Bugünkü yazımda, Trump’ın vergi politikasını ülkemiz tarımına etkisinin neler olacağını araştırdım. Tüm tarım paydaşlarının hazırlıklı olması gerekiyor.
*Şunu unutmayalım. Her ülke öncelikle kendini kurtarmaya çalışır. Kendini kurtarmak için, diğer ülkeleri kolaylıkla zor durumda bırakır. Güçsüz duruma düşürür.
****Avustralya ve Yeni Zelanda işbirliği yaparak Trump Yönetimini taze ürünleri yeni ithalat tarifeleri turundan muaf tutmaya çağırıyor!!!!
***Ayrıca, Resmi Xinhua Haber Ajansı'na göre Çin, 10 Nisan'dan itibaren ABD'den yapılan tüm ithalatlara %34 oranında gümrük vergisi uygulayacak. Tarımda neler etkilenebilir? Tarım ürünleri (soya fasulyesi, hayvansal ve bitkisel yağlar vb.) belli bir ölçüde bağımlılık yaratan ve ihtiyaç duyulan ürünlerdir. Kısa vadede belli bir fiyat artış mantığı olabilir ama Arjantin gibi ithalatçı ülkeler de var.
****Çin soya fasulyesini, ABD’nin yerine Brezilya’dan alacak. Brezilya çiftçisinin yüzü gülüyor.
**** Dünya, büyük ölçüde büyük uluslar arasında uzayan bir ticaret savaşı olasılığı nedeniyle küresel ekonominin durmasından endişe ediyor. Bu, Trump'ın en yeni ticaret tarifelerini duyurmasından bu yana ham petrol piyasasının çökmesine neden oldu.
****Küresel ekonomi durursa, biyoyakıtlara olan talebin azalması nedeniyle buğday fiyatlandırması üzerinde etkisi olabilir. Bu, mısırın düşmesine ve buğdayın da aynı şekilde düşmesine neden olur.
***Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya sormak gerekiyor.
Trump'ın gümrük vergileri Türkiye'yi nasıl etkileyebilir?
Tarım için risk ve kriz planlarınız hazır mı?
İhracat pazarımıza zarar verme riski var mı?
Ticaretimizi kısıtlayacak mı, erişimi sınırlayacak mı ve gıda maliyetlerini artıracak mı?
Ticaret, tarifeler ve gıda güvenliği gibi temel konular uluslararası iş birliğimizin sürdürülmesinde nasıl etkiler?
Bu gümrük vergisi kararına yanıt olarak atılacak sonraki adımlarımız ne olacaktır?
Geleceğe nasıl liderlik edebiliriz?
Tarife kararı, birleşik, stratejik bir sese ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyuyor mu?
Ülkemizde tarım örgütlerinin ABD'nin misilleme tarifelerine tepkileri nelerdir?
Bu kararlar tohum sektörümüzü nasıl etkileyecektir?
Kanada, Meksika ve Çin'den yapılan ithalatlara daha fazla gümrük vergisi uygulanması kararı ülkemizi nasıl etkileyecek?
Bu kararlar gübre piyasasını nasıl etkileyecektir? ABD’nin toplam potasyum arzının yaklaşık %85'i Kanada'dan ithal ediliyor.
ABD elmaları için en büyük 5 ihracat pazarının hepsi hedef alındı. Meksika, Kanada, Tayvan, Vietnam ve Hindistan 2024'te toplamda 756 milyon dolar değerinde ABD elması satın aldı.
Bu pazarlara ülkemiz girebilir mi? Hazırlığımız var mı?
Bu haksız, yasadışı ve orantısız önlemler yalnızca daha fazla tarife artışına ve ekonomide bir kriz yaratabilir mi?
Egemenliğimizi nasıl savunacağız?
Bize de uygulanan bu gümrük vergisi üreticilerimiz ve tarım işçilerimizi olumsuz etkiler mi? Ne önlemler alıyoruz?
Bu durumda ikili ticaret ilişkilerinde bir gerileme söz konusu olabilir mi? Bunun tarımsal ihracat sektörü üzerindeki etkilerini analiz ettik mi?
Etkilenen ürünlerimiz var mı? Bunlar hangileridir?
