Türkiye Tarım ve Hayvancılık Platformu Başkanı Tuncay Albayrak'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'a yazdığı mektupta dikkat çeken başlıklar şöye...
SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN BEYEFENDİ VE SAYIN EMİNE ERDOĞAN HANIMEFENDİYE AÇIK MEKTUP
TTHP (TÜRKİYE TARIM VE HAYVANCILIK PLATFORMU) olarak, Türkiye’de yaşanan ‘’Tarımsal sorunlar’’ ve 85 milyon halkımızın ‘’Gıda Güvenliği’’ ile ilgili yaşanan konuların, rasyonel olarak çözümlenmesi için kadim devletimize, milletimize ‘’Sivil İnisiyatif olarak hizmet aşkı ile hareket ediyoruz.
Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullar itibariyle, zaruret hasıl olduğu için bu mektubu sizlere yazmayı ve kamuoyunu aydınlatmayı görev biliyoruz.
Türkiye de yaşanan, ‘’Tarımsal Sorunlar ve Halkımızın Gıda Güvenliği” hiç kuşkusuz stratejik bir konudur. Bu konu Millî Güvenlik Sorunu olarak kabul edilmelidir. Bu önemli ve hassas konu, asla hiçbir siyasi parti tarafından ‘’politize’’edilmemelidir, ‘’Popülizm’’ konusu yapılmamalıdır.
Makiyevelizm ve pragmatizmden birey ve toplum olarak hepimiz uzak durmalıyız. Devlet ve millet olarak; yapıcı, kuşatıcı, özümseyici, içsel kuşatıcı yeni bir diyalektik geliştirmeliyiz.
‘’Tarımsal Sorunlar ve Halkımızın Gıda Güvenliği’’ konusu, ivedilikle özerk ve kurumsal bir yapıya dönüştürülmelidir. Ülkemizdeki ‘’Hantal bürokrasi’’ ve alınan yanlış politik kararlar, süreci tamamiyle tıkamaktadır, halk ile devlet arasında kalın duvarlar örmektedir. Hiç birimizin polianna mutluluğu oynamaya vakti yok.
Bu minvalde, 85 Milyon halkımızın da ‘’Sosyo-politik’’ bilinci kuşanması gerekiyor. Kadim devletimizin ve milletimizin rasyonel, çözümleyici yeni bir ‘’diyalektiğe ‘’ çok ama çok acil ihtiyacı vardır.
Maalesef bu şekilde ‘’Tarımsal ve Gıda sorunlarının çözümü’ ’mümkün gözükmüyor ve maalesef ki 85 Milyon halkımızı daha zor günler bekliyor.
Hayvan yemlerinde yaşanan zamlardan dolayı, süt veren büyükbaş hayvanlar kesime gitmekte, çiftlikler kapanmaktadır. Bu şekilde devam ettiği müddetçe, yakında SÜT ve BÜYÜKBAŞ HAYVAN İTHALATI da kaçınılmaz olacaktır.
Çok acil, ivedilikle YERLİ ve MİLLİ tarım politikası modeline geçilerek, eli nasırlı çiftçilerimizin bütün hakları tarımsal üretim yapılan topraklarımız korunmalı, her ne gerekçeyle olursa olsun ‘’Betonlaşmaya’’ son verilmelidir.
‘’Betonlaşma ‘’85 milyon halkımızın karnını doyurmayacaktır.
Devlet ve millet olarak elele vererek TARIMda ve her sektörde MİLLİ SEFERBERLİK ilan ederek gecemizle, gündüzümüzle YERLİ ve MİLLİ üretim modeline geçmeliyiz, bütün Dünya’ya ihracat yaparak, milyar dolarlar kazanmalıyız, halkımızın sosyo-ekonomik düzeyini iyileştirmeliyiz.
Tarımsal girdiler konusuyla ilgili, İTHALAT BAĞIMLILIĞI’ndan kurtulmamız gerekmektedir. Her yıl bu sorundan dolayı, milyar dolarlarımız dışarı gitmektedir. Kimyasal gübrelerin ve ilaçların her yıl konvansiyonel tarımda kullanılmasından dolayı, topraklarımız zehirlenmektedir. Kimyasal gübredeki AĞIR METAL topraklarımızdaki organizma miktarını %1’in altına düşürmüştür. Bir başka ifadeyle, tarımsal topraklarımız hızla kumlaşmaktadır.
