Et ve Süt Kurumu, dün yaptığımız ‘ESK’dan kesim fiyatına göstermelik artış! Besiciler 30 bin lira cezayı ödeyerek sözleşmeli besicilik projesinden çıktı!' başlıklı haberimiz üzerine yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, haberimizde geçen sözleşmeli besicilik projesinden vazgeçen üreticilerden 30 bin lira ceza alındığına yönelik iddiaların doğru olmadığı belirtildi.
Bunun dışında üreticilerin sözleşmeli besicilik projesinden neden vazgeçtikleri, bugüne kadar kaç tane üretici ile sözleşme imzalandığı, sözleşme kapsamında ne kadar hayvan kesiminin yapıldığına dair ise hiçbir bilgi verilmedi.
Aslında yapılan bu açıklama ile bizim haberimizin asıl konusu olan sözleşmeli besicilik projesindeki hayal kırıklığı Et ve Süt Kurumu tarafından da resmen teyit edilmiş oldu.
Ancak haberimizde sadece ceza kısmına takılarak laf cambazlığı ile sözde haberimiz yalanlanmaya çalışılarak, bir yıl önce Vahit Kirişçi’nin ülke hayvancılığı için büyük bir umutla duyurusunu yaptığı sözleşmeli besicilik projesinde yaşanan hayal kırıklığının üstünün örtülmeye çalışılması da kurum yöneticilerinin gerçek niyetini ele verdi.
Öncelikle haberimizin ceza ile ilgili kısmında maddi hata olduğunu kabul ediyorum. Üreticilerin ESK ile yaptığı sözleşmeleri 30 bin lira ceza ödeyerek iptal ettirdiği cümlesi bir hataydı. Doğrusu; ‘Üreticiler 30 bin liraya kadar olan sözleşme bedelini yakmayı bile göze alarak sözleşmelerini iptal ettirdiler’ şeklinde olacaktı.
Bu maddi hatadan dolayı okuyucularımızdan özür diliyorum.
Ancak sözleşmeyi iptal ettiren üreticilere 30 bin lira ceza kesilmese de sözleşme imzalanırken üreticiden alınan sözleşme bedelinin iade edilmemesi de bir ceza değil midir?
Çünkü üretici, sözleşmeli besicilik projesinden kendi keyfinden dolayı çıkmıyor, ESK’nın verdiği taahhütleri yerine getirmemesinden dolayı çıkıyor.
Bunun altını çizelim…
Bilenler bilir, sözleşmeli besicilik projesinin bel kemiğini; karkas kesimde güncel maliyete göre, alım garantili fiyat politikası oluşturuyor. Güncel maliyetler de aylık olarak belirlenerek her ay ESK’nın kurum web sitesinden kamuoyuna duyurulacaktı.
Ancak gelin görün ki bugüne kadar güncel karkas maliyetleri hiçbir zaman ESK’nın web sitesinde yayınlanmayarak, üreticilerden ve kamuoyundan gizlendi!
Kamuoyuna açıklanmayan ancak Eylül ayı için ‘üreticiye el altından’ duyurulan 5 lira prim dahil 220 lira kesim fiyatı da üreticilerin tepkisini çekti.
Çünkü piyasada yağsız kesim fiyatı 240 lira seviyesinde bulunurken, ESK’nın piyasa gerçekleri ile örtüşmeyen maliyet hesabını üreticiye dayatmasına tepki gösteren üreticiler de 30 bin liraya kadar ödedikleri sözleşme bedelinin yanmasını göze alarak ESK ile yaptıkları sözleşmeleri iptal ettirdiler.
Burada, piyasa fiyatları güncel maliyetlerin çok üstüne çıktı ise yani et fiyatlarında spekülasyon yapılarak artırılmışsa ESK bu fiyatları nasıl baz alabilir diye itiraz edilebilir. Ancak mevcut durumda et fiyatlarında böyle ‘şişirilmiş bir fiyattan’ kimse söz edemez.
Tam aksine burada ESK’nın maliyet hesabının sorgulanması gerekiyor.
Çünkü Ağustos ayında da yazmıştık, ESK, maliyetleri düşük göstermek için maliyet hesabını yerli hayvana göre değil ithal hayvanı baz alarak yaptığı ortaya çıkmıştı. İthal hayvanı baz alınarak yapılan maliyet hesapları da doğal olarak düşük çıkıyor.
ESK yönetimi de hükümetin enflasyonla mücadelesinde ‘kraldan çok kralcılık’ yaparak aklı sıra et fiyatlarını bu şekilde baskılayabileceklerini düşünmüşlerdi.
Görüleceği üzere et ve sütte devletin regülasyon kurumu olan ESK’nın, maliyet hesabını yaparken bile yerli hayvanı değil de ithal hayvan maliyetlerini baz alması, ülkemiz adına acı verici bir durum!
Yani bir taraftan yerli ve milli üretimden bahsedeceksiniz ama maliyet hesabını bile ithal ettiğiniz hayvan fiyatlarına göre yaparak, yerli üreticinizi cezalandıracaksınız!
Sonra da çıkıp, ülke hayvancılığı için böylesine önemli bir kurumu bu hale getirenler ‘yüzleri bile kızarmadan’ haberimizdeki maddi hatanın üstünde tepinerek üreticinin yanında olduklarına dair açıklama yapacaklar!!!
Buradan ESK yönetimine çağrımdır. Cesaretiniz varsa kamuoyuna şu soruların cevabını da açıklayın da gerçekten üreticinin yanında olup olmadığınızı görelim…
-Vahit Kirişçi tarafından bir yıl önce hayvancılıkta yerli ve milli üretim için önemli bir açılım olacağı belirtilen ‘Sözleşmeli Besicilik Projesi’ neden uygulanmadan rafa kaldırıldı?
-ESK ile sözleşme yapan üreticiler, 30 bin liraya kadar yatırdıkları sözleşme bedelinin bile yanmasını göze alarak, bu projeden neden çıkıyorlar?
-Kamuoyuna her ay açıklanması vadedilen maliyet hesabı neden bir yıldır açıklanmadı?
-Üreticiye el altından duyurulan 215 lira maliyet hesabı neye göre belirlendi?
-Ulusal Süt Konseyi, aylık çiğ süt üretim maliyetlerinde temel kriterleri açıklarken, Et ve Süt Kurumu ette maliyet hesabındaki temel kriterleri kamuoyu ile neden paylaşmıyor?
Bu soruların cevabını hem kamuoyunun hem de üreticinin bilmeye hakkı olduğunu düşünüyorum.
Kamuoyu ve üreticiler de ESK yönetiminin gerçekten üreticinin yanında olup olmadıklarını bu sorular karşılığında ortaya koyacakları tavırla test etmiş olacak.