***Bugün, Albert Einstein'in bir sözüyle başlıyoruz;
***Dünya, kötülük yapanlar yüzünden değil, seyirci kalıbı hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yer”.
-----Konuya geçmeden önce geçen haftalarda gündemde olan konularla ilgili uyarılarım olacak.
***Bilimdeki yapısal reformlar yapılmadan ekonomi ve tarımda başarı gelir mi?
**Limon, üreticide 3 TL, Halde 4 TL ve Markette 18-24 TL!!!!
***Faiz yükseliyor, dolar düşmüyor!!!!!
**Benzin fiyatları yükseliyor!!!
***At, eşek eti yiyor muyuz???
**Maliyetinin altına düşen, yeterince kar elde edilemeyen tarımsal üretimin sorunları nasıl çözülecek?
***Ekonomide başarı deniyor ama bir türlü büyüyemiyoruz!!!
**Şap hastalığının nedeni bir türlü önlenemeyen kaçak giren hayvanlar olabilir mi? Önlenirse kaçak giriş yapılan bölgelerde bozulan ekonomi daha da kötüye gider mi?
***Çiftçimizin ucuz kredi alma ve bunu tekrar ödeme şansı kaldı mı???
**TÜİK'e göre tarımda girdi fiyatları artıyor. Ürün fiyatları da artar mı?
***Tarım politikamız var mı? Tarım politikamızla OVP, Üretim Planlamamız uyumlu olmak zorunda değil mi?
**Üretim planlamamızı, 2001 yılı verileriyle belirlenmesi mümkün mü?
***Döviz, enflasyon ve maliyet nereye gidiyor???
**Tarımda bir belirsizlik var mı? Bunun nedeni ekonomideki belirsizlik olabilir mi?
-----Orta Vadeli Program ile ilgili birçok sorular soruldu. Bunların cevabı 2025 yılının başında mutlaka verilmelidir. Geçmişte hiçbir zaman cevap verilmedi. Programda bulunan şu konularda hedefe ulaşıldı, şu nedenlerle ulaşılamadı veya hedeften şu nedenlerden vazgeçildi denilmelidir.…
Bu hafta OVP unuttuk. Acaba Tarım ve Orman Bakanına, 15 Eylül 2023 Tarihli ve 32310 Sayılı Resmî Gazete 1. Mükerrer sayısındaki 2024-2026 Dönemi Yatırım Programı Hazırlıkları ile İlgili 2023/14 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ve Tebliğden (2024-2026 Dönemi Bütçe Çağrısı ve Eki Bütçe Hazırlama Rehberi) bilgi verildi mi?
OVP’nin devamıdır. Bakanlıkta sadece bütçe hazırlayanlar bu konuyu bilirler. Örneğin 2024 yılında zorunlu haller dışında yeni proje alınmayacak denmektedir. Buna çoğu kez uyulmaz. Yeni projeyi alt proje olarak alırlar, programda görülmez.
Tarım ve Orman Bakanlığının yatırım programında 20-25 yıllık projeler var. Bu da dikkati çekmesin diye her yıl sadece başlangıç ve bitiş tarihleri değiştirilir. Yeni proje olarak kabul edilir!!!! Bu projelerin etüdünü, fizibilitesi görende kalmamıştır. Ülkemiz ekonomisine katma değeri olmayan projeler iptal edilmeli, bu ödenekler katma değeri olan ve devam eden projelerde kullanılmalıdır.
-----Yıllardır söylenen üretim planlamasının 2023 yılına kadar mevzuatı ve yasal dayanağının bulunmadığı ortaya çıktı. Buna bir de devrim dediler. İnsan biraz düşünür. Yirmi yıldır kimsenin aklına neden gelmedi?
Tarımdaki sorunlar üretim planı olmadan çözülür mü? Çözülmedi, üstelik tarımdaki sorunlar artarak bugüne geldi. Yasal dayanağı önce kanunda sonra yönetmelikte yer aldı. Şimdi üretim planı hazırlanıyor. Ne zaman bitecek? Ne zaman uygulamaya girecek? Ne zaman sonuçları görülecek?