Kimyasal gübre ve ilaçlardan elde edilen tarımsal gıdaların tüketimi sonucu, halkımızın bağışıklık sistemi bozulmakta, hastalıklar baş göstermekte, hastanelerde muayene ve tedavi olmak isteyen kuyruklar oluşmaktadır. Bu sebeple Sağlık sektöründe gecesiyle, gündüzüyle hizmet veren bu ülkenin lokman hekimleri hasta sayısının çokluğu nedeniyle hastalar ve yakınlarıyla da sorun yaşamaktalar darp edilmekteler mesleklerinden istifa etmekteler.
TTHP olarak, ülkemizde her türlü TARIMSAL ve GIDA konusunda yaşanan sorunların rasyonel bilimsel ve endüstriyel çözümü için, güçlü kadromuzla devletimiz, milletimizi için göreve talibiz.
Ekilmeyen tarım topraklarımız, yaşlı çiftçi nüfusumuz, boşalan köyler, her yıl mezun olan, işsizler ordusuna katılanlar, devletten iş bekleyen, genç nüfusumuzun sorunları da önemlidir.
Bu minval de Ziraat Mühendislerimizi, Veteriner Hekimlerimizi, Zoo Teknisyenlerimizi, Gıda Mühendislerimizi, Tarım Teknikerlerimizi masa başında değil sahada YERLİ ve MİLLİ tarım politikası için istihdam etmeliyiz. Bu genç nüfus, tarımsal alanda yapacağı çalışmalarıyla, ülke ekonomisine milyar dolarlık kazanç sağlamak için, gecesiyle, gündüzüyle çalışarak büyük başarılar ortaya koyacaktır.
Türkiye geneli emekçi Çiftçilerimiz içerisinde EYT(EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLAR) prim günü eksik olan emeklilik yaşına gelmiş ancak emekli olamayanlar var. Çiftçilerimizin ve bu kapsamda emekli olamayan diğer vatandaşlarımızın da, sorunlarının genel olarak giderilmesi, halkımızda büyük bir memnuniyet, saygı, sevgi ve coşkuya sebep olacaktır ve halkımız böylesine büyük bir hizmeti asla unutmayacak ve sizleri her zaman minnetle anacaktır.
Ülkemizde emekli maaşı ve asgari ücretle geçinmeye çalışan büyük bir kesim vardır ve aldıkları yetersiz maaşla hayata tutunmaya çalışmaktalar, pahalı ev kiralarını, faturalarını ödemeye çalışmaktalar. Maalesef pek çoğu aile içinde çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamadıkları için mahcup bir durumdadır. Bir babanın çocuğuna karşı mahcup olması ne kadar acıdır. Her mutfakta TENCERE kaynamalıdır. Halkımızın karnı tok, sırtı pek olmalıdır. Mutfakta TENCERE kaynamadığı zaman bütün duvarlar yıkılır sosyal dokumuz bozulur kaos olur hepimizin huzuru kaçar.
Sayın Cumhurbaşkanımız dünyada Türkiye’de yaşanan pandemi süreci ve ekonomik kriz, halkımızında sosyo-ekonomik yapısında olumsuz değişikliğe neden olmuştur. Bu sebeple halkımız gıda ürünlerinde yaşanan fiyat artışı nedeniyle, zaruri ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çekmektedir. Ülkemizde yaşanan GIDA ENFLASYONU nedeniyle, marketler hakkında yaptığınız açıklamaları dikkate alarak, yine marketler üzerinden GIDA ENFLASYONU sorununu çözmek için TARLADAN SOFRAYA projemizi başlatmış bulunmaktayız. Bu proje kapsamında yetkililere haftalık rapor veriyoruz.
