Türkiye Tarımsal Süt Üreticileri Merkez Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Tevfik Keskin, artan maliyetlerden dolayı süt üreticisinin dayanacak gücünün kalmadığını belirterek, Ulusal Süt Konseyi'ne çağrıda bulundu. Üreticinin bir litre sütünü sattığında eline yaklaşık 4,30-4,40 TL geçtiğini ifade eden Keskin, "Yemin kilosuna ödediği para ise 4 lira 70 kuruş. Yani bir litre süt sattığında bir kilo bile yem alamıyor. Hani Ulusal Süt Konseyi parite 1,1’in altına düştüğünde tekrar toplanacak ve yeniden bir fiyat belirleyecekti?" tepkisinde bulundu.
Keskin'in, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada dikkat çeken başlıklar şöyle...
"Bilindiği üzere, Ulusal Süt Konseyi (USK)’nin 29 Kasım 2021 tarihinde yapılan toplantısında alınan kararla, 8 Aralık 2021 tarihinden geçerli olmak üzere soğutulmuş çiğ sütün tavsiye satış fiyatı brüt 4 lira 70 kuruş olarak belirlendi ve Ulusal Süt Konseyi, çiğ sütün üretim maliyetinde öngörülmeyen değişimler görülmesi durumunda yeniden toplanıp karar verecektir.' açıklamasını yaptı.
Açıklanan çiğ süt referans fiyatı uygulanmaya başlamadan önce üreticinin girdi maliyetlerine özellikle yeme gelen zamlar karşısında üreticilerimiz yine zor durumda kaldı. Bu durum karşısında çiğ süt tavsiye fiyatının yeniden revize edilmesini talep ettik. Üreticilerimiz bu kadar zor durumdayken halen fiyat revize talebimiz ile ilgili hiçbir gelişme olmadı. Ulusal Süt Konseyine defalarca durumu bildirmemize ve yazı yazmamıza rağmen bir gelişme olmadı.
Şimdi biz üreticiler ne yapmalıyız? 2 yıldır sürekli yaşadığımız kısır döngü hali bu, Yani konsey fiyat açıklıyor daha üretici yeni fiyatı almazken sanayi kısmı zam yapıyor, parite değişiyor, yapılan zam anlamsız kalıyor, bizler sürekli kamuoyu yaratıp yeni fiyat toplantısı istiyoruz. Bu talebimiz aylarca sonuçsuz kalıyor, keyfiyete göre yeniden konsey toplanıyor çıkarsa bir fiyat çıkıyor ve yeniden döngü başlıyor.
BİZLER ARTIK ÇOK YORULDUK
Bizler artık çok yorulduk. Köyünde aile işletmesinde sadece işini yapmak isteyen ve kazancıyla hayatta kalıp üretim yapmak isteyen üreticilerimiz bunları hak etmiyor. Ne yapsınlar üretimi bıraksınlar kentlere göç edip asgari ücretle bir yerde işe başlasınlar, mecburen üretimi bıraksınlar mı?
YEM SÜT PARİTESİ 1'İN ALTINDA
Üretim bitsin, sütte de dışa bağımlı bir ülke olalım. Zaten hayvanını satan üretimi bırakan bir kişide inanın bir daha risk alıp ne köyüne döner ne de bu işi yeniden yapar. Üretimin sürdürülebilirliği için üretici sattığı 1 litre süte karşılık 1,5 kilo yem alabilmelidir. Fiyatın belirlendiği Aralık ayında parite 0,93 iken, Ocak ayında 0,94 olarak gerçekleşti. Hala sürdürülemez seviyelerin altında bir pariteyle üretime devam etmek zorunda kalıyoruz.
HANİ SÖZ VERMİŞTİNİZ? 1.1'İN ALTINA DÜŞTÜĞÜNDE KONSEY YENİDEN TOPLANACAKTI...
Üreticimizin bir litre sütünü sattığında eline yaklaşık 4,30-4,40 TL geçiyor. Yemin kilosuna ödediği para ise 4 lira 70 kuruş. Yani bir litre süt sattığında bir kilo bile yem alamıyor. Hani Ulusal Süt Konseyi parite 1,1’in altına düştüğünde tekrar toplanacak ve yeniden bir fiyat belirleyecekti?
ELEKTRİK, MAZOT, İLAÇ, TOHUM, İŞÇİLİK, VETERİNER HİZMETLERİNE GELEN MALİYET ARTIŞLARI BÜTÜN HESAPLARI BOZDU
Ayrıca yem başta olmak üzere elektrik, mazot, ilaç, tohum, işçilik, veteriner hizmetleri gibi bütün maliyetlerimiz ciddi oranlarda artarken sürdürülemez fiyatlarla üretime devam etmemiz artık mümkün değildir. Konseyin maliyet hesabında kullandığı 1litre sütdeki, %66 yem maliyeti bu kalemlerdeki yüksek artışlar sonrası geçerli bir oran değildir. Bunun bu dönemde %50 ye çekilmesi gerekmektedir.
