Milli Gazete'den Sadettin İnan'ın haberine göre, Tohum Yetiştiricileri Alt Birliği tarafından Antalya’da yaklaşık bin 500 çiftçinin katılım sağladığı “İklim Değişikliği Ekseninde Geleceğin Tarımı” konulu çalıştaya katılan Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, bir grup gazeteci ile sohbet toplantısı düzenledi. TMO stokları, hububat ithalatı, alım fiyatının belirlenmesi ve yeni hasat dönemine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunan Güldal, bu yıl gübre kullanımının düşmesinden ziyade sertifikalı tohum kullanımının düşmesinden dolayı yaşanacak verim kaybından kaygılı olduklarını belitti.
TMO olarak yeni hasat dönemine yüzlerini çevirdiklerini ifade eden Güldal, bu yıl Ekim ayında yağışların geçen yıla göre yüzde 32 arttığını, bunun sevindirici bir durum olduğunu anlattı. Ekilebilir tarım arazilerinde boş kalan bir alan olmadığını vurgulayan Güldal, “Ama sadece şu var; çiftçi buğday yerine arpa ekiyor, arpa yerine bakliyat ekiyor. Yani ürünler arası bir kayış yaşanıyor” dedi.
CİDDİ BİR VERİM KAYBI BEKLENMİYOR
Gübre fiyatlarındaki artışları anımsatan Güldal, genel beklentilerin aksine gübre kullanımının düşmesinden dolayı ciddi bir verim kaybı beklemediklerini dile getirdi. Güldal, bunun gerekçesini de şöyle açıkladı: “Gübreyi fazlasıyla kullanan bir milletiz. Bu sene toprağa attığın gübrenin etkisi bir sonraki sene de devam eder. Dolayısıyla geçen sene normal bir gübre kullanan çiftçi bu sene velev ki hiç gübre kullanmasa bile sıkıntı yaşamaz. Yani çiftçi verim düşüşü yaşamaz.” Verim kaybında sorunun gübreden çok sertifikalı tohum kullanımının düşmesinden dolayı yaşanacağını anlatan Güldal, “Sertifikalı tohum verimi yüzde 25 artırıyor. Bu sene maliyetlerin artmasından dolayı sertifikalı tohum kullanımı düştü. Bu da verim kaybını doğrudan etkileyecek” dedi.
YETERLİ YAĞIŞ OLURSA REKOLTE 20 MİLYON TONUN ALTINA DÜŞMEZ
TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre, 2021 yılında Türkiye’nin buğday üretiminin yaşanan kuraklıktan dolayı 17,7 milyon tona düştüğünü hatırlatan Güldal, yeni hasat dönemine ilişkin beklentilerine yönelik şunları kaydetti: “Şu andaki yağış miktarı geçen seneki Ekim dönemine göre iyi ama bizim için önemli olan iki şey var. Birincisi çiftçi Mart’taki gübre kullanımını az veya çok yapması lazım. Ama daha önemlisi 2021’de yaşadığımız Nisan sonu Mayıs yağışları. Geçtiğimiz dönem bu yağışlar olmadığı için ciddi bir verim kaybı yaşadık. Bu yıl Nisan ve Mayıs yağışları iyi olursa buğday rekoltemiz 20 milyonun altına düşmez.”
ALIM FİYATI BELİRLENİRKEN GİRDİ MALİYETLERİNDEKİ ARTIŞLAR DİKKATE ALINACAK
Bu yıl çiftçinin girdi maliyetlerinde ciddi artışlar yaşandığını belirten Güldal, hububat alım fiyatı belirlenirken bu maliyet artışlarının hepsinin dikkate alınacağını bildirdi. Güldal, “Hasat dönemi gelince biz yine maliyet hesabı yaparız. Maliyet hesabı yaparken de çiftçi gübreyi tam kullanmış gibi gübre, tohumu sertifikalı kullanmış gibi tohum, hiç kredi kullanmasa bile kredi faizini hesaplarız. İç piyasaya ve dış piyasaya bakarız. Üreticinin ‘bu fiyattan memnunum’ diyebileceği bir fiyatı hazırlayıp bunu ilan ederiz” diye konuştu.
DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE BUĞDAY FİYATLARI DÜŞMEYE BAŞLADI
Döviz kurlarının düşmesiyle piyasada buğday fiyatında da tonda bin lira bir geri çekilme yaşandığını belirten Güldal, buğday fiyatlarının 5500 TL/tondan 4.500 TL/ton seviyesine düştüğünü söyledi. Dış piyasada da buğday fiyatlarında bir geri çekilme yaşandığını kaydeden Güldal, Kasım ayında yaptıkları ithalat ihalesinde ekmeklik buğday fiyatının 385 dolara çıktığını ancak 21 Aralık’ta yapılan ithalat ihalesinde ise fiyatların ortalama 359 dolar seviyesine düştüğünü dile getirdi. Bu yıl dünyada buğday fiyatlarının yükselmesinin ana nedenini de ‘az üreten ülkelerin ihtiyat stokları yapmasına’ bağlayan Güldal, “Hindistan, Çin, Mısır, Arabistan ihtiyat stokları yapmak için ithalat yaptılar. Satıcı ülkeler de satıp satmama eğiliminde. Hatta satmamak için vergi koydular. Bunlar da buğday fiyatlarının yükselmesine neden oldu” dedi.
ARALIK AYINDA 510 UN FABRİKASINDAN 366 TANESİ İLE TAAHHÜT İMZALADIK
Piyasada ekmek fiyatlarının artmaması için un fabrikalarına düşük fiyattan verilen buğday satışı ile ilgili de bilgi veren Güldal, Türkiye’de 500-510 civarında aktif un fabrikasının bulunduğunu, bu fırınlardan Kasım ayında 383 tanesi ile Aralık ayında ise 366 tanesi ile taahhüt imzaladıklarını kaydetti. Un fabrikaları ile yaptıkları bu taahhütle 185-200 TL’lik un fiyatını Kasım ve Aralık ayında sorunsuz uyguladıklarını kaydeden Güldal, “Amacımız piyasaya ekmeği makul fiyattan sunmak. Bu uygulamaya uymayanlara yaptırımlarımız olacak. Bu yaptırımlar TMO’dan bir yıl süreyle buğday talebinde bulunulamaz, ticaret il müdürlükleri aracılığıyla, bütün ticaret bakanlığının taşra teşkilatları bizimle birlikte denetime katıldı. Çok problem gördüğümüz kişilere de mali ceza verdik. Başlangıçta sadakat yüzde 90’dı daha sonra yüzde 98’e kadar çıktı” dedi. Güldal, düşük buğday satışından dolayı oluşacak görev zararı ile ilgili bir bilgi vermedi.