***Gelişmiş ülkelerde kriz varsa herkes elindeki parayı harcamaz. Borca girmez. Tüketimini artırmaz. Birikim yapmaya çalışır. Bir bakıma enflasyonun yükselmesine yardımcı olmaz.
***Diğer ülkelerde bir ümitsizlik vardır. Hemen bankadan kredi çekerek bir ev almaya, arabasını değiştirmeye başlarlar. Kısa günün karını düşünürler. Bunun en büyük nedeni güven kaybolmasıdır. Yarın ne olacağını bilemezler. Önlerini göremezler. Yarında bir daha zam geleceğini düşünürler. Çünkü büyük oranlarda fiyat artışına şahit olmuş ve yaşamışlardır.
***Bu ülkelerde kötü durum devam ederse veya durum daha kötüye giderse ne olacak? Evlerinin borçları ödenmezse, banka evini alır. Bankaların elinde evler artar. Banka sıkıntı çeker. Banka iflas eder. Ekonomi çöker.
Parası olan ucuz arsa kapatıyor. Dövizle oynayarak daha çok daha kolayca kazanıyor.
Az biriktirme şansına sahip olanlar ise altın, döviz alıyor.
***Çiftçinin durumu daha çok önemlidir. Birikimi olmazsa, gübre alamaz. Zirai ilaç alamaz. Tohum alamaz. Daha sonra fazla kaliteli ürün alamaz. Zarar, zarar…. Sonra çiftçiliği bırakır. Tüm ülke zor durumda kalır. Evine ekmek götüremeyen babaların, çocuklarına yemek yapamayan anaların, iş bulamayan gençlerin durumunu düşünün..
***Ben daha çok dünya tarımını takip etmeye çalışıyorum. Gelişmeleri ve sorunlarını sizlerle paylaşıyorum. Bu sorunlarla ilgili otorite gerekli önlemleri alırsa biz sorunları yaşamayız…
****Ne yazık ki, küresel dünyadaki krizlerden etkilenen bir ülkeyiz.
Neler yazmışım? Örnekler verelim..
Dünyada gübre ve buğdayda neler oluyor? 23 Kasım 2021
Buğday fiyatları nereye gidiyor? 2007'deki zirve fiyatını görecek mi? 01 Aralık 2021
Tarım kara kışa koşuyor! 12 Aralık 2021
Tarımda 2022 yılı beklentileri! Gübre fiyatları düşecek mi? 18 Aralık 2021
Gübre ithalatçıları uzun süreli fiyat rallisine hazırlanıyor! 27 Aralık 2021
Tarım nereye koşuyor? 17 Mart 2022
Gübre nereye koşuyor? 27 Mart 2022
*** Bugüne kadar yazılarımla ilgili yazdığınız olumlu veya olumsuz eleştirilerinin hepsini okuyorum. Sürekli ortak bir ses var. Bu ülke sevdalı çiftçilerimizin sesidir. İlgili otoritenin duymasını, gereken önlemlerin acil alınması istiyorlar... Tarımda geç kalmak sadece onların zararını ve sorunlarını mı artırır? Onlarla beraber özellikle gelir seviyesi düşük halkımızda bundan oldukça fazla payını almaz mı? Herhangi bir olumsuzluk çarpan etkisiyle hepimizi etkilemektedir.
****Biz buğdaydan, tarımdan, toprağımızdan ve vatanımızdan vazgeçemeyiz. Bütün mücadelemiz bunlar içindir..
Tarımda sorunlar ve çözümler belli.. Çözülüyor mu? Çözümsüzlük havuzundan neden çıkılamıyor? Çözüm için neden hızımız düşük?
Bu durumda Sudan’ da, Venezüella’ da ne işimiz var? Sorunlarımız bitti mi?
***Ülkemizde enflasyon, döviz yükselirken hemen yurtdışı örnek gösteriliyor. Bak oralarda da pahalılık var, enflasyon yüksek.. Şu araştırılmıyor. O ülkelerde kişilerin et, süt, peynir, zeytin tüketimi ne kadar? Ne kadar alıyorlar? Çiftçilerinin yıllık gelirleri ne kadar? Çiftçi nasıl destekleniyor?
