****Bu haftaki konularımız; enflasyon, ekonomi, asgari ücret, 2024 Yılı Tarım Özeti, Tarım ve Orman Bakanının Değerlendirmesi, tarımda 2025 Yılı Trendleri ve Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu..
Ülkemizde, 2023 yılında tarım ve gıdada yaşadığımız sorunları ne yazık 2024 yılında da yaşadık. Belirttiğim konularda çalışmalar yapılmaz, sorunlara çözümler getirilmezse, 2025 yılında aynı sorunları yaşarız.
****Bu yılın enflasyonu açıklandı. Yine Avrupa’da birinci ve dünyada ilk onun içindeyiz.
Gıda enflasyonu, Aralık'ta aylık bazda %1,29 artarken, yıllık bazda %43,58 yükseldi. Avrupa’da yine birinciyiz.
****Ülkemizde, ekonomistler 2025 yılı için aynı konular üzerinde birleşiyorlar.
Hayat pahalılığı daha da artacak. Alım gücü düşecek…
Enflasyon düşecek ancak yine çift haneli rakamlarda kalacak. Eğer yapısal reformlar yapılmaz ve ekonomiye bütüncül bakılmazsa 2026 yılında da tek rakamlı enflasyon beklemiyorlar.
Enflasyonda yine Avrupa’da birinci ve dünyada ilk on arasında olacağız.
İşsizlikte artış bekleniyor.
Siyaset işin içine girerse ve siyasi rant ön plana çıkartılırsa, zor günlerin tekrar gelebilir endişesi var.
Ekonomide yanlış alınan kararların faturası çok ağır.. Bu nedenle acı reçetenin adil dağıtılması isteniyor.
İşçileri, memurları, emeklileri ve çiftçileri zor bir yıl beklediği ve seçim kararından önce nefes aldıracak zam beklenmiyorlar.
****Asgari ücretin %30 artması, ürün bazında işçilik maliyetlerini % kaç artırır? Çiftçimiz ne yapacaktır? Acaba bu konuda çiftçimizin sivil toplum kuruluşları ve Tarım ve Orman Bakanlığı ne yapabilir?
**Ayrıca ekonomide görülen sorunlar, enflasyon, pahalılık devam ediyor. Üstelik verilen zamları gördük. Bizi çok zor, acı, soğuk bir 2025 yılı bekliyor.
*Planlı üretim dendi. 2024 yılına kadar plansız üretim karşı karşıya kaldığımızı gördük. Bu planlı üretim 2025 yılı sonunda, ekonomimize ne kadar katma değer sağlayacak? Çiftçimiz uygulamadan daha fazla kazanacak mı? Doğru ve güvenilir verilerle doğru ve güvenilir analizler yapmak gereklidir. Doğru ve güvenilir veri var mı?
*Girdilerde, yüksek maliyeti yine gördük. Önlem alınamıyor.
*Tarım sektöründe kimse önünü göremiyor. Aslında göremez hale geldi.
*Üreticimiz, kavunu, biberi toplamadı. Patates sökülmedi. Biber, domatesini yola döktü. Dip zeytin, işçi ücretlerinin yüksek olması nedeniyle toplanmadı. Tarlada kalan ve dökülen ürünleri gördük.
*Sözleşmeli üretim dendi. O da olmadı.
*Arz fazlaydı. Fiyatlar çok düşüktü. Ancak marketlerde fiyatlar çok yüksekti. Bir türlü fiyatlar düşmedi.
*Üretim planı olsaydı. Sözleşmeli üretim işleseydi, bunlar yaşanmazdı.
**Hayvancılıkta sorunlar devam etti. Hayvan ve et fiyatları arttı. Fiyat artışlarının nedenini çözmek yerine tek yol ithalat dendi.
**İthalat lobisinin, ithalata karşı çıkan tarım bakanlarını ve bürokratlarını görevden aldırdığını söyleniyor. Bu ithalat lobisi kimler? Bu kuvveti nereden alıyorlar?
