Tarfin Ülke Satış Müdürü Tolga Yücel, Tarfin’in çiftçiler için geliştirdiği paketler ve finansman risklerine yönelik çalışmalar hakkında Tarımdan Haber’in sorularını cevaplandırdı. İşte Yücel’in değerlendirmelerinde dikkat çeken başlıklar…
1-) Dünyada ve Türkiye’de tarımda finansman yapısını ve tarımda finansman sorununa ilişkin tespitleriniz nelerdir? Benzerlikler ve ayrıştığımız noktalar hangileridir?
Günümüzde tarım, dünyada ve ülkemizde geçmiş yıllara göre çok daha stratejik bir önem taşıyor. Özellikle kentleşme ve küresel ısınmaya bağlı iklim değişiklikleri, tarımsal üretimde ve tüketimin sürdürülebilirliğinde büyük bir engel oluşturmaya devam ediyor. Bu sebeple tüm dünyada tarımsal kalkınmaya ilişkin politikalar ve eylem planları geliştiriliyor. Tarımın girdi gereksinimlerinin giderilmesi, üretimden pazarlamaya teknolojik gelişmelerden yararlanmasında finansman önemli ve gerekli bir hale dönüşüyor.
Tarım sektörünün farklı fon kaynakları içerisinde kamu, özel, kooperatif, sivil toplum kuruluşları gibi kurum ve kuruluşlar da önemli rol oynuyor. Bu süreçte farklı finansman modellerinden yararlanılıyor. Burada ülkelerin gelişmişlik düzeylerine bağlı olarak önceliklendirilen konular da farklılaşıyor. Ancak tarımda enerji kullanımı, sulama sistemleri, güneş enerjisinden yararlanma, fosil kaynaklar yerine doğal kaynakların kullanımı ile maliyetin azaltılmasına ve doğanın korunmasına yönelik uygulamalar, iklim değişiminin iyice hissedildiği bu dönemde artış gösteriyor.
2-) Türkiye’de çiftçiler özelinde bakarsak öngördüğünüz finansman riskleri nelerdir ve en çok hangi tablo ile karşı karşıya kalıyorlar?
Türkiye’de özellikle çiftçinin gübre, tohum, yem gibi girdiler için finansman erişimine yönelik sorunlar söz konusu. Çiftçinin üretim döngüsünün başında, yıl içerisinde ihtiyaç duyacağı ana tarım girdileri ile beraber sulama sistemleri, akaryakıt gibi diğer kalemleri de bir araya getirdiğimizde, artan üretim maliyetlerinin yönetimi büyük önem kazanıyor. Tarımdaki kaynak yönetimi sadece çiftçilerin değil son fiyat artışları ile birlikte tarım bayileri için de yönetilmesi gereken bir konu. Hem doğru ürüne erişmek hem de o ürünü rekabetçi bir fiyattan satın alıp stoklarda tutmak ciddi bir satış avantajı sağlıyor. Çiftçilerin kaynaklarının doğru yönetmesi için ürününü doğru zamanda satması da önemli. Bu hem hasatta ürünleri satın alan tarım bayileri hem de satıcı konumunda olan çiftçinin doğru zamanda buluşmasının öneminin arttığı anlamına geliyor. Çiftçi, hasat sonrası mahsullerini depolama sorunu yaşadığı için değerinin altında ve hemen satmak zorunda kalıyor.
3-) Geliştirmiş olduğunuz makine öğrenmesi ile risk skorlama konusunda bilgi verebilir misiniz?
Tarfin geliştirmiş olduğu tarımsal risk skorlama modeli ile doğru çiftçiye doğru alanda ve doğru miktarda ürün için hasat vadeli satın alım imkânı sunuyor. Bu model ile biz çiftçinin yetiştirdiği ürünün döngüsü, arazi büyüklüğü, hayvan sayısı, hava durumu, coğrafi konumu gibi birçok tarımsal noktayı işin içine alarak çiftçinin ihtiyacı olduğu kadar tarımsal girdiye ulaşmasını sağlıyoruz.
4-) Tarfin'in yakın dönemde pazara kazandırdığı ya da kazandıracağı yenilikler neler?
