Konuyla ilgili olarak yazılı bir açıklama yapan Gök, şunları kaydetti: “Son günlerde bazı gıda üreticilerinin maliyetleri düşürmek ya da daha fazla kar elde etmek adına, orijinal gıdaların yerine ucuz, kalitesiz ve sağlığa aykırı ürünleri piyasaya sürmesiyle başlayan süreç, bugün neredeyse aleni hale gelerek had safhaya ulaşmış,  kılık değiştirmiş bir yamyamlık örneği sergilenmiştir.

Bir dönem merdiven altı işletmelerde saklı kalmış insan eliyle yapılan bu gıda sahtekarlığı, artık market raflarına, işletmelerin tezgahlarına nihayetinde sofralarımıza kadar uzanmış, pişkinliğin bu kadarına da pes dedirtmiştir. Gıda fiyatlarının neredeyse her geçen ay katlanarak arttığı bir dönemde buna bağlı olarak özellikle dar gelirli kesim satın alabilsin diye de katkılı, hileli ve ucuz gıdaların piyasayı yerle bir etmesi bugün şaşırılacak boyutlara ulaşmıştır.

İnsan sağlığına etkileri oldukça yıkıcı olabilecek başta karışık sıvı yağ, yeniden eritilmiş peynir, at ve eşek etinden sucuk, yeniden eritilmiş çikolata, domuz etinden köfte, kemik unundan yapılan peynirler, boyalı çaylar, boyalı baharatlar gibi onlarca sahte ürün ne yazık ki bugün virüs gibi piyasayı istila etmiş durumdadır. Artık insanlar gıdada taklit ve tağşiş sebebi ile hangi ürünleri yiyip, neleri yemeyeceğini bilememektedirler.

ESK'nın ithal ette en önemli müşterisi Köfteci Yusuf'tu! Polonya'daki kesimhanelerden bulaş olma ihtimali gündemde! ESK'nın ithal ette en önemli müşterisi Köfteci Yusuf'tu! Polonya'daki kesimhanelerden bulaş olma ihtimali gündemde!

Gıdalarda kullanılan sağlıksız yağlar, yüksek yoğunluklu yapay tatlandırıcılar, glikoz, sahte et ürünleri, kansere yol açabilecek katkı maddeleri ve sağlıksız koşullarda üretilmiş malzemeler, vücudumuzda geri dönüşü olmayan başta kanser olmak üzere, diyabet, kalp, yüksek tansiyon gibi hastalıklara neden olabilmektedirler.

Burada esas olan denetim mekanizmasının doğru çalıştırılmasıdır. İnsanların can ve mal güvenliğini birinci dereceden etkileyecek söz konusu denetimler kamusal bir hizmet niteliğinde olup hiçbir şekilde piyasanın insafına bırakılmamalıdır. Bu konudan hareketle önümüzdeki sürecin, kamuoyunu net bir şekilde aydınlatacak şekilde ele alınması gerekmektedir. Hatta üretim aşamasından başlayarak, raf ve tezgâhlardaki satışına kadar tüm zincirin denetlenmesi öncelikli hale gelmelidir.

TARIM BAKANLIĞI GIDA SAHTEKARLARININ ÜZERİNE KARARLILIKLA GİDİYOR

Son dönemde yaşanan kritik süreçte T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın gıda sahtekârlığı yapanların üzerine kararlılıkla giderek kamuoyuna ifşa etmesi insan sağlığı, gıdada güvenirliliğin sağlanması ve toplumun vicdanı adına takdire şayandır. Bakanlığın, insan hayatıyla oynayan, insanların ömrüne suikast eden gıda cellatlarının toplumdan temizlenmesine yönelik başlattığı ve sonuç almaya başladığı çalışmalarına olan inancımız tamdır.  Artık gıda sektöründe sürdürülebilir, yeterli ve dengeli beslenme için ataletten sıyrılıp adalet sağlanmalıdır.”