***Avustralya'da enflasyon, beklentilerin altında geldi.
Avustralya'da enflasyon ikinci çeyrekte yıllık tüketici fiyat endeksi yüzde 6,1 artışla beklentilerin altında gerçekleşti. Beklenen ise yüzde 6,3’ tü.
***Avrupa'da enerji fiyatları arz endişesiyle yükseldi..
Doğal gaz yüzde 20'nin üzerinde artış gösterdi.
***Almanya ve Fransa'da elektrik fiyatları rekor kırdı. Kaynaklar, Kremlin'in Ukrayna konusundaki anlaşmazlık devam ettiği sürece Avrupa'ya hayati gaz akışını minimum düzeyde tutacağını söyledi. Önümüzdeki kışa kadar gaz kullanımını yüzde 15 oranında azaltmak için bir anlaşmaya vardılar.
***Ticaret kısıtlamaları son on yılın en kötü gıda krizini alevlendiriyor.
***ABD'li yetkililer, Rusya'nın Avrupa'ya gaz arzını kesmesiyle en büyük korkunun gerçekleştiğini söylüyorlar.
AB ülkeleri kışa hazırlık için gaz tüketimini azaltmayı kabul etti.
***Tayvan’ da neler oluyor?
*****Savaş, zaten gergin olan çip üretimini etkileyecek..
Küresel neon gazı üretiminin yaklaşık yarısı iki Ukraynalı şirket tarafından yapılıyor. Biri Mariupol merkezli. Diğeri Odessa'da. Bu neden önemli? Çip üretiminde kullanılan lazerler için neon gazına ihtiyaç var.
Rakamlar ABD için daha da kötü. ABD'de ihtiyaç duyulan yarı iletken sınıfı neon gazının yaklaşık %90'ı Ukrayna'dan geliyor.
***Çip artık her şeyin içindedir. Bilgisayarlardan arabalara, birçok günlük ürüne kadar, ekonominin sanallaştırılması, onlara büyük ölçüde bağımlı olduğumuz anlamına geliyor.
Sorun şu ki, dünya zaten bir çip sıkıntısıyla karşı karşıyadır. Covid-19 pandemisi çip talebini artırdı. Artık herkesin bir bilgisayara ihtiyacı var.
***Dünyanın en büyük çip üreticisi kimdir?
**Tayvan! En gelişmiş çiplerin yaklaşık %90'ı bu adada yapılır. Şimdi Çin'in işgal edip etmediğini hayal ediniz. Çin, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline küresel tepkiyi yakından izliyor. Tayvan'ı kendi bölgesi olarak görüyor ve son zamanlarda daha agresif hale geliyor. Putin saldırganlığından kurtulmayı başarırsa, sıradaki Tayvan olabilir.
***Çin, Rusya Değildir. Tayvan, Ukrayna Değildir. İkisini karşılaştırmak cazip gelse de, Tayvan ve Ukrayna farklı jeopolitik koşullara sahip farklı ülkelerdir.
Tarih bize ne öğretir?
Geçmiş olaylar bize küçük değişikliklerin çoğu zaman büyük etkileri olabileceğini öğretiyor. Tarih söz konusu olduğunda kelebek etkisi gerçektir. Bu uçan böceklerden biri kanatlarını çırpıyor ve iki hafta sonra dünyanın dört bir yanındaki şehirlerin üzerine füzeler yağıyor.
****İşler kontrolden çıkabilir mi? Mümkün. Tarihteki kötü olaylar, üst üste yığılan kısır döngülerin sonucudur. Felaket sonuçlara yol açan küçük faktörlerdir. Umarız o yöne gitmiyoruz.
Bunları daha önce yazdım. Olaylar gelişmeye devam ediyor.
*** Tayvan ilginç bir ülkedir. Yurt dışına beyin göçü olmadığı gibi dışarıdan kaliteli bir göç var..
****Neden ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi Tayvan' a gidiyor? Çin için hassas bir yere.. Bazı riskler söyleniyor. Çin agresif tavırlar alabilir deniyor. Çin, ABD'li politikacı adaya seyahat ederse sonuçları olacağına söz verdi
ABD ve Çin, Tayvan için savaşa mı gidiyor?
