Kırmızı ette bir kez daha yüksek fiyat endişesi yaşanıyor. İlk olarak 2008 yılında çiğ sütte yaşanan kriz sonucu 1 milyonu aşkın inek kesildi. Kriz bir yıl sonra kırmızı et fiyatlarına yansıdı. Yükselen et fiyatındaki artışı durdurmak için, kasaplık hayvan, besilik hayvan ve karkas et ithal edildi. Yaklaşık 5 yıldır ne zaman kırmızı et fiyatı artsa ithalat gündeme geliyor. İthalatın yapılabilmesi için gümrük vergisi oranlarında sürekli değişiklikler yapılıyor. Şu anda besilik dana ithalatı yapılıyor. Ancak, dövizdeki artış ve yurtdışındaki fiyatlarında yükselmesi nedeniyle ithalatçılar gümrük vergisinin düşürülmesini istiyor.

Talep artarsa fiyat yükselecek

Kırmızı et tüketiminin en yoğun olduğu bir döneme girildi. Ramazan ayının başlaması, turizm sezonunun açılması ve Kurban Bayramı'nda ihtiyaç duyulacak kurbanlık hayvan nedeniyle talepte artış bekleniyor. Bu artışa bağlı olarak fiyatın yükseleceği endişesi var. Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Özşenoğulları, zamanında önlem alınmazsa 2009'dakinden daha ağır bir kriz yaşanacağını ileri sürdü. Canlı dana fiyatının kilo başına 16-17 liraya, dana bıçak fiyatının ise ortalama 24 liraya çıktığını hatırlatan Özşenoğulları:"Yaz sezonu başladı. Hem Ramazan ayındayız, hem de turizmde hareketlilik var. Kurban Bayramı öncesinde kurban talebi ile talebin en üst düzeye çıkacağı bir döneme gireceğiz. Bu nedenle 2009'daki gibi büyük bir kriz yaşanmaması için şimdiden önlem alınması gerekiyor. Biz kesinlikle karkas et ithalatı istemiyoruz. Besilik dana ithalatında yüzde 15 olan gümrük vergisi yüzde 10'a düşürülmeli. Gerekirse bir süreliğine sıfırlanmalı. Daha sonra ihtiyaç duyulursa tekrar vergi yükseltilir" dedi.

1 milyon hayvana ihtiyaç var

Bu yıl havaların geç ısındığını ve beklenen talebin geciktiğini vurgulayan SETBİR Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Özşenoğulları, Türkiye'nin 1 milyon besi danasına ihtiyacı olduğunu bunun bir seferde ithal edilmesinin mümkün olmadığını, 12 aya yayılarak yapılması gerektiğini söyledi. Ramazan ayı, yaz sezonu ve kurban öncesi piyasanın sıkışmaması için hemen önlem alınmasını öneren Hüseyin Özşenoğulları: “Bugün ithalat için karar verseniz, Avustralya ve Uruguay ithalat için uygun. Hayvan seçimi yapıldıktan sonra 25-30 gün yol sürüyor. Türkiye'ye getirildikten sonra 21 gün karantina süresi var. Ayrıca 3 ay ithal edilen besilik danayı kesemiyorsunuz. Dolayısıyla kurban bayramına yetişmeyecek. Sonrası için önlem alınmış olur" diye konuştu.

Yetiştirici ithalat istemiyor

Türkiye'nin en önemli besi merkezi Kars, Ardahan, Ağrı, Erzurum ve diğer bölgelerdeki yetiştiriciler ise, içerde yeterli sayıda hayvan olduğunu, ithalata gerek olmadığını savunuyor. Gümrük vergisinin düşürülmesi halinde yerli üretimin büyük krize sürükleneceğini belirten Kars'ın en büyük besicilerinden Ali Çelik, “Türkiye'de yeterli hayvan var. Besilik dana ve karkas et fiyatında söylendiği gibi bir yükselme yok. Şu anda dana yağlı kesim kilosu 22 lira, yağsız kesim 24 lira. Daha önce 25-26 liraya çıkmıştı. Yazın gelmesi ve hayvan kesimindeki artışa bağlı olarak fiyat bir miktar geriledi. Çünkü küçükbaş hayvan kesimi de arttı. Iğdır, Diyarbakır gibi bölgeler devreye girdi.Yaz dönemi küçükbaş et tüketimi artar. Söylendiği gibi küçükbaş hayvan etinin pazar payı yüzde 10'larda değil, yüzde 25'lerde. Yaz dönemi bu yüzde 30'un üzerine çıkar. Piyasa tam dengeli bir duruma ulaşmışken ithalat yapmak yerli üretimi bitirir" dedi.

Merada 1 milyon hayvan var

Kars ve Ardahan bölgesinde merada 1 milyon baş besi hayvanı olduğunu ve bunun da en az 600 bin başının piyasaya sunulacağını anlatan Ali Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye'nin ihtiyacı 3 milyon baş. Sadece Kars ve Ardahan'da 1 milyon baş var. Erzurum, Van, Ağrı gibi diğer büyük merkezleri de hesaba katınca yeterli hayvan var. Beklenmedik zamanda meradan hayvan alanlar, yani yatırım yapmıştır, hayvan almak zorundadır. Meradan alınca hayvan pahalı gelmiş olabilir. Ama normal şartlarda hayvan alanlar uygun fiyata alıyor. Besilik hayvan satışının en yoğun olduğu dönem Kurban Bayramı'nı da içine alan döneme denk geliyor. Bu nedenle bir fiyat artışı beklemiyoruz. Çünkü arz yükselirken fiyat artmaz. Fakat tamamen ithal hayvana dayalı besicilik yapanlar ve büyük işletmeler ithalat beklentisine girdikleri için sıkıntı yaşıyor. Çok düşük kapasite ile çalışıyorlar. Bu beklenti doğru değil. Fransa'dan besilik dana ithal edildiğinde Türkiye'ye girişi net kilo başına 16 liraya geliyor. Kars'ta da 1.sınıf hayvan aynı fiyata satılıyor. İthalat beklentisine girmeyip, iç piyasadan hayvan alıp besicilik yapanlar hızla büyüyor. Biz Türkiye'nin bir çok bölgesine hayvan temin ediyoruz. Daha önce bizden 100 baş besi danası alanlar şimdi 300-400 besi danası alıyor. Ayrıca bakanlığın kırsal kalkınma destekleri ve Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Destekleri (IPARD) ile çok sayıda yeni işletme kuruluyor. Genellikle 250 başlık kurulan bu işletmeler hayvan alımını bizden yapıyorlar. "

Ucuzluk tüketiciye yansımıyor

Girdi maliyetlerinin sürekli arttığını, ithalat baskısı ile besiciliğin her geçen gün daha zor bir sürece girdiğini hatırlatan Ali Çelik, “Geçmişte hayvan ithal edildi. Ucuz et ithal edildi. Ama bu ucuzluk tüketiciye yansımadı. Ucuza getirilen et, tüketiciye pahalıya satıldı. İthalat günü kurtarma politikasıdır. Günü kurtarmak isteyenler ve ithalattan zengin olanlar tekrar ithalat istiyor. Yeni bir ithalat kalan yetiştiricileri de sektörün dışına iter. Doğu ve Güneydoğu boşalır. Herkes büyük kentlere göç eder" görüşünü dile getirdi.

Ali Ekber YILDIRIM / DÜNYA