Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu bir süre önce katıldığı bir etkinlikte Türkiye'nin dünyadaki bal üretiminde 6'ncı sıradan 2'nci sıraya yükseldiğini söyledi. Bakan, “ülke genelinde 227 bal ormanı kurduk", “Gelecekte de birinci sıraya yükseleceğiz" dedi. Türkiye'nin bu sektörden yeteri kadar pay alamadığından yakındı. Sayın Bakanın bal konusunda söyledikleri aslında çok da yeni değildi. Türkiye uzun yıllardır bal üretiminde dünyada söz sahibi ülkeler arasında yer alıyordu. Ancak istenilen üretim bir türlü gerçekleştirilemiyordu.
Tabii Sayın Bakan, yakınmalarına rağmen bardağın tamamen dolu tarafını ön plana çıkarıyordu: “Dünyada ikinciyiz" gibi. Oysa kovan başı üretimde dünyada ikinci veya üçücü değil, 7. sıradayız. Ülkemizde koloni başına 15 kg bal üretiliyor. Peki gelişmiş ülkelerde durum nasıl? Mesela ABD'de koloni başı 40 kg, Kanada da 65 kg, Çin'de 48 kg, Avustralya da 55 kg bal üretiliyor. Dünya ortalaması ise 45-65 kg arasında değişiyor. Ülkemiz ile dünya arasındaki fark arıcılık sektöründe ciddi sorunlarında aslında işareti niteliğinde.
Merak ettim, arıcılık sektöründe çalışanlarda Sayın Bakan gibi bardağın dolu tarafından mı bakıyor diye. Sektörün önde gelen isimleri ile konuştum. Sorular sordum. Sayın Fevzi Civaoğlu'da soru yönelttiğim arıcılardan biri oldu. Sayın Civaoğlu, Rize İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı. Sorularıma içtenlikle cevaplar verdi. Samimi cevapları nedeniyle kendisine çok teşekkür ediyorum.
Sayın Civaoğlu, bal arılarının insan sağlı için vazgeçilmez bir unsur olduğunu belirterek sözlerine başladı. Einstein'ın “bal arıları ölürse insan hayatı 4 yıl daha devam edebilir" sözünü hatırlattı. Sonra sözü Kuranı Kerim'e getirdi. Kutsal kitabın 114 süreden 1 süre'nin (16. Süre Nahl) Bal Arısı süresi olduğunu söyledi. Civaoğlu, “128 ayetli bu surenin 68 – 69 nolu ayetlerinde Cenabı Hak şöyle buyurmaktadır: Senin Rabbin bal arısına da şöyle vahyetti: Dağlardan ağaçlardan ve insanların kuracağı kovanlardan kendine evler edin, sonrada Allah'ın sana vahyettiği şaşırmayacağın yayılım yollarına çık ve meyvelerin hepsinden ye. O arıların karınlarından renkleri muhtelif bal çıkar ki onda insanlar için şifa vardır. Bunda da düşünecek bir toplum için ibretler vardır" şeklinde buyurur dedi.
Sıra, arıcılık sektörünün içinde ve dışında herkesin merak ettiği soruları sorma zamanım gelmişti. Sayın Civaoğlu arıcılığın kronikleşmiş sorunlarından dem vurdu. Bir arıcılık kanunun olmamasından yakındı. Soruları ben sordum. Yanıtları Sayın Civaoğlu verdi. Yorumları da siz değerli okuyucularıma bırakıyorum. İşte sorular ve aldığım yanıtlar, aynen aktarıyorum:
Arıcılık sektörünü değerlendirir misiniz? 2014 yılı sektör için ne anlam ifade etti?
F.Civaoğlu: Ülkemizin 81 ilinin 79 ilinde Arı Yetiştiricileri Birlikleri kurulmuş ve Ankara da Genel Merkezi bulunan 60.000 civarında ülke genelinde üyesi olup 7 milyon civarında arı kolonisi (kovan) kayıt altına alınmıştır. Son verilere göre yılda ortalama 104 bin ton bal üretilmekte, koloni başı üretim ise 15 – 17 kg arasındadır. Arı ve arı ürünlerinden yılda ortalama 800 milyon TL direk Türkiye ekonomisine katkısı olup, endirekt katkısı ise (polinasyondan dolayı) bu değerin 200 katıdır.
2014 yılı önceki yıllarda olduğu gibi sorunlarıyla boğuşan, vasat bir üretim yılını ifade etmektedir.
Sektörünüzün kronik sorunları nelerdir? Çözümü konusunda neler söylersiniz?
F.Civaoğlu: Arıcılık sektörünün eğitim, konaklama, flora kapasitelerinin tespit edilemeyişi, varova paraziti ve diğer parazitleriyle arı hastalıklarıyla mücadele yetersizliği, coğrafi konumlara göre arı ırkı ıslahlarının yapılmayışı, pazarlama, tağşiş ürünlerin önlenemeyişi, en önemlisi ise mevzuat yetersizliğidir. Yani bir arıcılık kanunun olmamasıdır. Bu sorunların tek çözüm noktası böyle bir önemli sektör için bütün sorunlara neşter vuracak şekilde bir arıcılık kanununun çıkarılması gerekmektedir.
Geçenlerde basına yansıdı. Bal reklamları artık görsel medya üzerinden yapılamayacak. Bu konuda neler söylersiniz?
F.Civaoğlu: TV'lerde saatlerce yapılan reklamlar bal reklamı olmayıp, tağşiş ürünlerle ilgilidir. Çünkü balı arı yapar, reklamı yapılanların ise arı ile hiçbir ilgisi olmadığından yapılan müdahale yerinde bir uygulamadır.
Türkiye dünyanın en önemli bal üreticileri arasında yer alıyor. Bu konumunu koruması ve daha da geliştirmesi için neler yapmalıdır?
F.Civaoğlu: Doğrudur. Türkiye dünyada bal üretiminde 2. sırada yer almasına rağmen, kovan başı üretimde 6 -7. Sıralarda yer almaktadır. Hâlbuki Kanada koloni başı 64, Avustralya 55, diğer bazı ülkeler 40 – 30 vs. kg üretirken Ülkemiz yukarıda belirttiğimiz gibi koloni başı 15 – 17 kg'dır. Bundan dolayı bu konumunun korunması için değilde yukarıda bahsedilen kronik sorunların çözümü ile koloni başı üretimin artırılması sağlanmalıdır.
Geçen gün Bakan Veysel Eroğlu "Arılar için ormanlar kurduk. Arıcılığın gelişmesine katkı sağladık" dedi. Bu açıklama sizin için ne ifade ediyor?
F.Civaoğlu: Sn. Bakan Veysel Eroğlu'nun arıcılık sektörüne çok büyük destekleri olmaktadır. Bundan dolayı kendilerine camiamız adına teşekkür ediyor, arıcılığın geliştirilmesi ve bal üretiminin artırılması için flora çeşidinin artırılması gerektiğinden Sayın Bakanımız ülkemizde proje kapsamında bal üretim ormanları kurdurtmaktadır. Haliyle de arıcılık sektörüne de büyük katkı sağlamaktadır.