Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, “Bürokrasi yorgun, kimse risk almıyor" dedi. Sektörde tağşiş sorununun giderek büyüdüğünü, bakanlık şikayet hatlarını bizzat aradığını anlatan Büyükhelvacıgil, “İhbar hattını arıyorum. Analiz yapın diye ürün veriyorum. Bana mail atıp 'Firma bakanlık izniyle üretim yapmıştır' diyorlar. Ben izinli mi diye sormuyorum ki. Herkes topu bir yerlere atıyor, hiçbiri sorumluluğu üzerine almıyor" dedi.
Yağda tağşiş (karışım-hile) yapanların ticaret yapmasını engelleyecek düzenleme için yeni kurulacak hükümete başvuruda bulunacaklarını söyledi. Suriye'ye ihraç edilmiş gibi gösterilen ürünlerin iç piyasaya sürüldüğünü belirten Büyükhelvacıgil, boya fabrikalarının hammadde olarak kullandığı yağların da sıfır gümrükle getirilerek iç piyasaya gıda maddesi olarak sürüldüğünü bildirdi. Dünya Gazetesi'nin Ankara Sohbetleri'ne konuk olan Büyükhelvacıgil, gazetenin Ankara Temsilcisi Ferit B. Parlak ve Ankara Haber Müdürü Hüseyin Gökçe'nin sorularını cevaplandırdı.
Yıllardır konuşulan tağşiş meselesi ne durumda?
Maalesef bu sorun giderek büyüyor. Ambalajda ayçiçek yağı yazıyor ama ürün ayçiçeği değil. Bunun denetiminde de yanlışlık var. Tağşiş yapanlar satış noktalarına denetimde istenmesi halinde verilmek üzere özel ürün gönderiyorlar. Yani hileli ürün satılmaya devam ediyor. Üstelik cezalar da caydırıcı değil, ilk yakalandığında 10 bin liradan başlıyor ve kademeli olarak artıyor. Oysa bunu yapanlar cezanın kat kat üstünde para zaten kazanıyor. Mevzuatta ürünün toplatılması hükmü olduğu halde uygulanmıyor. Avrupa'da bu kişilerin ticaret yapması engelleniyor.
Peki normal üretim konusunda ne aşamadayız?
Türkiye'de hammadde yetersizliği var. 2.5 milyon ton çekirdek üretebiliyor olmamız lazım ama sadece 1 milyon tonda kalmışız. 10 milyon nüfuslu Bulgaristan'da 2.5 milyon ton çekirdek üretiliyor, Moldova, Romanya, Polonya, Ukrayna, Rusya 20 milyon ton üretiliyor. Bizde verimlilik sorunu da var. Yüzde 40'ın üzerini daha yeni yakalayabildik.
Destekleme politikaları da yeniden gözden geçirilmeli. Aspire 78 kuruş, ayçiçeğine 30 kuruş destek veriliyor. Aspir destekleme miktarı azaltılıp, ayçiçeğine daha çok destek verilmelidir. Ayçiçeğine 3 yıl üst üste verilecek destek üretim miktarını 2.5 milyon tona çıkarır. Bu anlattığım anlaşılmayacak bir şey de değil. Bunu yapamayınca da referans fiyatı devreye giriyor. Gözetim fiyatı devreye giriyor. Koruma uygulamaları yapılıyor. Aynı şekilde ihtiyacımızdan fazla buğday üretiyoruz. Bunun yerine arazilerin bir kısmında ayçiçeği üretimi desteklenebilir.
Tağşişe dönersek, ilgili bakanlıklar bunun farkında değil mi?
Tarım Bakanlığı'nın ALO 174 ihbar hattını arıyorum. Analiz yapın diye ürün veriyorum. Bana mail atıp “Firma bakanlık izniyle üretim yapmıştır" diye cevap veriyorlar. Ben izinli üretimi sormuyorum ki üretimin doğru yapılmadığını söylüyorum. İçinde ayçiçeği yağı olmadığını söylüyorum. Bürokrasi yorgun, bürokrasi risk almıyor. Herkes topu bir yerlere atıyor.
Bakanlıkların ilgili birimlerine gidiyoruz şikayet için, hiçbirisi sorumluluğu üzerine almıyor ve hepsi başka bir makama gönderiyor. Ben uzun yıllar Konya Sanayi Odası Başkanlığı yaptım, 30 yıldır iş aleminin içindeyim. Ancak maalesef daha piyasa gözetim denetim işini çözebilmiş durumda değiliz. İngiltere'de şikayet edilen ürünün fabrikasına gidilip şahit numune alınıyor. Sorun varsa toplam 1 ay içinde ürünün tamamı toplatılıyor, bu kişi hayatında bir daha üretim ve ticaret belgesi alamıyor. Bizde böyle bir uyulama olsa, bir daha tağşiş yapılabilir mi?
Tarım Bakanlığı zaman zaman tağşiş listesi yayınlıyor….
Bakın bu konuda çok ilginç bir şey anlatayım. Listede yer alan firmalardan birisi aradım yanlışlık olup olmadığını sordum, bana yuvarlak cevaplar verdi. Daha sonra öğrendim ki o firma çevresine, ismi listede yayınlandıktan sonra iş hacminin daha da arttığını söylemiş.
Bunların sağlığa zararı var mı?
Sağlığa zararlı değil ama insanları aldatmaya hakkınız yok. Aspir yağını ayçiçek yağı değil aspir yağı olarak sat ve haksız rekabet yaratma. Adalet yanlış yapanlar için var, tekrar ediyorum bunu yapanlar hemen kapatılmalı. Yaptırımların artırılması konusunda, yeni dönemde siyasilerle bağlantı kurup işbirliği yapacağız, mevzuat değişikliği isteyeceğiz. Bakın sanayinin yapısı da değişiyor. Koskoca firmalar enerjiye inşaata yöneldiler.
Tarım Bakanlığı, ürün barkod okuma sistemi getirdi. O ürünün nerede üretildiğine ilişkin, bunu denetliyor. Bu da sorunu çözmüyor. Bu sistemde ambalajın içi denetlenemiyor ki. Ayçiçeği yazan ambalajın içinde başka bir şey varsa, barkod okumanın ne anlamı var?
Yağ dış ticaretinde durumumuz nedir?
Bugün bitkisel yağ sektörü 4 milyar dolara yakın ithalat yapıyor. İhracatımız ise büyük çoğunluğu Irak olmak üzere 1 milyar dolar civarında. Bizim önerilerimizin kabul edilip gerekli desteğin verilmesi halinde, bu tablo kolaylıkla tersine dönebilir. Bakın daha hiç konuşamadık, zeytinyağında da durum aynı. Bazı sanayici ve üreticiler de fiyat yükseleceği beklentisiyle ellerinde mal tutuyorlar ve ürün fiyatı 20 liraya yükseldi. Zeytin işiyle zevk için uğraşan zengin aileler de bu işi ticarete döktüler, ellerinde mal tutuyorlar. Zeytinyağına da soya, aspir karıştırıp satanlar var.