Anakara da Bakanlık nezdinde yaptığımız üst düzey toplantılar da GIDA ENFLASYONU ile mücadele kapsamında başlatmış olduğumuz, TARLADAN SOFRAYA projesinin 81 İl ve İlçe de başarılı sonuçlar vermesi için, ilgili bürokratlar ‘’Bu proje Türkiye için en az 50 yıl gecikmiş mükemmel bir projedir, Sayın Cumhurbaşkanımızın bu projenin hayata geçmesi için, talimat vermesi yeterlidir……’’dediler.
Bu projenin Türkiye geneli 81 il ve ilçesinde hayata geçmesi, GIDA ENFLASYONU’nu minimize etmek ve 85 milyon halkamızın en iyi koşullar da GIDA HİZMETİ alması için size brifing vermek, desteğinizi almak için bu kapsamda ivedilikle randevu talep ediyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanım, Emine ERDOĞAN Hanımefendi;
TTHP olarak Amasya, Taşova İlçesinin Çambükü köyünde yaşanan ‘’Tarımsal Sorun’’ ile ilgili yaptığımız geniş kapsamlı araştırma raporunu yaşanan süreci aşama aşama ÇAMBÜKÜ RAPORU başlığı ile sizlerin sağ duyusuna güvenerek gereğinin yapılması için maddeler halinde sunuyoruz.
AMASYA/TAŞOVA/ÇAMBÜKÜ RAPORU
1-Çambükü köyünün tarımsal sorunu, Türkiye de Ulusal medya da geniş bir şekilde yer almaktadır ve kamuoyunun vicdanını kanatmaktadır. Bu sorun, 9/12/2022 tarihi itibariyle Avrupa basınında yer almıştır.
2-Çambükü köylülerinin 27 senedir tarımsal üretim yaptığı topraklar, 1995 yılında Taşova Kaymakamı Ali KAZGAN Bey tarafından köylüye, yasal olarak ‘’İyi Tarım Projesi’ ’kapsamında verilmiştir. Köylüler işgalci olmamakla birlikte Ali KAZGAN Bey’e minnet duymaktalar… Köylüler yasal olarak kendilerine verilen bu topraklar da 27 senedir tarımsal üretim yapmakta, geçimlerini sağlamakta ve ülke ekonomisine katkıda bulunmaktadır. Bunun yanında hayvancılık üretimi yapmaktalar, Taşova ilçe Tarım Müdürlüğü resmi kayıtlarında 2751 Büyük ve küçükbaş hayvan sayısı kayıtlıdır. Atalık tohumdan, çiçek bamyası üretmekteler ve yıllık 7 ton ürün rekoltesi mevcuttur.
3- Amasya, Taşova Kaymakamlığı 2021 yılında Taşova ilçesinin, Dörtyol köyüne OSB(ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ)kurulması için karar almış ve Taşova esnafından para toplanmıştır. Daha sonra Dörtyol köyünden sebepsiz bir şekilde vazgeçilmiş ve OSB(ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ) 27 sene önce kendilerine yasal olarak verilen Çambükü köylülerinin tarımsal üretim yaptıkları verimli topraklar üzerine kurulmak istenmektedir.
4-Çambükü köylülerinin 27 senedir, tarımsal üretim yaptıkları verimli topraklar üzerine OSB(ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ)kurulması için, mevcut Taşova Kaymakamı, eski muhtar İlyas CELEP’i arayarak, Çambükü köy karar defterine karar alarak, 18 dönümlük arazinin kendilerine teslim edilmesini istemiştir. Eski muhtar İlyas CELEP, bunun bir emri vaki ve dayatma olduğunu, kendisinin asla böyle bir şey yapmayacağını, Taşova kaymakamı tarafından istenen 18 dönümlük arazi içerisinde KÖY MEZARLIĞI ve iki ŞEHİT mezarının bulunduğunu dikkat çekmiş ve Taşova Kaymakamına iletmiştir. Taşova Kaymakamı bu durum karşısında geri adım atmayan İlyas CELEP’i muhtarlık görevinden almıştır. Görevden alınan muhtar İlyas CELEP, Taşova Kaymakamını mahkemeye vermiş ve davayı kazanmıştır.
