Tarımdan Haber İnternet Portalı için hazırlayacağım ilk yazıyı çalışma alanım gereği, en iyi bildiğim konuların başında yer alan embriyo transferi hakkında hazırlamam gerektiğini düşünerek, herkesin anlayabileceği sadelikte kısa ve öz bir metin hazırlamak istedim.
Bu yazıda konunun teknik detaylarından daha çok konunun kısaca ne olduğu, neden stratejik bir öneme sahip olduğu ile ülkemizde konu ile ilgili doğru bilinen yanlışları özellikle vurgulamam gerektiğine inanmaktayım.
Embriyo bir yumurta hücresinin bir sperm hücresi tarafından döllenmesi sonucu oluşan ve canlıyı oluşturacak en erken gelişim safhalarını kapsayan dönemde gelişen canlı için kullanılan bir deyimdir.
Sığırlarda embriyo transferi ise, normal şartlarda sürü içerisinde yaşamı boyunca iyi şartlarda 5-6 yavru alabileceğimiz yüksek verimli damızlık değeri yüksek bir inekten, dışarıdan hormon desteği sağlayarak çok sayıda embriyo elde edilmesini ve elde edilen embriyoların üreme açısından sağlıklı damızlık değeri düşük başka inek ya da düvelere nakledilmesi işlemidir.
Böylece sürü içerisinde damızlık değeri düşük inek veya düvelerden damızlık değeri yüksek annelerin buzağılarını elde ederek sürünün ıslah edilmesi hızlandırılmış olur.
***
Dünya'da her yıl değişik yöntemlerle üretilmiş 1 milyon civarında embriyo transferi yapılmaktadır.
Embriyo transferinin yapıldığı ülkelere yakından bakıldığında, hayvancılığı gelişmiş ülkelerde daha fazla kullanıldığı göze çarpmaktadır. Özellikle embriyo transfer uygulamasının kaliteli sperma üretimi maksadıyla, üstünlüğü ortaya konmuş seçkin annelerden daha fazla sayıda aday boğa elde edilmesi amacıyla yaygın olarak kullanıldığı gözlenmektedir.
Özellikle 2009 yılından itibaren damızlık değerin belirlenmesi amacıyla yaygın olarak kullanılmaya başlayan genomik değerlendirme uygulamasıyla, elit dişiler henüz buzağı iken belirlenmekte ve 7 aylık olduklarında yumurtaları toplanarak laboratuvar şartlarında döllenerek embriyoları elde edilmeye çalışılmaktadır.
Embriyo transfer uygulaması ile elit bir anneden maksimum sayıda buzağı elde edilerek, onlar arasından da en iyilerin seçilme şansı arttırılmaktadır.
Şöyle ki, aynı anne ve babadan doğmuş olsalar bile öz kardeşler arasında verim ve diğer parametreler açısından farklılıklar bulunmaktadır. Dolayısıyla, elit bir anneden elde edilecek buzağıların içerisindeki en iyileri yakalama şansı ancak ve ancak elde edilecek buzağı sayısının arttırılması ile başka bir deyişle embriyo transfer teknolojisinin uygulanmasıyla mümkündür.
Elde edilen buzağıların damızlık değerlerinin belirlenmesi amacıyla da genomik değerlendirmenin kullanılması, sperma üretimine alınacak boğaların belirlenmesi ve istenilen kriterleri karşılamayanların önceden belirlenmesi ile elit boğa sperma üretiminin maliyetlerinin düşmesine önemli katkı sağlamaktadır.
Aynı şekilde, embriyo transfer teknolojisi ile en iyi dişilerin de elde edilmesiyle gerçekten üstün damızlık çekirdek sürülerin oluşturulması da sağlanmaktadır.
Holstein süt işletmesi sahibi bir işletmeci tarafından şahsıma yöneltilen “çiftliğimde embriyo transferi yaptırmalıyım mı?" diye bir soru ile karşılaştığımda verdiğim cevap; “çiftliğinizde şu ineğimden 10 tane daha olsa sırtım yere gelmez dedirten bir ineğiniz varsa kesinlikle o inekten embriyo elde edip yavrularının sayısını arttırmalıyız" olmuştu.