YEMDE YÜZDE 12 İNDİRİMİ YETERLİ BULMUYORUZ RADİKAL İNDİRİMLERE İHTİYAÇ VAR
Cumhurbaşkanımızın açıkladığı sadece Tarım Kredi Kooperatiflerinin sattığı yem fiyatlarında yapılması düşünülen yüzde 12’lik yem fiyat indirimi başta olmak üzere girdilere ve desteklere yönelik açıklamalarını olumlu buluyoruz fakat yeterli olduğunu düşünmüyoruz. Girdi fiyatlarında daha radikal indirimlere ihtiyaç vardır.
YA SÜT FİYATLARI 7.05 TL'YE ÇIKARILSIN YA DA YEM FİYATLARI 2.93'E İNDİRİLSİN
Bugün sütümüzü 4,30 TL / 4,40 TL ‘ye satıyoruz, yemi de 4,70 TL satın alıyoruz. Yani zarar ediyoruz. Ya sattığımız çiğ süt fiyatını 1,5 pariteye denk gelecek şekilde 7,05 TL çıkarılsın ya da çiğ süt fiyatı artmasın deniliyorsa yem fiyatında indirim yapılarak fiyatı 2,93 TL seviyesine çekilsin.
ÇİĞ SÜT DESTEKLERİ 60 KURUŞA ÇIKARILSIN
Ayrıca çiğ süte verilen 20 kuruşluk prim desteği yeterli değildir. Bu destek hem üreticiyi destekleyecek hem de kayıt dışı üretimin önüne geçecek şekilde en az 60 kuruş seviyelerine çıkarılmalıdır. Destekleme ödemlerinin daha kısa sürede yapılabilmesi için çalışmalar da yapılmalıdır.
AKARYAKITA GELEN ZAMLARDAN ÇİFTÇİ MUAF TUTULSUN
Akaryakıtta fiyatlar makul seviyelere indirilmeli, gelen zamlardan çiftçilerin kullandığı mazot muaf tutulmalıdır.
BİR İNEĞİN ELEKTRİK GİDERİ 300 TL'Yİ BULDU
Son elektrik zamlarının ardından yüksek verimli çiftliklerde faturalar yüzde 170'e varan oranlarda arttı. Ortalama 25-30 kilogramlık süt verimi olan sağılabilir inek başına elektrik gideri 300 TL'yi buldu. Elektrik fiyatları tekrar eski seviyesine indirilmeli, tarımsal işletmeler bu zamlardan muaf tutulmalıdır.
Temel gıdada yüzde 1'e çekilen KDV oranını destekliyoruz. Fakat üreticinin ana girdilerinin tamamında ilaçtan mazota ve benzeri kalemlerde KDV yüzde oranı 18’dir. Burada üreticiye bir finansman maliyeti doğmuştur. Zaten para kazanamayan bir sektöre bir de böyle bir finansman yükü yüklenmiştir.
SÜTTE MALİYET HESABI PEŞİN FİYATA GÖRE DEĞİL VADELER GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULARAK YAPILMALI
Ayrıca son zamanda sektördeki firmaların ödeme sürelerindeki vadeleri uzatması, üreticinin ürettiği ürünün parasını geç alması üzerindeki finansman maliyetini artırmaktadır. Mutlaka çiğ süt maliyeti hesaplanırken girdilerin peşin fiyat göre değil, süt ödeme süresinde vadeler göz önünde bulundurularak hesaplanması gerekmektedir. Bu konuda da üretici lehine bir düzenleme yapılmalıdır.
ÖNERİLERİMİZ DİKKATE ALINMAZSA YAKIN ZAMANDA TARIM HAYVANCILIK BÜYÜK ZARAR GÖRECEK
Bu önerilerimiz dikkate alınmaz ve hızlı adımlar atılmazsa yakın zamanda ülkemiz tarım ve hayvancılığı büyük zarar görecektir. Bu zararın göç ve işsizlik gibi sosyal etkilerini de düşünecek olursak, tüketici nezdinde de ithalata dayalı yüksek raf fiyatlarıyla karşılaşılacaktır.
ARTIK VAKİT DARALIYOR DEMİYORUZ VAKİT GEÇTİ YANGIN YERİ DİYORUZ
Ülkemizin baş tacı olan üreticilerimizi, üretimden bir koparırsak tekrar geri döndürmemiz, sektörü yeniden canlandırmamız mümkün değildir. Artık vakit daralıyor demiyor vakit geçti ortalık yangın yeri diyoruz. Yetkililerin özellikle kuruluş amacı belli olan Ulusal Süt Konseyinin sorunları kulak ardı etmemesini ve artık çözüm için elini çabuk tutmasını bekliyoruz. Kamuoyuna saygılarımızla.