Tarım Bakanı İbrahim Yumaklı’yı gerçekten tebrik etmek gerekiyor. İletişimci olmadığı halde bir işletmeci olarak kendisiyle ilgili algı sürecini öyle güzel yönetiyor ki ancak şapka çıkartılır!

Bir gazeteci olarak sahada bugüne kadar gördüğüm bir gerçeklik vardı. O da tarımda ithalat kararlarından tutunda uygulanan yanlış politikalara kadar yanlış giden bütün işlerin sorumlusu olarak çiftçi, sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı değil, Tarım Bakanlarını ve bürokratları görürdü. En olumsuz durumda bile çiftçi görevdeki bakanların yüzünden ülkenin tarımda bir yol alamadığını düşünürdü.

Daha açık bir ifade ile çiftçinin gözünde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın farklı bir yeri vardı ve tarımda yapılan yanlışlardan, haberinin olmadığını  hatta Tarım Bakanlarının bilerek ya da bilmeyerek Erdoğan’a zarar verdiklerini düşünürlerdi.

Çiftçi açısından genel kanı buydu.

Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki gün Brezilya ziyareti dönüşü sığır ithalatı ile ilgili yaptığı açıklamadan sonra artık bu kanı yerle bir oldu.

Dünden itibaren kulağıma öyle tepkiler geliyor ki, inanın ‘Devlet Başkanı’nın bu duruma düşürülmesi bir vatandaş olarak gerçekten üzüntü verici bir durum.

Vatandaş yapılan sığır ithalatını bilmiyor olabilir ama çiftçi, üretici Et ve Süt Kurumu üzerinden yoğun bir şekilde yapılan sığır ve et ithalatını biliyor.

Nasıl bilmesin!

Yoğun ithalatın et fiyatlarına bir çözüm olmadığı halde kendi canını nasıl yaktığını, her gün yaşayarak görüyor.

İşte, düne kadar eleştirmekten imtina ettikleri ‘Devlet Başkanlarının’ ithalat talimatını duyunca bütün dünyaları yıkıldı.

Erdoğan, bu açıklama ile çiftçinin gözünde hem ‘Tarım Bakanlığının yaptığı sığır ithalatından bile haberi yok’ durumuna düşürülürken hem de tarımdaki yanlış kararların Bakanların beceriksizliğinden değil de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı ile yapıldığı algısını ortaya çıkardı.

Devlet Başkanının bu duruma düşürülmesine bir vatandaş olarak üzülsem de Bakan Yumaklı’yı bu üstün kabiliyetinden (!) dolayı tebrik etmek gerekiyor! Kendisine yöneltilmiş eleştiri oklarının hepsini bir anda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çevirdi.

Bu öyle her bakanın yapacağı bir durum değil!  

Zaten ESK üzerinden yürütülen rant odaklı bir ithalat süreci vardı, Erdoğan’ın açıklamasından sonra hem Bakan Yumaklı hem de ESK yönetimi öyle bir rahatlamıştır ki, rant odaklı ithalatta önleri tamamen açılmış oldu!

En büyük korkuları, yapılan ithalat sorgulanır da 'rant odaklı ithalat' elimizden alınır mı diye bir endişeleri var dı, o da Erdoğan'ın talimatı ile tümden ortadan kalktı.  

Erdoğan'ın yaptığı açıklama ile diğer taraftan 2025 yılında yapılacak sığır ithalatının da zeminini oluşturmuş oldular! 

Yani bir taşla, bir çok kuşu birden vurdular! 

Et fiyatlarına bir çözüm olmayan ancak ülke hayvancılığına büyük darbe vuran ithalattan artık Bakanın hiçbir sorumluluğu olmayacak, çünkü bütün bunları talimat verildiği için yapıyor olacak. Çiftçi, üretici bundan böyle Yumaklı’yı değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı sorumlu tutacak.

Bakan Yumaklı, bugün çıktığı A Haber’de kendinden emin bir şekilde ‘talimatı aldık’ diyerek ithalat mesajını vermesi de 'ithalat lobisinin' amaçlarına nasıl ulaştıklarını gösteriyor. 

Mevcut durumda et fiyatları mı yoksa maliyetler mi yüksek?

UKON, 1 kg karkas etin maliyetini daha geçen gün yayınlandı. 50 başlık bir işletmede ithal dananın besi maliyeti 301 lira, yerli dananın besi maliyeti de 401 lira. Besi çiftliklerinde ithal dana oranı çok düşüktür. Yine de ithal dana üzerinden bir hesap yaptığımızda mevcut durumda üretici yağlı kesim hayvanını 290 liraya, yağsız kesim fiyatını da 340-350 liraya kestiriyor. Besi maliyetini ithal dana üzerinden baz aldığımızda bile üreticinin yüzde 20 karla birlikte yağsız kesimi 360 lira olması gerekiyor.

Besi maliyeti işletmedeki hayvan sayısı arttığında düşüyor denilebilir. Doğru düşüyor ancak öyle arada büyük fark da yok. Örneğin 50 değil de bin başlık bir işletmede ithal dana besi maliyeti 301 liradan 298 liraya düşüyor. Yerli danada ise 401 liradan 398 liraya iniyor.

Yani demek istediğim maliyetler yüksek olduğu için et fiyatları pahalı. Yoksa burada üreticinin haksız bir kazancı söz konusu değil. Maliyetleri düşürmedikten sonra siz bırakın Brezilya ve Uruguay’dan sığır ithal etmeyi, dünyanın neresinden ithal ederseniz edin et fiyatlarını düşüremezsiniz, yapılan ithalatla sadece kendi üreticinizi yok edersiniz, o kadar.

İthalatın öncesi de var ancak özellikle son iki yıldır, Vahit Kirişçi’nin döneminde başlamış ve Yumaklı’nın döneminde de yoğun bir şekilde artmış et ve canlı hayvan ithalatı var.

Et fiyatları düştü mü?

Vatandaş eti uygun fiyata alabiliyor mu?

Maalesef!

Ama olan içerideki üreticiye oluyor. Yukarıda rakamları verdim üretici şuanda bırakın para kazanmayı zarar ediyor. Bir de ithalat talimatı ile olan moral motivasyonları da yok ediliyor. 

Peki, Yumaklı’nın görevi bir Tarım Bakanı olarak bunları ülkenin Cumhurbaşkanına doğru bir şekilde aktararak, maliyetlerin düşürülmesi konusunda bir çözüm bulmak mı yoksa sanki hiç ithalat yapılmıyormuş gibi gösterip, yeniden ithalat talimatı verdirmek mi? 

Ülke, vatan kaygısı olanın elbette izleyeceği yol bellidir. 

Sonuç olarak, CHP bile istese Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı çiftçinin gözünde bu duruma düşüremezdi!