Tüketiciler Derneği (TÜDER) Gıda Komisyonu Başkanı Ayşe Cengiz, yaptığı yazılı açıklamada ambalajlı gıdaları alırken etiket okuma alışkanlığı kazanılması gerektiğini belirterek, bu ürünlerin şişmanlık ve şişmanlığa bağlı bütün metabolik hastalıkları doğurduğunu ve tüketicileri, etiket bilgisinde mısır şurubu ibaresi yazılan ürünleri almamaları konusunda uyardı.

Obeziteyi ciddi oranda artırıyor

Nişasta Bazlı Şekerin (NBŞ) ; Mısırdan çıkarılan nişastanın çeşitli işlemler sonucu asit ve enzimlerle hidrolize edilerek şekerin elde edildiğini söyleyen Cengiz, “Gıda sanayinde ağırlıklı mısır kullanıldığı için 'mısır şurubu' veya mısırda fruktoz oranı yüzde 55 olarak glikozdan fazla olduğundan 'früktoz şurubu' olarak da isimlendirilir. Früktoz, glukoza göre daha kuvvetli bir tatlandırıcı olduğundan emilerek karaciğere geldikten sonra metabolize edilmek için insüline gerek duymadığından hızla trigliseritlere dönüşerek yağ olarak depolanmaktadır. Gıda sanayinde birçok üründe (abur cubur şekerlemeler, gofretler, çikolatalar gibi) bol miktarda kullanıldığından tüketiciler tarafından bu tür gıdalar fazlaca tüketildiğinde insanlarda yarattığı 'enerji dengesizliği/fazlalığı' sonucu obeziteyi ciddi oranda artırmaktadır" dedi.

Ambalajlı ürünlere dikkat

Şeker- İş Sendikası'na göre Avrupa'da kişi başına 1 kilogram tatlandırıcı düşerken Türkiye'de bu oranın kişi başına 4 kilograma kadar çıktığına dikkat çeken Cengiz, “Toplumda artan obezite ve kanserin yüzde 35-40 nedeni, yanlış ve kötü beslenmedir. Bu noktadan yola çıkarak tüketici boş enerji kaynağı olarak belirtilen ve abur cubur dediğimiz gıdaların tüketim miktarını, tüketim sıklığını kendi yaşamında disipline etmeli. Ambalajlı ürünleri seçerken öncelikle 'etiket okuma' alışkanlığı edinmeli “ diye konuştu.

Her yönüyle sağlıksız insan topluluğuna dönüşeceğiz

Cengiz, “Bizi bekleyen en büyük tehlike; Nişasta bazlı şeker içerikli gıdaların tüketim miktarının artmasına bağlı olarak; kalitesiz bir yaşam, artan şişmanlık sorunu ile beraber şeker hastalığı kalp- damar hastalığı, metabolik hastalıklar, hantal bedenler, üretemeyen beyinler kısaca her yönüyle sağlıksız bir yaşam enerjisi düşmüş insanlar topluluğuna dönüşeceğiz “ dedi.

En büyük risk grubu okul çağı çocukları

Alışveriş Merkezleri yaşama şeklimizi belirlediği günden bu yana, her geçen gün hazır gıdaları tüketme alışkanlığımızın, eğilimimizin arttığını aynı şekilde “dışarıda beslenme" alışkanlığımızın da artış gösterdiğini söyleyen Cengiz, “En büyük risk grubu ne yazık ki okul çağı çocuklarımız olmaktadır. Bu kitle elini uzattığı (hazır gıda abur cubur rafları, okul kantinleri, semt büfeleri, evdeki abur cubur dolapları) her yerde bu tür gıdalara ne yazık ki çok kolay ulaşabilmektedir“ ifadelerini kullandı.

Kadınlarımız bilinçlenmeli

Cengiz, “Kadınlarımız; bilinçli beslenme, işlenmemiş (endüstriyel olmayan) gıdaya ulaşım konusun da yeterli bilgiye sahip değiller. Çoğu kadının evinde ve yönettiği mutfaklarında bol çeşitli hazır çorbalara soslara rastlamak ne yazık ki oldukça fazladır. Bilinçli gıda alışverişi, bilinçli beslenme konularında ivedilikle eğitilmeleri zorunludur“ dedi.

habergazete.com