Et ve Süt Kurumu, kendi mağazalarında satışını yaptığı et fiyatlarına önceki gün yüzde 25 zam yaptı. ESK, bu zammı yurt dışından ithal ettiği etin fiyatı arttığı için mi yoksa diğer gider kalemlerdeki artıştan dolayı mı yaptı bilemiyorum ancak bu zam, ESK yöneticilerinin ithalattaki samimiyetsizliğini perçinlemiş oldu.
Çünkü ithal etin vatandaşa bir faydası yoktu, bu zamla birlikte artık hiç olmayacak!
Şimdi gelelim asıl meseleye, kuyruktaki vatandaşın etine zam yapanlar, arka tarafta belli marketlere hangi kriterlere göre verdiğini bilmediğimiz ithal et meselesine…
Süreçle ilgili kısa bir bilgi vereyim…
ESK, ithal ettiği kasaplık canlı hayvanı ve karkas eti, belli sanayiciler ile İstanbul, Ankara ve Bursa gibi illerde PERDER üyesi marketlere satıyor.
Sanayici yani büyük et firmalarına ithal karkas et 245 liradan satılırken, bu satış fiyatına hafta başı zam yapılarak 280 liraya çıkarıldı. Marketlere ise ithal karkas et 235 liradan satılmaya devam ediliyor.
Sanayiciye verilen ette; ‘şu fiyattan satacaksın’ diye bir zorunluluk bulunmuyor ancak marketlere verilen ette, kıyma ve kuşbaşını ESK’nın belirlediği fiyattan satma zorunluluğu bulunuyor.
Marketler, bu zorunluluktan dolayı ESK’dan aldıkları etin kıymasını 324 liradan, kuşbaşını ise 354 liradan satıyorlar.
Sistem böyle…
Normal şartlarda bu sistemi, devlet artan et fiyatlarına karşı vatandaşı için devreye girerek böyle bir uygulama başlatmış der öper başımızın üstüne koyarız.
Ancak gelin görün ki, bu sistem vatandaş için değil sanki birilerine para kazandırmak için kurulmuş bir ‘düzeneğe’ dönüşmüş durumda.
Çünkü ESK, piyasada ortalama 400 lira olan karkas eti, sanayiciye 285 liradan, PERDER üyesi marketlere ise 235 liradan satıyor. Ancak gördüğümüz kadarıyla arada böylesine büyük fiyat farkı olan ürünle ilgili olarak hiçbir takip ve denetim sistemi bulunmuyor. ESK Genel Müdürü ile Kayserili büyük et tedarikçisi firma sahibinin yaşadıklarını anlatınca ne demek istediğim daha iyi anlaşılacak.
Düşünün sizin marketiniz var ESK’dan kilosu 235 liradan 1 tır (21 ton) karkas et aldınız. Denetimsizlikten dolayı bu eti markette belirlenen fiyat üzerinden vatandaşa satmak yerine çok rahat başka bir et tüccarına bugünkü ortama 400 lira üzerinden satarak, eliniz değmeden 3 milyon 465 bin lira para kazanabilirsiniz.
Çünkü ne bir takip, ne bir denetim var…
Anlayacağınız zemin yolsuzluk yapmaya öyle müsait ki, inanın bu zeminde yolsuzluk yapmayanları ayıplarlar!
Yok, gerçekten bir denetim varsa ESK yöneticileri bunu kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşırsa seviniriz.
Geçmişte hatırlayın aynı düzenek Bekir Pakdemirli döneminde de kurulmuştu.
ESK’nın, ucuz et kapsamında 3 harfli büyük zincir marketlere verdiği eti satmadıkları ortaya çıkmıştı. Bu durum 1, 1.5 yıl sonra Bakanlık müfettişleri tarafındın tespit edilmişti. Bu skandalı da yine biz gündeme taşımıştık. Ancak marketlere ceza kesmek yerine, kampanyalı et sattırılarak bu olayın üstü örtülmüştü.
Yakın geçmişte yaşanmış acı tecrübe ortada iken ESK yönetimi neden bundan ders çıkarıp, piyasanın 165 lira altında verilen etin denetimini yapmıyor, aklım almıyor!
Bu süreci ortaya koyduktan sonra ESK, son 1, 2 ay içinde PERDER üyesi bazı marketlere kaç tır et satmış ona bir bakalım.
Sayın Tarım Bakanı İbrahim Yumaklı, ESK’nın ithalat sürecini tamamen şeffaf bir şekilde yürüttüğünü söylüyor, bakalım bizim kamuoyu ile paylaşacağımız satış rakamlarından sonra kamuoyuna gerçekten marketlere verilen et miktarı ile marketlerin vatandaşa sattığı et miktarları hakkında şeffaf bir şekilde bilgi verilecek mi?