Gerçekten de embriyo transferinden fayda görmek isteniyorsa, embriyo elde etmede kullanılacak annenin çok iyi seçilmesi ve yavrularının verim ve diğer damızlık değerlerinin sürü ortalamasının üzerinde olacağının ön görülmesi şarttır.
Örneğin, sürü ortalamasında en düşükle en yüksek verim arasında açık fark olmayan bir sürüde kaliteli sperma kullanarak da istenilen sonuca ulaşılacak ve embriyo transferi uygulamasının avantajları ortadan kalkacaktır.
Kısa ve net bir örnek olması bakımından, ortalama 305 günlük süt verimi parametresi bakımından bir sürüdeki 890 adet düvenin genomik değerlere göre elde edilen verileri Tablo 1'de verilmiştir.
***
Tablodan da anlaşılacağı gibi süt veriminde en yüksek %25'lik grup ile en düşük %25'lik grup arasında 305 günlük laktasyonda 2,5 ton süt farkı bulunmaktadır.
Birde buradaki en yüksek %1 veya %5'te yer alanlardan embriyoların elde edileceğini ve sürünün süt verimi açısından en düşük %25'lik grupta bulunanlara nakledileceğini düşünürsek, sürüde süt verimi açısından sağlanacak fayda paha biçilmez olacaktır.
Ayrıca, burada diğer parametreler bakımından da benzer sonuçların alınacağı unutulmamalıdır.
Tablo 1. Süt verimi parametresi bakımından genomik değerlere göre elde edilen veriler. Sürü süt verimleri ile ilgili genomik değerlendirme sonuçlarına göre en yüksekten en düşüğe doğru sıralanıp 4 eşit gruba bölündükten sonra, her bir grup için, gruptaki hayvanların süt verimlerinin ortalaması alınarak hesaplanmıştır.
Ülkemizde son yıllarda orta ve büyük ölçekli işletme sayıları artmıştır. Bunlar arasında Dünya'ya bile örnek gösterilebilecek çapta doğru hayvancılığın yapıldığı işletmeler de bulunmaktadır.
Ancak, yine de ülkemiz için gerekli damızlık düve gereksinimini karşılamada dışa bağımlılığımız devam etmektedir.
Bu konuda aklımızda tutmamız gereken en önemli husus ise, kimsenin en iyi hayvanlarını sıradan bir fiyata satmayacağı gerçeğidir. Basit bir empati ile bu gerçeği görmek çok kolaydır.
Şayet “süt çiftliği sahibi olarak devam etmeniz durumunda elinizden çıkaracağınız hayvanları nasıl seçerdiniz?" sorusunu kendimize sorduğumuzda cevap çok nettir ve “sürümde görmek istemediklerimdir"
Gerçekten iyi hayvanları almak istiyorsanız fiyatlar açısından yurt dışındaki fuar ya da şovlardaki açık arttırmalara bakmak yeterli olacaktır.
Dolayısıyla, bu gerçeklerden hareketle ülkemize ithal edilen gebe düvelerin çoğunun geldikleri ülke ortalamasının altında hayvanlar olduğu sonucunu çıkarmak yanlış olmayacaktır.
Yine ülkemizde nitelikli sperma konusunda da yurt dışına bağımlılığımız söz konusudur. Yılda 4-5 milyon doz civarında yapılan sperma ithalatı da ülkemize ciddi anlamda yük getirmektedir. Her yıl 4 kez yeniden yayınlanan Dünya'daki Top 100 boğa listesi incelendiğinde bu boğaların en az 95'inin embriyo transferinden doğan boğalar olduğu görülür.
Ülkemizde üretilen yerli sperma hususunda da radikal değişikliklere gidilmez ise, maalesef bu bağımlılığın devam edeceği de çok açıktır.
Damızlık değeri yüksek damızlık düvelerin ve boğaların kendi ülkemizde milli imkanlarla üretilmemesi için herhangi bir engel bulunmamaktadır. Yapılması gereken, karar makamlarında yer alan kişilerin öncelikle dünya bu konuda ne yapıyor sorusuna cevap vermesi durumunda ortaya çıkacaktır.