Gelir Korumalı Paket ile Tarfin, çiftçilerin buğday üretimine yönelik girdi alışverişlerini mahsul değerine endeksli olarak gerçekleştirmelerini sağlıyor. Çiftçi bugün alışveriş yaparken aldığı ürünün buğday değerinden toplam tutarı görüyor, hasatta vade tarihinde buğday borsası değeri üzerinden ödemesini gerçekleştiriyor. Bu sayede çiftçi güncel ekonomik değişikliklere karşı korunuyor. Buğday fiyatları şeffaf bir şekilde sergilendiği için çiftçiler fiyatları kolaylıkla takip edilebiliyor. İlk örneğini buğday özelinde uygulamaya alınan bu sistem, tüm Türkiye’deki yetkili satış noktalarında çiftçilerin hizmetine sunuluyor.
Bir diğer yeniliğimiz Tarfin Emanet ise çiftçinin mahsulünü uygun koşullarda depolamasını, mahsul değerlendiğinde de satmasını sağlıyor. Çiftçi Tarfin Emanet’i tercih ettiğinde mahsulünün değerinin yüzde 75’ini o günün piyasa koşulları ile avans olarak alabiliyor. Maksimum 6 aya kadar depoluyor ve 6 ay içinde mahsul değerlendiğinde satıyor. Tarfin hizmet bedelini ödüyor. Üzerine sağladığı kazancı da cebinde kalıyor. Tarfin Emanet’i kullanan çiftçilerimizden çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Çiftçilerimiz, Emanet’ten önce depolayacak yerleri olmadığı için mahsulünü hemen satmak zorunda kaldığını söylüyordu. Bu da hem gelir kaybına neden oluyor hem de tüm sene boyunca çalıştığı emeğinin karşılığını alamıyordu. Emanet ile birlikte çiftçilerimiz, mahsulünü bekletebiliyor ve değerinde satarak kazançlı çıkabiliyorlar. Emanet hizmetimiz önce buğday ürünü ile başladı, şimdi mısır ile devam ediyoruz. Amacımız bu hizmeti daha da genişletmek.
5-) Dünya ve Türkiye özelinde tarım sektörünü ne tür riskler ve fırsatlar bekliyor olacak?
Türkiye Avrupa’nın en büyük ikinci, dünyanın on birinci büyük tarımsal üretimine sahip. Buna karşın yatırımın yetersiz oluşu, düşük ölçekli tarımsal üretim, teknoloji ve inovasyon konusunda beklenen atılımın yapılamaması sektörün gelişimine ket vuruyor. Tarımdaki potansiyelin ortaya konulması ve sürdürülebilir üretimin sağlanması için öncelikle çiftçinin yüksek kalite tarım girdilerine uygun fiyatlar ve finansman imkanıyla erişimini kolaylaştırmak, rekabet gücünü artırmak gerekiyor. Yaklaşık 2 milyondan fazla çiftçisi ve yıllık 50 milyar dolardan fazla değere sahip üretim gerçekleştiren tarım sektörü bu rakamları çok daha üst noktalara taşıyabilir.
6-) Tarfin Türkiye’de kendisini nerede konumlandırıyor ve hedefleri nelerdir?
Tarfin olarak tarım değer zincirini dijitalleştirerek sektörü ürün tedariği ve hızlı finansman ile buluşturuyor, Türkiye ve Doğu Avrupa’da çiftçilerimiz ve satış noktaları için çok önemli bir hizmet sunuyoruz. Bu süreçte sadece verdiğimiz katma değerli hizmetin yanı sıra, şu anda liderliğini üstlendiğimiz bir sektör de yarattık. Sahadaki başarılarımız, aldığımız sermaye yatırımları ile Tarfin’in dijital odağından feyz alan, tarım sektörü paydaşlarına hizmet sunan, Brezilya’dan Hindistan’a uzanan onlarca şirketi buluşturduk. Dijitalleşen dünyada tedarik zinciri finansmanının önemini görüyor ve çok doğru yolda olduğumuza inanıyoruz. 2023 yılında da geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi teknoloji ve dijitalleşmede liderliğimizi sürdüreceğimiz öncü bir şirket olmaya devam edeceğiz.