Şubat ayı ortasından itibaren 10 Nisan’a kadar yani yaklaşık 1, 1,5 aylık süreçte ESK, Altun Gıda (Happy Center Market)’e tam 57 tır karkas et satmış! Yine aynı dönemde yaygın market zinciri bulunan Onur Market'e 24 tır, KİM markete ise 16 tır et verilmiş.
Diğer marketler de var ancak ben özellikle 150'nin üstünde şubesi bulunan bu marketlere verilen et miktarlarındaki çarpıklığa dikkat çekmek istiyorum.
Yine sadece Ramazan ayı içinde bu üç markete verilen et miktarlarına baktığımızda Hapyy Center 38 tırla başı çekerken, Onur Market’e sadece 15 tır, KİM markete ise 11 tır et verilmiş.
Görüleceği üzere ESK'nın et satışında bir Happy Center ayrıcalığı var!
Şu söylenebilir; ‘kardeşim Happy Center Türkiye’nin en büyük yerel market zincirlerin başında geliyor, sadece İstanbul’da 200’e yakın şubesi var, bu kadar et verilmesi normaldir’ denilebilir.
Doğrudur, ancak burada mesele Happy Center’ın veya diğer marketlerin şube sayısının ne kadar olduğu veya marketler arasındaki dengesiz et satışından ziyade, mesele 1.5 ayda bu marketlere verilen tonlarca karkas et, ambalajlanarak vatandaşa satıldı mı, satılmadı mı? Satıldıysa ne kadarı satıldı?
İşte asıl mesele bu...
Marketlere verilen et miktarları kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşılmadığı için biz bu bilgileri ancak el altından alabiliyoruz. Uzun zamandır Happy Center’e verilen et miktarları zaten dikkatimi çekiyordu.
Ancak işin asıl mide bulandıran tarafı ise dediğim gibi denetimsizlik! Bu hafta içinde Kayserili büyük bir et tedarikçisi firma sahibi ile ESK Genel Müdürü arasında yaşananlar da bizim bu konuda ne kadar haklı olduğumuzu gösterdi.
Bu denetimsizlik, Kayserili büyük et tedarikçisi firma sahibinin canına tak ediyor ki, Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü Mustafa Kayhan ile bir birlerine giriyorlar.
Mesele de Türkiye’nin meşhur büyük zincir lokantasına verilen tırlar dolusu ithal et!
Kayserili et tedarikçisi firmanın sahibi; siz bu zincir et lokantasına verdiğiniz tırlar dolusu etten dolayı biz buraya et satamıyoruz. Hangi kriterlere göre tırlar dolusu eti buraya veriyorsunuz?’ diyerek sert bir şekilde ESK Genel Müdürüne çıkışıyor!
ESK Genel Müdürü de ‘sen kim oluyorsun da bana hesap soruyorsun’ gibisinden karşılık veriyor. Hatta Kayserili firma sahibinin yakın çevresine anlattığına göre kendisini MASAK'a denetlentirme ile de tehdit ediyor!
Ancak daha sonra anlaşılıyor ki, meşhur zincir lokantasına tırlar dolusu eti ESK vermemiş, ESK’dan et alan başka büyük bir et firmasından gitmiş bu etler! Mesele anlaşılınca bu aradaki et firmasıyla da görüşülerek konu kapatılıyor.
Görüleceği üzere denetimsizliğe isyan eden Kayserili firmanın (eğer doğruysa çünkü kendisi ile tanışıklığımız olmasına rağmen bizimle bu konuyla ilgili görüşmek istemedi) MASAK ile tehdit edilmesi tam bir skandal ancak daha skandal olanı piyasaya verilen tırlar dolusu etin ESK tarafından gerçek manada takibinin yapılmayarak, burada birilerine kapı aralanması.
Sonuç olarak, Kahramanmaraş’ta vergiye bile tabi olmayan Yakup Konan’ın 30-40 başlık küçük aile çiftliğine maliye müfettişlerinin giderek denetlediği hatta MASAK’ın da büyük besicilere yönelik inceleme başlattığı bir dönemde ithal edilerek belli marketlere ve sanayiciye verilen tırlar dolusu etin ne Bakanlık müfettişleri tarafından ne de Maliye tarafından denetlenmemesi gerçekten manidar.
Onun için Maliye Bakanlığına buradan bir çağrıda bulunalım. Bu marketler denetlensin ki, ESK’nın verdiği ucuz et vatandaşa mı satılmış yoksa birileri buradan yolunu mu bulmuş görmüş olalım.