Gazete Duvar'dan Fatma Keber ve Ardıl Batmaz'ın özel haberi / Çukorbirlik tarafından geçtiğimiz günlerde pamuk alım fiyatı 18,5 lira olarak açıkladı. Ancak geçen sene bu rakam 21 liraydı. Artan maliyetlere rağmen Çukobirlik’in geçen yıldan daha düşük fiyat açıklaması hem üreticilerin hem de ziraat odalarının tepkisine neden oldu.
Diyarbakır, Urfa ve Adana’dan görüştüğümüz pamuk üreticileri, gelirlerinin maliyetlerini karşılamadığı gerekçesiyle çiftçiliği bırakma noktasına geldiklerini belirtiyor. Ziraat odaları da böyle giderse önümüzdeki dönemde pamukta üretim düşüşü yaşanabileceği nedeniyle endişelendiklerini ifade ediyor.
‘DÖNÜM BAŞINA BU SENE HİÇBİR ŞEY KALMAYACAK’
Türkiye, dünyanın önemli pamuk üreticilerinden biri. Çin, Hindistan, Amerika Birleşik Devletleri, Brezilya, Avustralya ve Pakistan’dan sonra 7. sırada yer alan Türkiye’nin, Uluslararası Pamuk İstişare Kurulu (ICAC) verilerine göre, 2022-23 döneminde lifli pamuk üretiminin yüzde 3.6’sını sağlaması bekleniyor.
Ancak beklentilerle açıklanan rakamlar birbirini tutmuyor. Akçakaleli çiftçi Mahmut Demir, açıklanan fiyata ilişkin şunları söyledi: “Çiftçi perişan, geçen sene Çukobirlik 21-22 liraya pamuğun fiyatını kesti, bu sene 18,5 lira yaptı. Örneğin geçen sene pamuktan yapılan kumaşın metresi 50 ile 100 lira civarındaydı. Ama bu sene 500-700 lira arasında. Her şey yükseldi ama pamuğun fiyatı maalesef yerinde sayıyor. Hatta yerinde saymıyor, geriye gidiyor.”
“Mazotundan gübresine her şey katlandı” diyen Demir, sulama için enerji faturası da ödediklerine dikkat çekti. Demir, “Enerjiden sulama yapan çiftçiler olarak bizler daha fazla ödeme yapıyoruz. Dönüm başı pamukta 1500 lira, buğdayda 500 lira ödeme yapıyoruz. Bu bizi daha da zor bir duruma sokuyor. Elektrikle sulama yapıyoruz. Dönüm başında keşke bize 500 lira kalsa ama bu sene hiçbir şey kalmayacak” dedi.
‘DEVLET DESTEĞİ DE BOŞ, HİÇBİR İŞE YARAMIYOR’
Hilvan'da çiftçilik yapan Sinan Çiftçi de ne yapacağını düşünen üreticilerden. Çiftçi, “Geçen sene perişandık, bu sene perişan oğlu perişan olduk” ifadelerini kullandı.
Girdi fiyatlarını söyleyen Çiftçi, “Pamuğu komple satsak elektrik parasını karşılamıyor. Bu sene zararımız çok fazla. Geçen sene yine zarardı ama maliyet biraz düşüktü. Bu sene maliyet yüzde 300 -400'e çıktı” diye konuştu.
Çiftçi, “Bunu devlet bilerek mi yapıyor, anlamıyoruz. ‘Çiftçi bitsin, dışarıdan getirilsin’ gibi geliyor bize. Biz düşünüyoruz ama çözüm bulamıyoruz. Destekleme de boş, hiçbir şeyi karşılamıyor” dedi.
‘ÜRETİMİ BIRAKIP TARIM İŞÇİSİ OLMAYA GİDİYORUZ’
Akçakale'de çiftçilik yapan İsmail Yılmaz ise şunları söyledi: “Şu anda gübreyi ödeyemiyoruz, Biçer parasını, sulamayı DEDAŞ borcumu, ilaç parasını ödeyemiyorum.”
Üretimi bırakmayı düşündüğünü söyleyen Yılmaz, “Mevsimlik tarım işçisi olacağım artık. En son çocuklarıma, aileme dedim, ‘kalkın Malatya'ya çalışmaya gidiyoruz. Kayısıya gideceğiz.’ Çünkü battık. Tarlayı, hayvanları her şeyi bırakıp gidiyoruz” dedi.