**Süt piyasası sorunlar çözülemedi. İstikrarsızlık vardı.
Her zaman olduğu gibi küçük üreticiler yine çaresizdi. Üstelik yine baskı altındaydılar.
Arz ve talep dengesi bozuldu. Sanki ithalatla iç piyasa terbiye edilmeye çalışılıyordu. Tarıma bütüncül bakılmamakla neden ısrar ediliyor?
Bütün bunları gören üretici ahırı boş bıraktı. Bazıları ancak yarısını doldurdu.
Besi süresi bittiğinde dolar kaç lira olacak? İthal hayvan gelecek mi? Hayvanını kaça satabilecek? Yem kaç lira olacak? Hayvanı kaça alacak?
****TÜSEDAD (Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği) açıklama yapıyor. Dikkate alan da yok.
TÜSEDAD, Ocak 2024’de 1 litre çiğ sütün çiftlik satış fiyatı 17 lira 76 kuruş olması gerektiği açıklıyor.
Çiğ süt fiyatına yüzde 17,4 zam yapılıyor. Ulusal Süt Konseyinin tavsiye fiyatı 13,5 lira açıklanıyor.
Aralık 2024’ de 1 litre soğutulmuş maliyeti 19,25 lira, soğutma bedeli ise 1,50 lira iken USK’nın 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren tavsiye fiyatı ise 17,15 lira olacak.
Asgari ücrete verilen %30 zam, sütün litresine yaklaşık 1 lira maliyet getireceği hesaplamışlar. Yeni yılın ilk günü tavsiye fiyat 17,15 lira oluyor…
Özellikle küçük üreticiler çok zor durumda kalacak. Küçük ölçekli işletmeleri daha fazla desteklemek gereklidir. Tarımı gelişmiş ülkeler bunu yapıyor.
**Taklit ve tağşiş listesi 32 ay sonra açıklandı. Bunun nedeni ne olabilir? Neler yemişiz neler! Bunun sorumluları kimler? Halk sağlığını dikkate almayanlar kim?
**Bugüne kadar bu pestisit sorunu neden çözülemedi?
Tarım sayımı en son 2001 yılında yapılmıştı. 2026 yılının sonuna sonra belli olacağı belirtiliyor. Bu yılda 2001 yılının verileri ile analizler yapılacak…
****Tüm bu sorunların çözülmesi için ilk yapılacak işleri her zaman sık sık hatırlatacağım. Bu sorunlar çözülmezse işimiz çok zor.
Geleneksel yönetim şeklinden çağdaş bir yönetime geçilmeli,
Adama göre mi koltuk, koltuğa göre mi adam sorunu çözülmeli,
Zihniyetin değişmeli,
Liyakat sorunun çözülmeli,
Bilime ve kaliteli eğitime önem verilmeli,
Bilim ışığında yapısal reformların yapılmalıdır.
Sonra diğer çözümlere geçilmelidir.
**Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya bir hatırlatma yapayım. Bakanlığın yapısal reformları için bir fırsat var.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde ilk revizyon bürokrasi yapısında gerçekleştirilmesi hedeflendiğinin haberleri var. Tekrar müsteşarlıkların geri getirilmesi düşünülüyormuş.
Bakanlıkta konu bazında bir yapılanma gerçekleşebilir. Merkez teşkilatında tekrar şube müdürlükleri kurulabilir. Böylece olması gerekenin dışında kurulan çalışma grupları kaldırılır. Bunu anlamak istemeyenlere daha açık yazayım. Devlet Memurları Kanununda, Genel İdari Hizmetler Kadrosunda çalışma grup sorumlusu diye bir kadro ve unvan yok. Bunlar şube müdürü gibi çalıştırılamaz. Çalışma birim sorumlusu diye paraf atamazlar ve attırılamaz.