Donald Trump'ın gümrük vergilerine karşılık olarak tüm Amerikan mallarına vergi uygulayacak mıyız? Uygulayacaksak bunun oranı ne olacaktır?
ABD Başkanı Donald Trump'ın yeni gümrük vergilerini açıkladı. Plan tüm ülkelere en az yüzde 10'luk bir temel gümrük vergisi getiriyor.
Beyaz Saray, Avrupa Birliği, Çin, Vietnam ve Lesotho gibi "en kötü suçlular" olarak tanımladığı ülkelerden gelen ürünlere çok daha yüksek oranlar uygulanacağını belirtti.
Türkiye, yüzde 10 gümrük vergisi uygulanacak ülkeler arasında yer alıyor.
Yeni gümrük vergileri Türkiye üzerinde ne tür bir etki yaratabilir? Türkiye pazar payı kazanabilir mi?
Ticaret Bakanlığı verilerine göre 2024 Aralık ayında ABD, 1,5 milyar dolar ile Türkiye'nin en fazla ihracat yaptığı ikinci ülke konumundadır.
TÜİK verilerine göre Aralık ayında Türkiye'nin ihracatının yüzde 6,4'ü ABD'ye yapıldı.
Bu vergilerin kur baskısı oluşturabilir mi? Türkiye'nin faaliyet gösterdiği pazarlardaki dengeleri değiştirebilir mi?
ABD ithalatçıları için, pahalanan Çin mallarına alternatif arayacaklar. Bu durumun da Türkiye için alan açılabilir mi?
Ülkemiz, hangi sektörlerde pazar payı kazanabilir? Bu kazanımın büyük olabilir mi?
Trump'ın politikalarının tetiklediği küresel bir ticaret savaşı tedarik zincirlerini bozabilirse neler olabilir? Avrupa büyümesini yavaşlatabilir mi? Bu da ülkemizin en büyük pazarı olan Avrupa'ya yönelik Türk ihracatına olan talebi azaltabilir mi? Euro karşısında daha güçlü bir ABD doları da Türk lirasını değersizleştirerek Türkiye'nin cari açığını artırabilir mi?
Türkiye'nin stratejik konumu ve üretim kapasitesi, ABD'ye alternatif bir tedarikçi olarak konumlandırabilir mi? Ülkemiz bu fırsatı etkili bir şekilde değerlendirirse potansiyel olarak bazı kayıpları telafi edebilir mi?
Trump'ın politikaları Türkiye'ye hem fırsatlar hem de riskler sunacak kanaatindeyim. Tarım ve Orman Bakanlığı nasıl bir yol izleyecek?
Trump'ın politikaları Türkiye tarımını nasıl etkileyecek?
Trump’ın politikalarının Türkiye tarımını nasıl etkileyeceği, onun ikinci dönemindeki ekonomi ve dış politika yaklaşımlarının Türkiye’nin tarım sektörü üzerindeki dolaylı ve doğrudan sonuçlarına bağlıdır. 4 Nisan 2025 itibarıyla, Trump’ın korumacı ticaret politikaları, küresel tedarik zincirlerine yönelik hamleleri ve ABD’nin dış yardım ile güvenlik stratejileri, ülkemiz tarımını birkaç temel alanda etkileyebilir.
Trump’ın Çin’e uyguladığı yüksek gümrük vergileri (2025’te %54’e ulaştığı tahmin ediliyor) ve diğer ülkelere yönelik geniş kapsamlı tarifeler, Türkiye’nin tarım ürünlerini ABD pazarında daha rekabetçi hale getirebilir. Türkiye, fındık (dünya üretiminin %70’i), kuru meyve, zeytinyağı ve kiraz gibi ürünlerde güçlü bir ihracatçıdır. 2024 verilerine göre, Türkiye’nin ABD’ye tarım ihracatı yaklaşık 1,2 milyar dolar civarındadır. Özellikle fındık ve kuru üzüm öne çıkıyor. Çin’e yönelik yaptırımlar, ABD’li ithalatçıları alternatif tedarikçiler aramaya itebilir. Türkiye bu boşluğu doldurabilir. Ancak, Trump’ın “karşılıklılık” ilkesine dayalı tarifeleri Türkiye’yi de kapsarsa, bu avantaj sınırlanabilir.
