Ekim ayının başında Almanya, genetiği değiştirilmiş tarım ürünlerinin ülke içinde üretimine izin vermeyeceğini duyurdu. Bu açıklama, AB'nin nisan ayında aldığı bir karara dayanıyordu. Bu karar üye ülkelerin, AB'nin ekimine onay verdiği GDO'ların üretimini kendi sınırlarında yasaklamalarına olanak tanıyor. Bu olanaktan faydalanacak olan tek ülke Almanya da değil. AB'nin en büyük tahıl üreticisi Fransa da genetiği değiştirilmiş mısır için aynı hakkı kullanacağını açıkladı. İskoçya, Yunanistan ve Bulgaristan'ın tutumu da bu yönde oldu.
AB'de GDO ülkeden ülkeye değişiyor
Avrupa geneline bakıldığında GDO'lar konusunda çok çeşitli tutum ve uygulamaların olduğu görülüyor. Genetiği değiştirilmiş ürün üretmese de hali hazırda ithalatını yapmakta olan pek çok ülke var. Buna, yeni yasayla üretimi engelleyeceğini duyuran ülkeler de dâhil. Hal böyle olunca, GDO'lar konusunda tabir yerindeyse “her kafadan bir ses” çıkıyor. Bu tutum ayrılıklarının temelinde, “GDO'lar güvenli mi/sağlıklı mı?” tartışmaları yatıyor gibi görünüyor. Ancak altta yatan ticari nedenlerin belirleyici etkisi yüksek değil.
Türkiye nerede duruyor?
Çoğu ülkede olduğu gibi, Türkiye'de de “GDO'lar güvenli mi değil mi” sorusu ve bilgi kirliliği malum. Ancak işin ilginci; Türkiye'de buna bir de “GDO'lar yasal mı değil mi”sorusu ekleniyor. 2010 yılında kabul edilen Biyogüvenlik Kanunu'na göre Türkiye'de GD tarım ürünlerinin üretimi yasak. GDO ithalatında ise yalnızca yem amaçlı ürünlere izin var. Bugün itibariyle Türkiye'de ithalatı serbest olan 22 adet GDO hayvan yemi çeşidi bulunuyor. Bunların 17'si mısır, 5'i ise soya çeşitleri. Bunlara son olarak temmuz ayında ithalatına izin verilen 3 mısır ve 2 soya çeşidi dahil. Kamuoyunda belli dönemlerde kendine yer bulan “GDO gıdalar tüketiyoruz” söylentisinin gerçeklik payı ise bulunmuyor.
ABD: GDO'ların merkez üssü
Bilindiği gibi tüm dünyada GDO üretilen arazilerin yüzde 40'ı ABD topraklarında bulunuyor. ABD'de üretilen soyanın yüzde 93'ü, mısır ve pamuğun yüzde 90'ı GDO. Yaygın kanının aksine, sebze-meyve türlerinde ticari olarak üretilen GDO çeşitler oldukça sınırlı.
KAYNAK: MeydanGazetesi.com.tr