****Bakan Yumaklı, 2024 Değerlendirmesini ve 2025 Hedeflerini açıkladı.
*ESK marifetiyle piyasayı regüle edeceğiz, dedi.
*Ette fahiş fiyat artışlarının önüne geçmek için adımlar attıklarını belirterek et fiyatlarında değişim sağlama çalışması devam edeceğini belirtmiş.
*Kendi anaç hayvan stokumuzu oluşturduğumuzdan bahsetmiş.
*Yurt dışından gelecek "angus" cinsi sığırlara ilişkin de yaklaşık yüzde 5 civarında ihtiyaç olduğunu söz konusu ihtiyacın ESK marifetiyle giderileceği söylemiş.
*Gelen canlı hayvan sadece ete dönüştürülmesi için değil, aynı zamanda bizdeki besilik anaç hayvan sayısının artırılmasıyla da ilgili olacağını belirtmiş.
*Bunun dışında da yine besilik hayvan stokumuz olacak, demiş.
*Türkiye'nin özellikle hayvansal üretimle ilgili çok önemli bir avantajı olduğunu ve ülkenin topraklarının hayvansal üretime uygun olduğuna dikkati çekerek, "Pazarlama ve satış problemimiz yok. Etrafımızdaki ülkelere çok kolaylıkla ihraç edebiliriz. Dolayısıyla içerideki üretimi artırmamız gerekir. Şu anda bütün gücümüzle buna çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulunmuş.
**Suriye'nin tekrar kendini toparlaması adına çok önemli bir başlık olan tarımsal üretim konusunda, hem bitkisel üretim hem hayvansal üretimde ihtiyaçları tespit ederek mutlaka onların yanında olacağız, dedi. BİZİM ÜRETİCİMİZİN SORUNLARI BİTTİMİ?
*Besicilerin hayvanı yurtiçinden alması sağlanacak,
*Üçüncü yılın sonunda bu ülkede ithalatı konuşmuyor olacağız,
*17 ile Kalıntı Eylem Planı çıkarıyoruz, dedi.
*Kalıntı oranını yüzde 35 azalttık. Bu oranı aşağı çekmek için her şeyi yapacağız. AB'deki herhangi bir vatandaş neyi yemiyorsa bizim vatandaşımızın da onu yememesini sağlamaya çalışıyoruz, dedi.
*Hal Yasası'na ilişkin düzenlemenin Ticaret Bakanlığı uhdesinde olduğunu ve birlikte çalıştıklarını, gelecek yıl içinde mutlaka bu değişiklikleri gündeme getireceklerini söyledi.
***Destekleme bütçesi yetersiz.. Ayrıca çiftçinin ne kadar destek alacağını kısa sürede öğrenmesi çok güzel ama ne zaman desteğin ödeneceğinin de bilmesi gerekiyor. Üstelik destekleme miktarı Ocak 2025 geçerlidir. Desteği yılsonunda aldığında, enflasyon farkı alması gerekmez mi?
