Dünya Gazetesi'nden Özlem SARSIN'ın haberine göre, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Tarım ve Metal İşleme Makineleri Meslek Komitesi Meclis Üyesi ve Türk Tarım Alet ve Makinaları İmalatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Bilgin Türkay, tarım makineleri sektörünün yüksek katma değerli üretim yapan bir sektör olduğunu söyleyerek çiftçilere verilecek desteklerin önemine vurgu yaptı.
Çiftçiye gerek traktör gerekse tarım makinelerinde hurda desteği verilmesi gerektiğini ve sektörün bunu beklediğini ifade eden Türkay, sağlanacak hurda desteği ile hem çiftçinin teknolojisi yeni makinelerle daha verimli üretim yapabileceğini hem de sektörün üretim potansiyelini daha ileri seviyeye taşıyabileceğini belirtti.
Desteklerin her zaman sektörde hem üretimdeki çeşitliliğin hem de talebin artmasına olumlu yansıdığını belirten Türkay, “Bunda 25 sene önce ülkemizde 5 adet ekipman bilinirdi. Şimdi ise sadece kendi firmamda 50 çeşit makine üretiliyor. Eğer tarım sektörüne milli hasıladan ayrılan pay ve destekler Avrupa’daki gibi olursa ülkemiz bu konuda çok daha ileri seviyelere koşar” dedi.
İç tüketimin 2022 yılında 4 milyar dolar, ihracatın ise 1,5 milyar dolar olarak gerçekleştiğini kaydeden Türkay, “İhracatta dünyada 17. sıradayız. Global pazarlarda Türk ürünleri artık kalitesi ve teknolojisi ile adından söz ettiriyor, tercih ediliyor. İhracattaki başarımız sektörümüzün cari fazla vermesini de sağladı.
İthal ettiğimiz ürün miktarının yüzde 19 ile pek çok sektörün altında kalması da sevindirici. 2022 yılında 860 milyon dolar ithalat gerçekleştirdik. 2023 yılında bir miktar büyük çaplı makine ithalatından kaynaklanan ithalat artışı olsa da 2024 yılında tekrar ihracat ağırlıklı bir seyir izleyeceğimizi düşünüyorum” dedi.
“Katma değeri yüksek bir sektörüz”
Sektörün katma değeri yüksek ürünler ürettiğine dikkat çeken Türkay, 2022 yılında 990 milyon dolar büyüklüğünde katma değer yarattıklarına dikkat çekti. Türkay, “Ülkemiz çok verimli tarım topraklarına sahip. Fakat toprakların yıllar içinde bölünmesi hem tarımımızın hem de sektörümüzün önünde bir engel teşkil ediyor. Tarım arazilerinin genellikle küçük parsellerden oluşması ve bu parsellerin bir arada olmayıp dağınık olması, tarımsal mekanizasyon araçlarının kullanımındaki etkinliği oldukça azaltmaktadır.
Avrupa’da birim traktör başına düşen ekipman miktarı 12-13 ton civarındayken Türkiye’de bu rakam ise 4-5 ton civarındadır. Arada 8 tonluk üretemediğimiz bir açık var, çeşitliliğimiz az. Halbuki yurt dışında üretilebilen her ekipmanı üretme becerimiz var. Ülkemizde 2 milyona yakın traktör olduğunu düşünürsek ne kadar daha ekipmana ihtiyacımız olduğu ortadadır. Yapmadığımız ürünleri yapsak bile bu açığı senelerce kapatacak durumda değiliz maalesef. Ölçek ekonomisi yüzünden üreticilerimiz üretim yelpazesini genişletmiyor” diye konuştu.
“Haksız rekabet büyük sorun”
Türkiye’de tarımsal işletme sayısı 2 milyon, tarım makineleri üreten işletme sayısının ise yaklaşık 1300 civarında olduğunu söyleyen Türkay, sektörde daha çok mikro ölçekli firmaların ağırlıkta olduğunu, bu durumun da üretimdeki kaliteyi olumsuz etkilediğini vurguladı. Türkay, “Küçük ve kaliteye önem vermeyen firmaların piyasaya düşük kaliteli ürün sürmesinden dolayı talep kalitesiz ve verimli olmayan makinelere kayıyor. Sektördeki en büyük sorun haksız rekabettir. Çiftçinin içinde bulunduğu zorlu koşullar, alımlarını kalitesi düşük ürünlere yönlendirmesine yol açarken, doğal olarak bu durum da verimsiz hasada sebep oluyor. Bu nedenle çiftçimizin eğitilmesi ve destek görmesi şart" dedi.