Çin ziyarete neden karşı çıkıyor?
Pekin, Tayvan'ı kendi toprakları olarak görüyor ve gerekirse onu zorla ilhak etme ihtimalini defalarca gündeme getirdi.
Çin-Tayvan bölünmesinin arkasında ne var?
İster bir blöf ister gerçek bir işgal tehdidi olsun, son birkaç ayda Çin'in Tayvan'daki askeri faaliyetlerindeki artış küresel endişeye neden oldu.
Tayvan’ da tarım oldukça ileridedir. Ülkeyi ve aynı zamanda tarımı yönetecek teknolojiyi getirmeye çalışıyorlar.
Su ürünleri önemlidir.
Dünyanın en büyük 6. pirinç üreticisi olmasına rağmen (Vietnam 5. sırada), ancak Tayvan 4,4 milyar ABD doları veya küresel pirinç ihracat değerinin %21.9'u ile dünyanın en büyük 2. pirinç ihracatçısıdır (Hindistan 1. ve % 26.7 sırada yer almaktadır). Tayvan pirincinin diğer ülkelerin pirincine kıyasla hala çok değerli olduğu anlamına gelir.
Diğer tarım ürünleri kauçuk, manyok, şeker kamışı, palmiye yağı, mevsim meyveleri vs.'dir
- Kaderi beklemekten vazgeçip bilgi kullanıyorlar. Olumsuz hava koşullarıyla başa çıkmak için mücadele veriyorlar.
- Yalnızca insan emeği kullanmaktan vazgeçiyorlar. Verimliliği artırabilecek bir teknoloji olduğuna inanıyorlar. İnsan enerjisini düşünmeye, planlamaya, pazarlamaya harcamaya çalışıyorlar.
- Miktara odaklanmak yerine değere odaklanıyorlar. (Biz neyle övünüyoruz? Meyvede dünya ilk sıralardayız diye övünüyoruz. Önemli olan ne kadarını ihraç ediyoruz ve ülkemiz ekonomisine ne kadar katma değer sağlıyoruz. Bundan neden bahsetmezler. Karnemiz zayıftır.) Daha fazla büyüyebilirse gelir artmadığını biliyorlar. Tüketicilerin kaliteye dayalı ürünleri daha çok tercih ettiği bir çağda olduğunu biliyorlar…
- Değer katamayan çiftçilerin sadece ekime odaklandığından bununla ilgili önlemler alıyorlar. Değer katmak için bütüncül düşünüyorlar.
- Elbette kullanılan yatırım, pestisit alımına yapılan yatırımdan kesinlikle daha fazladır. Ama yatırım yapmazsan, aynı kalmak zorundasın. Bu nedenle sermaye kesinlikle bir zorunluluktur.
Tüm planlamalarında tarım sektörünü diğer sektörler kadar önemli görüyorlar. Çiftçilerini akıllı tarımsal destekleme programları ile destekliyorlar.
Bilime, bilgiye çok önem veriyorlar.
****COVID-19 ve Ukrayna'daki savaş AB-Tayvan ilişkilerini nasıl değiştirebilir?
Avrupa Birliği Tayvan’da yatırım yapıyor. Covid-19 yaşanırken Tayvan AB’ye yardım ediyordu.
AB, Çin'in “belirtilen hırsları ve zorlayıcı politikalarının” NATO'nun yeni Stratejik Konseptinde Atlantik ötesi çıkarlara ve güvenliğe bir meydan okuma oluşturduğunu kabul etti.
****Ukrayna'daki Pandemi Ve Savaş, Tayvan'ı Avrupa Haritasına Yerleştirdi.
Tayvan’da ticaret ofisleri açtılar.
Çin bu durumu olumsuz değerlediryordu.
Sonra Rusya, Ukrayna'yı işgal etti.