-----Genel tarım sayımı için, "Tarım Reformu Genel Müdürlüğü ile TÜİK arasında genel tarım sayımı yapılmasına ilişkin protokol imzalanmış. Tarımla ilgili karar verenleri uyarayım. Bu tarım sayımı çok önemlidir. Veriye değil, doğru ve güvenilir veriye ihtiyaç olduğu unutulmamalıdır.
Bu nedenle bu iş çok ciddiye alınmalı ve sıkı bir disiplinle götürülmelidir. Arı ve kovanın sadece resimlerini görenler ilin ortalama kovan başına alınan verimi 20 kg değil 6 ilçenin toplamı olan 120 kg bile yazabilirler. Zamanında TÜİK’te tespit etmiş ve düzelttirmiştim.
Ege Denizinin kıyılarında bulunan küçük bir ilçemizde 54 ton elma üretimi bulunuyordu. Elma için iklimin önemi de bilinmiyordu. Biri yazmış, artırılarak 54 Tona gelmişti. Kısaca bu konuda çalışanlar mutlaka eğitimler almalıdır. Konunun uzmanı olmalı, istatistik bilmelidirler.
Hatta bugünkü rakamlardan daha düşük sonuçlar çıkarsa saklanmamalıdır. Gerçek neyse o olsun. Yatırımcı buna göre yatırım yapsın. Yorucu bir iştir. Bu konuda çalışan personele iş bitiminde bir maaş ikramiye verilmelidir.
***Ayrıca şu soruyu mutlaka soralım. En son tarım sayımı 2001 yılında yapıldı. Her 10 yılda bir yapılması gerekirken neden 2023 yılına kaldı. Ülkemizin tarımı 22 yıl önceki verilerle nereye gelecekti? Geldiği yerde bellidir. Ayrıca istatistik için taşrada şunu söylerler. En iyi istatistikçi masada en iyi atandır.
Siz bu konuda çalışan personelinize önem vermez, gerekli aracı zamanında hazır etmez ayrıca tarım sayımının önemi bilmezseniz, masa başında istatistik evrakları doldurulur.
***Bu konuları her yerde devrim yaptık, Türkiye Yüzyılını, üretimin ve üreticinin yüzyılı yapacağız ifadeleri ile açıklamak ne kadar doğrudur? Bunlar bizim yıllardır bekleyen, bekletilen sorunlarımız değil mi? Nedense bu slogan, spot gibi cümleler seçimlere giderken, ülkemizde daha çok duyuluyor. Seçimden sonra unutuluyor…
-----Bunun yerine gelişmiş ülkeler gibi tüm tarımsal işletmelerde Tarım 4.0’ı yaşamak önemli olmalıdır. Biz tarımsal işletmelerimizin hangisinin “Tarım 1.0, 2.0 veya 3.0’da olup olmadığını bilmiyoruz. Herkes bir Tarım 4.0 ile propaganda ve reklam yapmaya çalışıyor.
Bir ülke Endüstri 4.0 yakalamadan Tarım 4.0’dan bahsedebilir mi? Bu konuda bir politikamız, doğru ve güvenilir verimiz yok. Daha önemlisi alt yapımız (internet hızı, bant genişliği…) yeterli değildir. Yukarıda değinmiştim. Ülkemize katma değeri olmayan yatırım programında bulunan tarımsal projelerin ödenekleri buralarda yani akıllı ve kaliteli yapılacak projelerde kullanılsa olmaz mı?
-----Sık sık duymaya başladık; “İklim Mültecisi, İklim Göçmeni veya Çevresel Göçmen”..
***Sorunun farkında olmayan duyarlı olabilir mi? Aslında iklim değişikliği sadece bizim sorunumuz değildir. İklim değişikliği çevremizi yaşamımızı değiştiriyor.
**Küresel ısınmanın neden iklim değişikliği sonuçtur.
**Bilim insanları bugün, yaşadığımız durumları, nelerle karşılaşacağımızı bizi nasıl günlerin beklediğini anlatıyorlar. Okumuyoruz, araştırmıyoruz ve paylaşmıyoruz. Tedbirleri sıralıyorlar. Yaşanabilecek bir dünyamızın kalmayacağını belirtiyorlar. Biz ne yapıyoruz?
