Köşemi bugün 27.dönem Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer beyle yaptığım röportaja ayırdım.
Değerli vekilimin gözünden sahada olup bitenleri ve hükümetin tarım politikalarını sizin adınıza ben sordum Sayın Gürer yanıtladı.
Sayın Gürer öncelikle merhaba. Sahada çiftçinin sesini duyup, mecliste ve medyada duyuran, yaptığınız çalışmalar ile çiftçiden takdir gören tarlaya ayağınıza galoş giymeden giren bir tarım emekçisisiniz.
-Sizce, Hükümet tarım sektörünün içinde bulunduğu sorunların farkında mı? Paramız var ki ithal ediyoruz diyen bir tarımsal anlayışın 21 yıllık politik geçmişine baktığınızda Türkiye çiftçisi nasıl bu günlere getirildi?
20 yıldır AKP iktidarları 24 Ocak karaları ile başlayan tarımı bitirme politikasını sürdürüyor IMF ve dünya bankasının siz pahalı üretiyorsunuz sanayi ve turizme yönelin Gıda için de para kazanıp ithal edersiniz aklını verdiler AKP iktidarları bu aklın acımasız uygulayıcı oldu.
Tarım bitirildi ithalatçı bakanlar paramız var ithalat yapıyoruz dediler dünyayı saran kuraklık Pandemi ve Rusya Ukrayna savaşı bir kez daha gösterdi ki tarım stratejik bir alan kendi kendine yetemeyen ülke parası olsa da ürün bulmakta zorlanıyor üretimi fazla olan önce can deyip dışsatımı kıstı öyle olunca fiyatlar arttı ürün bulmak zorlaştı ülkemizde.
Çiftçiye destek veren kamu kurumları Fabrikalar tek tek kapatıldı Gübre fabrikaları ilaç Gıda üretim tesisleri özelleşti.
Dev Kooperatiflerin içi boşaltıldı Çukobirlik, Antbirlik gibi.
Tarım Kredi Kooperatifi bir çiftçi kuruluşu iken ticari işletmeye döndürüldü çiftçi bankası Ziraat Bankası çiftçi desteklemekten çok bankacılığa yöneldi. Toprak su, köy hizmetleri, zirai donatım gibi kuruluşlar yok edildi. Çiftçi tüccara mahkum edilirken Toprak Mahsulleri Ofisi dahi çiftçi kuruluşu olmaktan çıktı ithalatçı kuruma dönüştü. Yaşadığımız sorunlar davul zurna çalarak geldi AKP iktidarı görmezden geldi. Yaşadığımız sorunlar AKP iktidarının yanlış tarım politikalarının sonucu oluştu.
-Sizin sahada gördüğün en temel sorunlar nelerdir?
Plansız tarım politikası, Çiftçi, besici, süt inekçiliği yapan sorunlarına iktidar duyarsız kalması yetersiz desteklemeler ve taban fiyat uygulamaları kırsalın boşalması, küçük aile tipi işletmelerin ciddi anlamda yaşadığı ekonomik sorunlar, üreten ürettiğinden kazanamazken tüketiciye çok pahalı ürün erişmesi ve Kooperatifçiliğin desteklenmediği gibi işlev daraltılması, Birlik ve odaların yeterli tarım politikalarında etkin kalınmaması.
-Artan üretim maliyetlerinden dolayı çiftçi üretimden soğuyor, üretimden vazgeçme noktasına geliyor. Üretmek isteyen çiftçinin önündeki engeller nelerdir?
Artan girdi maliyetleri ve ürününü maliyetine dahi satamaz noktaya gelmesi. Örneğin şeker pancarı yetiştiriyor geçen yıl tonunu 420 liradan fabrikalara verdi fabrika şeker pancarından şeker küspe melas alkol elde edip satıyor geçmişte küspe ücretsizdi bugün küspe tonu 1100 TL yani 420 TL tonunu sattığı pancar posası 1100 TL alırsa nasıl eksin?
-Kur ucuzken AKP’nin tarımsal ithalat sevdasını geçmişte anlayamadık, şimdi de Dolar ve Euro fiyatları ortadayken de tarımsal ihracatını anlamlandıramıyoruz. Hükümetin kendi ülkesinde ki sorunları halletmişçesine Sudan ve Venezüella’da tarım hamlelerini nasıl yorumluyorsunuz?
Ülkemizde Bakanlık verilerine göre 21 üründe arz açığı var bu nedenle ithalata bugünkü iktidar mecbur. İthalatçı bir lobi dolaylı olarak Bakanlığı yön veriyor. Arz açığı ürünlerde gerçekçi uygulamalar ve İyi bir planlama ile sorunlar aşılır Sudan 2014 yılından beri beceremedikleri bir konu.
Sonra 2020 de Nijer çıktı şimdi de Venezuela. Her bakan bir ülkeye tarım yapmaya gidiyor, ülkemizde tarımı sorunlu kıldılar başka ülkelerde tarım arayışındalar onu da beceremediler. Nijer konteyner 45 günde geliyor ve 15 dolar gibi bir nakliye gideri var daha Antalya’dan ürünü İstanbul’a uygun fiyatla taşıyamayan iktidar boş işlerle uğraşıyor. Gelişmiş ülkeler başka ülkelerde toprak alıp tarım yapıp çevre ülkelere satarak para kazanıyormuş masalı anlatıyorlar, ülkemiz topraklarını yabancı ülkeler alıp tarım yaparken 30 yılda 5 milyon hektar tarım arazisi kaybını seyreden iktidar, tarımı ülkede değil başka ülkelerde yapma derdine düşeceğine önce ülke topraklarını değerlendirsin.
