Çelik, bir otelde düzenlenen Akdeniz Bölgesi Ortak Akıl Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, bölgede yaşanan önemli gelişmelere işaret etti.
Akdeniz Bölgesi'nin turizmin yanı sıra tarım alanında da öncü olduğuna dikkati çeken Çelik, bölgede 31 milyar liralık tarımsal üretim yapıldığını, tarımsal ihracatın yüzde 15'inin buradan gerçekleştirildiğini belirtti.
Türk hava sahasını ihlal eden Rus savaş uçağının düşürülmesine değinen Çelik, şunları söyledi:
"Bölgede biliyorsunuz özellikle Rusya ile uçak kriziyle meydana gelen sorunlarla karşı karşıyayız. Gönül bu meselenin bu noktalara taşınmasını arzu etmezdi. Hele Türkiye bu meselenin kendi yani yaşanan uçak olayı çerçevesinde değerlendirilmesini çok arzu ederdik. Ama sözüm ona büyük devlet olduğunu iddia eden Rusya'nın, konuyu nerelere taşıdığını ibretle ve dikkatle izliyoruz. Konunun çiftçi ile ne alakası var, narenciye ile ne alakası var, domates ile ne alakası var, buğday ile ne alakası var. Evet biz 750 milyon dolarlık bir ihracat yapıyoruz Rusya'ya ama 3 milyar dolarlık bir ithalat söz konusu. 3-4 misli daha fazla ithalat yaptığımız bir ülkenin çiftçisi de yine çiftçi. Dünyada çiftçilerin gelir düzeylerini hepimiz biliyoruz. Bu faturayı çiftçiye kesmek kadar yanlış bir şey olamazdı ama sözüm ona büyük devletin getirip getirip bunu çiftçinin üzerine faturaya dönüştürmesi inanın anlaşılır bir tablo olmadığını özellikle ifade etmek istiyorum."
Türkiye'nin konuyu sabırla konuyu takip ettiğini, aklı selim ve sağduyunun hakim olmasını beklediklerini ile getiren Çelik, "İki dost ülke, yalnızca ekonomi değil birçok alanda ilişkilerimizin olduğu Rusya ile ilişkilerimizin normalleşmesini ve bu duygusal ortamdan Rusya'nın çıkmasının bölge ve ülkelerimiz için yararlı olacağı inancı içerisindeyiz" dedi.
Türkiye'nin büyük devlet olmanın sorumluluğuyla hareket ettiğini vurgulayan Çelik, "Uçak düştü, uçağı konuşalım. Eğer bu uçak ihlal etmeden düştü ise Türkiye gereğini yapsın, ihlal ettiyse siz gereğini yapın, bu kadar basit" ifadesini kullandı.
"Bu ülke hayvan varlığını arttırmalı"
Bakan Çelik, konuşmasında et fiyatlarıyla ilgili düzenlemeye de değindi.
Hayvan ürünlerinde ithalatın pençesine düşmeme konusunda büyük çaba göstereceklerini bildiren Çelik, kırmızı ette fiyatların düşürülmesine yönelik çok kolay bir çözüm olduğunu, o enstrümanın da ellerinde bulunduğunu anlattı. Çelik, "Bazı yasal düzenlemeleri yapıyoruz. İstediğimiz kadar et ithalatı yapabilme imkanı elimizde var. Peki doğru mu? Bunu açıkça paylaşıyoruz, kamuoyu ile kasaplarımız ile besicilerimiz jle bütün taraftar ile paylaştık. Bu doğru değil. Dışarıda daha ucuz var diye ithalatı eğer bir çıkış yolu olarak görürsek o zaman içerdeki hayvan varlığımızın tehlikeye gireceğini hepimizin bilmesi gerekiyor" diye konuştu.
