milleti biraz yanlış yönlendiriyorlarmış gibi geliyor.
Peki Avrupa Birliği'nde ve dünyada durum nasıl?
Avrupa'da yüzde 20 kota vardı, bunu 2017 yılından sonra kaldırıyorlar. Ancak burada gıda dışı kullanımda artış olacak. Kendi şeker sanayilerini tamamen korudular, satışı birliğe yeni giren 10 ülkeye yapacaklar. Kotanın kalkması istediği kadar üretim anlamına gelmiyor, belli hedefleri var ve onu tutturmayı istiyorlar. Maliyetleri yüzde 10-15 azaltmayı öngörüyorlar.
Dünyada izoglikozla ilgili mücadele var, vergilerle kullanımı azaltılırken, yüzde 50'sini mutlaka şeker pancarı şekeri kullanım zorunluluğu getirilirken, Türkiye'de glikoz veya izoglikozun önünü açmak için çaba gösteriliyor. Bugün Türkiye'de maliyetlere baktığında izoglikozda bire 3 para kazanılıyor. Ancak fiyatlarını pancar şekerine göre ayarlıyorlar.
Kotanın artırılmasının maliyetinin 4.1 milyar dolar olduğundan bahsettiniz, bunu biraz daha açar mısınız?
Şeker pancarı, çok katma değerli bir ürün. Bir kere benzine etanol karıştırma oranı yüzde 2'den yüzde 5'e çıkacak. Şu anda etanol kapasitesinin yüzde 56'sı şeker üretilmiş pancardan karşılanıyor. Yani pancarın geri kalan melası içindeki alkol etanole çevriliyor. Bunun dışında kalan kısımları da gübre ve ilaç sanayinde kullanılıyor.
Türkiye'de şeker fiyatlarının yüksekliği de gündeme getiriliyor….
Bu konuda da tamamen yanlış yönlendirme var. Herkes Londra borsası fiyatını örnek veriyor ama kimse fiili olarak bu fiyattan şeker alıp tüketmiyor. Dünyanın hiçbir yerinde beyaz şekerin perakende fiyatı ile borsa fiyatı aynı değildir. Borsa fiyatı gerçek maliyeti göstermez. AB'de maliyetler bize göre çok düşük olmasına rağmen, perakende fiyatlarının neredeyse bu ülkelerle aynı olduğu gözlenmektedir.
Üstelik, devletin maliyeti yüksek olduğu için fiyatı yüksek belirliyor, özel sektör de fiyatını devletin açıkladığı fiyata göre belirliyor. Serbestleşme olsa fiyatlar çok daha aşağı çeker.
Uzun süredir gündemde olan şeker fabrikalarının özelleştirilmesi konusunda neler söyleyeceksiniz?
Şu anda şeker pancarıyla ilgili ciddi oyun oynanıyor. Eğer şeker fabrikaları portföy grupları halinde özelleşirse, 25 fabrikadan sadece 7-8 tanesi kalır, diğerleri kapanır. Zaten özelleştirme sonucunda fabrikaların kapanacağı hesabını yaparak, ortaya çıkacak açığı NBŞ ile kapatmayı planlıyorlar.
PANKOBİRLİK'in ortak sayısı 1 milyon 450 bin civarında. Pancar münavebeli(ekim nöbeti) ürün olup; mısır, ayçiçeği, patates gibi ürünlerle birlikte sırayla ekiliyor.
Polonya'da özelleştirme yapıldı, büyük fabrikalar gelip kotaları bir fabrikaya aktarıp diğerlerini kapattılar. Sonra baktılar ki fabrikalar elden gidiyor, kalan fabrikaları kapsamdan çıkarıp çiftçi ve işçilere teslim ettiler.
Mevcut özelleştirme modelinde fabrikanın kapanması halinde çok komik cezalar öngörülüyor ve insanlar bunu ödeyip kapatmayı tercih ederler.
Bu konuda sizin öneriniz nedir?
Biz de arsalar sistem dışına çıksın, fabrikalar işletme ve kotasıyla birlikte satılsın, buraya gerçekten talip olanlarla olmayanlar birbirinden ayrılır. Gerçekten işletme amacı olanlar alır. Fabrikaların kapanması demek, bölgede ciddi anlamda insanların aç kalması demek. Çok enteresandır, şeker fabrikalarının bulunduğu Van, Erciş, Urfa, Ağrı, Kars'a baktığınızda terörün çok az olduğunu görüyoruz.
Bakın Et ve Balık Kurumu kombinaları kapatıldı, süt kurumu kapatıldı bugün et ve süt fiyatlarını konuşuyoruz. Şeker fabrikaları da kapatılırsa, şeker fiyatlarını da konuşmaya başlarız.Özelleştirme, fabrikaları 3.5-4 milyar liraya satmayı öngörüyor. Biz fabrikaları bize devredin, 5 yılda bu parayı; vergi, sigorta, prim, KDV yoluyla öderiz. Yani özelleştirmeden elde edilecek gelir 5 yılda alınacağı gibi mülkiyet de yine devlette kalacak.Bugün fabrikalara özelleştirilecek diye 15 yıldır çivi çakılmıyor.
Bakın dünya fındık üretiminin yüzde 70'ini Türkiye yaparken 3 milyar dolar kazanıyor, oysa ürününde yüzde 17 fındık kullanan uluslararası bir firma 10 milyar dolar gelir sağlıyor. Yani üretimden vaz geçmemek gerekiyor. Örneğin ayçiçeğinde destekleme fiyatı yüksek verilmeli ki insanlar eksin ve ithalata ödenecek para yurt içinde kalsın.