5- Çambükü köyünde yaşanan bu gelişmeler doğrultusunda, yeniden muhtarlık seçimi kararı alınmıştır. Görevden alınan muhtar İlyas CELEP ve eşi Fatma CELEP muhtar adayı olmuş, yapılan muhtarlık seçimlerinde, İlyas CELEP yüksek oy almasına rağmen,27 oy alan eşi Fatma CELEP YSK(YÜKSEK SEÇİM KURULU) tarafından muhtar olarak atanmıştır.
6-Çambükü köylüleri, kendilerine haber verilmeden, görüşleri alınmadan Çambükü de OSB(ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ)kurulum kararı alındığını, bu durum karşısında, kendilerinin Avukatları aracılığı ile idari dava açarak, konuyu yargıya taşıma kararı aldıklarını ifade ediyorlar.
7-Çambükü köyünde hukuk mücadelesi başladığı anda, bölgeye iş makinaları ve Askerlerimiz, Çambükü köylüsüyle karşı, karşıya getirilmiştir. İş makineleri tarımsal üretim yapılan araziye, sokulmak istenmiş, köy halkı ile Askerler arasında istenmeyen görüntüler ve üzücü durumlar yaşanmıştır….
8-Çambükü köyünde istenmeyen, vicdanları sızlatan bu görüntüler, ulusal Tv kanallarında ve haber portallarında genişçe yer bulmuş ve kamuoyunun vicdanı yaralanmıştır.
9-Bu gelişmeler karşısında Samsun 2. İdari Mahkeme 4Kasım 2022 tarihinde, yeniden keşif kararı almış ve Samsun 19 Mayıs Üniversitesi, Ziraat Fakültesi öğretim görevlisi akademisyenlerinden, OSB(ORGANİZE SANAYİBÖLGESİ)kurulmak istenen arazinin OSB kurulumu için, uygun olup olmadığı yönde bilirkişi kararı istemiştir.
10-Çambükü köylüleri 4 Kasım 2022 keşif gününde, örnek bir vatandaşlık sergileyerek, devletinin, milletinin, Askerinin ve ALBAYRAK’ın yanında olduğunu sergilemiştir. Çambükü köylüleri, keşif günü ALBAYRAK’ı temsilen, kırmızı, beyaz renkleri giyinmiş, keşif için Çambükü köyüne gelen Askerleri, görevli gelen yetkilileri ellerinde GÜL ile ALBAYRAK ile karşılaşmışlar ve GÜL hediye etmişlerdir. Bu asil duruş karşısında bütün görevlilerde büyük bir memnuniyet hasıl olmuştur.
Çambükü Muhtarı, Fatma CELEP, köylü kadınları, erkekleri ve çocukları yanına alarak, Sayın Cumhurbaşkanımız, Recep Tayyip ERDOĞAN Bey’e ve Emine ERDOĞAN hanım efendiye hitaben BASIN AÇIKLAMASI yaparak yardım istemiştir.(Basın Açıklaması linklerdedir.)
Çambükü köylüleri ellerinde ki pankartlarda yazılı olarak ‘’SAYIN CUMHURBAŞKANIM BİZLERE SAHİP ÇIKIN,TOPRAKLARIMIZ ELİMİZDEN ALINIYOR’’demişlerdir.
Çambükü kadınları, ellerinde ki pankartlarda yazılı olarak ‘’EMİNE HANIM BİZLERE SAHİP ÇIKIN,ATALIK ÇİÇEK BAMYALARIMIZ ELİMİZDEN ALINIYOR’’demişlerdir.
11-Çambükü köylüleri, devletine, milletine karşı böylesine asil bir duruş sergilerken, elbette bu durumdan rahatsız olanlarda vardı. Zaman kaybetmeden bir an önce, mera arazilerinin betonlaşmasına karşı duruşu ile bilinen, Sayın TARIM VE ORMAN BAKANI, Prof. Dr. Vahit KİRİŞİÇİ beyden randevu talep edildi , her hafta Bakanlık Özel Kalem Müdürlüğü defalarca arandı, Bakanlık Makamında randevunun olması şart değil, kendisinin programı dahilinde, kabul edeceği bütün illerde, bu acil durum için randevu verilmesi istenmesine rağmen tam 45 gün oldu, henüz randevu maalesef gerçekleşmedi…
Çambükü köylüleri ‘’Sayın Bakan TBMM bütçe görüşmelerinde çiftçilerimizin ellerin öperiz, Türkiye’nin hiçbir bölgesinde çiftçilerimizin sorunu yok diyerek, muhalif parti milletvekillerini istedikleri bölgeye birlikte gitmeye davet etmiştir. Bizler asla kimsenin ellerimizden öpmesini istemiyoruz, yeter ki üretim yaptığımız tarım topraklarımız elimizden alınmasın yeter. Sayın Bakan samimi ise, kendileri Çambükü köyüne buyursun, gelsinler, burada yaşanan kanunsuzluğu, dayatmayı kendi gözleriyle görsünler….’’diyorlar.
