Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Nurettin Gülşen'in Çiftlik Hayvanları Derneğinin 'Ülkemiz Hayvancılığında Başlıca Sorunlar ve Öneriler raporunda', 'Türkiye hayvancılığında beslenme, hastalıklar ve idari sorunlar açısından yapılabilecek düzenlemeler' başlıklı bir makalesi yayınlandı.

Türkiye hayvancılığının en başta gelen temel sorunları arasında besleme ve beslemeye bağlı gelişen hastalıklardır. İdari ve yapısal sorunların yanı sıra ileriye yönelik planlama yetersizliği de hayvancılığın gelişmesi ve sürdürülebilir olmasını kısıtlamaktadır.

Bugünlerde ise en büyük problem yem girdileri, süt fiyatının düşüklüğü ve buna bağlı olarak dişi damızlık hayvan kesimidir.

Bu sorunlar ve çözüm önerileri ile ilgili görüşler aşağıda sunulmuştur.  

Hayvan Besleme Açısından Problemler ve Besleme Stratejilerinin Oluşturulması

a-) Türkiye hayvancılığının temel problemi kaba yem sorunudur: Yeterli ve kaliteli kaba yem sağlanmadan sağlıklı besleme yapmak ve bugün hayvancılığın en büyük problemi lan “yemi ucuza sağlamak”  mümkün olmayacaktır. Sektörel olarak süt fiyatının belirlenmesi için yem/süt paritesi gibi bir sistem üzerinde durulmaya çalışılmaktadır.

İşletmelerde de verim ve sağlık problemleriyle ilgili olarak her zaman ve öncelikle fabrika yemleri ve konsantre yem kaynakları akla gelmektedir. Konsantre yemler ilave yem kaynaklarıdır, tüketilen kaba yemler hayvanın ihtiyacını karşılamada yetersiz kaldığında yedirilirler.

Türkiye şartlarında konsantre yem hammaddesi kaynaklarının önemli bir kısmı dışarıya ve dövize bağlıdır. İşletmelerin çoğunlukla dışarıdan sağlanan hammaddelerle yapılan fabrika yemlerini kullanmaları üretim maliyetlerinde ciddi yükselme ve dalgalanmalar oluşturabilmektedir. Bu durum bize bir işletmede kaliteli ve ucuza çeşitli kaba yem kaynakları sağlanmadan o işletmenin sürdürülebilir bir hayvancılık yapmasının mümkün olmadığını göstermektedir.

Problemin çözümüyle ilgili olarak ana başlıklar şunlardır:

- Son yıllarda artış gösterse de toplam ekilebilir alanlar içerisinde yem bitkilerinin oranı %25 civarına getirilmeli, çeşitliliği artırılmalıdır. Yem bitkisi üretmeden hayvansal üretim mümkün değildir.

- Kaba yem üretimi ve mekanizasyonunda ilerleme sağlamakla birlikte muhafaza yöntemlerinin yetersiz kaldığı görülmektedir. İşlenme, küflenme ve bozulma nedeniyle kaba yem materyali kaybı yüksek boyutlardadır. Bozuk kaba yemlerin olumsuz etkileri oldukça fazla olduğu için teşvik ve eğitim kapsamında bu konu dikkate alınmalıdır.

- Kaba yem teşviklerinden faydalanmak için kaba yem kalitesini ortaya koyan “Kuru Madde” ve “NDF Sindirilme Derecesi”, “Nispi Yem Değeri” ve “Nispi Yem Kalitesi” gibi analizler mutlaka yaygınlaştırılmalıdır. Bu analizlerin sahada öğrenilmesi ve yorumlanması Türkiye hayvancılığı açısından çağ atlatacak olumlu sonuçlar doğuracaktır.

b-) Kuraklık ve sıcak stresi için önlemler alınmalıdır: Önümüzdeki dönemlerde kuraklık ve sıcak stresinin hayvancılığın baş problemi olacağı muhakkaktır. Yem bitkileri çeşitliliği, kuraklık, nadas alanları vs. gibi konular Türkiye şartları düşünülerek tekrar planlanmalıdır. Yağışların yetersizliği ülkemiz açısından kuraklık tehdidini iyice belirginleştirmiştir. Endüstriyel hayvancılık modellerinde yonca ve silajlık mısır üretimi zorunludur fakat İç Anadolu gibi yoğun üretim bölgeleri genellikle sulu tarım için uygun değildir. Kuraklığa dayanıklı yemlik bitki kültürü araştırmalarının yapılması teşvik edilmelidir. 

