Tarımdan Haber, gündem belirlemeye devam ediyor. Cumartesi günü yaptığımız ‘İthal ette salmonella krizi! Laboratuvar sonuçları ESK'yı hareketlendirdi!’ haberimize Et ve Süt Kurumu nihayet dün açıklama yapmak zorunda kaldı.

Nihayet diyorum, çünkü bizim haberlerimize karşı önce kulaklarının üstüne yatıyorlar, eğer kamuoyunda tepki artarsa o zaman lütfedip açıklama yapıyorlar!

Farkındayım, bizim haberlerimizden çok rahatsız oluyorlar! İstiyorlar ki, kendileriyle ilgili sürekli pozitif haber yapılsın, olumsuz hiçbir haber yapılmasın!

Ancak bu arkadaşların ülke-millet menfaatine bir tane bile elle tutulur güzel bir çalışmaları olsa amenna diyeceğim!

Tek dertleri oturdukları koltuğu koruyabilmek ve milyar dolarlık ithalat rantını ellerinde tutmak istiyorlar!

Başka bir gayeleri yok!

İşte bundan dolayı da 'varlık nedenlerini' sorgulatacak bir haber yapılmasını asla istemiyorlar!

Bunları neden anlattım?

Et ve Süt Kurumu’nun dün yaptığı açıklanın son cümlesi sizlerin de dikkatini çekmiştir: “Piyasa regülasyonunu etkisizleştirme ve dezenformasyon amaçlı haberlere itibar edilmemesini rica ediyoruz”

Sonuçta Cumartesi günü yayınladığımız haberde, ülkeye Ukrayna’dan ithal edilen 1 tır ette salmonella hastalığının çıktığını, Denizli kombinasına gönderilen bu etlerin akıbetinin bilinmediğini ve kamuoyunun ESK’dan açıklama beklediğini yazmışız.  

ESK da yaptığı açıklama ile bizim haberimizin doğruluğunu teyit etmiş oldu.

Peki, açıklamanın son cümlesini nasıl okumamız gerekiyor?

‘Piyasa regülasyonunu etkisizleştirme ve dezenformasyon amaçlı haberlere itibar edilmemesini rica ediyoruz’ da ne demek oluyor?

Dezenformasyonun kelime anlamı; yanlış veya doğruluğu bulunmayan ve kasıtlı olarak yayılan çarpıtma bilgi anlamına geliyor.

Eee…

Haberimizde bir çarpıtma mı var, yoksa doğruluğu bulunmayan bir haber mi yapmışız…

Hayır…

Eee o zaman problem ne?

Bu açıklamayla asıl ESK dezenformasyon yapmış olmuyor mu? 

Peki, biz bu haberi yapmamış olsaydık, Ukrayna’dan ithal edilen etlerin hastalıklı olduğunu kim bilecekti!

Kurum açıklamasıdan öğreniyoruz, ithal etlerin hastalıklı olduğu 9 Mayıs’ta ortaya çıkmış!

ESK Genel Müdürü Mustafa Kayhan’a sormak gerekiyor;

Biz haber yapana kadar neyi beklediniz?

Niye çıkıp kamuoyunu bilgilendirmediniz?  

Biz haber yapana kadar halk sağlığını ilgilendiren bir konuda ‘kasıtlı olarak bu bilgiyi kamuoyundan gizleyip’ sonrada çıkıp, ‘dezenformasyon amaçlı haberlere itibar etmeyin’ diyerek açıklama yapmak, en hafif tabirle bir ilkesizlik değil mi?

Normal şartlarda işini layıkıyla yapan bir kamu görevlisinin, bu tür haberlerden hiç rahatsız olmaması gerekir. Çünkü basın yoluyla kamu denetiminin yapılması o kurumun şeffaf bir şekilde yönetildiğini gösterir.

Ancak bu arkadaşlar, halk sağlığını ilgilendiren bir konuda yapılmış doğru haberi bile ‘kendilerine karşı kasıtlı yapılmış’, 'dezenformasyon amaçlı  bir haber olarak göstermeye çalışıyorlarsa ortada ciddi bir sorun var demektir.

Buradan şunu anlıyoruz; aslında bizim yazdıklarımız, aysbergin görünen yüzü...

Asıl yazılmasından endişe duydukları, daha büyük bir şeylerin ortaya çıkmasından duydukları kaygıyı ele veriyor!

Daha ağır bir soru sorayım; Biz haber yapana kadar ithal ette salmonella hastalığının çıktığını kamuoyundan gizleyenlerin yaptıkları açıklamaya ne kadar itibar edebiliriz?

Gerçekten bu etler imha için depoda mı bekletiliyor?

Bu kaygıyı üstüne basa basa dile getirmem gerekiyor, çünkü ESK şeffaf bir şekilde yönetilmiyor!

Düşünün, kurumun web sayfasında yayınlanması gereken faaliyet raporları bile artık yayınlanmıyor. 2022 yılı faaliyet raporu ile ilgili CİMER’den tam 3 kere bilgi talebinde bulundum bu bilgiyi CİMER’e bile vermekten imtina ettiler!

Faaliyet raporunun Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı Kurumsal Stratejik Planlama ve Performans Programı Dairesi Başkanlığının internet sitesinde yayınlandığı belirtiliyor ancak söylenen adrese giriyorsunuz böyle bir rapor yok!

ESK, sözde regülasyon kurumu ama 3.4 dolara ithal ettiği hayvanı besiciye 6 dolara satıyor!

Regülasyon kurumunun görevi piyasayı düzenlemektir, fiyatları yükseltmek değildir! Ancak buna bile bir kılıf bularak hem sayın Cumhurbaşkanını hem de kamuoyunu yanıltmaktan geri durmadılar!

Sadece 600 bin baş besilik hayvan ithalatından ESK kiloda 2.4 dolar para kazanacak! Bir hayvanın ortalama 250 kilo geldiğini düşünelim hayvan başına 600 dolar eder. Bunu 600 bin hayvanla çarptığımızda 360 milyon dolar eder.

Paraya bakar mısınız?

Hazinenin kasasına girmesi gereken 360 milyon dolar, Tarım Bakanlığının ilgili kuruluşu tarafından bütçe kaynaklarının dışında atanmış genel müdür ve yönetim kurulunca kullanılacak!

Bu durum bile ESK’nın baştan aşağıya bütün işlemlerinin incelenmesini gerektirir.  

Yazıyı uzattığımın farkındayım son olarak şunu da belirtmem gerekiyor. İthal etlerin denetimi konusunda sözde ithalat sürecinin hızlı yürütülmesi için bazı denetimlerin gümrük kapılarına gönderilen bir üst yazı ile hafifletildiğine dair ciddi iddialar var.  

Öncesinde ithal etlerin pestisit ve dioksin analizlerine de bakılırken, son dönemde laboratuvarlarda bu denetimlerin yapılmadığı sadece Salmonella ve E.Coli analizlerinin yapıldığı kaydediliyor. Aynı zamanda kontrollerin sıklık miktarı da artırılmış, yani diyelim 4 tırda bir denetim yapılacaksa bu sayı 10 tıra çıkarılmış.

ESK yönetimine soralım; gümrük kapılarına böyle bir üst yazı gönderildi mi? İthal etler laboratuvarlarda hangi analizlere tabi tutuluyor?

Varsa böyle bir üst yazı en azından biz haberleştirmeden ESK yönetimi kamuoyuna açıklama yaparsa seviniriz…