****Yazıma başlamadan bir hatırlatma yapayım. Bitki Koruma Ürünleri Bayilik ve Toptancılık Sınavı 24 Kasım 2024 tarihinde Ankara’da yapılacaktır. Bu sınav sonucunda başarılı olanlara bitki koruma ürünleri bayilik ve toptancı izin belgesi verilecektir. Sınavda başarılı olmak için iyi hazırlanmak gerekiyor. Bu sınav için, Türk Ziraat Mühendisleri Birliği bir eğitim programı hazırlamış. Ankara’da bulunan Genel Merkezlerinden detaylı bilgi alınabilinir.
****Geçen haftalarda açıklanan tarımsal destekleme modelleri ile ilgili yapılan tüm eleştiriler dikkate alınmaz, düzenlemelerde gerekli değişmeler zamanında yapılmaz ve özellikle tarımsal destekleme bütçesinde revize olmazsa çok büyük sorunlar bekliyor. Bunu çiftçimizde uygulamada yaşayarak görecektir.
****Ekonomide kötü gidiş, “Çantacı Projecileride” etkiledi. Bunları her yerde daha sık görmeye başladık. Tarımda bugün yaşadığımız sorunların bir nedeni de bunlardır. Her türlü kredi ve hibe bulduklarını, projelerin onaylatacaklarını söylerler. Bunlara çarpılanların sayısı da çoktur.
****Mülga DPT’ye veya şimdi Strateji ve Bütçe Başkanlığı’na sunulmadan “Devletimizin Yatırım Programına” bir yatırım projesi girebilir mi? Girebilir. Yıl 2004.. 2005 Yılı Tarım Bakanlığı Bütçesi Meclis Komisyonunda görüşülüyor. İktidar milletvekilleri bir önerge veriyor. Komisyon kabul ediyor. Fizibilitesi olmayan, Mülga DPT ve Tarım Bakanlığının ilgili Genel Müdürlüğünün haberi bulunmayan sadece adı olan proje, 2005 Yılı yatırım programında yer alıyor. 2005 Yılı Yatırım Programına (9 Ocak 2005 PAZAR - Sayı:25695 Mükerrer Resmi Gazete) bakalım. Tarım Reformu Uygulama Projesi (3) ve 3’ün açıklaması ise; Tarım Reformu Uygulama Projesi ve alt bileşenlerinin fizibiliteleri DPT’ce onaylanmadıkça harcama yapılmaz, deniyordu. Fizibilitesi olmadığı görülüyor. Böyle bir projenin Fayda/Maliyet oranı ne olabilirdi? Neden Orta Vadeli Programa uyulmamıştı? Neden zamanında Bakanlık, projeyi Mülga DPT’ye sunulmamıştı?
****Çiftçinin Çığlığını Sadece Artık Çiftçi Duyuyor.
****Mısır Çığlık Attığında, Fasulye Dinler. Üç Kız Kardeş Yani Üç Ürün Üçlüsü Zararlıları Nasıl Uzaklaştırır?
Binlerce yıldır Meksika'da ve Orta Amerika'nın bazı bölgelerindeki küçük çiftçiler, antik Mayalara dayanan milpa olarak bilinen bir tarım biçimini uyguluyorlar. Gelenek, tek bir tarlada bitkileri karıştırmanın (genellikle mısır, fasulye ve kabak yani Üç Kız Kardeş) verimi artırdığını savunuyor.
Bilim insanları artık;
Fasulyelerin toprağa azot bağlayarak tüm bitkiler için toprağı zenginleştirdiğini,
Mısır saplarının fasulyelerin tırmanması için bir yapı sağladığını,
Kabakların toprağı kaplayarak yabani otları bastırdığını ve toprağı nemli tuttuğunu biliyor.
Ancak araştırmacılar bu "ara ekimin" ek bir faydasının daha olduğu konusunda açıklamalar yapıyorlar.
Bitki zararlılarının verdiği zararı azaltmaya yardımcı olduğu konusunda olumlu sonuçların alındığı söyleniyor.