Bu konuda Amerika'yı yeniden keşfetmeye de gerek yoktur. Devletimiz bu konunun ülkemiz hayvancılığı açısından önemini kavrayarak, teknolojinin rasyonel kullanımının sağlanması için gerekli tüm imkanların oluşturulmasını sağlamalıdır.
Ülkemiz sığır varlığının ıslah edilmesini gelişmiş ülkelerde yaygın olarak kullanılan biyoteknolojik yöntemleri kullanarak istenilen düzeye çıkarabileceğimiz; aksi durumda ise sürekli olarak dışarının kapısını damızlık düve ve nitelikli sperma konusunda çalacağımız çok nettir.
***
Doğru bilinen yanlışlara gelince, bunların başında embriyo transferi pahalıdır söylemi gelmektedir.
Evet, normal bir inekten embriyo elde etmek ve bunu da benzer nitelikte bir anneye transfer ettiğinizde embriyo transferi pahalıdır. Ancak, tanımlanan bu durum embriyo transferinin uygulama alanı içerisinde yer almamaktadır.
Embriyoların elde edildiği anne burada belirleyici unsurdur. Dünya'nın en pahalı ineğinin 1,2 milyon dolara alıcı bulduğu, dünyanın çeşitli bölgelerinde onbinlerce yüzbinlerce dolara genç dişi buzağı, düve ve ineklerin satıldığı, bu yılın başında tek bir Angus boğanın 1,51 milyon dolara alıcı bulduğu bir dünyada embriyo transfer teknolojisine pahalı demek embriyo transferinin ne olduğunu ve ne amaçla kullanıldığını anlamamak demektir.
Teknolojiye pahalı dendiğinde, “neye göre pahalı?" sorusu sorulmalıdır.
Zaten embriyo transfer teknolojisinin amacı elit damızlık dişi ve erkek damızlık bireyler üretmektir. Sonuçta teknoloji elde edilecek faydanın, yapılacak masraftan çok daha fazla olmasını zorunlu kılmakta ve aksi durumda boşa harcanan emek ve para anlamına gelmektedir.
Buradaki denge kullanılacak annenin ortalamaya göre gerçekten fark yaratan bireyler arasından seçilmesiyle sağlanır. Buraya kadar bahsedilmemiş olsa bile, embriyoların kazanılacağı annenin en iyi boğalardan anneye uyan en iyi boğanın spermasıyla tohumlanması da çok önemlidir.
Özetle, doğru anne ile işe başlanması embriyo transfer uygulamasını ekonomik olarak avantajlı hale getirmede kilit rol oynamaktadır.
***
İkinci doğru bilinen yanlışımız, embriyo transfer uygulamasının tüm işletmelerde suni tohumlama gibi ve hatta onun yerini alacak bir uygulama olacağı algısıdır.
Öncelikle yukarıda da ifade edildiği gibi, işletmesinde sürü veya ülke çapında mevcut ortalamalardan çok daha üstün annelerin bulunduğu işletmelerde bu tür uygulamalar yapılmalıdır. Bu durum bile tek başına yeterli olmayıp, işletmedeki bakım, besleme ve üremenin kısaca sürü yönetiminin mükemmel düzeyde başarılı biçimde yürütülüyor olması şarttır.
Normal bir döl verimi parametresine; örneğin, gebelik başına tohum sayısı 1,6 veya maksimum 2,0'yi geçen işletmelerde embriyo transfer uygulamasının sonuçları olumsuz etkileneceğinden dolayı uygulamanın yapılmaması gerekmektedir.
Hastalıkları burada anmanın gereğinin bile olmadığını, sürünün riskli hastalıklar açısından ari olmasının şart olduğunu da vurgulamak gerekmektedir.
Normal süt üretimi yapan ticari işletmelerin çoğunda embriyo transfer uygulamasının yapılması ekonomik olmayacaktır. Özellikle embriyo üretimi gerçekten örnek teşkil edecek genetik kapasiteye sahip üstün hayvanların bulunduğu ve her yönüyle doğru yönetilen işletmelerde yapılmalıdır.
