Mümtaz Büyüknalça / Tarım Kredi Kooperatifleri eski Genel Müdür Yardımcısı
Mart ayında aylık gıda enflasyonunun %2,4 seviyesinde gerçekleşerek yıllık %29,8’e yükselmiştir. Bu noktada özellikle sebze fiyatlarındaki yükselişten bahsetmek gerekiyor; son artışlarla sebze fiyatlarında geçen yılın aynı dönemine göre artış oranı %90’ı buldu. Bununla beraber, diğer işlenmemiş gıda (ağırlıkla et) fiyatlarındaki %25 ve işlenmiş gıda fiyatlarındaki %19’luk yıllık artışlar, yüksek gıda enflasyonunun tek suçlusunun sebze fiyatları olmadığını da gösteriyor.
Enflasyonun alt kalemleri içerisinde sağlık harcamalarının dışında gıda enflasyonunu yakalayabilen başka bir kalem de bulunmuyor.
GIDA FİYATLARI GENEL FİYATLARDAN DAHA HIZLI ARTIYOR
Türkiye’de gıda fiyatları son yıllarda genel fiyat seviyesinden daha hızlı bir oranda artmaktadır. Gıda fiyatlarının tüketici fiyatları içindeki göreli büyük payı ve gıda kaleminin hane halkının öncelikli ihtiyaçları arasında yer alması nedeniyle, gıda enflasyonundaki yüksek seyir üzerinde önemle durulması gerekmektedir.
Üretici fiyatları üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturan üretim maliyetlerinin düşürülmesi kısa ve uzun vadede tüketici fiyatlarını olumlu yönde etkileyecektir. Benzer şekilde, yurt içi üretimin artırılması da tüketici fiyatlarının önemli oranda düşmesine neden olacaktır.
TARIM ÜRÜNLERİNDE TALEP ENFLASYONU GÖZÜKMEZ
Enflasyon, yol açan nedenlere göre talep enflasyonu ve maliyet enflasyonu olarak ayrılmaktadır. Gıda ya da başka bir ifade ile tarım ürünlerinde talep enflasyonu gözükmez. Sebebi ise patatesin fiyatı çok düştü diye tüketici patatese dönük talebini artırmaz. Gıda enflasyonundaki artışın sebebi olarak talep yönüne değil, maliyet yönüne bakılması gerekir.
Tarımda maliyet enflasyonu, girdi fiyatlarındaki artış sonucu üretim maliyetlerinin artması şeklinde ortaya çıkan enflasyondur. Maliyetenflasyonuna yol açan nedenler ücret artışları, döviz kurlarının yükselmesi, girdi fiyatlarındaki artış ve faizlerde artış olarak sıralanabilir.
MALİYETLERDE ARTIŞA NEDEN OLAN BİR GELİŞME OLDU MU?
Ülkemizde maliyetlerde artışa neden olan bir gelişme oldu mu? Yani ücretler, faizler arttı mı? Üretimde kullanılan girdilerin fiyatları yükseldi mi? Kurlar arttı mı? Bu soruların yanıtları bizi ülkemizdeki tarımsal enflasyonun kaynağına götürecektir. Ücretler haricindeki maliyeti oluşturan tüm bileşenlerde artış meydana gelmiştir. Yani faizler, kur ve girdi fiyatları artmıştır. Kur artışını tarım sektörüne hizmet götürenlerin belirleme şansı olmadığı için etkileme kabiliyetimiz bulunmamaktadır. Bu durum bize, gıda enflasyonunu aşağı çekebilmek için çiftçinin tarımsal üretimde kullandığı girdi fiyatları ile faizler üzerinde durmamız gerektiğini göstermektedir.
ÇİFTÇİNİN ZİRAİ KREDİ İHTİYACI ZİRAAT BANKASI VE TARIM KREDİ TARAFINDAN KARŞILANIYOR
Çiftçinin zirai kredi ihtiyacı, esas olarak Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından karşılanmaktadır. Ziraat Bankası’nın çiftçiye kullandırdığı zirai kredi faizlerinde geçen yıla göre artış olmamasına karşın, Tarım Kredi Kooperatifleri ortaklarının kullandığı zirai kredi faiz oranları piyasa faiz oranlarına yani % 30’lara yaklaşmıştır.İndirimli zirai kredi kullandırmakta yetkili olan Ziraat Bankası ile TKK’nin kullandırdığı zirai kredi faiz oranlarındaki farklılığın esas sebebi,TKK’nın zirai kredi için tahsis edilen plasmanı başka alanlarda kullanmasından kaynaklanmaktadır.
Misal, TKK’nın Trakya’da bulunan T.K. Gıda Şirketi’nde 2010-2013 yılları arasında yapılan suiistimaller sebebiyle 438 Milyon lira zarara uğratılmış, bu zararın kapatılabilmesi için 2014 yılında 466 milyon liralık sermaye artırımına gidilmesi. Bütün bu işlemlerin maliyeti ortak çiftçilerine dolayısıyla da tüketiciye yansımaktadır.
