Yem fiyatlarındaki artışa karşın süt fiyatlarında bir artışın yapılmamasını eleştiren Eskişehir İli Mahmudiye Çifteler Han İlçeleri Süt Üreticileri Birliği Başkanı Güner Özer, yazılı bir açıklama yaptı. Özer, açıklamasında şunları kaydetti:

ÜRETİCİYİ DEĞİL SANAYİCİYİ KORUYOR

Şuan ki yem fiyatları karşısında para kazanmamız ve dolayısıyla süt üretmeye devam etmemiz imkansız. Yakın zamanda toplanacak olan Ulusal Süt Konseyi sadece çiğ süte referans fiyat verip 3 ya da 6 aylığına kenara çekilip kalmamalı. Ulusal Süt Konseyi, sözde üreticiyi koruyacak vaadiyle kurulsa da sanayiciyi koruyor.

KONSEY ÜRETİCİYE FAYDA DEĞİL ZARAR GETİRİYOR

Şöyle ki; konsey fiyatının altına alım yapan firmalara bir yaptırım yapılmıyor. Fakat bölge piyasası konseyin fiyatının üzerine çıkabilecekken firma Ulusal Süt Konseyi fiyatını göstererek bu fiyatı geçmeye direniyor. Daha geniş açıdan baktığımızda Konsey üreticinin cebine girecek rakamın adını koyup sabitlerken, üreticinin cebinden çıkacak rakamın belirsiz ve her an yukarı yönde ilerliyor olması Konseyin üreticiye fayda değil zarar getirdiğinin göstergesidir.

Ne olmalı?

Konsey çiğ sütün fiyatını belirleyip çiğ süt üretimindeki girdilerin de (süt yemi, yonca, slaj, saman, akaryakıt vb.) fiyatlarını da buna paralel sabitlemeli yada en azından süt/yem paritesinin sabit kılınıp süt fiyatını yem fiyatına oranla aylık güncellemeli.

Süt yem paritesi nedir?

1 litre süt fiyatı 1,3 kg süt yemi fiyatından düşük olmamalı. Konsey bunu göz ardı ettiği sürece süt fiyatını 2 TL de açıklasa o zam biz üreticilerin cebine girmeden bugün 65 TL olan süt yemi fiyatı 85 TL'yi geçer hiçbir şey kazanmamaya devam ederiz.

Kim kazanıyor?

Süt firmalarının çoğunun yem fabrikası da var ve sütünü almam için yemi benden almak zorundasın diyorlar. Yem firmaları harman zamanı çiftçiden mahsulü toptan ucuza alıp depo eder sonra işler aynı çiftçiye bunu neredeyse 2 katı fiyata verir. Herhalukarda sanayici fazlasıyla kazanırken üretici köleleşiyor bir gün yem satacak ve süt satın alacak adam bulamamaya başlayınca da farklı bir kulvarda yatırım yapıp işlerine bakarlar ama biz üreticilerin başka çaresi yok.

HER GÜN LOKANTADA YEMEK YİYEMEYİZ!

Ülke için bir numaralı önemi taşıması gereken tarım hayvancılık günden güne kan kaybediyor. İthalatla bir yere varamayız her gün lokantadan yemek yersek buna maaş yetmez üretmeliyiz üretmek için de kazanmalı ve ayakta kalmalıyız.

PARİTE SABİTLENMEDEN KONSEYİN AÇIKLAYACAĞI FİYATIN BİR ÖNEMİ YOK

Bu 1/1,3 süt/yem paritesi sabitlenmeden Konseyin açıklayacağı fiyatın önemi yoktur. Konsey fiyatı açıklıyor müstahsile ne ödeneceği ülkenin bölgelerine göre farklılık gösteriyor. Kapıdan toplama sıcak süt, kapıdan toplama soğuk süt, merkezi toplama süt, çiftlik tankından alınan süt, üreticiye farklı farklı maliyetler çıkıyor.

'Süt fiyatı şöyle açıklandı, neden böyle ödeniyor' diyor. Nakliye, yakıt bedeli, araç gideri, şoför, maaş ve sgk, soğutma merkezi elektrik, dezenfektan, jeneratör, su, personel, kira giderleri, hizmet giderleri, muhasebe giderleri, daha müstahsil makbuzundaki mera stopaj borsa Bağ-Kur kesintileri hepsi o Konseyin açıkladığı fiyattan düşe düşe kalan rakam üreticinin eline geçiyor.

ÜRETİCİNİN CEBİNE GİRMİYOR

Konsey, maliyet hesabı yapıp buna göre açıkladığı fiyat direk üreticinin eline geçiyor sanıyor. Zaten üreticide orada kaybetmeye başlıyor. Çözüm başkanın sanayici olduğu üreticiyi savunması gereken Ulusal Süt Konseyi toplanacak belirttiğimiz kesinti ve giderleri de hesaba katarak yem/süt paritesinde süt fiyatını açıklayacak.

Ülkenin ortalama yem fiyatını da yazacak bundan sonra her ay toplanıp bir aylık sürede yeme gelen zammı yem/süt paritesinde aylık süt fiyatına yansıtacak üretici de nefes almaya başlayacak. Yem fiyatı çözülmeden bu süt üreticisi para kazanamaz. Sütçü para kazanamazsa besici hiç kazanamaz. Firmaların market reyonlarında ürün fiyatları sürekli artarken, yem fiyatı mazot fiyatları sürekli yükselirken Konsey ortalıkta görünmüyor ama gariban üreticinin bin bir zahmetle ürettiği ürününe fiyat biçerken ortalıkta görünüyor.

TARIMDANHABER