****Bu, AB-Tayvan İlişkileri İçin Ne Anlama Geliyor?
Almanya, ekonomik olarak Çin'e en bağımlı Avrupa ülkesidir.
***Kısaca Tayvan’ı Çin’ den koparmak kolay olmayacak. Çıkacak bir krizde bizimde şimdiden kriz değil risk planlarımız hazır olması gerekecektir.
Çıkabilecek bir krizin ülkemizi daha çok etkileyeceğini görmek gerekiyor.
Ukrayna’ da ders aldık mı onu da göreceğiz. Buğdaya, tarıma yeterince önem verip vermediğimiz ortaya çıkacak…
***BASF, artan gaz fiyatlarına tepki olarak amonyak üretimini azalttı.
Daha yüksek enerji maliyetlerinin tüketicilere yansıtılacağını ve çiftçilerin gelecek yıl gübre maliyetlerinde keskin bir artış bekleyebileceğini de sözlerine ekledi.
Şirkete göre, 2022'nin ikinci çeyreğinde Avrupa'daki üretim tesislerinin gaz faturası, geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık 8 milyon € arttı.
****Gübre kıtlığı krizi uzatıyor!
Üretim maliyeti arttı. Girdi maliyetleri yükseldi. Bu yüzden dünya insanlar tarafından yapılan kanlı bir karmaşa içindedir.
Bu önlenebilirdi. Gübreden aniden kesilmenin sonucunu görmek için sadece Sri Lanka'ya bakmanız yeterli.
Bu ülke, kısmen kimyasal gübrelerin yasaklandığı organik tarıma geçişin yol açtığı kötüleşen bir ekonomik krizin ortasında cumhurbaşkanını ve başbakanını devirdi.
Geleneksel tarım uygulamalarını terk ettikten altı ay sonra, bir zamanlar pirinç üretiminde kendi kendine yeterli olan ülke, 600 milyon dolardan fazla yabancı pirinç ithal etmek zorunda kalırken, düşük mahsul verimi çay ve kauçuk ihracatını neredeyse yok etti.
****Ekmeğimiz olmayınca ne olur?
Açlığın sahip olduğu gücü biliyoruz. Tarih, ekmek savaşlarından kaynaklanan ölümcül ayaklanmalarla doludur.
Fransız Devrimi'ni ve tartışmasız tarihin en ünlü alıntılarından birini alın: “Bırak pasta yesinler.” Olay nerelere varmıştı.
Bunun arkasından 100 yıldan kısa bir süre sonra, yiyecek ve paradan yoksun olan Amerikalı kadınlar, Amerikan İç Savaşı sırasında Konfederasyon'da Güneyli ekmek isyanları olarak bilinecek olayı ateşledi.
Daha yakın zamanlarda, ekmek kıtlığı Afrika'da kitlesel göç gördü, Mısır'da sivil huzursuzluk yarattı ve Arap Baharı'nın tetiklenmesinde rol oynadı.
Aralık 2010'da Tunus'ta gerçekleşen bu ilk protestolar başlangıçta ekmek isyanları olarak reddedildi. Bölgedeki insanlar “ekmek, özgürlük ve sosyal adalet” talebiyle sokaklara çıktıkça hızla büyüdü.
Tunus'un uzun dönemli başkanı aylar içinde görevden alındı.
***Açlık ve çatışma çok sık iç içe geçiyor.
Gıda güvensizliğinin, özellikle siyasi ve sosyal istikrarsızlığı körüklemesi nedeniyle, hem göç etme arzusunda hem de kararda önemli bir faktör olduğunu gösteren artan kanıtlar var.
****Buğdaydan önce süt krizini unutmamak gerekir. 2014 yılında uçak düştü. Rusya, AB’den süt ve süt ürünlerini almadı. Süt ürünleri elde kaldı. Avustralya pazarlarına Avrupalılar girmeye başladı. Maliyetin altında ürünler satıldı. Elde kaldı. Olan yine çiftçiye ve gelir düzeyi düşük halka oldu..
****Ukrayna sorunun çözümünden bir mucize beklemek hayal gibi.. Bu sorunlar savaş bitse bile en az üç yıl daha sürebilir.
