Hasan Atak açıklamasında; "Umarız ve dileriz ki Sayın Bakanın dediği gibi kıyma 32, kuşbaşı fiyatları 34 liraya düşer. Ancak, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından üretici ve kasaplarla gerçekleştirilen kısmi bir anlaşmayla kırmızı et fiyatlarının indirilmesini anlamak zordur. Çünkü sorun yapısaldır. Kırmızı et tüketimi, üretimden yüzde 30 daha fazladır. Ülkemizde et açığını kapatmak için kombine ırklar ile üretimi artırmak yerine açığı zaman zaman ithal et ile kapatmak ise sorunu çözmek yerine makyajlayarak devamını sağlamaktan başka bir işe yaramıyor.
Sağlıksız et nasıl önlenecek
Nitekim bu konudaki ilk itiraz Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) Başkan'ından gelmiş bulunmaktadır. TPF açıklamasında 'et satışının neredeyse yüzde 90'ı marketlerde gerçekleşiyor. Bizi bu kadar ilgilendiren bir konuda görüşümüzü beyan edemedik' denilmekte ve Bakanlığın fiyatlarını tutturmak için kıymanın yağ oranıyla oynanarak, 'yağsız kıymada yağ yüzde 5-7 civarında olan yağ oranının yüzde 30-40'lara kadar çıkarıp satılabileceği' açıkça söylenmektedir. Bu, açıkça durumun daha baştan tüketiciler açısından ne kadar vahim olduğunu ortaya koymaktadır. O zaman tüketicinin aldatılmasını kim önleyecektir? Tağşişi kim önleyecektir? Vatandaşın sağlığını tehlikeye atabilecek kaçak, kontrolsüz, sağlıksız et satışının önüne nasıl geçilebilecektir? Mevcut koşullardaki yetersizlikler belliyken piyasa ne kadar etkin denetlenebilecektir? " denildi.
TÜDEF açılamasında devamla; "Öncelikle hemen belirtmek gerekir ki; et konusunda fiyat belirleme yetkisi Bakanlıkta değildir. Bu yetki maalesef ne bakanlığın, üretici ne de tüketicilerin temsine olanak tanımayacak şekilde, Esnaf ve Sanatkarla Meslek Kuruluşları Kanunu' 62 maddesine göre tek taraflı olarak Esnaf ve Sanatkarlar oda ve birliklerine verilmiştir. Nitekim, Sayın Bakan tarafından yapılan açıklamanın piyasada etkin bir karşılık bulamadığı izlenmektedir.
Diğer yandan, 13 yılda enflasyondan yüzde 77 daha fazla artan hayvancılık sorunun çözümü o kadar basit de değildir. Üretim maliyetleri düşürmek, otlakları ıslah edip yem fiyatlarını minimum düzeyde, tutmak, piyasayı dengeleyici mekanizmaları oluşturmak ve hayvancılığa verilen teşviklerin yerindeliğinin etkin denetimi ve yüzde 20'leri bulan buzağı ölümlerine çözüm bulunması gerekir.
Et ve Süt Kurumu görevlendirilmelidir
Ayrıca, 'Devlet köftecilik mi yapar' söylemleriyle özelleştiren Et ve Balık Kurumu'nun et sektöründen çekilmesinin sonuçlarını yaşadığımızı unutmamak gerekir. EBK yerine Et ve Süt Kurumu (ESK)' nun kurulması da bugünkü haliyle tam bir çözüme yetmiyor. Çünkü, son et görüşmelerine dahi çağırılmayan ESK' in eli kolu bağlı. Et sektöründe etkin bir düzenleme için piyasada en az yüzde 10 etkisi olması gereken ESK şu an yüzde 2 ile 4 arasında değişen payı ile ve Türkiye genelinde sadece 10 et kombinesiyle sektörü ve piyasayı ne kadar düzenleyebilecektir? ESK'e, sektörü etkin olarak yerli hayvancılığın geliştirilmesi yoluyla destekleyebilmesi, piyasayı düzenleyebilmesi amacıyla 'sözleşmeli besicilik' için neden görev verilmemektedir? Sayın Bakan sahiden piyasayı düzenlemek istiyorsa bu kurumun önünü açmalıdır".
Sosyal Devlet
TÜDEF açıklamasında son olarak, et, süt, ekmek başta olmak üzere gıdanın ülkelerin ve özellikle de dar ve sabit gelirli geniş halk katmanlarının yaşamlarında stratejik öneme haiz olduğu belirtilerek; " Serbest piyasa ekonomisinde her ne kadar devlet piyasaya doğrudan müdahale edemezse de, özellikle; et, süt, ekmek, su vb. temel gereksinim maddelerinde sosyal devlet ilkesinin gereklerini yerine getirilmelidir. Ayrıca, piyasalarda adil bir oluşum için tüketici örgütlerinin güçlendirilmesi ve özellikle de; et, süt, ekmek ve gıda ile ilgili tüm platformlarda tüketicilerin etkin temsilini sağlaması gerekliliği hiç unutulmamalıdır" denildi.