Bugünlerde tarımsal girdi maliyetlerindeki yükseliş öncelikli gündemimizi oluşturuyor.
Zira hemen her gün karşılaştığımız gübre fiyatlarındaki artış özellikle küçük ve orta ölçekli çiftçimizin belini büküyor.
Resmi rakamlar baz alındığında son bir yıllık artış gübrede 150’ye yaklaşmış durumda.
Tarımda kullanılan elektrik, mazot başta olmak üzere diğer girdi maliyetlerinde de önemli ölçüde fiyatlar arttı.
Tüm bunların yanında üreticinin ürününü ürettikten sonra yaşadığı pazarlama sıkıntısı da işin ayrıca diğer bir boyutunu oluşturuyor.
Örneğin bugünlerde soğanın pazarlamasından kaynaklı büyük bir sorun önümüzde duruyor.
Yetiştirme ve hasat maliyeti üretici tarafından karşılanmış ancak alıcı bulamadığı için ürünler tarlada bekliyor.
Evet geriye baktığımızda benzer sorunları önceki yıllarda da yaşadığımızı görmemiz veya anımsamamız zor değil.
Hele hele patates ve soğanda yaşanan sıkıntılar -basına daha çok yansıdığı için söylüyorum- daha göz önünde.
Bu kısa bilgileri şunun için aktardım:
Mutfağımız yangın yeri acil önlem almamız lazım.
Birkaç yıl önce tarım ve gıda güvenliği öncelikli konuydu.
Ancak bugün daha bir önemli hale geldi.
2019 yılının sonundan itibaren yaşadığımız Kovid-19 salgın hastalığı bunu bize bir kez daha gösterdi.
Salgın hastalıkla birlikte bu yıl yaşadığımız kuraklık konunun önemini kat be kat arttırmış durumda.
Bugün artık tarım ve hayvancılıkta iyi olduğumuz yönleri ön plana alarak övünmemizin bir anlamı yok.
Çözülmesi gereken ve bugünden önlem almamızı zorunlu kılan ciddi sorunlarımız var.
İşin uzmanlarını –siyasi görüşlerine bakmadan- bir araya getirerek çözüm yolları aramalıyız.
Tek kriterimizin vatanını milletini seven bu ülke için çalışan bireyler olması yeterli.
Tarımsal üretim yaptığımız topraklarımız her geçen gün azalıyor.
Çözüm bulmalıyız.
Tarımsal girdi maliyetlerimiz artıyor, çözüm bulmalıyız.
Nüfusumuz artıyor ancak üretimimiz nüfus artış hızımız kadar artmıyor.
Buna da çözüm bulmalıyız.
Dünyada yaşanan salgın hastalığın getirdiği zorluklar ve iklimsel değişimler tarımsal üretimleri kökten değiştiriyor.
Biz ülke olarak ne yapacağız?
Acil bir eylem planına ihtiyacımız var.
Kısır çekişmeleri bir tarafa bırakmalıyız.
Siyasi devşirmeler içine girmeden bu alanda bilimsel ve sonuç alıcı politikaları hayata geçirmekten başka çaremiz yok.
Eğer bugünden tedbirimizi almazsak yarın çok daha zor günlerimiz olacak.
Gelecek nesil bizi asla affetmez.
Çocuklarımız açlık ve yoksullukla imtihan edilmek durumunda kalacak.