Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan, Üretim Reformu Paketi Kanun Taslağı ile Cargill'e getirilmek istenen kota kıyağı; çiftçiyi ve ülke tarımını nasıl etkileyecek? Bakanlığın ve halkın bilmediği 'kavramlar' üzerinden ülke tarımı ve çiftçisi üzerinde nasıl bir oyun oynanıyor? Bakanlık neden taraflı yönlendiriliyor? Üst kurul kime hizmet ediyor? NÜD ve Cargill; Glikozla göz boyayıp İzoglikozla nasıl vurgun vuruyor? Cargill ve 5 NBŞ firmasının asıl hedefi ne? İşte şeker piyasasında kamuoyuna yansımayan asıl gerçekler…
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan, Üretim Reformu Paketi Kanun Taslağı ile Cargill'e getirilmek istenen kota kıyağı; 10 milyon insana ekmek kapısı olan ve yıllık 3.5 milyar dolar yerli katma değer sağlayan şeker sanayisi ile şeker pancarı tarımı için ne anlam ifade ediyor?
Kanun taslağına ilk bakışta yapılmak istenen değişiklikler mevcudun devamıymış gibi görülebilir.
Ama gerçekten öyle mi? Kanun taslağı ile Şeker Kanunu'nda yapılması öngörülen değişikliklerle neyin amaçlandığını anlayabilmek için öncelikle bazı kavramları çok iyi bilmemiz gerekiyor. Eğer bu kavramları bilmiyorsanız söz konusu kanun maddelerinde yapılacak 'ufak değişikliklerin' ülke tarımı ve çiftçisine nasıl bir darbe vuracağını da fark edemezsiniz.
BAKANLIK FARKINDA DEĞİL!
Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için burada şunu belirtmem gerekiyor. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü başta olmak üzere bakanlık bürokratları bu kavramları bilmiş olsalardı, Üretim Reformu Paketi Kanun Taslağı'na konulan değişikliklerin ne anlama geleceğini bilecekleri için kesinlikle buna müsaade etmezlerdi. Bakanlığın en büyük handikaplarından birisi de Şeker Kurumu eski Başkanı Hüsnü Tekin tarafından yanlış enforme edilmeleridir.
BAKANLIK BÜROKRATLARI 'TARAFLI' ENFORME EDİLİYOR!
Şeker piyasasını düzenlemekle görevli olan üst kurul başkanı tarafsız olması gerekirken, görevde bulunduğu süre boyunca nişasta bazlı şekerler konusunda çok 'taraflı' davranmıştır. Sayıştay raporları da Üst Kurul Başkanı Hüsnü Tekin'in 'tarafgirliğini' belgelemiştir. Onun için Bakanlık, sadece üst kuruldan gelen bilgilerle hareket etmemeli. Ülke ve millet adına politika belirlenecekse sadece bir tarafı değil sektörün bütün taraflarının görüşlerine başvurmalı.
HALKIMIZ DA BU KAVRAMLARA UZAK
Diğer yandan Bakan ve Bakanlık bürokratlarının bu kavramları bilmemelerini de yadırgamıyorum ve bunu da eleştirmek için söylemiyorum. Sadece bir vakıaya dikkat çekmek istiyorum. Bu kavramlar halkımız tarafından da bilinmiyor. En bilineni 'Glikoz' onu da üstün körü biliyoruz. Şeker Kurumu tarafından yaptırılan ancak kamuoyuna açıklanmayan 'şeker anketinde' zaten halkın bu kavramlara ne kadar uzak olduğu net bir şekilde görülüyor. İşte millet olarak bu cahilliğimizi kullanarak birileri haksız bir şekilde yıllardır büyük rantlar elde ediyor. 'Kota kıyağı' ile de şeker piyasasını tamamen kendi kontrollerine almak istiyorlar.
BÜYÜK OYUN BU KAVRAMLARDA GİZLİ!
Şimdi kısaca bu kavramlardan bahsedelim. Ancak tanımlara dikkat edin çünkü şeker piyasasında oynanmak istenen 'büyük oyun!' bu kavramlarda gizli. Bu kavramları anlamadan getirilmek istenen 'kota kıyağının' kesinlikle farkına bile varamayız.