Embriyoların elde edilmesi ve elde edilen embriyoların sınıflandırılıp değerlendirilmesi ve gerekirse dondurulması önemli bir uzmanlık gerektirdiğinden dolayı, ehil veteriner hekimler tarafından yapılmalıdır. Hazır dondurulmuş embriyoların transferi ise, embriyo üretimine kıyasla daha kolay bir uygulamadır. Ancak, her ikisi içinde Bakanlık denetiminde hazırlanan kurslar sonucunda yetki belgesi alınması gerekmektedir.
***
Üçüncü doğru bilinen yanlışımız ise, embriyo transfer uygulamasının başarısının toplumumuzda düşük olduğu algısı maalesef yerleşmiştir.
Oysa uzman kişiler tarafından, şartların tam olarak sağlandığı işletmelerde normal tohumlama oranlarından daha iyi başarıların elde edilmemesi için hiçbir neden bulunmamaktadır. Özellikle sıcak stresin etkin olduğu süreçte dondurulmuş embriyo transfer uygulamasından elde edilecek gebelik oranları normal suni tohumlama başarısından çok daha iyi sonuç verecektir.
Sahada yaptığımız çalışmalardan çıkardığım sonuç, gerçekten sağlıklı, doğru beslenen, doğru yönetilen ve döl verimi problemi yaşamayan işletmelerden elde edilen sonuçların beklenildiği gibi ya da beklentilerin üzerinde olduğudur.
Bir şekilde sıkıntılı olan işletmelerde ise, sonuçlar olumsuz etkilenmektedir. Dolayısıyla, embriyo transferi ile ilgili çalışmalara başlanmadan önce, çalışmanın yapılacağı işletmenin iyi bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. İşletme bakım besleme ve üreme açısından problemsiz ise, işletme veteriner hekimleri ile konu hakkındaki gerekli bilgi ve detaylar paylaşıldıktan sonra çalışmalara başlanmalıdır. Hazır dondurulmuş embriyo transferlerinde de aynı kriterler sağlanmadan transfer işlemleri gerçekleştirilmemelidir.
***
Sonuç olarak ülkemiz hayvancılığında, kendi öz ve milli kaynaklarımızla üstün genetik kapasiteye sahip damızlık çekirdek sürülerin oluşturulması bu bağlamda dünyada rutin olarak kullanılan biyoteknolojik yöntemlerin (genomik değerlendirme ve embriyo transferi başta olmak üzere) kullanılmasını zorunlu kılmaktadır.
Ambargoyla yaşayan komşumuz İran'ın uluslararası boğa listesinin yayımlandığı web sayfasında neredeyse tamamının embriyo transferinden doğan ve genomik değerlendirme sonuçları bulunan 155 adet boğasının bulunduğunu hatırlatmanın yerinde olacağını düşünmekteyim. Bu mecrada bize ait tek bir kayıtlı boğanın bulunmaması da ülkemiz adına üzüntü verici bir durum olarak değerlendirilmelidir.
Özellikle politikaların belirlendiği makamlarca ülkemizde uygulanması gereken embriyo transfer teknolojisinin öneminin anlaşılması büyük önem taşımaktadır. Hayvancılığımızın geleceği açısından son derece büyük önem taşıyan teknolojinin uygulanmasının önündeki engellerin aşılmasında bakanlığın görüşü ve sağlayacağı katkıları büyük önem taşımaktadır.
Bu hususta yapılacak orta ölçekli bir planlama ile top 100'e girecek boğa üretme hedefi konulan projelerin başlatılması, bizleri en iyi müşteri olarak gördüklerinden dolayı çok seven uluslararası sperma firmalarına bağımlılığımızı azaltmakla kalmayıp yurt dışına da sperma ve embriyo satış imkanlarımızın ortaya çıkmasına da neden olacaktır.
Proje kapsamında elde edilecek dişi buzağılardan bir kısmı da damızlık düve olarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırılarak, kaliteli damızlık temininde de önemli bir mesafe kat edilecektir.