Hayvan varlığını artıracak bir bakış açısı geliştirmeleri gerektiğini ifade eden Çelik, şöyle devam etti:
"Bu ülke hayvan varlığını artırmalı. Kendi kendine yeterli hale gelmeli. Bir milyon ton kırmızı etimiz var, bir milyon 300 bin tona ihtiyacımız var. Açığımız belli, bu açığı kapatabilmeliyiz. Dişi hayvan getireceğiz, köylümüze, işletmecimize vereceğiz ve bu hayvan sayısını hızlı şekilde artırmamız gerekiyor. Fiyatları da üretim girdilerini düşüre düşüre. Şu anda dışarıdan getirilen hayvan pahalı geliyor. Türkiye'de özel sektör yaygın şekilde hayvan ithalatı gerçekleştirdiği için de dış piyasalarda hayvan fiyatları yükseliyor, tavan yapıyor. Biz bunları seyredemeyiz, bu hayvan girişleri Türkiye'ye daha düşük fiyatta olacak. Maliyetleri ve destekleri de destekleyerek, üretim maliyetlerini düşürerek et fiyatlarını düşürmek doğru olandır."
Ette tavan fiyat
Karkas et, kıyma ve kuşbaşı etle ilgili tavan fiyat açıkladıklarını anımsatan Çelik, bu kararı tek başına almadığını, hayvancılığın geleceğini herkesin düşünmesi gerektiğini vurguladı. Çelik, kasaplar, besiciler ve bakanlığın el birliğiyle Türkiye hayvancılığının geleceğini tartışıp görüştüğünü anlattı.
Bazı kasapların, "Bu geçiş sürecinde, geçici süre zarar etsek de önemli değil sayın bakanım" dediğini aktaran Çelik, "Bu kararları aldıktan sonra kimsenin keyfi olarak hareket etme hakkı yok. Ya gelip beraber bu kararı almayacaktık ya da aldığımız bu karara uyacağız. Başka yolu yok bu işin. Çocuk oyuncağı değil bu, 78 milyonun hukukunu koruyoruz, hakkını korumak için yola çıkmışız" dedi.
Ekmek fiyatları
Çelik, 250 gramlık standart 5-10 bin ekmek üreten yerlerde maliyetin 61 kuruşu geçmediğini, bu nedenle 40 ilde fiyatın 75-80 kuruş olduğunu dile getirerek "Şimdi bunun maliyeti bu olduğuna göre 40 ilde de 75-80 kuruşa satıldığına göre arkadaş sen neye göre bir liraya satıyorsun? Serbest piyasa. Böyle bir serbest piyasa, zulme dönüşen serbest piyasa, vatandaşı hiçe sayan serbest piyasa olur mu?" değerlendirmesinde bulundu.
Ekmek fiyatlarıyla ilgili kararlılıklarının süreceğini bildiren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Soruyorum, fındık ne kadar? 9 lira. Rafta ne kadar? 40 lira. Ağaca mı çıktın arkadaş, eline çalı mı battı, ayağına bir şey mi battı? Nereden geliyor bu 30 liralık kar? Bunları sorgulama dönemi içerisindeyiz. Beni bilen de bilir kafaya koyduk mu yaparız, şakası yok bu işin. Onun için fırınlara buradan sesleniyorum, arkadaş senin işletme hatanı vatandaşa fatura etme. 'Bin tane ekmek üretiyorum' diye bir şey olamaz. Bin-bin 500 ekmek üretenle 5 bin ekmek üreten arasında maliyet açısından fark yok. Aynı unsurlar çalışıyor. Kendi işletme hatanı millete fatura ediyorsun, bu yanlış. Maliyetin varsa getir, de ki, 'Sayın bakanım 61 kuruş artı şu giderler de var' de, başım gözüm üstüme ama onu diyemiyorsun kendinden kaynaklı sıkıntıdan dolayı vatandaşın sofrasına niye el uzatıyorsun? Bu yanlış bir şey. 2-3 fırın bir araya gelin çıkış yolu bulun. Bu konudaki kararlılığımızı sürdüreceğiz."
Süt tozu üretimi
Bakan Çelik, bu dönemde süt üretiminin fazla olacağını bildirerek, "Laktasyon dönemi ve süt üretiminde 18 milyon ton, belki biraz da üzerine çıkmış durumdayız" diye konuştu.
