CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, hububat ambarı Konya Zengen ve Niğde’de hububat üreticileri ile bir araya geldi. Hasat dönemine girildiği süreçte, çiftçilerin “yel vurgunu” sonucunda verim kaybı nedeni ile ciddi mağduriyet yaşadığını söyleyen Gürer, “Verim ile ekim dengelenirken, süne zararlısından sonra bu kez çiftçi bugüne kadar çok rastlamadığı “sap var dane yok sorunu” ile karşı karşıya” dedi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TMO için açıklanan taban fiyata dikkat çekti. Gürer, “1.350 TL taban fiyatı ve girdi fiyatları dikkate alındığında çiftçi zarar ediyor, süne zararlısının yanında “yel vurgunu” ile düşen verim sorunları katladı” dedi.
"ÇİFTÇİLERİN ZARARI KARŞILANMAZSA BUĞDAY EKİMİNDEN VAZGEÇENLER ARTAR”
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Konya ile Niğde illeri arasında bulunan Zengen bölgesinin önemli bir tarım alanı olduğunu ifade etti. Son beş yılda bölgede, ekim alanında ve ürün deseninde önemli değişiklikler yaşandığına dikkat çeken Gürer, “Beş yıl boyunca neredeyse yerinde sayan “üreticiden alım buğday fiyatı” çiftçiyi buğday ekiminden uzaklaştırdı. Buğday ekim alanlarında daralma oluştu. Verim ile ekim dengelenirken, süne zararlısından sonra bu kez çiftçi bugüne kadar çok rastlamadığı “sap var dane yok sorunu” ile verim kaybı ile karşı karşıya. Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı, TARSİM’e ürün sigortası yaptırmış ama “yel vurgunu” diye yerelde tanımlanan dane verimsizliğine sigorta da bir düzenleme yapılmamış. Dolu, don, sel afeti gibi dane verimsizliği de doğal bir afettir. Çiftçi başvuruları bu yönde değerlendirmelidir. Çiftçilerin zararı karşılanmalıdır. Aksi durumda buğday ekiminden vazgeçen çiftçi sayısı daha da artacaktır” dedi.
“İTHALE MECBUR BİR ÜLKE HALİNE GELDİK”
Buğday ekim alanlarında da giderek daralma yaşandığına dikkat çeken Gürer, “Doğal şartlarla oluşan sorunların yanında, girdi fiyatlarındaki artış ve ürün fiyatı buğday ekiminden uzaklaşmayı beraberinde getiriyor, ithale mecbur bir ülke haline geldik. 1988 yılında 943500 hektar ekim alanından 20500000 ton üretim alınırken, 2018 yılında 7299270 hektar ekim alanından 20000000 ton ürün alınması verim artışı olarak görülse de 2019 TÜİK tahminlerinde, buğday için 7299270 hektar alanda 19500000 ton üretim olarak belirlenmesi durumda olumsuz bir değişkenlik olacağını göstermektedir” dedi.
“BUĞDAYDA İTHALATÇI KONUMA DÜŞMEMİZ İÇLER ACISI”
AKP iktidarlarına kadar dünyada buğday ihracatında adı bilinen Türkiye’nin bugün ithalatçı bir konuma düşmesinin içler acısı olduğunu söyleyen Gürer, “Buğday üretiminde girdi fiyatlarındaki artış ciddi bir sorundur ve daralmayı artıracaktır. Bunun yanında sulu tarım alanlarının artmasına rağmen sulama suyunun yer altından çıkarılması ve bu işlemin pahalı olması, su kaynaklarının giderek azalması da ayrıca yeni sorunların habercisidir. Dahilinde İşleme Rejimi kapsamında buğday ithalinin giderek azalmasının makarnalık buğdaya etkisi de ayrıca incelenecek bir durumdur” dedi.
'TARSİM' CEVAP VERDİ; AFET DOLU YANGIN DIŞINDA DESTEK VEREMEYİZ
Çiftçiliğin zor bir meslek olduğunu söyleyen Zengenli Çiftçi Selehattin Gökdemir, bölgede artık buğday eken kimsenin kalmadığını söyledi. 60 yıldır çiftçilik yaptığını ve ilk kez böyle verimsiz bir yılla karşı karşıya kaldığını Söyleyen çiftçi Gökdemir, “1750 TL’ye tohumunu aldım, kilosu 3.25 TL’ye gübresini aldım, litresi 6.00 TL’den mazotunu aldım, 150 dönüm tarlaya 27 milyon masraf ettim… Cenab-ı Allah yağmuru vermedi, dene yok. Gittim TARSİM’e sigorta kaydı yaptırdım. TARSİM cevap verdi bana “Afet, dolu ve yangın dışında destek vermiyoruz” dedi. TARSİM bu konuda çiftçiye destek vermiyormuş. 87 yaşındayım düşüyorum artık. Çocuklar bu işi yapmazlar satarlar” dedi.