Glikoz, Früktoz, İzoglikoz ve Glikoz Şurupları…
Mısırdan önce nişasta, bunun hidrolizinden de glikoz üretiliyor. Glikoz şeker değildir. Tatlandırma oranı çok düşüktür. Gıda maddelerinde pancar şekeri ile birlikte tamamlayıcısı olarak kullanılır.
MISIR ŞEKERİ KİMYASAL MÜDAHALELERLE FORM DEĞİŞTİRİYOR
Glikozun izomerizasyonundan yani enzim ve çeşitli kimyasal müdahalelerle früktoz ve glikoz şuruplarına geçiliyor. Yani glikoz, kimyasal müdahalelerle form değiştirerek şekerin muadili olan früktoz ve glikoz şuruplarına dönüştürülüyor. Bunlara da Yüksek Früktozlu Mısır Şurupları (HFCS) deniliyor. Ve içlerindeki früktoz ve glikoz oranlarına göre de isimlendiriliyorlar. Şekerin muadili olarak da tüm gazlı içeceklerde, sportif enerji içeceklerinde, pastacılık ürünlerinde, şekerli mamullerde, meyve sularında, alkollü ve alkolsüz içeceklerde kullanılıyor.
İZOGLİKOZ NEDİR?
Glikoz ve früktoz şuruplarının bir diğer adı da İzoglikoz'dur. Kullanıldığı yere göre içindeki früktoz oranı yüzde 42'den başlıyor yüzde 90'a kadar arttırılıyor.
Burada bir örnek vermek gerekirse;
Aşağıdaki ürünlerin her ikisi de (İZOGLİKOZ) ve pancar şekerinin muadilidir. Burada ilk yüzde früktoz oranı – ikinci yüzde ise glikoz oranıdır. Buna göre isimlendiriliyorlar.
HFCS (%42-58) = Glikoz Şurubu
HFCS (%55-45) = Früktoz Şurubu
Görüleceği üzere içindeki oranlara göre birisi glikoz şurubu olarak diğeri de früktoz şurubu olarak isimlendiriliyor ama her ikisi de piyasada tatlandırıcı olarak yani şeker muadili olarak kullanılabiliyor. Buna dikkat etmemiz gerekiyor.
Şimdi gelelim kota kıyağının bam teline!
Üretim Reformu Paketi Kanun Taslağı'nda Şeker Kanunu'nun iki maddesinde değişiklik yapılması öngörülüyor. Birincisi; tüm glikoz formları yani likit ya da kurutulmuş halde glikoz şurupları şeker tanımı içinden çıkarılacak. Glikoz şurupları şeker tanımı içinden çıkarıldığı için de hem kota kapsamından hem de Şeker Kurumu'nun tüm glikoz ürünleri üzerindeki düzenleme ve denetleme yetkisi ortadan kaldırılacak.
Şeker Kanunu'nda öngörülen ikinci değişiklikle de sadece izoglikoza kota verilecek. Glikoz kota kapsamında olmayacak ve izoglikoza verilecek kota da kuru madde bazında olacak.
Şimdi tanımlar üzerinden giderek bu değişikliklerin pancar tarımı ve şeker sanayisi için ne anlama geldiğini sorgulayalım.
GLİKOZ DOĞRUDAN, İZOGLİKOZ DOLAYLI YOLDAN KOTA KAPSAMINDAN ÇIKARILIYOR!
Öncelikle glikoz kota kapsamından, glikoz şurupları da şeker tanımından çıkarılacağı için, pancar şekerinin muadili olan izoglikoz da dolaylı yoldan kota kapsamından çıkarılmış olacak. Bunun altını çizmemiz gerekiyor. Ülkemizde yeterli denetim olmadığı için kristal şekerde bile ciddi bir kayıp-kaçak sorunu yaşanırken, izoglikozun; früktoz şurubu mu yoksa glikoz şurubu mu olduğu nasıl tespit edilecek? Ve hangi denetim elemanları ile bunların takibi yapılacak? Zaten piyasada doğrudan şekerin muadili olarak kullanılan glikoz şurupları (HFCS (%42-58) = Glikoz Şurubu) kota kapsamında bile olmayacak.
PİYASADA İSTEDİKLERİ GİBİ HAREKET EDEBİLECEKLER!
Kota hakkı bulunmadığı halde Sakarya'daki bir NBŞ firması, ürettiği glikoz ve früktoz şuruplarını kaçak yollarla rahat bir şekilde iç piyasaya satabilirken, yapılacak yeni düzenleme ile de NBŞ firmalarına piyasada tamamen istedikleri gibi hareket etme imkânı getirilecektir.
