Öncelikle köy bazlı kuraklık sigortasının kapsamını açıklayayım.
Bu sigortanın hububat üretiminde teminat altına aldığı riskler; 'Kuraklık, Don, Sıcak Rüzgar, Sıcak Hava Dalgası, Aşırı Nem, ve Aşırı Yağış’tan kaynaklı verim kayıplarıdır.
Kapsamı çok güzel ve kulağa çok hoş geliyor bunu duyunca insan; 'bundan güzeli ne olur deyiveryor' ve 'bütün çiftçiler bu sigortayı yapsa ya' diyorsunuz.
Peki bu sigorta gerçekten çiftçiyi bu kadar güzel koruyor mu acaba?
Hasar değerlendirmesi nasıl yapılıyor?
Hasarın ne kadarı karşılanıyor?
Çiftçi için bir zırh mı yoksa çiftçinin parasını almaktan öteye geçmeyen bir sistem mi?
Hepsini tek tek açıklayacağım, değerlendirmesini de siz değerli okurlarıma bırakacağım.
Dolu paketi sigortası yaptığınızda size parsellerinize ait verim seçenekleri sunuluyor.
Örneğin dolu paketi poliçesi için parsel veriminizi poliçeye 420 kg/da yazdırabilyorsunuz ve bir hasar meydana geldiğinde parselinizdeki 420 kg/da veriminiz baz alınarak hasarınız hesaplanıyor.
Köy bazlı kuraklık verim sigortasında ise çok saçma bir durum söz konusu.
Örneğin dolu paketi poliçenizde A nolu parselinizin verimini 420 kg/da verim kabul ederken, kuraklık poliçesinde aynı A nolu parselinizin verimine hayır 330 kg/da verimden yukarısını kabul etmem, çünkü köy ortalama verimini ben 330 kg/da baz aldım diyor.
Bununla da bitmiyor...
330 kg/da verime göre 'senden poliçe bedeli alırım ama sana köy eşik verimini şart koşuyorum oda 231 kg/da’dır' diyor.
Bunun anlamı senden 330 kg verime göre poliçe bedeli alıyor ama senin sadece ürününün 231 kg’lık kısmını teminat altına alıyor.
Ama bununla da bitmiyor.
Kırmızı mercimekte ise 150 kg verime göre sizden poliçe bedeli alıyor ama ürünün 105 kilogramlık kısmını teminat altına alıyor.
Köy eşik verimi, poliçede kuraklığa karşı konulan köydeki ürünlere ait sınır değerlerdir.
Köy ortalama verimi ise sizin parsellerin ortalama verimleri değil köyün ortalama verimleridir. Hasar tespitinde poliçedeki köye ait eşik verim değeri ve köyde gerçekleşecek olan ortalama verim baz alınır, sizin parseller baz alınmıyor.
Buğday için poliçede baz alınan köy eşik verimi 231 kg/da, arpa için 231 kg/da ve kırmızı mercimek 105 kg/da’dır.
Şimdi gelelim işin en can alıcı noktasına...
Örneğin sizin parselinize kuraklıktan dolayı hiç biçerdöver girmedi ve hiç ürün alamadınız. Normalde veriminiz gerçek veriminizin yarısı kadar gösterilmiş olsa bile bir dekar için 231 kg buğdayın bedelini size hasar ödemesi yapması gerekiyor ama öyle olmuyor.
Çünkü sizin parseliniz onu ilgilendirmiyor, onu ilgilendiren kısım köyün ortalama verimidir.
Eğer köye ait ortalama verimi 231 kg olarak tespit etmişler ise siz sıfır ürün biçseniz bile size sıfır hasar ödüyor.
Örneğin siz sıfır ürün kaldırdınız ve gerçekte bir dekarda 420 kg verim kaybına uğradınız, sigorta da köy ortama verimini 220 kg ölçtü, size verilecek hasar ödemesi 11 kilogram buğdayın bedelidir.
Çiftçi olmayanların da anlayabilmesi için farklı bir örnek ile açıklamaya çalışalım.
Örneğin bir sitede oturuyorsunuz ve herkesin kendine ait 420 bin TL değerinde arabası var, kapalı otoparkta duruyor. Siz kendi arabanıza kasko yapacaksınız, en başta arabanızın değerini 420 bin TL değil 330 bin olarak poliçeye yazıyorlar, 330 bin TL’ye göre prim ödüyorsunuz ama diyor ki buna rağmen ben sadece senin arabanın 231 bin TL’lik kısmını teminat altına alıyorum.
Diyelim ki kapalı otoparkta çökme meydana geldi size ait araç pert oldu sizin araca değil komşularınızın araçlarına bakıp hasar tespiti yapıyor, komşularınızın araçlarının sağlam kalan kısımlarının değerinin ortalaması 231 bin TL ise size sıfır hasar ödüyor.
Bütün bu gerçekler ortadayken yaklaşık bir aydır kuraklık pençesinde olan çiftçi için Bakanlık daha ancak iki gün önce bir açıklama yapabildi.
Çiftçi Tarım Bakanlığı'ndan; kuraklık için doğal afet ilanı ve nakdi afet yardımı açıklaması beklerken, Bakanlık sadece 'kuraklık sigortası yapan çiftçilerin hasarları ödenecektir' açıklaması yaptı.
Bu açıklamanın çiftçi için atılabilecek bir adımla alakasının ne olduğunu anlamış değilim.
Çiftçi bedelini ödemiş, bu sigortayı yapmış ne yani sigorta şirketi her ne kadar şartlar yukarda açıkladığım gibi de olsa bu hasarı ödemeyecek miydi?
Kuraklık için çiftçinin devletinden beklediği açıklama bu olmamalıydı.
Köy bazlı kuraklık verim sigortasını kaleme almamın amacı 'çiftçimiz sigorta yaptırmasın' diye değil tam tersine 'herkesin sigorta yapma sırasına girmesini sağlamak için' yetkililerin bu durumu görüp sigorta mevzuatını gerçekten çiftçiyi tam anlamıyla koruyacak bir zırh haline getirmeleri gerektiğini anlatmak için bu yazıyı kaleme aldım.
Çiftçinin gönül rahatlığıyla gidip ürününü sigortalayıp evet artık güvencem var diyebilmesi için yapılması gerekenleri de bir sonraki yazımda kaleme alacağım.
Yerli ve milli tarım şuurunun yerleşmesi dileği ile hoşçakalın.