Dünyamızın ekolojik durumu bozuluyor. Ne tedbir alıyoruz? Arılarımız yok oluyor. Bilinçsiz daha fazla zirai ilaç kullanıyoruz. Küresel ısınma devam edecek. Bizim de katkımızla felakete, daha hızlı gidiyoruz. Bu hızı azaltmamız için katkımız ne oluyor?
Gün mücadele günüdür. Özellikle ilgili otoriteler bir yandan düzenleme ve denetleme görevlerini yerine getirirken dünyamızın bu sorunu ile hepimizin mücadele içinde olmamız gereklidir.
Sera gazları salınımda kim rol oynuyorsa onun sorumluğu daha fazladır. Dünyayı en çok kirleten fosil yakıtlardır. ABD bunu en fazla kullanmaktadır. Fosil yakıtta son 19 yılda artış % 65’ dir. Kullanım hızında düşme bulunmamaktadır. 2030 yılında küresel ısınmada hedef 1,5 derecelik artış da kalmaktır. Ancak her yıl fosil yakıtta yüzde 120’lik artış öngörülüyor.
Bu böyle devam ederse göçmek için başka gezegenler aramak zorunda kalacağız.
İklim değişikliği, ekosistem, tarım, taşıma, iklim göçleri ve sağlık alanlarına olumsuz etki ediyor. Su savaşlarına zemin hazırlıyor.
***Dünya ısınırken bizde yanmayalım.
Atmosferdeki karbondioksiti azaltmalıyız, karbon ayak izimizi şimdi azaltmaya başlarsak, belki 10 yıl sonra karbondioksitin azalmasına etkisi olabilir.
****Ülkelere akıllı liderler, yöneticiler gereklidir. Halktan önce sorunları görmeli ve çözmelidir.
İklim değişikliği;
-Canlıları derinden etkileyecek sorunlar yaratacak,
-Temel ihtiyaçlara erişim zorlaşacak,
-Sıcak hava dalgaları, afetler görülecek,
-İklim mülteciliği başlayacak,
-Hava kirliliğindeki artış nedeniyle, başta akciğer kanseri olmak üzere, diğer kanser türleri ile ani ölümlerin, kalp yetmezliğinin, damar sertliğinin, solunum yolu hastalıklarının ve bunlara bağlı felç vakalarının artışı görülecek,
-Su kirliliğindeki artış ve suya erişimin zorlaşması nedeniyle, suyla ve temasla bulaşan hastalıklarda da artış görüleceğini kaydederek, ağır metal kirliliğine bağlı olarak, farklı sistem ve organ kanserleri, solunum ve dolaşım sistemleri hastalıkları, karaciğer ve böbrek işlevlerinde bozukluklara rastlanacak,
-Düşük ve yeterli ağırlığa ulaşamamış bebek doğumları görülecek.
-2003 yılında Avrupa’da yaşanan sıcak hava dalgaları nedeniyle 30 bin 617 kişinin öldüğünü unutmayalım.
-Sıcak hava dalgaları nedeniyle sağlık kurumlarının acil servislerinde aşırı hasta yükü ortaya çıkacak,
-Yaşlılar, kalp, beyin, solunum sistemi hastalığı olanlar arasında ölümlerde artış görülecek.
****İklim mültecisi, iklim göçmeni veya çevresel göçmen nedir?
**Küresel ısınma, “iklim mülteciliği” diye bir terimi de ortaya çıkardı.
***Zor koşullarda bulunduğu ortamda ihtiyaçlarını karşılayamayan ve daha iyi koşullarda bir yere göç etmek zorunda kalan iklim mültecileri, gittikleri yerde uyum sorunu yaşayacak. Kültürel çatışma ve buna bağlı yabancılaşma, uyumsuzluk, şiddet, suç oranlarında artış, gelecek belirsizliği ve buna bağlı stres, aşırı kalabalık ve düşük standartta yaşam süren insan sayısının artışı, parçalanmış aileler gibi birçok soruna bağlı olarak, ruh sağlığı sorunlarında da artış görülecek.
