HABER MERKEZİ / Arıcılık faaliyeti, birçok ülkede ve Türkiye’de yaygın olarak yapılmakta olup, ürün çeşitliliği ve farkındalığı giderek artmaktadır. Gün geçtikçe arıcılığa olan ilgi de çoğalmaktadır. Türkiye dünya bal üretiminde ikinci sırada olup, dünya bal üretiminin yaklaşık % 6,5’ini gerçekleştirmektedir. TÜİK verilerine göre Türkiye’de 2023 yılı itibariyle 100.399 arıcı, 9.224.881 adet kovanda üretim yapmaktadır. Toplam bal üretimi 114.886 ton olup, kovan başına verim 12,5 kilogramdır. Türkiye aynı zamanda dünya çam balı üretiminin %92’sini de karşılamaktadır

Gamze Saner

Arıcılık köylerde eşlerin işbirliği doğrultusunda birlikte yürüttüğü bir faaliyet durumundadır. Türkiye’de arıcılar ve yeni girişimciler farklı kurum ve kişiler tarafından açılan kurslarla bu konudaki bilgi birikimini ve deneyimini artırmaya çalışmakta, yeni teknolojileri (hassas arıcılık araçları ve yapay zeka gibi teknolojik gelişmeler) öğrenmektedirer.

ARILAR RİSK ALTINDA!

Ancak çiçekli bitkilerin %73-75’inin tozlayıcıları olan arılar, iklim değişikliğinin artan etkileri nedeniyle risk altındadır. Arıcılık sektörü bir taraftan ürün çeşitliliği nedeniyle, olumlu bir yön sergilerken, bir taraftanda çok sayıda risklerle karşı karşıya bulunmaktadır.

Bu riskleri yönetimsel, çevresel, biyolojik riskler (hastalık ve zararlılar), kimyasal, ekonomik ve sosyal riskler olarak sınıflandırmak mümkündür. Arıcılık, arı ürünlerinin çeşitliliği nedeniyle ödüllendirici bir tarımsal faaliyet olmakla birlikte, bal üretimi ve arı kolonilerinin sağlığını etkileyebilecek çeşitli riskleri de içermektedir. Bugüne değin yapılan çalışmalarda risklerin farklı şekillerde de sınıflandırılmalarına rastlanmaktadır.

Süt verimi 6 litreye düştü Tarım İl Müdürlüğü düğmeye bastı! Süt verimi 6 litreye düştü Tarım İl Müdürlüğü düğmeye bastı!

Arıcılıkta Temel Riskler Nelerdir?

Yönetişimsel Riskler: Etkin bir kovan yönetiminin sağlanamayışı.

Çevresel Riskler: Aşırı hava koşulları, iklim değişikliği, sıcak hava dalgası , yeterli su kaynağının olmayışı , habitat kaybı, arılarda besin kaybı ya da besin bulamaması.

Biyolojik Riskler: Varroa zararlısı, Amerikan yavru çürüklüğü, nosema gibi hastalıklar kovan sağlığı için önemli tehditler oluşturmaktadır.Koloni çöküş hastalığı da kovanların sönmesine ve çökmesine yol açabilmektedir.

Kimyasal Riskler: Pestisit ve kirleticilere maruz kalan arılar zehirlenebilmektedir. Kimyasal riskler, arıcının kendisi içinde bir tehdit oluşturmaktadır.

Ekonomik-Finansal ve Pazarlama Riskleri: Kovan yönetimi ile ilgili maliyetler mali durumu zorlayabilmektedir Bal ve diğer arı ürünlerinin(polen, propolis, arı ekmeği, arı sütü, arı zehiri, apilarnil) piyasa fiyatlarındaki dalgalanmalar karlılığı etkileyebilmektedir. Yetersiz finansman veya kredi erişiminin olmaması, arıcılık işletmelerin büyümesini engelleyebilmektedir.

Sosyal Riskler: Arıcıların kooperatiflerde/birliklerde bir araya gelmemesi veya yeterince desteklenmemesi, orman yangınlarının, arıcılıkla uğraşan toplulukların geçim kaynaklarını tehdit ediyor olması, arıcılar kovanlarının çalınması veya tahrip edilmesi gibi risklerle karşı karşıya kalabilir ve bu da mali kayıplara neden olmaktadır.

Ayrıca bu risklere arıcının karşılaştığı riskleri de eklemek gerekmektedir. Bu risklerden biri de arı sokmaları ve alerjilerdir. Eldiven, başlık ve tam vücut kıyafeti gibi koruyucu giysiler giymek riski azaltmada etkili olmaktadır.