Yılmaz, destek de almadığını belirterek “Ben 30 yıldır çiftçiyim, böyle bir şey görmedim. Yüz dönümüne 150 bin lira sulama parası veriyorum. Şu anda 200 dönüm pamuk ektim, borcum katlanıyor. Böyle bir şey olur mu? Daha ne diyeyim ki” şeklinde konuştu.
‘KİMSENİN TADI YOK’
Adanalı pamuk üreticisi Şevket Uludağ ise hem açıklanan fiyattan hem de verim düşüklüğünden şikayetçi. Uludağ, “Havaların aşırı sıcak gitmesinden ve bizim bölgemizde pembe kurdun çok aşırı olmasından dolayı şu anda büyük bir verim kaybı var” dedi. Açıklanan fiyattan da memnun olmadığını ifade eden Uludağ, gelecek yıllarda bu üründen vazgeçebileceğini sözlerine ekledi.
Uludağ sözlerine şöyle devam etti: “Ne ekeceksiniz diye sorarsanız, mısırın durumu belli, buğday, soya da aynı, iyi değil yani. Burada kiralar da çok yüksek. Tarla kiraları 5-6 bin liradan başlıyor. Bir de biçer masrafı var, o var, bu var; yani kimsenin tadı yok. Özellikle pamuk, mısır, soya ekenlerin hiç tadı kalmadı. Şunu da söyleyeyim, mesela bizim burada bazı bölgelerimiz var, o bölgelerde pamuktan başka hiçbir şey olmuyor. Ne ekecek çiftçi oraya?”
Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan
‘BEYAZ ALTIN ŞU ANDA CAN ÇEKİŞİYOR’
Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, Adana’nın pamuk rekoltesinde düşüş beklediklerini söyledi: “182 bin dönüm alanda pamuk ekimi var. Biz 100 bin ton rekolte bekliyoruz.” Doğan, pamuk ekiminin yıllar içerisinde düştüğünü hatırlatarak bunun gerekçesi olarak pamuğa biçilen düşük fiyatı ve yetersiz destekleri gösterdi.
Doğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Pamuk ekim fiyatı, geçen yıl Çukobirlik tarafından 21 lira olarak açıklanmıştı ama kurumun bütçesi olmadığından pamuğu üreticiden alamadı. Daha sonra pamuk 13-12 liraya indi. Bu sene ise pamuğun fiyatı serbest piyasada 17-18 lira ama Çukobirlik 18,5 lira fiyat açıkladı. Pamuğun fiyatı hükümet tarafından açıklanmıyor. Sadece Çukobirlik fiyat veriyor ama onlar da bütçesi iyi olmadığından yüksek veremiyor.”
Üreticinin finansman kaynaklarına ulaşımın da son yıllarda güçleştiğini belirten Doğan, “Pamuktan çiftimiz ümit beklemiyor. Pamuk Adana için çok önemliydi. Bizim olmazsa olmaz ürünümüzdü. ‘Beyaz altın’ olarak görülüyordu. Maalesef beyaz altın şu anda can çekişiyor” dedi.
‘PAMUK FİYATI AYNI YERDE SAYIYOR’
Akçakale Ziraat Odası Başkanı Selahattin Yılmaz da pamuk üreticisi çiftçilerin içinde bulunduğu durumu ‘kan ağlıyor’ şeklinde ifade etti. Yılmaz, “Pamuk para etmedi, maliyetin altında satış oluyor. Bu gidişle çiftçinin zararı çok büyük olacak. Geçen sene 18 liraya satılan pamuk, bu sene yine 18 lira. Geçen sene alınan mazot 18 iken bu yıl 41 TL oldu, gübre geçen sene 8 bin liraydı şimdi 13 bin lira. İlaçlar aynı şekilde. Yani giderler 2-3 katı yükseldi. Pamuk fiyatı maalesef aynı yerde sayıyor” diye konuştu.