Bugün geri kalmış bazı ülkelerde görülen açlık sorunu birçok ülkede yaşanacak. Kuraklık, çölleşme, su kaynaklarının azalması, deniz seviyesinin yükselmesi ve tarım olanaklarının kaybı nedeniyle besin maddeleri azalacak. Bu beslenme yetersizliği, açlık ve sağlık sorunları yaşanmasına neden olacaktır.
15 yıl içinde Kilimanjora Dağı’ndaki buz tabakaları tamamen yok olacağı beklenmektedir.
Glacier Nationalpark’taki buzulların önümüzdeki 30 yıl içinde tamamen eriyecektir.
Andean Buzulunun erimesi ile Peru ve Bolivya’daki su kaynaklarının tehdit altında kalacaktır.
Kuzey Kutbu diğer bölgelere oranla iki kat daha fazla ısınıyor.
Buzul alanlarında yüzde 20 oranında azalma yaşandı. Buz tabakalarında yüzde 40 oranında incelme yaşanacaktır.
Küresel ısınmanın lokal etkileri, iklim değişimi, sıcaklık, yağış ve deniz seviyesinin yükselmesi olacaktır.
2100 yılına kadar deniz seviyesinde 0.8 metre yükselme bekleniyor. Beklenen sıcaklık artışı 4.0 derecedir.
Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan raporda, 2,4 derecelik bir ısınma sonucunda; Kuzey Amerika’da kum fırtınaları tarımı yok edecek, deniz seviyeleri yükselecek, Peru’da 10 milyon kişi su sıkıntısı çekecek, mercan kayalıkları yok olacak, gezegendeki canlı türlerinin yüzde 30’u yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. 5,4 derecelik artışta ise; denizler 5 metre yükselecek, deniz seviyesi ortalaması 70 metre olacak ve dünyanın yiyecek stokları tükenecek.
6,4 derecelik artışta da; göçler başlayacak, yüz milyonlarca insan uygun iklim koşullarında yaşamak umuduyla göç yollarına düşecek.
Kadınlar su bulamadıkları için saçlarını kestirecekler. Okyanuslar çölleşecek, kuraklık yaşanacak. Okyanuslardan aktarımla içme suyu elde edilecek, suda yaşayan bazı hayvanlar (kutup ayısı, fok balığı vs.) tırmanacak buz bulamayacaklar, yüzmekten yorulup ölecekler. İnsanlar 50 yaşındayken susuzluktan 85 yaşında gibi gözükecekler. Bebeklerin sakat doğma olasılığı artacak.
-----Tarım 4.0 ve dijital tarım olarak da ifade edilen bu yaklaşımlar tarımda dijital teknolojinin kullanımını teşvik ettiği; tarımda verimliliği, dolayısıyla gıda üretimi ve üretici gelirlerini artırırken aynı zamanda da iklim değişikliği azaltım ve uyum hedeflerine daha hızlı ulaştıracaktır. Tedarik zincirleri dayanışmayı hızlandıracak, adil üretim, aracısız tedarik ilişkileri geliştirecektir.
****Projelerde artık bir disiplinlerarası bir yaklaşım söz konusu olmak zorunda kalınacaktır.
Ülkelerde artık bir bağımsız bir tarım politikası zorlaşıyor. AB ve küresel politikalar da bu politikalarda etkili olacaktır.
****Özellikle ülkemizde küçük ölçekli tarım işletmeleri korunmalıdır. Tarımda fakirleşmeye ve çiftçilerin yoksullaşmasına ve çiftçiler arasında da eşitsizliğe izin verilmemelidir.
****Tarımın önemi tüm toplumda kabul görmeli, tarımda kriz yaşanmamalı özellikle tarım dışlanmamalıdır.
****İklim krizi yeni nesil mülteciler yaratıyor.
-----Soralım;
**Ülkemizin hangi bölgelerinde hangi illerimizde iklim krizi nedeniyle yeni nesil mülteciler göreceğiz? Bu konu ile risk planlarımız hazır mı?
**Dünyamızda neler oluyor?
**Sadece Idalia Kasırgasının, Florida tarımına yaklaşık 400 milyon dolar zarar verdiği söyleniyor.
-----Dünyadaki iklim mültecileri şu anda büyüyen bir sorundur. Devam…