Eğer arıcıların bilinen bir alerji durumu varsa bir epinefrin oto-enjektörü (EpiPen) taşıması gerekmektedir. Ayrıca arıcıların kovan taşımaya bağlı ağır kaldırma nedeniyle yaralanması da sözkonusu olmakta ve bu durumda sırt ağrısı ve yaralanmalarına neden olabilmektedir.

Yukarda belirtilen bu risklere karşı uygulanabilecek etkili risk yönetimi stratejileri, arıcıların bu riskleri azaltmaları ve sürdürülebilir bir arıcılık faaliyeti sağlamaları için son derece önemlidir (Şengül ve Saner, 2023 ). Arıcılar bu temel risklere yönelik olarak çeşitli stratejiler uygulayabilirler.

Arıcılıkta Temel Risklere Yönelik Stratejiler Nelerdir?

Ürün Çeşitlendirmesine Gidilmesi: İşletmede çeşitli diğer arı ürünlerini üretmek,organik ve iyi arıcılık uygulamaları ürünleri piyasa dalgalanmalarıyla ilişkili ekonomik riskleri azaltmaya yardımcı olabilecektir.

Düzenli Kovan Kontrolü Ve Sağlıklı Yönetim Uygulamalarına Yer Verilmesi: İşletmede güçlü kolonilerin korunması ve gerektiğinde sağlıklı tedavi uygulanması, arı davranışlarının bilinmesi bu risklerin yönetilmesine yardımcı olabilecektir.

Kimyasal İlaç (Pestisit) Kullanımını Azaltıcı Sürdürülebilir Tarım Yöntemlerine Yer Verilmesi: Bu kapsamda biyolojik çeşitliliği artıran sürdürülebilir tarım yöntemlerie Entegre ürün yönetimi, organik tarım vd. yöntemler arı refahını sağlamada etkili olabilecektir.

Arı Kovanları için Uygun Yerin Seçilmesi: Arıların gerek ilaçlı sahalardan uzak olmasını ve gerekse su kaynağına yakın olmasını sağlayacaktır.

Fiyat Riskine Karşı Bal Borsası (Ürün Ihtisas) Oluşturulması ve Lisanslı Depoculuğun Sektörde Yaygınlaştırılması: Özellikle çeşitli kalite sınıflarına göre balın fiyatlandırılması sağlanacak ve balı üreten alıcının hakettiği geliri elde etmesini sağlayacaktır.

Kooperatifler ve Arıcı Birliklerinin Desteklenmesi: Birlik ve kooperatiflere kalıntı analiz desteği verilmesi.

Etiketleme ve Kaliteyle İlgili Düzenlemelere Yer Verilmesi: Bu düzenlemeler sonucu kaliteli bala prim verilmesi.

Tarımsal Kuruluşlar ve Stk’lar, Üniversiteler ile İşbirliği Yapılması: Bu tip iş birlikleri risk yönetim çabalarını geliştiren kaynaklara, bilgiye ve destek ağlarına erişimi kolaylaştıracaktır.

Finansal Destek Mekanizmalarının Oluşturulması: TKDK ve KKYDP kapsamına bazı alet-makinelerin eklenmesi, arıcılık kredileri hakkında üreticilere bilgi verilmesi.

Eğitim ve Öğretim: Hastalık ve zararlı yönetimine yönelik güncel eğitimler verilmesi düzgün ve etkin bir kovan yönetimini sağlayacaktır.

Riskin Transferinin Sigorta ile Sağlanması: Devlet destekli arıcılık sigortaları ile finansal koruma sağlanabilir.

Arıcılıkla İlgili Mevzuat ve Yönetmeliklerin Güncelleştirilmesi: Arıcılar, imar yönetmelikleri, pestisit kısıtlamaları ve hayvan sağlığı kodları dahil olmak üzere arıcılıkla ilgili yerel yasaları öğrenmelidir.

ARCILIK SİGORTASI NASIL YAPTIRILIYOR?

Yukardaki belirtilen stratejiler arasında sadece TARSİM Devlet destekli Arıcılık Sigortası riskin transferinde kullanılan bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır. Arıcılık sigortası, bazı risklere karşı arıcıları korumak için tasarlanmıştır. Sigorta yaptırmak isteyen arıcıların Arıcılık Kayıt Sistemi’ne (AKS) kayıtlı olmaları ve kovanlarının plakası olması gerekmektedir. Bu sisteme kaydolan plakalı, modern ve içinde arı olan yani aktif kovanlar sigorta edilebilir. Arıcının en az 30 adet kovana sahip olması gerekmektedir.