**** Tekrar gübrede sorunlar yaşanır diye her ülke bir gübre güvenlik planı yapıyor.
Ülkemizin de böyle bir planı olmalıdır.
Toprağı parayla gübrelemekten kaçınmalıyız. Çok paramızda yok…
***Tarladaki kayıpları en aza indirmek için tarımda disiplinin ve teknolojilere uyumu çok önemlidir.
***Ülkemiz önümüzdeki yıl örneğin buğdayda ne kadar bir ekim ve ne kadar buğday hasadı planlanmaktadır?
***Ne gibi önlemler alındı?
***Bu yıl tarım, makine, yakıt ve finansman gibi konularda gerekli tüm devlet desteğini aldı mı?
***Bu yılın yapılmayan ödemeleri ne zaman yapılacak?
***Önümüzdeki yıl nasıl bir destekleme politikamız olacak?
***Eğer tarım ile ilgili tüm desteklemeler verildi ise öncelikle yöneticiden makine operatörüne kadar herkes maksimum getiriyi vermekle yükümlüdür. Aksi takdirde kayıplar olacaktır. Bu kabul edilemez.
***Aynı zamanda, çiftçilerin hasat kampanyası sırasında sadece hızı değil, aynı zamanda kaliteyi de gözlemlemeleri için temel gereksinim her zaman hatırlatılmalıdır. Bu nedenle disiplin ve sorumluluk üst düzeyde tutulmalıdır.
***Girdi fiyatlarındaki artıştan etkilenen çiftçileri desteklemek için olağanüstü önlemler hazır olmalıdır.
***Tohumluk fiyatlarının artışı maliyete nasıl yansıyacaktır? Gübre fiyatları yükseliyor. Nasıl kamu için ek bütçe yapılmışsa çiftçiye de ek tarımsal destekleme programı ile çok kısa sürede destek verilmelidir.
***Küresel gıda arzı ve gıda güvenliğine yönelik potansiyel tehditlere hazırlanmalıyız.
***Gıda güvenliğinin korunması ve çiftçilerimizin, tüketicilerimizin desteklenmesi çok önemlidir.
***Uygunsuz bilgiler ve bilgi kirlenmesi yoluyla krizin şiddetlenmesini önlemek için paydaşlara ve halka erken doğru, güvenilir bilgileri düzenli ve şeffaf iletişim içinde vermek ve güven sağlamak gereklidir..
Kış geliyor.
****Gübrelere, enerji kaynaklarına uygulanan yaptırımların yanı sıra tedarik zincirlerinin bozulmasının bazı devletleri hayatta kalmanın eşiğine getirdi.
***Kış geliyor. Kendi karnını doyuramayanlar için soğuk ve aç bir kış olacak…
Tarım her zaman ülkemiz için stratejik bir konudur. Lafla değil uygulamalarla, eylemlerle bunun önemini gösterme zamanıdır..
Bir kez daha “Tarım kara kışa koşuyor” yazısı yazmak istemiyorum.
İnsanlara yiyecek sağlamak ve istikrar fonlarını artırmak gerekir.
***Bir gelir düşüklüğü, tarımda zorlukları her paydaş sesli dile getiriyor. Bu yoktur diyemeyiz. Başka masallar anlatamayız.
O nedenle ben bilirim, benim dediğim doğru, benden başkası bilmez yerine tarımda tüm paydaşlar bir araya gelmemiz gerekiyor.
***Durum çok ciddi.. Ülke sevdalıları göreve hazır olduğunu biliyorum..
***Biraz tatil yapma zamanı geldi. Okuyamadığım kitaplarımı okuyacağım.
**Dünyanın en büyük kütüphanesi Milattan Önce Bergama’ daydı. Mısırlılar, Bergamalıların, Kahire Kütüphanesindeki kitap sayısını geçtiğini görünce, Bergamalılara kitap yazmasınlar, bizi daha fazla geçmesinler diye papirüs göndermediler. Bergama kültür olarak o kadar ileri gitmişti. Kitap yazmak için parşömeni buldular. Yazmaya devam ettiler.