Çelik, Bakanlıkta Malatya kayısısının Avrupa Birliği (AB) tarafından coğrafi işaret olarak tesciline ilişkin düzenlenen sertifika töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin AB ile ilgili yolculuğunun 1963 Ankara Anlaşması ile başladığına dikkati çekti.
Avrupa Parlamentosu'nun aldığı tavsiye kararına rağmen o süreçte bile coğrafi işaret ile ilgili komisyonun Türkiye'de çalışmalarını sürdürmesinin takdire şayan olduğunu belirten Çelik, "İnişli çıkışlı bir seyir izleyen Türkiye - AB ilişkilerinde pozitif bir gündemle sizleri Bakanlığımda ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyorum." ifadesini kullandı.
Çelik, kayısı meyvesinin dünyada yaklaşık 510 bin hektarlık alanda yetiştirildiğini ve yılda 3,4 milyon ton üretildiğini ifade ederek, Türkiye'de ise 123 bin hektarlık alanda, 730 bin ton yaş kayısı üretimi gerçekleştirildiğini ve dünyada ilk sırada yer aldığını kaydetti.
Geçen yıl 314 milyon dolar değerinde kayısı ihracatı gerçekleştirildiğinin altını çizen Çelik, bunun yüzde 50'sinin AB'ye yapıldığını, bu nedenle AB'nin coğrafi işaret tescilinin Türkiye için son derece önemli olduğunu söyledi.
Çelik, coğrafi işaretlerin; yetiştiği yöreye ait özellikleri taşıyan ürünün kalitesinin korunması, farklı yerlerde üretilen düşük kaliteli ürünlerden ayırt edilmesi, geleneksel lezzetlerin geleceğe aktarılması, dünya çapında tanınırlığının sağlanması ve ürünün piyasada değerini bulması için son derece önemli ve faydalı olduğunu belirtti. Çelik, "Coğrafi işaret demek, tarım ürünlerinde markalaşma demektir." değerlendirmesinde bulundu.
Coğrafi işaretin, o yöredeki tüm üreticileri altına alan bir şemsiye misali kırsal kalkınma için çok önemli olduğunu vurgulayan Çelik, şöyle konuştu:
"Bundan dolayı, coğrafi işaret tesciline Türkiye'de büyük önem veriyoruz. Bu çerçevede ülkemizde hâlihazırda 209 ürün için ulusal olarak coğrafi işaret tescili alınmış olup, 319 ürün için ise başvuru süreci devam etmektedir. Malatya kayısısının coğrafi işaret tescili 2001 yılında gerçekleştirilmişti. Bugün bu tescili AB sathına yaygınlaştırıyoruz. Ülkemizde üretilen kayısının yüzde 50'si Malatya'da üretilmektedir. Bu yönüyle bakıldığında bu il için ve ülkemiz için bu törenin ne kadar anlamlı olduğu ortadadır. 2014 yılında Malatya Ticaret ve Sanayi Odası tarafından yapılan müracaat, bugün itibarıyla tamamlandı ve 'Malatya kayısısı' AB tarafından coğrafi işaret olarak tescil edildi."
"Türkiye'den 9 ürün için AB'de coğrafi işaret tescil süreci devam ediyor"
Çelik, AB'de coğrafi işaret olarak tescil edilen bin 401 gıda ve tarım ürününün 3'ünün Türkiye'den olduğuna dikkati çekerek, bunların Antep baklavası, Aydın inciri ve Malatya kayısısı olduğunu söyledi.
Avrupa'nın en büyük tarımsal gücü olan Türkiye'nin iklimi, ürün çeşitliliği, bolluğu ve sunduğu lezzetler dikkate alınınca bu sayının yetersiz olduğunu dile getiren Çelik, şunları kaydetti:
"Hâlihazırda Türkiye'den 9 ürün için daha AB'deki coğrafi işaret tescil süreci devam ediyor. Bunlar, Afyon ve Kayseri pastırması, Afyon ve Kayseri sucuğu, Kayseri mantısı, İnegöl köftesi, Bayramiç beyazı, Aydın kestanesi ve Taşköprü sarımsağı. Dünyada coğrafi işaretli ürünlerin piyasası 200 milyar doları aşmış durumda. Bu alandaki çalışmalarımızı Bakanlık olarak yoğunlaştıracağız."
"Malatya kayısısı hem Malatya hem de Türkiye için gurur kaynağı"
Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun Tarım ve Kırsal Kalkınmadan Sorumlu Üyesi Phil Hogan, törende yaptığı konuşmada, Türkiye'den üçüncü coğrafi işaret olarak Malatya kayısısının tescili için düzenlenen törene katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek Malatya kayısısının hem Malatya şehri için hem de Türkiye için gurur kaynağı olduğunu ifade etti.
"Avrupa Birliği'nde coğrafi işaretleri, tarım ürünlerine katma değer sağlayan araçlar olarak görüyoruz." diyen Hogan, bu tür coğrafi işaret özelliğine sahip tarım ürünlerinin bölgesel kalkınmaya katkıda bulunduğunu söyledi.
Hogan, coğrafi işaret olarak tanınan Malatya kayısısının Türkiye ve AB arasındaki ilişkiler açısından yeni bir dönüm noktası olduğuna işaret ederek "Türkiye'nin coğrafi işaret stratejisini 2015'te kabul ettikten ve 2016'da bununla ilgili mevzuatı çıkardıktan sonraki süreci önemli bir dönüm noktası olarak görüyorum." ifadesini kullandı.
Malatya'nın uzun ve köklü bir tarihe sahip olduğunun altını çizen Hogan, "Bugün burada kutladığımız, Malatya kayısısının tarihi ve mirası." dedi.
Hogan, Malatya'da kayısı yetiştirmek için uygulanan yöntemlerin "nesilden nesle yüzyıllar boyunca aktarılmış bir gelenek, miras ve gurur hikâyesi" olduğunu belirtti.
Malatya kayısısının tanınmasının bu alandaki emeğin ve uzmanlığında taçlandırılması anlamına geldiğini ifade eden Hogan, kendisinin de çiftçiliği babasından öğrendiğini ve Malatya'da da bu geleneğin aynı şekilde sürdürülmesinin kendisini ayrıca memnun ettiğini dile getirdi.
"Kayısı ve fındık piyasaları regüle edilsin"
Malatya Valisi Ali Kaban da genç çiftçilerin eğitimi, üreticiler arasında ortak veri tabanı oluşturulması gibi birçok konunun Bakanlık tarafından hayata geçirildiğine dikkati çekerek, kayısı ve fındık gibi dünyada önemli bir seviyede bulunulan alan ve ürünlerde, hem gelir hem de prestij açısından fiyat ve stok garantisi sağlanmak suretiyle söz konusu ürün piyasalarının regüle edilmesinin hayati önem taşıdığını, bu konuların da hayata geçirilmesini beklediklerini söyledi.
Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç da şehrin ekonomisinde değerli bir yeri olan ve gelir dağılımında dengeleyici bir unsur olan kayısının Malatya ve Türkiye için çok önem arz ettiğini vurguladı.
Konuşmaların ardından Tarım ve Kırsal Kalkınmadan Sorumlu AB Komisyonu Üyesi Phil Hogan'a ve Bakan Çelik'e Malatya kayısısının çeşitli türlerinden oluşan birer sepet takdim edildi.
Törene, Malatya Valisi Ali Kaban, Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç'un yanı sıra Malatya milletvekilleri, AB ülkelerinin büyükelçileri, AB Türkiye Delegasyonu ve bakanlık yetkilileri katıldı.