Milli Gazete'den Sadettin İnan'ın haberine göre, Türkiye’nin stratejik fabrikaları olan şeker fabrikaları özelleştirme kapsamından çıkarılarak Varlık Fonu’na devredilecek. Devirle ilgili çalışmanın sonuna gelirken konuyla ilgili Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin yakında Resmi Gazete’de yayımlanması bekleniyor. 

2000 yılından buyana özelleştirme kapsamında bulunan şeker fabrikaları nihayet özelleştirme kapsamından çıkarılıyor. Türkiye’ni stratejik kuruluşlarının 21 yıl sonra özelleştirme kapsamından çıkarılması sektörde büyük sevinçle karşılanırken, fabrikaların Varlık Fonuna devredilecek olması da soru işaretlerine neden oldu. Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, sendika olarak yıllardır mücadele verdikleri bir konuda olumlu bir adım atılmasını olumlu bulduklarını ancak Varlık Fonuna devriyle birlikte nasıl bir yönetim şeklinin oluşturulacağının bilinmediği için bu konuda bir değerlendirme yapmanın erken olduğunu kaydetti. 

15 ŞEKER FABRİKASI VARLIK FONUNA DEVREDİLECEK 

TÜRKŞEKER’in bünyesindeki 10 şeker fabrikası 2018 yılında özelleştirilirken, 3 şeker fabrikasının satış işlemi de iptal edilmişti. Buna göre TÜRKŞEKER’in bünyesinde halen 15 şeker fabrikası, 2 alkol fabrikası, 2 makine fabrikası, 1 elektromekanik aygıtlar fabrikası, 1 tohum işleme fabrikası ve 1 araştırma enstitüsü bulunuyor. 

CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİNİN YAYINLANMASI BEKLENİYOR

TÜRKŞEKER’in sermayesinde bulunan hisselerin tamamının özelleştirme kapsam ve programından çıkartılarak, bu hisselerin tamamının Varlık Fonuna devredilmesi öngörülüyor. Konuyla ilgili çalışmalar tamamlanırken, özelleştirme kapsam ve programından çıkarma ve Varlık Fonu’nu devriyle ilgili Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin yakında yayınlaması bekleniyor. 

Bilindiği üzere Türkiye’nin stratejik kuruluşlarının başında gelen şeker fabrikaları, özelleştirme kapsamında bulunduğu için yıllardır hiçbir yatırım yapılmıyordu. Fabrikalar eski teknoloji ile çalışmaya mahkûm bırakılırken, bu da TÜRKŞEKER’in rekabet gücünü zayıflatıyordu. 

Türkiye’nin şeker üretimi ve ekonomisine önemli katkıları bulunan fabrikaların özelleştirme kapsamından çıkarılması önemli bulunurken Varlık Fonuna devredilmesi soru işaretlerine neden oldu. 

FABRİKALAR KAPSAMDAN ÇIKARILDI GAYRİMENKULLER 2025’E KADAR SATILACAK 

Diğer yandan fabrikalar özelleştirme kapsamından çıkarılırken, satışa konu gayrimenkuller özelleştirme kapsamından çıkarılmayarak özelleştirme işlemlerinin 31 Aralık 2025’e kadar tamamlanması öngörülüyor. 
TÜRKŞEKER’in tarımda faaliyet gösteren ve geçtiğimiz yıl kurulan tarım gıda şirketi de özelleştirme kapsamından çıkarılarak Varlık Fonu’na devredilecek.  

VARLIK FONUNA DEVRİYLE İLGİLİ DEĞERLENDİRME YAPMAK ERKEN 

Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök, stratejik kuruluşların başında gelen şeker fabrikalarının özelleştirme kapsamından çıkarılmasını büyük bir sevinçle karşıladıklarını belirtti. Sendika olarak yıllardır bunun haklı mücadelesini yaptıklarını dile getiren Gök, “Şeker fabrikaları özelleştirme kapsamında bulunduğu için hiçbir yatırım yapılmıyordu. Mevcut durumda fabrikaların bu şekilde varlıklarını sürdürmesi mümkün değildi. Özelleştirme kapsamından çıkarılmasını bu anlamda çok gecikmiş ama yerinde bir karar olarak görüyoruz” dedi. Fabrikaların Varlık Fonuna devredilmesiyle ilgili bir değerlendirme yapmanın şu an erken olduğunu bildiren Gök, “Fabrikaların Varlık Fonuna devriyle ilgili nasıl bir yönetim şekli oluşacak bunu görmemiz gerekiyor” dedi. 

NBŞ KOTASI DÜŞÜRÜLDÜ ANCAK 198 BİN TON NBŞ NEREDE TÜKETİLDİ?

Şeker sektöründe nişasta bazlı şekerlerin kotasının yüzde 2.5’a düşürüldüğünü ancak Şeker Kurumu’nun kapatılmasından dolayı sektördeki denetimin yetersiz olduğunu bildiren Gök, “TÜİK verilerine göre 2019 yılında NBŞ sektörünün toplam satışı (ihracat dahil) 526 bin ton düzeyinde. Stoksuz çalışan sektörde 67 bin 500 ton iç satış kotası düşürüldüğünde ihracatın 458 bin ton olması gerekiyor. Oysa TÜİK verilerine göre 2019 yılında NBŞ ihracatı 260 bin 624 ton olarak gerçekleşti. Pekâlâ, geri kalan 198 bin ton NBŞ nerede kullanıldı?” diye sordu. Şeker fabrikalarının özelleştirme kapsamından çıkarılmasıyla birlikte sektördeki bu denetimsizliğe de bir çözüm bulunmasını isteyen Gök, aksi takdirde NBŞ kotalarının yüzde 2.5’e düşürülmesinin bir öneminin kalmayacağını söyledi.