Söz konusu tabloya bakıldığında, üreticilerin kaderine terk edildiğini söyleyen Yılmaz, şöyle devam etti: “Şahsen hükümetin bu konuda hiçbir çabası olmadığını düşünüyorum. Çukobirlik ise 18,5 lira fiyat kesmiş. Yani nasıl olacak, bilmiyoruz. Çiftçi mazotu geçen yıl 20 liradan, ilacı 10 liradan almış, gider en azından biraz düşüktü şimdi her şey yükseldi. Destek verilmezse çiftçiler perişan olacak ve üretemeyecek duruma gelecek.”
‘DİYARBAKIR 5. SIRAYA DÜŞTÜ’
Uzun ve ince elyaflarıyla, yüksek verimliliği ve ince dokusuyla bilinen Diyarbakır pamuğu, Türkiye'nin pamuk üretimindeki zenginliğini ve kalitesini de simgeliyor. Geçen yıl ekim alanı açısından Urfa'dan sonra ikinci il konumunda bulunan Diyarbakır, Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Diyarbakır Şube Başkanı Abdussamed Ucaman’a göre beşinci sıraya geriledi. Ucuman’a göre bunun nedenlerinin başında fiyat politikası ve tarımsal politikalar geliyor.
Ziraat Mühendisleri Odası’nın hazırladığı kütle pamuk maliyet tablosuna göre 1 kilo kütlü pamuğun maliyeti 21,73 lira. Bu tabloya göre pamuk üreticisi, zararına satışa zorlanıyor. Üretici karı ile birlikte fiyatın en az 29,34 liraya yükseltilmesi gerektiğini belirten Ucuman, “Genel anlamda biz çiftçinin bir sonraki yıla nasıl gireceği ve tarımın sürdürülebilirliği ile ilgili değerlendirmeler yapıyoruz. Çiftçi belirlenen fiyat ile gerçekten ciddi bir sıkıntı içerisine girecek. Otoriteler, tüm bu girdilerin mevcut durumu üzerinden kar amaçlı bir değerlendirme yaparak düzenlemeye gidiyor. Ancak gerek yükselen girdi maliyetleri, gerek ise ekonomik krizle mücadele eden çiftçi, fiyat kırımı dolayısıyla içerisinden çıkılamayacak bir sürece sürükleniyor. Biz pamuk fiyatının yılbaşından itibaren belirlenmesi gerektiğini ve çiftçinin de ona göre bir öngörü oluşturması gerektiğini söylüyoruz. Çiftçinin bu yıl ektiği pamuğun geliri, gelecek yılın tarla hazırlığına bile yetmiyor. Dolayısıyla çiftçi, tarlasını ekmekten kaçmaya başlıyor. Pamuk üretiminde Diyarbakır 5. sıraya düştü. Bu düşüşün fiyatlarla da alakası var” dedi.
‘ÇİFTÇİYİ BİR SONRAKİ YILA ÇIKARMANIN ALT YAPISI OLUŞTURULMALI’
Diyarbakır pamuğunun iklimsel koşullar gereği diğer illerden geç toplandığını, dolayısıyla Diyarbakır pamuğunun ucuza gittiğini belirten Ucuman, hem hükümetin, hem de Çukobirlik’in inisiyatif alarak çiftçiyi bir sonraki yıla çıkarmanın alt yapısını oluşturması gerektiğini belirtti.
Ucuman, çözüm olarak “Çiftçinin elinin rahatlatması için fiyatın 29,34 liraya yükseltilmesini ve tarımsal danışmanlık sisteminin aktifleştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz” önerisini sundu. Ucuman, konuyla ilgili şunları söyledi: “Danışmanlık hizmeti görmeyen bir alanda gereken sonuçların alınmadığını bugün dünyanın gelişmiş ülkeleri de kabul ediyor. Buna göre politikalar oluşturulmalı ve tarımsal üretim alanları bilimsel yöntemlerle desteklenmelidir. Diyarbakır’da bir ‘tarım komitesi’ oluşturmaya başladık ve bu komite ile birlikte kararları sivil toplum kuruluşları ile ortak bir şekilde alacağız. İlk olarak Toprak Mahsulleri Ofisi’nin buğday alım fiyatına ilişkin bir çalışma yaptık ve bu çalışma çiftçinin lehine sonuçlandı. Çiftçinin emeğinin karşılığını alamama durumunu Diyarbakır’da kaldırmaya çalışıyoruz. Bunu buğdayda başardık ve şu an pamuk için çalışmalarımız sürüyor.”