Ulusal Süt Konseyi tarafından, sütün en doğal ve sağlıklı haliyle herkes tarafından tüketiminin teşvik edilmesi amacı ile başlatılan "Süt İçiyorum" kampanyasının detayları Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nevzat Artık ve Yönetim Kurulu Üyelerinin katıldığı toplantıda paylaşıldı.
Konuşmasına Afrin'de şehit olan askerleri anarak başlayan Artık, başta çocuklar olmak üzere bireyleri sağlıklı süt tüketimi konusunda bilgilendirmek ve teşvik etmek amacı ile başlatılan kampanya kapsamında, Türkiye ve dünyadaki süt ve süt ürünleri tüketim ve üretim rakamlarına ilişkin bilgi verdi.
Sütün sağlığa faydasının altını çizen Artık, şunları kaydetti:
"Türkiye'de 2017 yılında toplam süt üretimimiz 20,7 milyon ton. Üretimimiz son 5 yılda yüzde 14, son 10 yılda yaklaşık yüzde 70 arttı. Türkiye, dünyanın en büyük 8'inci, Avrupa'nın en büyük 3'üncü süt üreticisi konumunda. Sanayiye aktarılan çiğ süt miktarı 9,1 milyon ton, sektörde kayıt dışı pazarlanan çiğ süt oranı ise yüzde 56 civarında. Dış ticarete bakıldığında 2017 yılında bir önceki yıla göre ihracatımız yüzde 5, ithalatımız yüzde 2,3 arttı.
Türkiye'de kişi başı içme sütü tüketimi 36 kilogram. Asya ülkelerinin kişi başı tüketimi 33,18, Avrupa'da 59,4, ABD'de 57,32 kilogram. Türkiye'de kişi başı süt ve süt mamulü tüketimi ise 231 kilogram. Kişi başı peynir tüketimimiz 15,2, yoğurt tüketimimiz 30, ayran tüketimimiz 15,6, tereyağı tüketimimiz ise 1,52 kilogram."
Artık, sütün, yapısı gereği hızla bozulabildiğine dikkati çekerek, sütün, ineklerden elde edildiği andan itibaren iyi koşullarda, vitamin minerallerini kaybetmeden korunması gerektiğini aktardı.
Ambalajlı sütlerin açıldıktan sonra 2 günde tüketilmesinin ideal olduğuna dikkati çeken Artık, kamuoyunda yanlış bilinen ambalajda katkı maddesi olduğu yönündeki bilgilerin tamamen yanlış olduğunu savundu.
"TÜRKİYE'DE SAĞLIKLI SÜT TÜKETİM ORANI DAHA DA DÜŞÜYOR"
Kayıt dışı süt tüketimi oranına bakıldığında Türkiye'de sağlıklı süt tüketim oranı daha da düştüğüne vurgu yapan Artık, "Bu, geleceğimiz için bir kayıptır." dedi.
Artık, "Okul Sütü Projesi" hakkında bilgi vererek, 2012 yılından bu yana yürütülen projenin dünyanın diğer ülkelerinin ilgisini çeken ve birçok ülkenin projenin nasıl yapıldığının merak ettiğini, projenin övgü aldığını anlattı.
Süt İçiyorum projesinin kar amacı gütmeyen, markalardan bağımsız ve gönüllülük esasına dayalı bir sosyal sorumluluk projesi olduğunun altını çizen Artık, kampanyayı sütün en doğal be sağlıklı haliyle herkesin ulaşılabilir olması ve süt tüketiminin teşvik edilmesi amacıyla başlatıldığını anlattı.
Artık, 2019 yılında "Dünya Süt Zirvesi"nin Türkiye'de düzenleneceğinin bilgisini paylaşarak, zirveye 3 bin 500 uluslararası katılımcı beklediklerini söyledi.
Tarım alanlarının azalması dolayısıyla ineklerin beslenme şeklinin, doğal otla hayvanların beslenip beslenmediğinin sorulduğu Artık, "Tabiki sadece ot yemez, sadece yem yemez, hepsini yemesi lazım. Nasıl biz tek gıda ile beslenemezsek o da o şekilde. Bu işin doğasında bu var. Biz de şimdi 'Hep peynir yiyoruz.' desek yanlış olur. Tarım alanlarının azaltılmasında hepimizin problemi var ama devlet buna önlem almaya çalışıyor. Sadece çayırda otlatarak sütü elde edemezsiniz, o da bir gerekliliktir ama yem de kullanılması, tüketilmesi lazım." yorumunu
"SOKAKTA SATILAN AÇIK SÜTÜ ALMAYIN"
Toplantı kapsamında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Artık, sokak sütünün zararları dolayısıyla tüketiciye "Sokakta satılan açık sütleri almayın." uyarısında bulundu.
Artık sokak sütünün yasak olduğunu anımsatarak, "Bu konuda bir bilgi kirliliğimiz var. Televizyona çıkıp, 'Sokak sütü için.' diyenler var. Eğer siz sokak sütünü 45 derece sıcaklıkta dolaşan bir arabadan alırsanız, riski kabul ediyorsunuz. Çünkü o sütün kesilmemesi için içine bir şeyler ilave edilmesi gerekir ki o süt muhafaza edilsin. Sokak sütünün içilmesini kesinlikle tavsiye etmiyoruz. Açık süt ve sokak sütü konusunda tüketicilerimizi uyarıyoruz." ifadelerini kullandı.
Türkiye'deki süt fiyatlarına ilişkin değerlendirmeleri sorulan Artık, "Süt fiyatı sadece bizim ülkemizde değil, dünyada küresel bir artış söz konusu. Pastörize sütte tüm dünyada yüzde 20-30 artış var, UHT sütte yüzde 10-15, tereyağında çok fazla yüzde 30-40 artış var. Fiyat artışları sadece bizim ülkemizde değil." yanıtını verdi.
Artık, yürütülen çalışmalarla zaman içinde kayıtdışılığının azaltılacağını belirterek, buradan ekonomide de önemli kayıplar yaşandığının altını çizdi.
"En iyi denetçi tüketici olmalı." diyen artık bir yerde 5-6 liraya satılan peynirin doğal olamayacağına dikkati çekti.
Artık, pastörize süt ve UHT süte dışarıdan herhangi bir koruyucu madde ilave edilmediğine işaret edip, tüm dünyada aynı prosesin uygulandığını belirterek, "İnternette koruyucu madde içerdiğine yönelik bilgiler oluyor, hayır kesinlikle pastörize süt ve UHT süt koruyucu madde içermez." açıklamasını yaptı.
TARIMDANHABER