Bitkilerin (Üç Kız Kardeş gibi) nasıl etkileşime girdiğinin, nüanslarını ve mekanizmalarını ne kadar iyi anlaşılırsa, tarım için harika yenilikçi çözümler üretme konusunda o kadar iyi bir konumda olacağını savunuyorlar.
****Tarım Sadece Omurga Değil, Türkiye’nin Büyümesini Sağlayan Motor Olmak zorundadır!
Tarım nasıl büyümenin motoru olabilir?
Tarımı teknik olarak gelişmiş, çevresel olarak sürdürülebilir ve kurumsal olarak yenilikçi hale getirmeliyiz. Yeter ki akıllı ve kaliteli takım oyuncuları ile Tarım 4.0’ a doğru emin adımlarla gidelim.
Ülkemizin 2030 yılına kadar ne kadar ek bir bütçeye ihtiyacı var?
Tarıma hak ettiği önemi veriyor muyuz?
Tarım, neden büyümenin itici gücü ve arzulanan işlerin yaratıcısı olamıyor?
Tarımımız hala düşük teknolojili ve geçim odaklıdır. Bugün birçok ülkede çiftçilik yüksek teknolojili ve oldukça üretkendir. Bizimde tarıma hak ettiği önemi vererek çiftçilik yapılması sağlamamız ve tarımda mutlaka gelirin artması gereklidir.
****Tarımsal İşletmelerde Bir Köle Gibi Çalışan Mevsimlik İşçilerin, Aşırı Sıcaklıktan Kaybedilenlerin Sayısı Her Gün Artıyor. Sessiz bir skandal var ama kimsenin umurunda bile değil.. Üstelik koşulları da çok ağır.
Kavurucu sıcaklar, meyve ve sebze toplamak için açık havada çalışan düşük ücretli işçiler için yeni ve ölümcül bir risk oluşturdu.
Bu konuda ciddi çalışmaların yapılması gerekiyor.
Ülkemizde bu yaz aşırı sıcaktan dolayı kaç işçinin yaralandığı veya öldüğü bilinmiyor. Ancak geçen yılki yüksek sıcaklıklar nedeniyle Avrupa en fazla ölüme sahiptir. Bu sayının 12.000 den fazla olduğu tahmin ediliyor.
İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili otorite, sıcağa bağlı iş kazalarının sıcağa bağlı olarak sınıflandırmalıdır.
Bu konular saklanıyor. Konuşulmuyor.
Acaba bu yıl, bugüne kadar çiftçiler arasında stresten, psikolojisi bozulan, bunalıma giren hatta intihar eden çiftçi sayımızda bilinmemektedir.
Tarım ve Orman Bakanlığı bu konuda çalışma yaptırılmalı ve acil önlem alınmalıdır. Ama bu konular oy getirmediği gibi reklamı olmaz ve siyasi şovu da bulunmaz!!!
Bu koşullarda çalışmak cehennemdir, hayat değildir.
Aşırı sıcaklıktan en çok etkilenen kesimin savunmasız mevsimlik işçilerdir. Toplumumuzda bunları önemsemez.
Gıda ve tarım işçilerinin sıcaktan ve diğer tehlikelerden korunmaya ihtiyacı var.
Çoğu işçinin fiziksel tehlikelere karşı temel korumalara sahip olduğu günümüz ekonomisinde bile, tarım ve gıda işçileri hala çoğunlukla dışarıda bırakılıyor. Buna tarım işçilerinin uzun süredir temel iş yasalarından dışlanması yani tarımsal istisnacılık denir. Bu zengin toprak sahiplerinin yıllardır devam eden lobi çalışmalarının bir sonucudur.
Ya çocuk işçiler…
Bu konular üzerinde acil hızla çalışmak gereklidir. Düzenlemeleri çıkarılmalıdır.
****Ülkemizde Gıda Güvenliğine Yönelik Artan Tehditlerin Ortaya Konulması Gerekiyor.
Ülkemizin gıda tedarikini güvence altına almak için atması gereken kritik adımlar ne olmalıdır?
*Gıda Güvenliğinin Güçlendirilmeli!
Ülkemizin gıda güvenliğine ilişkin yaklaşımının acilen gözden geçirilmelidir. Bunun endüstriyel strateji ve ekonomik büyüme planlarının merkezine yerleştirilmesi yapılmalıdır.