İZOGLİKOZ'A GİZLİ KOTA ARTIŞI YAPILACAK!
Diğer yandan izoglikoz'a kuru madde bazında kota verileceği için hiçbir artış yapmadan firmaların kotası doğrudan yüzde 33 yükselmiş olacak. Bilindiği üzere ülkemizde 2016/2017 yılında ticari bazda (sıvı) 265 bin ton olan NBŞ kotasının kuru madde bazında belirlenmesi durumunda, ticari bazda (sıvı) bu oran (yüzde 33 lük artışla) 352 bin tona çıkacak. Bakanlar Kurulu'nun bu oranın yüzde 50 artırılması durumunda ise bu miktar ticari bazda neredeyse iki kat artışla 528 bin tona çıkacak. Buda İzoglikoz kotalarının toplam şeker üretimdeki kotasının yüzde 100 artması anlamına gelecek.
Görüleceği üzere; 'Üretim Reformu Paketi Kanun Taslağı'nda Şeker Kanunu'nun iki maddesinde yapılacak iki 'ufak değişiklikle' şeker pancarının 'Paraleli' olan İzoglikoz'un kotası doğrudan yüzde 100 artırılırken dolaylı yoldan ise kota kapsamı dışına çıkarılacak.
NBŞ FİRMALARININ GLİKOZ OYUNU!
Burada altını çizmemiz gereken bir diğer önemli konu da NBŞ firmaları 'kota kavgasını' sürekli pancar şekerinin muadili olmayan 'Glikoz' üzerinden yapıyorlar. Dikkat ederseniz bu firmalar hiçbir zaman Früktozu ve İzoglikozu gündeme getirmezler. AB'de glikozun kota kapsamı dışında olduğunu ve Türkiye'de Glikoz açığı bulunduğunu nedense sürekli gündemde tutarlar. NBŞ kota artırma taleplerini de yıllarca hep Glikoz üzerinden yapmışlardır.
SİYASET VE KOMUOYU YANILTILIYOR!
Ama gelin görün ki; bu firmalar 'Türkiye'de Glikoz açığı var' diyerek aldıkları kotayı İzoglikoz üretiminde kullanırlar. Bu konuda yıllarca siyaset ve kamuoyu yanıltılmıştır. Ama nedense kimse buradaki 'sahtekârlığa' ses çıkarmamıştır.
İTHALAT RAKAMLARI SAHTEKÂRLIĞI ELE VERİYOR!
Diğer yandan 'Türkiye'de glikoz açığının' bulunduğu da bu firmalar tarafından ortaya atılan koca bir yalandır. Bunu nereden anlıyoruz? Glikoz ithalat rakamlarına bakacak olursak gümrük vergileri düşük olmasına rağmen Türkiye'nin Glikoz ithalatı 2001-2015 yılları arası 17 bin 500 tonları geçmemiştir. Eğer bu firmaların söylediği gibi olmuş olsaydı ithalat rakamlarının ciddi oranda artmış olması gerekirdi.
Yani burada çok ince bir hesap var! Pancar ülkesi olan Türkiye'de 'İzoglikoz açığı var' diyemeyecekleri için sürekli 'Glikozu' öne sürüyorlar. Hükümetin ve kamuoyunun gözünü 'Glikozla' boyuyorlar. Sonra da 'İzoglikozla' da vurgun vuruyorlar!
ASIL HEDEFLERİ PANCAR ŞEKERİNİ BİTİRMEK!
Sonuç olarak Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği (NÜD) ve Cargill başta olmak üzere 5 NBŞ firmasının yıllardır 'Glikoz' üzerinden yürüttükleri politika ile pancar şekerinin yerine tamamen mısır şekerini ikame ettirmek amacındalar. Yıllardır yürüttükleri çalışmalarının meyvesini de Üretim Reformu Paketi Kanun Taslağı ile almak istiyorlar.
Küresel sermaye ve içerideki işbirlikçileri bunu başarabilirlerse şeker pancarında 'cenazeyi' de hep birlikte kaldırırız. NÜD ve Cargill de arkasından Mevlit'ini okutturur! Çünkü şeker pancarı tarımını yasaklamanız için başka bir işlem yapmanıza gerek kalmayacak.
KAYNAK: MİLLİ GAZETE