**Bakan Yumaklı, Bakanlığının hedeflerini böyle açıklamış. Ülkemiz tarımında 2025 yılı trendleri ne olacak?
****Tarımı gelişmiş ülkelerin, tarımda 2025 Yılı Trendleri (Eğilimler ve Yönelişler) nelerdir?
Veriye dayalı yenileyici tarımın yükselişi,
Daha azıyla daha fazlasını yapmak,
Yapay zeka ve veri odaklı tarım,
Veri odaklı çözümler, kararlar almak,
Gelişmiş yapay zekâ, Üretken yapay zekâ,
Yapay Zeka ve Makine Öğrenmesiyle kaynak kısıtlamalarını karşılamak,
Dijital İkiz teknolojisi,
Sürdürülebilir yenilikler,
Acil zorlukları ele almak için uygulanabilen ve ölçeklendirilebilen eyleme geçirilebilir çözümler,
Kaynak kıtlığıyla mücadele,
İklim değişikliği etkilerini hafifletme,
Dayanıklı gıda sistemlerini destekleme,
Akıllı Su Yönetim Sistemleri,
Tarımsal Ormancılık: Ağaçları Mahsullerle Birleştirmek,
Kontrollü Çevre Tarımı (CEA),
Dikey Tarım,
Biyoteknolojik Atılımlar, Dayanıklı Bitkilerin Yükselişi,
Hassas Tarımın Gücü,
Karbon Çiftçiliği Teşvikleri,
Şeffaf Tedarik Zincirleri için Blockchain,
Tarımsal Ormancılık, Ağaçları mahsullerle birleştirmek.
**Bu gelişmelerden 2025 yılında tam olarak yararlanabilmek için tarımsal paydaşların şunları yapması gerektiği söyleniyor.
- Veri entegrasyonu ve birlikte çalışabilirliği önceliklendirin,
- Kullanıcı dostu çözümler geliştirmeye odaklanın,
- Yeni teknolojilere yönelik eğitim ve desteği vurgulayın,
- Teknoloji sağlayıcıları, araştırma kurumları ve tarımsal paydaşlar arasındaki iş birliğini teşvik edin,
- Çözümleri bölgesel ihtiyaçlara ve çiftlik boyutlarına göre uyarlayın…
**Bu eğilimleri benimseyip pratik uygulamaya odaklanarak tarım, gıda üretimi için daha dayanıklı, üretken ve sürdürülebilir bir gelecek inşa edebileceği üzerinde duruyorlar.
**Biyolojik çeşitliliğe ve doğaya olumlu uygulamalara olan bağlılık, teknoloji odaklı gelişmelerle birlikte, gerçekten sürdürülebilir bir tarımsal geleceği şekillendirmede kilit rol oynayacaktır.
****Sonuç olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Tarımda gelişmiş ülkelerin hedefleri bizden çok farklıdır. Bizim çözemediğimiz ve çözmeye uğraştığımız birçok konuyu çözmüşler.
****Ülkemizde tarımın gelişmesi için bir şeyler yapılıyor. Onları da yapan, yönetim kademelerinde olmayan, o kademelere getirilmeyen ÜLKE SEVDALILARIDIR.
****Ülkemizin tarımda gelişmiş ülkelerin liginde olması için çok düşük olan hızımızın artırılması gerekir. Kimse biz yetişelim diye beklemiyor.
**Ayrıca gelişmiş ülkelerde, tarımda yapısal değişim devam ediyor. Tarım için istikrarlı koşullar yaratacak bir politika değişikliğine gidiyorlar.
****Yazımı sorularla bitireyim. Bugüne kadar tarım ve gıda konusunda sesi çıkmayan, birçok görevi, yetkileri olan Cumhurbaşkanlığı, Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulunun bu konulardaki görüşleri nelerdir? Bu kurulun, bu konularda 2024 yılında yaptıkları, 2025 yılında neler yapacaklarını açıklamaları gerekmez mi? Çiftçimizin, üreticilerimizin ve tüketicilerimizin çığlıklarını duymuyor olabilirler mi? Acaba aldıkları maaş ne kadar? Bu kurulda ziraat mühendisi de ne yazık ki bulunmamaktadır.
****Tarımda sorun çözülmek isteniyorsa, konusunda uzman her paydaş elini taşın altına sokmalı, beraber konuşmayı ve birlikte karar almayı öğrenmeliyiz. Ben yaptım. Benim yaptığım doğrudur. Benden başkası bilmez. Benim tarım politikam, benim projem gibi BEN ODAKLI çalışmanın tarımımızı nerelere getirdiğini görüyoruz. Bakan özellikle tarımı bakanı seçimi bu kadar kolay olmamalıdır. Kimler bakan ve üst düzey bürokrat olarak atandı değil mi?