Tarıma çok dar bir açıdan yaklaşılmaya devam edilmemelidir. Üretim, lojistik ve perakendeyi içeren tüm gıda ekosistemini dikkate alınmalıdır. Gıda ve içecek üretimine yapılan yatırımda bir düşüş yaşanmasına, sektör yine ekonomiye katma değer kazandırmasına rağmen, daha geniş, daha koordineli bir stratejiye ihtiyaç bulunmaktadır.
Acaba bir “Ulusal Gıda Güvenliği Stratejisi'nin” geliştirilmesi gerekiyor mu?
İnovasyonu ve teknolojik yatırım daha fazla teşvik edilmelidir.
Pandemi, Ukrayna'daki savaş ve iklim değişikliğinin neden olduğu ve gıda fiyatlarını yeni zirvelere taşıyan birkaç yıllık tedarik zinciri kesintileri oldu.
Kriz dönemlerinde malzeme tedarikinde esneklik sağlayan önlemler de dahil olmak üzere gelecekteki jeopolitik şoklara karşı korunmak için tedarik zincirinde daha fazla dayanıklılık olması gerekiyor.
Toplumdaki en savunmasız kesimleri gıda güvensizliğinden orantısız bir şekilde etkileniyor. Bu nedenle hızlı hareket edilmelidir. Gıda sisteminin gelecekte istikrarlı, sürdürülebilir ve güvenli kalmasını sağlamak için kararlı adımlar atılmalıdır.
Burada en önemli görev hükümete ve Tarım ve Orman Bakanlığına düşer.
Yerel üretimi uluslararası ticaretle dengelemek için uzun vadeli yatırımlar yapılmalıdır.
Hükümet, büyüyen küresel zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Gıda güvenliğine öncelik verme ihtiyacı hiç bu kadar acil olmamıştı. Hükümet, hem ekonomiyi hem de ülkenin gıda tedarikini korumak için hemen harekete geçmelidir. Alınan kararlar ayrıca adaletli olmalıdır.
****Robotlar Avustralya'da Sebze Yetiştiricilerinin Teknolojisini Artıracak!
Avustralya sebze endüstrisi, yetiştiricilerin karlılığını etkileyen endüstrinin yüksek girdi maliyetlerini ve işgücü zorluklarını azaltmak istiyor.
Avustralyalı sebze yetiştiricileri, yeni bir program kapsamında küresel makinelerin özel denemeleriyle rekabet avantajı elde etmeye hazırlanıyor. Bütçesi, 4,1 milyon dolarlık girişim, Avustralya sebze endüstrisinde gelişmiş mekanizasyon teknolojisinin benimsenmesini artıracak, endüstrinin yüksek girdi maliyetlerini ve yetiştirici karlılığını etkileyen işgücü zorluklarını azaltacak.
Avustralyalı yetiştiricilerin küresel olarak rekabetçi kalabilmelerini sağlamak için bahçecilik sektöründe dünya standartlarında inovasyona öncülük etmede rol oynaması sağlanıyor.
****Tarım 4.0'ın Değeri İtalya'da 2,5 Milyar Euro'dur. Bir Yılda %19 Oranında Büyümektedir.
Akıllı Tarımsal Gıda verileri İle ilgili İtalya'da Tarım 4.0 pazarı 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 19 artışla 2,5 milyar euro değerine ulaştı.
Yapay zekâ tabanlı süreçlerin tarım-gıda sektörünün dönüşümüne yön vereceğini gösteriyor. Ancak dijital geçiş süreçlerinde küçük ve orta ölçekli işletmelere daha fazla destek sağlanması ihtiyacı merkezi olmaya devam ediyor. Tarım şirketleri veri entegrasyonu ve verimli kaynak yönetimi için ihtiyaç duyulan yazılım çözümlerine odaklanıyor.
Artık ülkelerin tarımının geleceği kaçınılmaz olarak ileri teknolojilerin ve yapay zekânın entegrasyonundan geçiyor.
Bu araçlar yalnızca üretkenliği artırmak için bir fırsat değil, aynı zamanda her şeyden önce tarımsal uygulamalarımızı daha sürdürülebilir ve verimli hale getirmek için bir fırsattır.