TARIMSAL GİRDİ FİYATLARINDAKİ ARTIŞ GIDA FİYAT ARTIŞININ EN ÖNEMLİ SEBEBİ
Gıdadaki fiyat artışının diğer önemli sebebi olarak gördüğümüz tarımsal girdi fiyatlarındaki artış. Ülkemizde çiftçinin tarımsal girdi ihtiyacını karşılamakla görevli kuruluş Tarım Kredi Kooperatifleridir. TKK, faaliyet alanı tüm ülkeyi kapsamakta ve ülkemizdeki yerleşim birimlerinin % 90’ına hizmet götürmektedir. Ülkemizdeki çiftçilerin % 50’si TKK’nin ortağı bulunmaktadır. Özellikle tarımsal üretimden uzaklaşan kesimin muhatabı Tarım Kredi Kooperatifleridir. Çünkü ortakları küçük çiftçilerden oluşmaktadır. Bu açıklamalar Tarım Kredi Kooperatiflerinin girdi fiyatları, piyasada belirleyici olduğuna işaret etmektedir.
TARIM KREDİ'NİN SATIŞ FİYATLARI BELİRLEYİCİ OLUYOR
Çiftçinin tarımsal üretimdeki temel girdisini kimyevi gübre ile mazot oluşturmakta, hayvansal üretimin temel girdisini ise yem oluşturmaktadır. Kimyevi gübrenin 1986 yılında libere edilmesi, Zirai Donatım Kurumu’nun özelleştirilmesi ile bu alandaki tüm sorumluluk Tarım Kredi Kooperatiflerinin üzerindedir. Aynı şekilde Yem Sanayi’nin özelleştirilmesinden sonra bu görevi de Tarım Kredi Kooperatifleri üstlenmiştir. Yani zirai üretimdeki kimyevi gübre, mazot ve yem fiyatlarının belirlenmesinde Tarım Kredi Kooperatiflerinin satış fiyatları belirleyici olmaktadır.
TKK, belirlediği girdi fiyatları ile sadece kendi fiyatlarını belirlemiş olmamakta, piyasadaki rakip firmaların da baz fiyatının oluşmasını sağlamaktadır. Dolayısıyla TKK girdi fiyatlarını ne kadar aşağıda tutarsa ülkemizdeki tüm çiftçinin daha uygun fiyatla tedarik yapması sağlanacaktır. Bu fonksiyonunu düzgün yerine getirememesinin maliyeti gıdada yüksek enflasyon olarak karşımıza çıkmaktadır.
TÜKETİLEN GÜBRENİN YÜZDE 25-30'U TARIM KREDİ TARAFINDAN SAĞLANIYOR
Tarım Kredi Kooperatifleri, girdi ihtiyaçlarından kimyevi gübre ile yemin tamamını bağlı şirketlerinden karşılamaktadır. Ülkemizde yıllık yaklaşık 5-5,5 milyon ton gübre tüketilmekte, tüketilen bu gübrenin % 25-30’luk kısmı Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından sağlanmakta, TKK’da sattığı bu gübrenin tamamını kendi şirketinden almaktadır. Hem Dünyada hem ülkemizde kimyevi gübre piyasasında oligopol piyasası hakimdir.
TARIM KREDİ'DE GÜBRE FİYATLARI PİYASANIN ÜSTÜNDÜ
TKK’nın gübre fiyatları rakiplerin aşağı yukarı % 20’si kadar yüksek teşekkül etmektedir. Gübre fiyatlarının yüksek teşekkülünün sebebi gübre tedarikini yaptığı bağlı şirketidir. Bağlı şirketinin faaliyet raporlarına bakıldığı zaman ürettiği-ithal ettiği gübrenin büyük kısmını hiçbir pazarlama faaliyetine katlanmadan Tarım Kredi Kooperatifleri eliyle satmasına karşılık, rakip gübre üreticileri kadar pazarlama-satış ve dağıtım giderleri yaptığı görülecektir.
GÜBRETAŞ'IN ALAKASIZ SEKTÖRLERDE ALT ŞİRKETLERİ VAR
Gübre konusundaki bağlı şirketi, faaliyeti ile ilgili olanlarda genişlemesi gerekirken, hiç alakasız sektörlerde alt şirketleri vardır. TKK yöneticilerinin bu alt şirketlerin ne olduğu, ne iş yaptığını anlayabilmesi uzunca zamanlarını alacaktır. Neden bu alt şirketler kurulmuş, bunun sebebini rasyonel olarak açıklayabilmek mümkün değildir. Bütün bu olumsuz hareketlerin faturası, TKK ortaklarına dolayısıyla da tüketiciye yansımaktadır.
TKK, regülasyon görevini tam anlamıyla yerine getirebilmesi için girdilerin tamamını tedarik ettiği, Bağlı Şirketlerini disipline ederekkurumun kanayan yarası olmaktan çıkarmalıdır. Böylece TKK ve Bağlı Şirketleri, varlık sebebi olan ortak çiftçilerine en iyi hizmeti vererek, tarımsal girdileri ucuz tedarik ederek gıda enflasyonunun aşağıya çekilmesindeki görevini yerine getirmiş olacaktır.