Türk tarımı için önemli bir dış yatırım olan Gübretaş’ın İran’daki Razi Petrokimya’yı alelacele satış kararı alması birçok soru işaretini de beraberinde getirdi.

Öncelikle satışa gerekçe olarak Razi Petrokimya’nın zararı gösterilse de aslında bu arka plandaki asıl niyetleri perdelemek için öne atılan bir kurgu!

Çiftçiye ucuz gübre temin etmek için 2008 yılında alınan Razi Petrokimya, gerçekten çiftçi ve ülke tarımı adına kullanılabilseydi inanın bugün ülkede gıda enflasyonu diye bir sorun olmazdı. 

Ama gelin görün ki, yıllardır Gübretaş ile ilgili bir çok haber yapmamıza rağmen nedense ne Bakanlar buraya dokunabildi ne de hükümet çiftçiye ait olanın çiftçiye kullandırılmasıyla ilgili hiçbir adım atmadı.

Tarım Kredi Kooperatiflerine siyaseten atanan genel müdürlerin ise çiftçiye ait olan bir yatırımın çiftçiye kullandırılmasıyla ilgili hiçbir dertleri olmadı, sadece kendi ceplerini nasıl dolduracaklarının yoluna baktılar!

Tarım Kredi Genel Müdürleri, zaten merkez birliğinden dolgun maaş, ikramiye, huzur hakları alıyorlar bir de Razi’de 2 yıl yönetim kurulu üyeliği veya başkanlık yaptınız mı 7 ceddinize yetecek parayı biriktirip, dünyalığınızı kurtarmış oluyorsunuz.

Tarım Kredi’nin mevcut Genel Müdürü Hüseyin Aydın ise bırakın çiftçiye ait yatırımın çiftçiye kullandırılmasını, adeta çiftçi kuruluşu Tarım Kredi Kooperatiflerini tasfiye etmeye gelmiş, tasfiye memuru gibi çalışıyor!

Onun için Razi, satılmış, çiftçi şöyle olmuş, ülke tarımı böyle zarar görmüş inanın hiç umurunda bile değil!

Baksanıza 1 milyar dolar yatırım yapılan Razi'nin 400 milyon dolara satılacağına yönelik haberlere bile cevap verme lütfunda bile bulunmadı! 

Zaten Ziraat Bankası Genel Müdürü iken Tarım Kredi Kooperatiflerini bir çiftçi kuruluşu olarak bile görmüyordu. Tarım Kredi’ye ticari faizle finansman sağlayıp küçük çiftçinin Ziraat Bankası’ndan daha yüksek faizle tarımsal kredi kullanması da Hüseyin Aydın’ın eseridir!

Şimdi eseri ile övünüyordur, çünkü Tarım Kredi’den yüksek faizle tarımsal kredi kullanan çiftçiler teker teker batıyor!

Gelelim Razi Petrokimya’nın zarar etmesi meselesine…

Şimdi bir isim vereceğim, Şaban Kayıkçı...

Şaban Kayıkçı, bir zamanlar Diyarbakır Tarım İl Müdürlüğünde düz bir memurdu ama 14 yıl Razi Petrokimya’da yönetim kurulu üyeliği yaptı şimdi trilyonluk bir servet sahibi oldu! DUJA OTELLER GRUBU ona ait.

Kayıkçı, 2022 yılında Razi Petrokimya’nın yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldı, iddialara göre Türkiye’ye gelemediği için Birleşik Arap Emirliklerinde yaşıyor.

Bodrum’daki en köklü eski Kervansaray Oteli, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in Sezgin Baran Korkmaz olayında gündeme getirdiği eski adıyla Paramount yeni adıyla Be Premium otelleri Kayıkçı’nın sahibi olduğu DUJA Oteller GRUBU’nun bünyesinde bulunuyor.

İnternetten ‘Duja Hotels’ diye bir arama yaptığınızda, gruba ait otelleri ve yeni yatırımları görebilirsiniz.

Aslında, Şaban Kayıkçı’nın üzerine görünen bu zenginlikler, İhsan Arslan’ın sahibi olduğu Asya Gaz’a aitmiş olarak bilinir ancak öyle değil!

Trilyonluk oteller zincirinin tek sahibi Şaban Kayıçı’dır! Bu servetin Asya Gaz ile hiç bir alakası yok. 

Peki, nasıl oluyor da tarım il müdürlüğünde düz bir memur, 14 yıl Razi Petrokimya’da yönetim kurulu üyeliğinin ardından böylesine trilyonluk bir servetin sahibi oluyor?

Razi Petrokimya’dan, üre ve amonyağın Gübretaş’a hangi şirketler üzerinden satıldığı bir incelense bu trilyonluk servetin ayak izi ve arkasındaki bütün kirli ilişkiler ortaya çıkmış olacak. Çünkü Razi’de üretilen amonyak ve üre doğrudan Gübretaş’a satılmayarak ağırlıklı olarak Dubai ve Türkiye merkezli kurulan şirketler üzerinden satıldı.

İşi en acı tarafını söyleyeyim, Şaban Kayıkçı Razi’de bu serveti yaparken mevcut Tarım Bakanı İbrahim Yumaklı ile Bakan Yardımcısı Ahmet Bağcı da Gübretaş ve Razi’de uzun yıllar etkin görevlerde bulunmuşlardı! Yani Gübretaş’ın kendi şirketi olan Razi’den çıkan bir ürün Gübretaş’a 5 katına, 7 katına fatura edilirken, Yumaklı ve Bağcı hem Gübretaş'ta hem de Razi'de etkin konumdaydılar! İşte bu kurgudan dolayı Gübretaş, iç piyasada daha ucuza satacağı gübreyi hep daha pahalı satmak zorunda kalmıştır.

Gelinen noktada içi boşaltılan bir Razi ve Razi üzerinden trilyonluk servet sahibi olan Şaban Kayıkçı ile ön planda olmayan, ortaya da çıkması istenmeyen kirli ilişkiler yumağı ile karşı karşıyayız.

Tarım Kredi’de tasfiye memuru gibi çalışan Hüseyin Aydın, Razi’yi alelacele satarak hem bu kirli ilişkiler ağını betona gömmek, hem de Gübretaş, oradan da altın madenine doğru yeni bir yol haritasının rotasını oluşturmak istiyor!

Çiftçi sahipsiz, muhalefette vurdumduymaz olunca planlar tıkır tıkır işliyor!