Yapay zekâ sayesinde doğal kaynakların kullanımını optimize edebiliyor, israfı azaltabiliyor ve veri yönetimini iyileştirerek tarım-gıda tedarik zinciri boyunca daha fazla şeffaflık sağlanabiliyor.
Teknolojik yenilik ve çevreye saygının birleşimi, daha dirençli ve rekabetçi bir tarımın anahtarı olabilir.
Dijital izlenebilirliğin, tarımsal gıda tedarik zinciri boyunca şeffaflığı ve sürdürülebilirliği garanti altına almak için önemli bir araç olduğu kanıtlanmıştır. Dijital izlenebilirlik çözümleri pazarı güçlü bir şekilde büyüyor. Nesnelerin İnterneti, Bulut ve Blockchain gibi teknolojilerin, verilerin toplanma ve paylaşılma şekline nasıl dönüştürdüğünü, görünürlüğü, güvenliği nasıl iyileştirdiğini vurguluyorlar.
Tedarik zinciri boyunca bilginin ve kaliteli eğitimin önemi ortaya çıkıyor.
****Amerika’da “Çiftlik Yasası”, Her Beş Yılda Bir Çıkarılmaktadır. ABD Gıda Sisteminin Her Alanını Etkileyen, Milyarlarca Dolarlık Bir Yasa Paketidir.
Bu yasa tasarısı çiftçileri ve çiftçi olmayan herkesi ilgilendiriyor.
Bu meclisten geçirilmeye çalışılan yasada neler tartışılıyor;
Gıda adaleti,
Gıda fiyatlarını adil tutmak,
Yeterli gıda tedarikini sağlamak,
Ülkenin hayati doğal kaynaklarını korumak ve sürdürmek,
Geçmiş yinelemelerin toplumları nasıl etkilediği,
Yasa tasarısının geleceği için neler bekleniyor,
Bu yasanın yetersiz kalması durumunda neler olabileceği,
Yerel gıdalara erişimi genişletmek,
İklim değişikliği ve tarımı beraber ele alınması,
Toprak sağlığını iyileştirme,
Yasanın gıda üretimi, beslenme yardımı, hayvan refahı, çevre, ticaret ve çok daha fazlası üzerinde büyük etkileri…
Yasa fabrika çiftçiliği destekliyor. Bu nedenle adil bir yasa olmadığı söyleniyor.
Altyapıya (genişbant, internet hızı..) daha fazla yatırım isteniyor..
Çiftçi yasası ile ayrılan bütçenin adil dağıtılmasını istiyorlar.
Çiftlik Yasası Nedir? Çiftlik Yasası, kırsal topluluklar, gıda güvenliği, çiftçilerin geçim kaynakları ve gıdamızın nasıl yetiştirildiği üzerinde muazzam bir etkisi olan, yaklaşık olarak her beş yılda bir çıkarılan bir yasa paketidir.
********Ülkemiz tarımında yıllardır bir erozyon var. Bu son 21 yılda erozyonun şiddeti artarak devam ediyor. Siyaset daha fazla işin içindedir. Liyakat yok. Bilim yok. Hesap soran yok. Şeffaflık yok. Eleştirileri dinleyen yok. Bütün plan, koltukta daha fazla süre nasıl oturabilirim. Nasıl daha fazla saltanat sürebilirim. Nasıl köşeyi dönerim. Sistem çalışmıyor. O nedenle projelerden, desteklemelerden beklenen fayda bir başka deyişle ekonomimize sağlanması gereken katma değeri göremiyoruz. Bunun sonunda daha fazla yoksullaşıyoruz. Tarımda sorunlar artarak devam ediyor. Çiftçimizin ve milletimizin yüzü gülmüyor.
********Ülke sevdalısı olarak uyarmak istiyorum. Oy hesabından, siyasi şovdan uzaklaşalım. İşimize bakalım. Ülkemizi zor bir sonbahar ondan daha zor 2025 yılı bekliyor.
İşin en acı tarafı ise;
Artık sadece, “Çiftçinin Çığlığını Artık Sadece Çiftçi Duyuyor!”