Çiftçi kuruluşu Tarım Kredi Kooperatifleri hakkında ciddi bir bilgi eksikliği var. Bırakın sade vatandaşı siyasetçiler ve gazeteci arkadaşlar bile Tarım Kredi Kooperatifinin işleyişi hakkında tam bilgileri bulunmuyor.
Hatta öyle ki Hüseyin Aydın bile Tarım Kredi Kooperatiflerinin asli görevini Genel Müdür olduktan sonra öğrendi. Ziraat Bankası Genel Müdürü iken Tarım Kredi Kooperatiflerinin çiftçi kuruluşu olmadığını ispat etmek için bizi savcılığa şikâyet etmekten bile çekinmemişti. Ancak bugün her çıktığı platformda Tarım Kredi Kooperatiflerinin bir çiftçi kuruluşu olduğunu üstüne basa basa söylüyor.
Hüseyin Aydın, geçte olsa Tarım Kredi Kooperatiflerinin bir çiftçi kuruluşu olduğunu öğrense de toplumun genelinde, Bakanlarda, siyasetçilerde ve gazetecilerde maalesef ciddi bilgi eksikliği devam ediyor.
İşte bu bilgi eksikliğinden dolayı Türkiye’nin tarımsal üretiminde ve gıda enflasyonunda yaşanan birçok sorunu kökten çözecek imkân ve güce sahip olan devasa bir kurum marketler eliyle resmen heba ediliyor.
Öncelikle Tarım Kredi Kooperatifleri, özel bir kanunla kurulmuş, sermayesi tamamen çiftçi ortaklarına ait bir çiftçi kuruluşudur. Asli görevi de sahip olduğu öz sermaye ve Ziraat Bankası’ndan sağlanan indirimli kredilerle çiftçi ortaklarına ucuz girdi temin ederek, girdi maliyetlerini düşürmektir.
Sübvansiyonlu kredilerin dışında Hazine’den de hiçbir şekilde destek almamaktadır. Bu destekte zaten Tarım Kredi’ye değil doğrudan çiftçiye veriliyor.
Onun için toplumda şöyle bir algı var; ‘Tarım Kredi Marketlerde yapılan indirimli satışların zararı devlet tarafından karşılanıyor’ diye…
Bu kesinlikle doğru değil. Tarım Kredi Marketlerin zararı tamamen çiftçinin öz sermayesinden karşılanıyor. Bu zararlar, TMO ve ESK gibi hazine tarafından hiçbir şekilde sübvanse edilmiyor.
Tarım Kredi Marketler, 2023 yılı ilk 6 aylık bilançosunda 434 milyon 124 bin lira zarar açıkladı. Açılan marketlerden dolayı şirketin kısa ve uzun vadeli borçları da katlanarak artıyor. 6 aylık bilançoya göre, kısa vadeli borçları 6,5 milyar liraya, uzun vadeli borçları da 1 milyar 800 milyon lira seviyesinde çıkmış durumda. 6 aylık faiz gideri de 126,3 milyon lira.
Görüleceği üzere bu borçların tamamı ve faiz giderleri çiftçinin öz kaynaklarından karşılanacak. Yani tarımsal üretimde çiftçiye kullandırılması gereken kaynaklar, marketlere harcanıyor.
Ne uğruna?
Sözüm ona enflasyon ve hayat pahalılığı ile mücadele uğruna!!!
Burada da maalesef büyük bir yanılsama var. Suyun içindeki küçük balığın büyükmüş gibi görünmesi gibi, enflasyon ve hayat pahalılığına hiçbir katkısı olmayan indirimlerle halk göz göre göre yanıltılıyor.
TÜİK’in son açıkladığı tarımsal girdi fiyat endeksi, 12 aylık ortalama göre yüzde 69,23’lük seviyesinde bulunuyor. Bu ne demek? Çiftçinin girdi maliyetleri, yani gübre, mazot, zirai ilaç ve tohum fiyatlarında ciddi bir enflasyon var demek!
Peki, çiftçinin girdi maliyetlerini düşürmeden (Girdi maliyetlerini düşürmek için kullanılması gereken kaynaklar marketlerde kullanılarak) siz nasıl olacak da gıda fiyatlarını düşüreceksiniz?
Onun için Tarım Kredi Marketler bırakın yüzde 50 indirim yapmayı, yüzde 100 indirim yapsa bile yapılan bu indirimlerin ne gıda enflasyonuna ne de hayat pahalılığına bir faydası olmayacaktır. Yapılan bu indirimlerin Tarım Kredi Kooperatiflerinin öz sermayesini bitirmekten başka hiçbir yaraya merhem olmaz. Zaten süreçte hızla oraya doğru gidiyor.
Diyeceksiniz, Tarım Kredi Kooperatiflerinin ‘finansçı’ Genel Müdürü bunu görmüyor da siz mi görüyorsunuz?
Maalesef, Tarım Kredi Kooperatifleri batmış, çıkmış finansçı Genel Müdürün hiç umurunda olduğunu düşünmüyorum. Çünkü siyaseten atanmış, yarın da siyaseten bir kararla ceketini alıp gidecek. Mevcut sermayenin içinde bir kuruş bile katkısı olmadığı için çiftçinin sermayesi erimiş erimemiş hiç umurunda bile olmaz.
Eğer gerçekten Hüseyin Aydın’ın Tarım Kredi Kooperatifleri diye bir derdi olmuş olsaydı, finansçı kimliği ile bu işe karşı çıkar ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin asli görevinin market açarak vatandaşa ucuz gıda ürünü satmak değil, çiftçinin girdi maliyetlerini düşürmek olduğunu ve ancak gıda enflasyonu ile de gerçek manada böyle mücadele edilebileceğini sayın Cumhurbaşkanına anlatır ve bunun kavgasını verirdi.
Onun için diyorum ki, yüzde 50 indirim kampanyasına kimse aldanmasın. Gerçi böyle bir indirim de yok, sadece belli ürünlerde kısmi indirimler yapılmış durumda. Ancak ne olursa olsun, Tarım Kredi Marketlerden indirimli alış veriş yaptık diye kimse sevinmesin, alınan her bir indirimli ürün çiftçinin öz sermayesini eriterek, çiftçiyi üretimden uzaklaştıracaktır.
Çiftçinin üretimden uzaklaşmasının ne anlama geldiğini de herkes çok iyi biliyor.
Eğer bu konuda farklı düşünen varsa çıksın karşımıza, Tarım Kredi Marketlerin liyakatsiz yöneticiler eliyle nasıl yağmalandığını mevcut yöneticilerin vatandaş ve çiftçi diye bir derdi olmadığını kendilerine anlatalım.