Kurak bölgelerde üretilen ve kalitesiz kaba yem kaynaklarının sindirim düzeylerini artıracak biyoteknolojiyle elde edilen bitkisel hatların üretimi teşvik edilmelidir. Kalitesiz olan veya lif düzeyi yüksek olan kaba yemlerin değerlendirilmesini artıracak enzim üretimi gibi metotlarına öncelik verilmelidir. 

Sıcak stresine dayanıklı ve kalitesiz kaba yem kaynaklarını daha iyi değerlendiren yerli hayvan ırklarının seleksiyonu gibi bazı uygulamalar yapılabilir veya bu konularda uygun olan yabancı ırklarla melezleme çalışmalarına öncelik verilebilir.

c-) Yem, süt ve metabolik profil analizleri teşvik kapsamına alınmalıdır: Hayvana ne yedirdiğinizi bilemezseniz nasıl ve ne miktarda yedireceğinizi de bilemezsiniz. Bu amaçla modern analiz metotlarını uygulayan devlet laboratuvarlarının yanında özel yem ve su analiz laboratuvarlarının kuruluşu teşvik edilmelidir. Değişik derecelerde hipokalsemi, yağlı karaciğer sendromu ve ketozis gibi hastalıkların erken dönemde teşhisini sağlayabilen metabolik profil analizlerinin yaptırılması teşvik edilmelidir.

Sütte kısa sürede oldukça fazla sayıda ve yüksek doğrulukta analiz yapan cihazların yaygınlaştırılarak belirli zaman dilimlerinde süt parametreleri ve somatik hücre sayısı gibi analizlerin zorunluluğu yaptırılması süt kalitesini ve hayvan sağlığını iyileştirecektir. Yaptırılacak bu analizlere göre hayvanların verim ve şartlarına göre hazırlanan rasyonlar besleme uygulamalarının yapılmasını da yaygınlaştıracaktır. Sürü ve bireysel bazlı olarak zorunlu olacak bu analizler sayesinde verim kayıpları ve birçok hastalık erken dönemde önlenebilecek, sürdürülebilir hayvancılık teşvik edilecektir. 

d-) Hayvancılık işletmeleri denetlenerek teşviklerden yararlanmalıdır: Teşvik sistemleri tek bir parametre kullanılarak uygulanabilir fakat teşviklerin bir bütün halinde dikkate alınarak puantaj da yapılmalıdır. Teşvik alan bu işletmeler “Özel ve Yetkili Mobil Analiz İstasyonları” kurularak belirli zaman aralıklarında işletme ziyareti ile denetlenebilir. İşletmeler “Kritik kontrol parametreleri” denetlenerek puantaj yapılabilir.

Bu kriterlerden 4 aylık buzağıya teşvik verilmesi, düve doğum ayının erkene çekilmesi, buzağılama aralığının teşvik sistemine alınması, süt bileşenlerine göre teşvik miktarlarının değişmesi sonuçları itibarıyla oldukça önemli olan kriterlerdir. Bu parametrelere kaba yem kalitesi ve muhafazası, rasyon uygulamaları, hayvan refahı, sıcak stresi, çalışan personelin eğitimi ile ilgili parametreler de konulmalıdır. Bu puantaj sistemine göre iyi işletmeler teşvik edilebilir; kötü olanlar daha iyi olmaya yönlendirilerek sürdürülebilir modern hayvancılığın yapılması sağlanabilir.    

e-) İyi besleme uygulamalarının yaygınlaştırılması sağlanabilir: Ülkemiz şartlarında eğitim almış olmalarına rağmen rasyon yapımı ve uygulamasını yapacak uzman sayısı yeterli değildir. Eğitimli kişiler de pratik yapma açısından kendilerini yeterli görmemektedirler. Bu alanda görevli olan kişilerin rasyon yapımı ve uygulanması ile ilgili eğitimlerinin tekrar düzenlenmesi ve güncellenmesi gerekmektedir.

f-) Hastalıktan ari işletme sayısı artırılmalıdır: Sadece endüstriyel üretim yapan işletmeler değil aynı zamanda aile tipi işletmeler de “hastalıktan ari işletme” özelliklerine kavuşturulmalıdır. Tüberküloz, Brucellosis, IBR, BVD gibi hastalıkların işletmelerde bitirilmesi çok önemlidir. Aile tipi işletmelerde bu hastalıkların yoğun olduğu gözlenmektedir. Özellikle son zamanlarda artan büyükbaş ve küçükbaş hayvan ithalatı ile tüm dünyada gözlenen hastalıklar ülkemizde gözlenir hale gelmiştir. Bunlar için hastalıklar daha fazla yaygınlaşmadan varsa aşılama gibi tedbirler alınmalı ve Ar-Ge çalışmalarına başlanmalıdır.