Arıcılık

TARSİM aracılığıyla sunulan poliçeler Fırtına, Hortum, Yangın, Heyelan, Deprem, Taşıt Çarpması, Sel ve Su Baskını, Vahşi Hayvan Saldırısı, Kovanların nakliyesi esnasında çarpma, çarpışma, devrilme, yanma vb.nedenleri sonucu oluşan zararları kapsamaktadır. Ancak teminat dışı bazı durumlar da bulunmaktadır. Bunlar hırsızlık, nedeni ispat edilemeyen kayıplar ve arının kovanı terk etmesi, tarımsal ilaçlama sonucunda kovanların sönmesi,arının zarar gördüğü her türlü hastalıklar,donma, bakım, besleme yetersizliği ve kışlatma kaynaklı nedenler sonucu kovanların sönmesi olabilmektedir. 

Devlet Desteği: Poliçede yazılı primin %50’si devlet tarafından karşılanmaktadır. Sigortalı tarafından ödenecek primin %25’i peşin alınır. Hasar meydana geldiğinde, sigortalının en geç 24 saat içinde hasar bildiriminde bulunması gerekmektedir. Bu bildirim, TARSİM’in mobil uygulaması veya çağrı merkezi aracılığıyla yapılabilmektedir.

Tarım ve Orman Bakanlığınca belirlenen kayıt sistemlerine kayıtlı olan, plakalı kovanlarda meydana gelen hasarın; nedeni, niteliği ve miktarı Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) tarafından görevlendirilecek Tarım Sigortaları Havuz eksperleri tarafından yapılan ekspertiz ile belirlenir. Hasar dosyasının tamamlanmasından sonra, kesinleşmiş tazminat miktarları, en geç 30 gün içinde yine Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) tarafından sigortalıya banka kanalıyla ödenmektedir.

Ancak yapılan bazı araştırmalarda arıcılık işletmelerinin teminat kapsam yetersizliğini ilk sırada sigorta yaptırmama nedeni olarak belirtmeleri, bu sorunun çözümünde işletmelerin arılı kovan sigortası teminat kapsamının artırılması yönünde beklentilerinin önemini ortaya koymaktadır.

2025 yılı için Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından planlı üretim kapsamında belirlenmiş olan arıcılık işletmelerinde, AKS’ den gelen bilgiler baz alınarak poliçe primi üzerinden %10 oranında “Tarımsal Üretim Planlaması” indirimi getirilmiştir. % 5 olarak uygulanan Sözleşmeli Üretim İndirimi, %10’a çıkarılmıştır. Birinci Derece Tarımsal Örgüt Belgesi almaya hak kazanmış tarımsal amaçlı birlik ve kooperatiflere üye üreticiler için % 5 oranında üyelik indirimi getirilmiştir.

Özetle Türkiye’de ve dünyadaki çeşitli ülkelerde arıcılık faaliyetine yönelik risklerin başında küresel ısınma ve iklim değişikliğinin yer aldığı dikkati çekmektedir. Bu değişimler, arıların yaşam alanlarını, besinkaynaklarını ve üreme döngülerini bozmaya başlamıştır. Açıkçası arılar bu değişimlerden doğrudan ve dolaylı olarak etkilenmektedir. Aşırı sıcaklar, düşük nem, kuraklık sonucu artan orman yangını riskleri, doğal olarak arıların yaşamını, bal üretimini ve buradan gelir elde eden arıcıların ekonomisini doğrudan etkilemektedir.

arılı kovan

Arıcılıkta bu riskler mevcudiyetini korusa da, uygun önlemler ve etkin kovan yönetimiyle arıcılık faaliyetinin tatmin edici ve sürdürülebilir dayanıklı bir faaliyet olarak varlığını geleceğe taşıması gerekmektedir. Arıcılıkta risk yönetimi ve riskin transferinde sigorta uygulamaları, üreticilerin karşılaştıkları riskleri minimize ederek sektördeki sürdürülebilirliği artırıcı rol oynayabilecektir. Doğru yapılan risk analizi ve uygun sigorta poliçeleri ile arıcılar, doğal afetler ve diğer olumsuz durumlar karşısında daha sağlam bir çalışma zemini kendilerine sağlayabileceklerdir.

2025 yılının tüm arıcılarımızın sağlıklı, kaliteli bal ve arı ürünleri ürettiği bereketli ve hayırlı bir yıl olmasını diliyorum.

Prof. Dr. Gamze SANER / Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi / Tarım Ekonomisi Bölümü

Kaynak: BAŞKENT Arıcılık Dergisi / Ocak-Şubat-Mart 2025