Yençağ’dan Halil Yatar’a konuşan Saadet Partisi Milletvekili Karaduman, “Tarımsal üretimin önemini, içinde yaşadığımız doğaya karşı sorumlulukla hareket etmenin önemini her fırsatta vurgulamaktayız. 17 yıllık iktidarın rant ve sermayeyi koruma refleksi, geldiğimiz noktada hayvancılığı ve yerli tarım ürünü üretimini alaşağı etmiştir. 2020 bütçesinde faiz için ayrılan para kaynağı, Tarım ve Orman Bakanlığının tamamı için ayrılan para kaynağının üç katından fazladır. Ne yazık ki 17 yıllık sürecin sonunda bankalar kar rekorları kırarlarken Anadolu’da üretim yapan çiftçimiz geçim sıkıntısıyla çareyi İstanbul’a göç etmekte bulmuştur. Neticede Anadolu boşaltılmış ve insanlarımız metropol kentlerde yevmiyeli işlerde çalışmaya, bankalara geleceklerini ipotek etmeye mecbur bırakılmıştır. Kendi toprağında üretici olan Anadolu insanımız, büyük şehirlere taşınarak tüketici konumuna düşmüştür. Üretimin azalmasıyla piyasadaki ürün ihtiyacını ithalat ile karşılama yoluna gidilmiştir. Bunun en tipik örneği, şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin hemen ardından ilk defa Rusya’dan şeker ithal etmeye başlamış olmamızdır. Üzülerek ifade ediyorum; bugün ulaştığımız noktada temel gıda ürünlerinden, hayvanların yemine kadar dışarıya bağımlı bir ülke haline getirildik. Tarım sektörümüz açısından çok kritik bir dönemden geçiyoruz. Bazı ürünler için ekim, dikim zamanı iken bazı ürünlerde ise hasat zamanıdır.
"GELECEĞE DAİR ENDİŞELERİ ARTTIRMAKTA"
Salgınla birlikte; gıda maddesi satan ülkelerin ihracatı durdurması durumu dışarıya bağımlı ülkelerde kıtlığı tetikleyeceğini söyleyen Karaduman şunları kaydetti: “Olası bir kıtlığa karşı bütün tarlalar ekilmelidir ama nasıl? Çiftçilerimiz üretmek istiyor fakat belirsizlikler geleceğe dair endişeleri arttırmaktadır. Çiftçilerimiz bugün birçok problem ile karşı karşıyadır; En önemlisi üretim maliyetlerini doğrudan etkileyen mazot, gübre, ilaç, enerji, işçilik gibi girdilerdeki fiyat artışıdır. Hayvancılıkta temel girdilerden yemin fiyatı artıyor, çünkü yemin hammaddesi büyük oranda ithalatla karşılanıyor. Son iki haftada ayçiçeği, soya, mısır ve türevlerinin fiyatı dünya piyasalarında da arttı. Tahıl ambarı olan Konyamızda en önemli problemlerden biri sulamadır. Konyalı çiftçimiz, tarlasının yeraltı sularını kullanarak sondaj yolu ile karşılamaktadır. Takdir edersiniz ki bu, maliyeti yüksek olmakla birlikte uzun ömürlü bir yöntem değildir. Suyu çıkarmak için elektrik enerjisine ihtiyaç duyan çitçimizin elektrik faturalarında geçen yıla oranla yüzde 100 e varan artışlar görülmüştür.”
"SALGIN BİTENE KADAR ÇİFTÇİLERDEN VERGİ ALINMAMALI"
Sulama olanakları kısıtlı olan başta Konya olmak üzere muhtelif bölgelerde yeni sulama yöntemleri ivedilikle planlanması gerektiğini ifade eden Karaduman, “Bu süreçte; Küçük aile işletmeler ve tarımsal kooperatifler desteklenerek, üretim kapasiteleri arttırılmalıdır. Mevsimlik tarım işçilerine barınma, sağlık ve ulaşım gibi asgari çalışma koşulları sağlanmalıdır. Çiftçinin üretim için harcadığı elektrik ve su faturalarındaki KDV, ÖTV, Enerji Fonu ve TRT Payı gibi vergiler sıfırlanmalıdır. İnşaat faaliyetleri için imara açılan araziler tarımsal ürün üretimi için kullanılmalıdır, buna benzer alanlardaki tüm inşaat faaliyetleri durdurulmalıdır. Tarım arazileri üzerindeki inşaat ve rant çalışmaları tamamen durdurulmalıdır. Açıklanan tüm teşvik ve desteklemeler bütün çiftçilerimiz için ulaşılabilir olmalıdır. Özelikle hayvansal ürünlerde dışa bağımlı olmamak için maliyetler düşürülmelidir” dedi.