Şanlıurfa’da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Karamollaoğlu, “Türkiye'de ekilebilir tarım arazilerinin yüzde 10'dan fazlası ekilip biçilmiyor, boş duruyor. Hâlbuki oradan ürün alsanız ya bir ithalatınızın yerine yeni bir ürün ikame edeceksiniz ya da ihracat yapacaksınız. Ziraat ve tarımla uğraşanlar tahminlerin tam tersine kendi geçimlerini sağlamakta zorluk çekiyorlar. Zarar ediyorlar. Çünkü girdilerin fiyatları yüksek... Satış fiyatlarıyla kıyas kabul edilemeyecek kadar yüksektir.
ELEKTRİK FATURALARI ALDI BAŞINI GİDİYOR
Karamollaoğlu, şunları kaydetti;
“Tohum, gübre, mazot ve ilaç pahalı… Sulama kanalları tamamlanmamış birçok bölge var. Su, tarımın ana girdilerinden birisidir. Kanalları tamamlamazsanız derin kuyuya dönüyorsunuz. Derin kuyudan su çekeceksiniz; bu seferde karşınıza elektrik dağıtım şirketi çıkıyor. Elektrik fiyatları aldı başını gidiyor. Gariplik şurada; siz devletsiniz, devlet olarak kayıp ve kaçak varsa bunu önlemek sizin sorumluluğunuzdadır. Devlet 'ben bunu bulamıyorum' diyor. O zaman işletmeyi alan elektrik dağıtım şirketleri 'ben bunu cebimden karşılayamam' diyor. Parayı ödeyenlerin sırtına bindiriliyor. Adam kendi elektrik fiyatını ödüyor; diyorlar ki 'bu yetmez, bir de benim yakalayıp alamadığım elektrik parası var. Bunu da senden alacağım.' El insaf! Elektrik dağıtım şirketleri şu anda üreticilerin omuzlarına yük olarak bindirdiği fiyat buradan kaynaklanıyor. Hâlbuki elektriğe ihtiyaç bile olmamalıydı.
SUYUN BORULARA TAŞINMASI GEREKİYOR
Elektrik dağıtım şirketi de 'o zaman ben de bunu bana ödeme yapan, ciddi manada katkı sağlayanlardan alacağım' diyor. Bu sefer de kavga çıkıyor. Bu mantıkla da bu iş çözülmez. Bu kadar zaman oldu, 19 yılda AK Parti iktidarı döneminde sulama kanallarının tamamı bitirilebilirdi. Başlamışlar bazı yerlerde şahit olmadım veya görmedim ama söylentilere şahit oldum. Mutlaka artık suyun kapalı borular içerisinde taşınması lazım. Yoksa buharlaşmayla taşıdığınız suyun yarısından fazlası gidiyor; tekrar bir sürü masraf gerektiriyor."