Öte yandan, Avrupa Birliği’nin Trump tarifelerine misilleme olarak kendi vergilerini artırması (örneğin, 2025’te %20’lik ek tarifeler öngörülüyor), Türkiye’nin en büyük tarım pazarı olan AB’ye ihracatı zorlaştırabilir. 2023’te Türkiye’nin tarım ihracatının %40’ı AB’ye yönelikti. Bu pazarın daralması, özellikle yaş meyve-sebze ve tahıl sektörlerini vurabilir.
Trump’ın politikaları, ABD dolarını güçlendiren bir etki yaratıyor. Özellikle küresel ticaret savaşları ve faiz oranlarındaki belirsizlik nedeniyle oluyor. Güçlü dolar, Türk lirasını daha da zayıflatabilir; bu da ithal tarım girdileri (gübre, tohum, pestisit) maliyetlerini artırır. Türkiye, tarımda kullanılan kimyasalların %60’ını ve enerji kaynaklarının büyük bir kısmını ithal ediyor. 2024’te gübre fiyatları zaten %30 artmıştı; dolar/lira paritesindeki ek bir yükseliş, çiftçilerin üretim maliyetlerini daha da zorlayabilir. Bu, iç piyasada gıda fiyatlarını artırarak enflasyonu körükleyebilir. Ülkemizde gıda enflasyonu 2024’te %50 civarındaydı.
Trump’ın Ukrayna’daki savaşı hızlıca bitirme vaadi, eğer gerçekleşirse, Karadeniz tahıl koridorunu yeniden canlandırabilir. Türkiye, bu koridorun ana aktörlerinden biri olarak, hem tahıl ithalatında (özellikle buğday ve mısır) rahatlama yaşayabilir hem de lojistik merkez konumunu güçlendirebilir. 2023’te Türkiye, Rusya ve Ukrayna’dan 10 milyon ton tahıl ithal etti. Bu akışın devamı, iç piyasada un ve yem fiyatlarını stabilize edebilir. Ancak, Trump’ın ABD tarım sübvansiyonlarını artırması (örneğin, 2025 bütçesinde çiftçilere 20 milyar dolar ek destek önerildi), Amerikan tahılının dünya pazarlarında daha ucuz hale gelmesine yol açabilir. Bu, Türkiye’nin kendi tahıl ihracatını (örneğin, un ihracatı) baltalayabilir.
Trump’ın dış yardım bütçelerini kısma eğilimi, Türkiye’nin tarımsal altyapı projelerine dolaylı etkiler yaratabilir. ABD, geçmişte USAID aracılığıyla Türkiye’deki sulama ve sürdürülebilir tarım projelerine sınırlı da olsa destek sağlıyordu. Bu fonların azalması, özellikle kuraklıkla mücadele eden Güneydoğu Anadolu gibi bölgelerde modern sulama sistemlerinin yaygınlaşmasını yavaşlatabilir. Ayrıca, ABD’den ithal edilen tarım makineleri ve teknolojilerine uygulanabilecek ek vergiler, Türk çiftçilerin modernizasyon çabalarını sekteye uğratabilir.
Trump’ın Suriye’den ABD askerlerini çekme planı, Türkiye’nin sınır güvenliğini artırabilir ve tarım arazilerinin yoğun olduğu güney illerinde üretimi stabilize edebilir. Suriye iç savaşından kaçan milyonlarca mülteci, Hatay ve Şanlıurfa gibi bölgelerde tarım iş gücüne katkıda bulundu. Ancak aynı zamanda arazi kullanımı ve su kaynakları üzerinde baskı yarattı. ABD’nin çekilmesi, Türkiye’nin bu bölgelerde kontrolü artırırsa, tarım planlaması daha öngörülebilir hale gelebilir.
****Sonuç olarak;
Trump’ın politikaları Türkiye tarımını hem fırsatlar hem de risklerle karşı karşıya bırakıyor. Türkiye, ihracatta esneklik gösterip maliyet artışlarını sübvanse edebilirse kazançlı çıkabilir. Ancak küresel ticaret dinamiklerindeki belirsizlik ve kur baskısı, çiftçileri zor bir döneme sokabilir.
***Tarım ve Orman Bakanlığı, 2025 Yılı stratejisini, bu dengeleri gözeterek hareket etmek zorunda kalacak.