Sayın Bakan, 7 Aralık 2022 Çarşamba akşamı saat 20:30 da Gazeteci Ahmet HAKAN Bey’in moderatörlüğünü yaptığı, CNN Türk TARAFSIZ BÖLGE programına konuk oldu. Çambükü köylüleri yine pes etmedi ve bir şekilde, Ahmet HAKAN Bey’e ulaşmayı başardı ve mağduriyetlerini Sayın Bakana iletmelerini rica ettiler. Ahmet HAKAN Bey de örnek bir gazetecilik sergileyerek, Çambükü köylülerinin yaşadığı sorunu ve mağduriyetleri canlı yayında Sayın Bakana iletti. Sayın Bakan, Ahmet HAKAN Bey’e konudan haberdar olduğunu ilgileneceğini ve takipçisi olacağını söylemesine rağmen maalesef hiçbir olumlu gelişme yok.
12-Samsun 2.İdare Mahkemesi, 4 Kasım 2022 tarihinde yapılan bilirkişi heyetinin raporuna göre, Çambükü köyünde OSB(ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ)yapılmasının doğru olmadığına karar vermiştir.
13-Çambükü köylüleri, 9 Aralık 2022 Cuma günü , iş makinalarıyla tarumar edilen, ekip, biçtikleri tarım arazilerine, kesilen ağaçların yerine fidan dikmeye gittiklerinde yine Askerlerimizle karşı, karşıya gelmişler ve yine istenmeyen görüntüler yaşanmıştır.
14-Sonuç olarak, Çambükü köylüleri OSB(ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ)kurulumunu, 27 senedir ekip biçtikleri tarımsal üretim yaptıkları kendi topraklarının içinde iki tane şehit yatan mezarlıklarının üzerine değil daha uygun bir yere yapılmasını istemektedirler. Çambükü köylüleri ve özellikleri çiftçi kadınlarının ve eşlerinin psikolojileri bozulmuş durumdadır. Bu mağduriyet karşısında aynı evde yaşayan çocukların psikolojileri de dikkate alınmalıdır. Çambükü köylüleri tabir caizse pimi çekilmiş bir bomba misalidir, her an istenmeyen her durum yaşanabilir! Çambükü köylülerini provoke etmek isteyenlerde bulunmaktadır. Çambükü köylüleri Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Emine ERDOĞAN Hanımefendiye olan inançlarını ve umutlarını korumaktadırlar ve henüz yitirmemişlerdir.
Çambükü köylüleri, Çambükü köyüne bunları reva görenlerin, Cumhurbaşkanlığı makamını ve dolayısıyla Devletimizi ve Hükümetimizi kamuoyu nazarında yıprattığını ifade ediyorlar.
Sayın Cumhurbaşkanımız, Recep Tayyip ERDOĞAN Bey’in ve Emine ERDOĞAN Hanım efendinin kendilerine sahip çıkmasını, Amasya Valisi M.M/Taşova Kaymakamı A.G/Taşova OSB Müdürü O.C/Taşova Jandarma Alay Komutanı A.A/Astsubay A.M’nin görevlerine son verilmesini istemektedirler.
Gereğinin yapılması için Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN Beyefendi ile Emine ERDOĞAN Hanımefendiye arz ederim.
Bu ülke hepimizin başka TÜRKİYE yok!
Milleti yaşat ki devlet yaşasın!
Saygılarımı sunar, bilgilerinize ve engin hoşgörünüze arz ederim.