-AKP öncesi açılan üniversitelerin bugün AKP tarafından sahiplenilmesini şaşkınlıkla izliyoruz ancak Tarım ve Orman Bakanı Sayın Vahit Kirişçi’nin elektrikli traktör projesini sahiplenmemesini neye bağlıyorsunuz? Sizce bu proje neden sahipsiz kaldı?
AKP her bakan değiştiğinde tarımda ağız değişikliğine gitti. Her bakan gündemi farklı oyaladı. Tarım adına ithalatçı kafa değişmedi. Sürekli kamuoyuna kendi kendine yeten ülkeyiz deyip sonra Rusya ve Ukrayna’dan gelecek gemilerle buğday ve bitkisel ham yağ derdine düşen bir iktidar var. Bu nedenle geçen dönem gündemi elektrikli traktör yeterince işgal etti. Şimdi de Venezuela’ya buğday ekmek var. Ülkemizde tarımı beceremeyenler dünya bize hayran modu ile süreci oyalamaya çalışıyorlar. Tarımda öncelikli ihtiyaç kaliteli üretim ve üretim, üretim, üretim.
-Artan tarımsal maliyetleri nasıl yorumluyorsunuz? Sizce açıklanan hububat fiyatları yeni ekim döneminde maliyetleri karşılar mı?
Hububat fiyatlar geçen yıl düşük tutuldu Ekmeklik buğday ton fiyatı 2250 TL, Makarnalık buğday 2450 TL açıklandı. Serbest piyasa daha yüksek olduğu için çiftçi TMO ürün az verdi TMO hasat sonu tonu 5700 TL buğday ithal etti. Bu yıl taban fiyat buğday tonu ekmeklik için 6050 TL açıklandı. TMO yılbaşından beri 1,5 milyon ton buğday ithal etmiş Tonu 6700 TL kadar buğday almıştı. Taban fiyat 6050 TL verilse de TMO buğday alabilmek için 1000 TL prim vereceğini duyurdu. Mazot fiyatı ile olaya bakarsak geçen yıl bir ton buğday satan çiftçi 307 litre mazot alabiliyordu. Bu yıl bir ton mazot satan çiftçi 235 litre mazot alabiliyor. Bu durumda artan girdi maliyetleri ile çiftçi kazanmıyor.
-Bende sizler gibi sahaya çıktığımda, fuarlarda olsun köy kahvehanelerinde oturup çiftçilerle çayımızı içip tarımın sorunlarını konuştuğumuzda partinizin ve muhalefetin tarıma yönelik çözüm önerilerinizin köylüde kalıcı söylemlere dönüştüğünü göremedim. Bizlere partinizin çözüm önerilerini kısa akılda kalıcı şeklide anlatırmısınız?
CHP seçim bildirgelerinde ve programında yapacaklarını geniş olarak aktarmaktadır. İktidarımızda tüm çiftçilerim kredi borçları ile oluşan faizlerini sileceğiz. Tarım Kanun 21.maddesinde yer aldığı biçimi ile Milli Gelirin % 1 Çiftçiye vereceğiz. Çiftçi kanun çıktığından beri 211 milyardan fazla alacaklı. Taban fiyat politikasını çiftçi lehine değiştireceğiz.
Çiftçi kullandığı mazot ÖTV ve KDV kaldıracağız. Sulama suyu elektrik faturası hasat sonunda ödenir kılacağız. Tarım yapılan köylerde ziraat mühendisi ve veteriner olması sağlayacağız. Havza bazlı destekle bir yıl önceden çiftçi ne ekecek kaça satacak kar zarar dengesinde zarar ederse zararı devlet karşılamak üzere ürün deseni belirleyecek ve verim arttırıcı çalışmalar yapacağız hasat dönemi ithalata izin vermeyeceğiz kırsala dönüş projeleri geliştireceğiz dondurulmuş ve işlenmiş Gıda ile ürün çöpe gitmeyeceği gibi katma değerli ürüne dönüştürüp marka yaratarak ihracatı attıracağız Sulama suyu ve toplulaştırma sorunları aşılması için çalışacağız.
Üreten ürettiği üründen zarar etmeyecek Kamucu bir yaklaşımla girdi maliyetleri düşürücü uygulamalar geliştireceğiz daha çok üretim kendi kendine yeten bir Türkiye için çok sayıda proje ile tarımı dönüştüreceğiz. Okullarda yeniden tarım eğitimi geliştirirken bilimsel tarıma yöneleceğiz. Kaliteli ürün üretip uygun fiyatla tüketiciye erişim için her konuda çiftçilerimiz yanında olacağız. Hayvancılıkta yem fiyatlar başta olmak üzere her alanda besici lehine iyileştirme sağlayacağız. Mutlaka Kooperatifçiliği geliştirip üretici ve tüketici için Kooperatiflerle uygun üretim ve tüketim yollarını açacağız.
Sayın vekilim çok teşekkür ederim değerli fikirlerinizi bizlerle paylaştığınız için. Son zamanlarda zaten yazılı ve görsel medyada çiftçinin sesini duyuran birkaç değerli insandan biri sizsiniz bu bakımından da TBMM’de iyi ki sizin gibi emekten yana olan vekillerimiz var.
Değerli tarım emekçisi dostlarım bu köşe tarıma katkı sunmak isteyen herkese açık. Parti gözetmeksizin fikrim var diyen varsa buyursun gelsin, konuşalım.