Sanayiciler ve Süt Konseyi ile bir araya geldiklerini, sütün fiyatını 1 lira 15 kuruş olarak belirlediklerini anlatan Çelik, şöyle devam etti:
"Bazı bölgelerden aracılar kullanarak düşük fiyat alındığını söylediler. Hatta, 'bize süt tozuna bir destek verirseniz, biz bu fazlalığı süt tozuna dönüştürürüz' dediler. Biz de 4 bin lira destek verdik. Bu 4 bin lirayı bugün 4 bin 500 liraya çıkardık. Alın süt tozuna dönüştürün, zaten talebiniz de buydu. Bu üreticinin ümidini kırmaya dönük adımlar atmayın, günlük düşünmeyin. O hayvan kesildiği zaman yarın senin kurduğun sanayi tesisinin hiçbir anlamı yok. Bugün 3 kuruşun peşine düşersen, verdiğin söze rağmen, düzenlemelere rağmen sen hala piyasada yanlış bir oyuncu olarak hareket edersen arkadaş, bakınız kendi geleceğinle ilgili de durumu sıkıntıya sokuyorsun."
"Tarım alanlarını betonlaştırmayalım"
Bakan Çelik, her yıl 12 milyon hektar arazinin, tarımın kullanımından çıkmasının dünyanın geleceği açısından tehlike oluşturduğuna dikkati çekti.
Türkiye'nin petrolü, gazı olmamasına rağmen 24 milyon hektar tarıma elverişli arazisi, 14,6 milyon hektar merası, 1 milyon hektar sulak alanı olduğunu anlatan Çelik, şu çağrıları dile getirdi:
"Bizim de tarım alanlarımızın bu rakamları ifade etmeme rağmen azaldığını buradan belirtmek istiyorum. Bindiğimiz dalı kesmeyelim. Tarım alanlarını betonlaştırmayalım. Toprağa haksızlık yapmayalım. Toprak bizi geleceğe hazırlıyor, büyütüyor, yetiştiriyor, biz toprağı öldürmeye kalkmayalım aslında kendi ölümümüz demektir. 'Sadık yar' dediğimiz toprağa sahip çıkmamız gerektiğini bir kez daha belirtiyorum."
Çelik, petrol savaşlarının geride kaldığını gıdaya ulaşma savaşları döneminin başladığını vurguladı.
Kızılderili atasözü
Paranın karşılığı olduğunda anlamı bulunduğunu ifade eden Çelik, "Onun için Kızılderili diyor ki 'Son ırmak kuruduğunda, son ağaç kuruduğunda, son balık öldüğünde paranın yenilmeyen bir şey olduğunu herkes anlayacak ama iş işten geçmiş olacak'. Ben tüm uyarıların, rakamların, verilerin inşallah insanlık açısından yol gösterici olmasını temenni ediyorum" diye konuştu.
"Çiftçilik peygamberler mesleğidir"
Çelik, Türkiye'de 3 milyon çiftçinin 114 milyon ton bitkisel, 1 milyon ton kırmızı et ürettiğini, tarımsal ihracatın 16,8 milyar dolar olduğunu belirterek, toprakların korunmasının önemine işaret etti.
Çiftçiliğin peygamberlerin mesleği olduğunu anımsatan Çelik, bu mesleğin vasıf gerektirdiğini söyledi.
Tarım kuruluşları
Çelik, et, süt, tohum ve hayvancılıkta kalite ve markalaşma dönemine girmeleri gerektiğini, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) arazilerinin damızlık ve tohum yetiştiriciliği konusunda öncü yerler olmasının planlandığını bildirdi.
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ile Et ve Süt Kurumunun çok önemli regülasyon (Ayarlama) kurumları haline geleceğini vurgulayan Çelik, "Büyük ihtimalle TMO'nun depoculuktan çıkması notasında çalışmalarımızı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile hızlı şekilde sürdürüyoruz. Biz yine depolayacağız, alacağız ama piyasadaki regülasyon görevini yapma adına alacağız. Ağırlıklı işimiz regülasyon olacak, depo değil" dedi.
Destekler
Çelik, hayvansal desteklemelerin 3-4 kalemde toplanacağını belirterek "13 yıl içerisinde tarım ve hayvancılığa 78-79 milyar lira destek verdik. Şimdi de yalnız 2016'da 11,6 milyar lira. Gübre ve yemdeki KDV indirimi de eklerseniz 14 milyar lirayı aşan bir destekten bahsediyorum. Önümüzdeki dönem 50 kalemi geçmiş bu destekleri, 3-4 kalemde toplayacağız" ifadelerini kullandı.